Yani tami tamına 3 dakkadir izliyorum. Sanırım 1950'lerden beri Türk sinemasında kullanılan tüm aşk klişeleri yine yeni ve yeniden önümüze seriliyor gibi..
Biraz saçma, aşırı hayâli, Az bir şey de abartılı. Ancak izlerken kriterlerimi bir kenara bırakıyorum ve sebepsiz bir zevk alıyorum. Çok mühim bir sebebi olmasına gerek yok yani benim için. Arada bir kafa dağıtmak için kendimi serbest bırakıyorum ve bu dizide olayın akışı hoşuma gidiyor. Bu kadar.
başıma bir şey gelmeyecekse severek seyrettiğim dizidir.
Başrol oyuncularının yanı sıra Başak ve Bülent karakterini canlandıran oyuncuların uyumunu ve yakaladıkları kimyayı da sevdim.
umarım dizideki bu genel tatlışlığı bozmazlar ve hüsrana uğratmazlar.
dizideki tek gerçek karakterler başrol çocuğun ablası ve eniştesi. enişte ailenin defalarca amına koymuş, kayınçosunun açtığı restoranın son senedinin parası olan 320 bin tlyi dona yatırmış ve kazık yemiş dizide bahsedildiğine göre daha önce de eve ipotek getirmiş ama karısı hala kocam kocam diye dolanıyor.
bu tip mallardan sürüyle var.
9. bölümünde beni sertab erener'in bahçede şarkısıyla tanıştıran ve sırf bunun için bile severek seyretmeye devam edeceğim dizi. gerçekten muhteşem bir şarkı ve inanılmaz güzel bir sahneye fon oldu. yazana, çizene, seçene tebrikler...
mantık hatasının olduğu dizi. fragmanlarda gördüğüm kadarıyla sanırım eskiden çirkin bir çocuğun aşık olduğu ve yüz vermeyen kız, daha sonra yakışıklı diye aşık oluyor. ama mantık hatası şurada ki adam hala çirkin???