bugün

kocaeli üniversitesinde uluslararası ilişkiler teorileri adlı kitabını okudugumuz hoca.

kitap şu an sekizinci baskısını yapmış türkiye'nin bütün Uluslararası ilişkiler bölümlerinde temel referans kaynak olarak kullanılan bir kitaptır.

http://www.dr.com.tr/Kita...iler/urunno=0000000281078
okuldan çıkış almaya gidildiğinde koridorda karşılaşılan ; "mezun mu oldunuz? " sorusuna "size rağmen evet" cevabı yerine, saygı da kusur olmasın diye sadece "evet" denilen hocadır.
ilk dersinde sınıfa gelip
-Hepiniz diplomat olmak istiyorsunuz ama hiçbiriniz olamıyacaksınız ihi ,ben olamadım sizmi olacaksınız,diyerek yolumu aydınlatan,ingilizceyi inat,esef ve şiddetle karalamaya çalışan,bunu yaparkende teoriler kitabının ingilizce baskısını çıkarmaya çalışan ,ilim irfan yuvasının güleryüzlü hocası.
Tayyar Arı'nın en önemli özelliği derslerini en az iki kere almadan geçememektir. Yaz okulunda, tek ders sınavlarında nedense oldukça kalabalık olur mevcut. Fakat bu sene insafa gelip ortadoğu dersini 3 veya daha fazla almış olanların sınav kağıdına bunu not düşmelerini isteyerek bizleri şaşırtmış çoğumuzuda geçirmiştir. Sanırım bizim ondan bıktığımız kadar o da bizden bıkmıştır. Bir de her girdiği derste cep telefonu çalar, hiç sessize aldığını görmedim şuana kadar. Üstelik sınıftan çıkıp telefonu yanıtlar. Bol bol güler, arada olay tv de programa çıkar. Sevimli görünüp çok can yakmaktadır.
2. sınıf uluslarası ilişkiler teorileri dersi vizesinde not ortalaması çok yüksek olunca "nasıl böyle yüksek aldı lan bunlar?" deyip sınav sistemini değiştirmiş hocadır.

evet artık 7 şıklı, 7 şıkkın hiç birini eleyemediğiniz sorular sormayacak. önermeler verecek ve sizden sadece doğru ya da yanlış seçeneklerinden birini seçmenizi isteyecek. "ee o zaman notlar daha yüksek olur ne gereği var sistemi değiştirmenin?" düşüncelerinin kafanızı meşgul ettiğini hissediyorum. hemen sevinmeyin 3 yanlış bir doğruyu götürecek.*verilen önerme sayısı da yüksek olacak bir 30 önerme bekliyorum ben.

ayrıca ders anlatışı, üslubu sevilmese de sınıfa girerken ki surat ifadesi yeten hocadır. bir konferansında a.b.d'ye düz giderken önündeki su bardağını yere düşürmüş, sonrasında suçu a.b.d'ye atıp "hep bu a.b.d yüzünden oluyo bunlar.eheheh" demiştir.
Öğrenci gözünden başarıları :

-uluslararası ilişkiler teorileri kitabının benzersizliği.
-türkiye de ilk amerikan lobiciliğini yerinde ve doğru tespitleri ile araştıran ve kitaplaştıran ilk akedemisyen.
-Mükemmel bir akedemisyen
-iyi bir çevirmen

Öğrenci gözünden kötü olan yanları :

-fazlasıyla gülmesi özellikle kötü meselelerde de
örn: "sınavddan sıfır almışsın yavrum nasıl başardın hihi"
-herkes tarafından sevilen asistanına * öğrencilerinin önünde saygısız davranması.
-çok zor sınav yapması * * *

Not: silen arkadaş birde hakaret nerde? yasal yönden neresi bizi zorda bırakıyor bir söylerse mutlu olurum.
sadece zevk için okunmuş * * * *, 700 küsur sayfalık ortadoğu kitabının yazarı, akademisyen *.
öyle ya da böyle ama uludağ üniversitesinde yer alan bazı hocalara bakınca hitabet gücü ve ders anlatma kabiliyeti yeterli düzeyde olmasa da bilgi bakımından onları aşmış öğretim görevlisidir. Özellikle uzmanlık alanı olan Ortadoğu üzerindeki Amerikan emelleri hususunda engin ve objektifliği su götürmez görüşleri de vardır. Evet, geçen entrymdeki sözlerin sonuna kadar arkasındayım fakat bu adam ne denirse densin belli bir akademik kariyeri olan ve uludağ üniversitesi'ndeki bir çok uluslararası ilişkiler bölümünde ders veren hocadan bilgisi yönünden çok daha iyidir. Bu yılın birinci döneminde güç bela da olsa kendisinin okuttuğu ''Uluslararası ilişkiler Teorileri l'' dersinden CC ile geçmişimdir. ayrıca kendisinin yokluğunda asistanı olan veysel ayhan hocam, bir asistandan beklenmeyecek derecede güzel ve derin bir şekilde dersi anlatır.
bir sınav sorusunda aşağıdakilerden hangisi kesin doğrudur diye bir soru sormuşluğu vardır. cevap şıklarında doğru ve kesin doğru olan önermelerin ayırımın öğrenciye bırakmıştır. asla cevap anahtarını açıklamaz ve sınav sonuçları tahmin edilemez.
"bir hoca nasıl olmamalıdır"ın cevabı.

derse yarım saat geç girer, 200 öğrenci bekler, kendisi tek bir açıklama yapmadan derse başlar. ders anlatmada pek başarılı değildir. derslerinden geçmek istiyorsanız kitaplarını almak şarttır; zira umut'taki notlar pek bir dandiktir. en son aldığım, daha doğrusu tek hoca olduğundan dolayı almak zorunda kaldığım dersinde, kitabını almadığım için kaldım. açıklayayım: bu hocamızın x dersi var diyelim. x dersiyle ilgili kitabını aldım. ama ne olduysa, vizeye son 1 ders kala, dersle alakasız bir konu eklendi sınava. eklenen konunun da ayrı bir kitabı vardı hocamıza ait. bu konuyla ilgili not umut'ta olmadığı ve derslerde hocanın dediği hiçbir şeyi anlayamadığım için, o konuya çalışamadım ve bu konu, sınavın neredeyse yarısını içerdiği için kaldım. şimdi "suçu başkasına atma" demeyin. ticari kaygılarla yapılan sınavların bir parçası olmayı kim ister? hem nerede sizin "fırsat eşitliği"niz?!

asistanı ferhat pirinççi'yle aralarındaki ilişkiyi bi görseniz, sanırsınız biri büyük bir şirketin ceo'su, diğeri onun yardımcısı. havanız kime? o kadar tanınmış bir profesörsünüz, sözünüz geçiyor, kitaplarınız var ama uludağ'dasınız? n'olduk?

edit: duyduğuma göre burada yazılan bir entry'ye çok alınıp ortadoğu dersinde vermiş veriştirmiş. kendi üstüme alınıyorum.
sanırım ülkemizdeki üniversite hocalarının en büyük problemi "ego". hiçbiri eleştirilmeyi kabul etmez. ola ki eleştirdiniz, söyleyecekleri ilk şey "kimsin sen, seni bulacam ooolum" olur. hatalı yönlerini düzeltmeye çalışmazlar. kendi bildikleri yol en doğrusudur.
hocamız da, komik bir blöf'le, 4-5 done bulduğunu, bana ulaşmasının az meselesi olduğunu söylüyor. ancak bunun hiçbir şeyi çözmeyeceğinin de farkında olması gerekir.
bir de kendisiyle çelişmiş. "o kadar kaliteliysen uludağ'da ne arıyorsun, istanbul'da okusaydın" deyip, ardından "bana birçok üniversiteden teklif geldi, ben uludağ'ı seviyorum" gibi bir cümle sarfedebilmiş.

son olarak, çok sevdiğim bir cümle ile veda ediyorum;
"If Almost The Entire Class Fails The Test, You Don't Know How To Teach"

saygılar.
eğer dersine giriyorsanız,her an overdose olma ihtimaliniz vardır,bu hoca sizi bir "tamam mı" manyağı yapabilir.bir keresinde, dersi dinlemeyi falan bırakıp hocaya kilitlenilmiş ve bir derste 128 kere "tamam mı" dediği tarafımca sayılmıştır.(aşağı yukarı bir saat süren bir uluslararası ilişkiler dersiydi)

bir kaç derste ise ders anlatmayıp, öğrencilerini staj ve okuldan sonraki meslek seçimleri konusunda bilgilendirdiği, bu konuda konuşarak onlara yardım etmeye çalıştığı, yine tarafımca tecrübe edilmiştir.

gördüğüm kadarıyla iyi niyetli bir hocadır ama sınavları zordur, güleryüzlü bir insandır, çok komik güler.iyi hocadır vesselam...
çok iyi bir çevirmen, kötü bir konuşmacı..Sınav hazırlama konusunda iyi bir hoca olabilir aslında, belki de alanını değiştirmeli, eğitim fakültelerine girip, öğrenci nasıl yamuk sorular sorularak dağıtılır konusunda seçmeli ders vermeli.
verdiği dersler için çok teşekkür ederiz.

üniversitedeki genç arkadaşlarıma nacizane tavsiyem, kendinize güvenin, kimse gelecekte şöyle olacaksın diye bir fal bakmasın size. yalnızca çalışıp hayata karışın, dünya üniversitedeki 4 duvardan çok daha farklı ve fırsatlarla dolu.

o duvarların içinde ömür geçiren biri asla size duvarın ardında gerçekten ne olduğunu söyleyemez.
orta doğu kitabı; orta doğu ülkelerinin sosyal,kültürel,siyasal yapıları burdaki grupların kendi içlerindeki ilişkilerini ve devletler arasındaki ilişkileri kavrama açısından çok önemlidir. ayrıca dili de gayet anlaşılır bir kitaptır. valla bu hocanın yüksek lisans öğrencisi olmak isterdim :/
ez yu noğv derken gülmekten yarılmanıza sebep olan profesör kişisi.