taxi driver

entry144 galeri93
    76.
  1. Bu film ya inanılmaz derece de çok sevilir. ya da hiç sevilmez. ben bu filmi "benim filmim" dediğim filmlerin içinde görüyorum. travis in toplumun pisliğiyle bir türlü iletişime geçememesi dışlanmışlığın verdiği yalnızlıkla kendine misyon edinme duygusu filmi üst üste 3 kere izlememe sebep oldu. çünkü biliyordum adam bizi oynuyordu. dışlanmışları kenara itilmişleri. çevremiz de hep vardır bu tip olaylar. bir grup insan vardır beraber takılırlar. kendileri gibi olmayanları aşşağılarlar ve dışlarlar. işte taxi driver bu piç kurularına edilmiş küfürlerdendir. travis in ayna da kendiyle konuşma sahnesi ne berbat bir durumda olduğunun/olduğumuzun göstergesidir. sinemanın en büyük karakterlerinden biridir travis ve film de zaten kültler arasındadır. muhteşem bir başyapıt şeklinde boktan cümleler kurmanın bir anlamı yok beğenmeniz için travis olmanız gerekir.
    2 ...
  2. 77.
  3. bazı filmler vardır, kendine has bir orijinalliği, kristalize olmuş bir özgünlüğü vardır. hiçbir şekilde taklit edilemez, yani edilse bile orijanlinin yerini tutamaz demiyorum, cidden edilmeyecek kadar özgün. işte taxi driver böyle bir film.

    küçük bir insanın koca bir toplum içindeki yalnızlığını, görsel şiddeti abartmadan anlattığı başka bir film daha yoktur. yani o ruhu
    70ler, NewYork, kalabalık caddeler, yalnız bir adam, bugün çekilse aynı atmosferi yansıtamaz.

    esinlenilen filmler vardır, udak çapta esinlenmeler Mona Lisa mesela. ama farkli bir tandansta.
    0 ...
  4. 78.
  5. 79.
  6. bu filmi sevenler çok sever, sevmeyenler de film bittiğinde ''eaa bu muymuş o kadar abarttıkları'' şeklinde bir tepki verebilir. öyle bir filmdir. yaklaşık 3 ayda bir aklıma düşer açıp izlerim, neden olduğunu da bilemiyorum, fazlasıyla benimsediğim havası var sanırım.

    filmdeki gözlemler çok başarılı. o taksinin arka koltuğu sanki hayattan kesitlerin canlandırıldığı küçük bir sahne gibi. travis'in hayata bakışı, hissettiklerini duru bir şekilde izleyiciye aktarabilmesi, canınızı sıkmayan ama fazlasıyla derinden hissettiğiniz yalnızlık teması, travis'in doğallığı ve karakteri, geçen sağlam ve unutulmaz diyaloglar, görsel açıdan ama abartılı olmayan doğal ve güzel görüntüler bu filmi orijinal yapan şeylerdir fikrimce.
    2 ...
  7. 72.
  8. taxi drever zamanın toplumsal yapısını eleştiren aynı zamanda insan psikolojisini iyi tahlil etmiştir film.
    0 ...
  9. 73.
  10. filmin -yanılmıyorsam- travis'in günlük sahnesinde; odasına astığı komünist kuzey vietnam bayrağı gözükmektedir.
    0 ...
  11. 74.
  12. ölmeden önce izlenmesi gereken filmlerden biridir. robert de niro'nun neden yaşayan en büyük oyunculardan biri olduğunun bir göstergesidir bu film. gece izlenirse ayrı bir tat bırakacaktır kanımca.

    "Gece olunca bütün hayvanlar dışarıdadır. Hırsızlar, uğursuzlar, travestiler, hapçılar, keşler, hasta ruhlu satılmışlar... Hepsi... Bana gelince, yalnızlık beni tüm hayatım boyunca izledi. Barlarda, arabalarda, kaldırımlarda, dükkanlarda, her yerde. Kaçış yok. Ben Tanrı'nın yalnız adamıyım."

    travis, seni özlüyoruz.
    2 ...
  13. 75.
  14. efsane filmdir. robert de niro filme hazırlık için iki ay taksicilik yapmıştır.
    0 ...
  15. 76.
  16. "şimdi çok iyi anlıyorum. bütün hayatım tek bir yönde ilerledi.
    bunu şimdi anlıyorum,benim hiç seçeneğim olmadı."
    0 ...
  17. 77.
  18. muğlada bir taksici abimizin arabasının arka camında kocaman afişi olan ve kendisinin de travis tarzı giyinip yaşaması. korkmamak elden değil bir gün cinnet geçirecek diye korkuyorum.
    0 ...
  19. 78.
  20. Öncelikle şunu iyi bilmek gerekir. Filmin %90'ını oluşturan bir karakterle kendinizi bağdaştıramazsanız, o filmi zor beğenirsiniz. Benim için öyle bir film işte bu. Durum ve atmosfer filmlerini severim. Fakat bu filmi sevemedim. Nedenlerine birazdan geleceğim. Ancak öncelikle Robert De Niro'nun harika oyunculuğundan bahsetmek istiyorum. ''Are you talkin to me?'' repliğini bize kazandırdığı ve filmi alıp götürdüğü için. Çok büyük oyuncu gerçekten. Tabii ki Jodie'nin gençliğini görmek ayrı bir heyecandı benim için. Görselliğine diyecek yoktu.

    --spoiler--

    Şimdi gelelim meyvenin vitaminine.. Film fazla gerçekçi. inanın bu büyük bir avantaj.. Senaryosuyla donatılmış gerçekçi filmler beni fena halde etkiler. Fakat gerçekçilikten kasıt 'ahlaklı' kalıbına oturtulan bir karakterin (karakter gerçekten de böyledir) filmin ikinci yarısında durduk yere sapıtması amaçsızdır. Durduk yere diyorum çünkü yapılan şey 12 yaşında ki bir kızın hayatı içindi. Geriye ne kaldı be ustam? Sen NY sokaklarını çivicisinden tut sapığına kadar temizlemekten bahsediyordun. Ancak hayatının yükünü küçük bir kız için hayatını feda eden taksiciye yükledin. Gerçekçilik olayı burada anlamını yitiriyor zaten. Bunu eğer ki Betsy karakteri için yapsaydı doğrudur derdim. Ona olan nefreti daha da artırıp hayatını bu yolda tehlikeye atmak olabilirdi.. Bu bana göre daha gerçekçi olurdu. Zaten kendini yalnız hisseden biridir. Kaybedecek neyi var ki?

    ikinci bir yargım Travis karakterinin şizofren olma ihtimali üzerineydi. Son sahnede ki boynunda hiç bir iz olmaması vs. buna işaret ediyor diye düşündüm. Film içinde birkaç sahnede var böyle. Her şeyi kafasında kuran bir adam. Tıpkı bir paranoid şizofreni örneği gibi. Toplumda ki pislikler en büyük düşmanıdır. Bunların temizlenmesi gerektiğini ileri sürer. Umut aşıladığı kızdan da tekmeyi yiyince her şeyini Iris karakteri üzerine yükler. 12 yaşında bir kız fuhuş batağına bulaşmıştır ve acilen oradan kurtarılması gerekir. Bunu anlarım. Zaten bu da benim kafamda kurduğum bir şey. Şu an ben de şizofrenim.

    Bu karakterin iyi yanları yok mu? Filmin avantajları burada geliyor sırasıyla. Bu filmi izlerken taksi koltuğuna da oturursunuz, yolcu koltuğuna da. Ne hissettiğinize bağlı. Travis gibi basit bir insanın hayatına anlamlar yüklemesi ve buradan arınma, yükselme çabası da sizi içine çeker. NY sokaklarında gezersiniz.. Zaten en beğendiğim şey de budur. O karakterle birlikte siz de bir yerlere gider, o havayı tenefüs edersiniz. Bu filmin varı yoğu Travis karakteridir aslanım. Her şeyi onun üzerine yükleyebilirsin, emin ol gocunmaz. Filmi sonuna kadar da eleştiririm. Ama buna sebep getiririm. Ahmak şeylerle kendimi avutmam. He gelmişken şunu da söyleyeyim. Kız arkadaşını 'porno gibi gözüken bir belgesele' götürdüğünde Travis'in amacı kesinlikle o kızı etkileme çabası değildir. Sen veya ben götürebiliriz belki mesaj olarak.. Ama Travis o, yapmaz işte. Kız arkadaşı da yanlış anlayıp ''resmen beni düzmek istediğini söyledin, o yüzden getirdin.'' der.. Fakat Travis onu normal bir film gözüyle görüyordu. Burada Travis karakteri olamadım. Çünkü olsaydım Betsy haklı olurdu. Kısacası ''bağa mı didin?''

    --spoiler--
    0 ...
  21. 79.
  22. 80.
  23. 81.
  24. Filmi daha yeni izledim. Kesinlikle 1 kere izlencek türde bir film değil. Filmde ilginç noktalardan birisi Jodie Foster la adını bilmiyorum Sinemaya götürdüğü kız birbirine çok benziyor ve robert de nironun dikiz aynasını düzelttigi son sahnede zaman bir an hızlanıyor ve sanki bunlar rüyaymış gibi dikiz aynasında şehir görüntüsü gözüküyor. 10/8.5
    0 ...
  25. 82.
  26. psikoloji türünün en iyilerindendir, bu türü sevenler bir an önce düşünmesin izlesinler.
    1 ...
  27. 83.
  28. Robert De Niro'nun messiyken meirelese dönüşmesinin hikayesi.
    5 ...
  29. 84.
  30. sanırım herkes herşeyi söylediği için bişey yazmama gerek yok. ama benim en favori bir kaç filmimden biridir. efsanedir.
    0 ...
  31. 85.
  32. toplumdaki pislikleri görmekten insanların arasına karışamamış bir adamın kendi vicdanını rahatlattığı filmdir.

    12 yaşındaki bir fahişeyi pisliğin içinden çekerek yapar bunu, filmin sonundaki mutluluk görülmeye değerdir travis'de ki.
    0 ...
  33. 79.
  34. benim en sevdiğim filmler arasındadır. özel bir yeri var bu filmin, travis bickle karakterinin bende. ara sıra aklıma gelir, yeniden izler, feyzimi alır, yoluma bakarım.
    2 ...
  35. 80.
  36. benim en sevdiğim filmdir. kendimi görürüm çünkü travis'te.

    yalnızlık temasının en güzel işlendiği filmdir ayrıca. tamı tamına 9 kez izlemişimdir.
    2 ...
  37. 81.
  38. bana hep ülkemizi çağrıştırır. hasta ruhlu, aptal sığ, cahil birini kahraman olarak gören bir anlayışa sahip bir toplum mevcuttur bu güzide filmde tıpkı bizde olduğu gibi.
    (bkz: mehmet ali ağca)
    (bkz: polat alemdar)
    1 ...
  39. 82.
  40. Saclarimi bir donem mohikan kestirmis olma sebebim.

    Filmi ozetleyen cumle sudur:

    Someday a real rain will come and wash all this scum off the streets.
    2 ...
  41. 83.
  42. "i think should just take this city and just... just flush it down the fucking' toilet."
    3 ...
  43. 84.
  44. overrated filmlerden biri yine de efsaneleşmiş bir kaç replik ve bir insanın iç dünyasını izlemek isteyenler için fena olmayan film. En kötü Robert De Niro hatrına da izlenir yani.
    1 ...
  45. 85.
© 2025 uludağ sözlük