iyi bir gazete olsaydı 1925'de mustafa kemal tarafından kurulabilecek gazetedir. iyi olmadığı için mustafa kemal gazetenin yayın hayatına girmesine izin vermemiştir.
zamanında alkım kitapevi nde bedava dağıtılırdı bu gazete. zaten bu tip gazeteler , örneğin bugun , kaynağı tartışılabilecek gelirleriyle bu yönteme sıkça başvuruyorlar. ki satış fiyatı o zaman 1 ytl idi. spor sayfaları oldukça geniş ve geniş bir yelpazeye sahip olması nedeniyle doyurucuydu. sonra gazetenin fiyatı düştü ve her yerde satılmaya başladı. akp yi gazlayan entel - liboş takımı olarak adlandırılanların akp nin gerçek yüzünü artık gördüler denmeye başlandığı anda zaten kutuplaşma tehdidiyle sarsılan ülkemizde huzuru bozucu yayınlar yapmaya başladı. ne yazdıklarının tek taraflı muhattapları dışında kimseyi ilgilendirdiğini düşünmüyorum. rüzgar tersi yönde eserse yalnız kalacak ilk odak oldukları için , bu cesareti nereden aldıkları ise , işte asıl merak konusu olan bu.
bugün yine yeniden genelkurmay'ın canını fena halde sıktığını düşündüğüm manşetiyle piyasaya çıkan, türkiye'nin tatışmasız en cesur ve en iyi gazetesi. ordunun şimdiye kadar herkesin aklına gelen fakat söylemeye cesaret etmediği nasırına fena halde basıyorlar, allah sonlarını hayır ede.
bir kere şu "menfur saldırı" türünden açıklamaları bırakın, ortada saldırı yok ki menfuru olsun.
Sadece eleştiriliyorsunuz. Bu ülkede eleştirilmeye alışık olmadığınızdan eleştiriyi "saldırı sanıyorsunuz. Her kurum halkına hesap vermek zorundadır. Hiçbir kurumun "Ben halka hesap vermem" deme lüksü yoktur. Sizin de yok. Hata yaptığınızda eleştirilecek ve halkınıza hesap vereceksiniz.
Dağlıca'da neden o kadar çok askeri hata yapıldığını, neden o kadar çok çocuğun öldüğünü halkınıza anlatmak zorundasınız.
Lahika konusuna gelince... Önce "Komuta Katı tarafından onaylanmış böyle bir resmi evrak veya plan kayıtlarda yoktur" dediniz, şimdi de "Plan yoktur" diyorsunuz. Bizce, yine yanılıyorsunuz.
O belge var. Genelkurmay çıkışlı CD'ler bu gazetenin arşivinde duruyor. istediğiniz zaman, istediğiniz mahkemede hesaplaşmaya hazırız.
Biz belgesi olmayan haber yayınlamayız.
Bizim mesleki geçmişimizde yalanın izi yok.
Siz de kendi mesleğinize yalanın lekesini düşürmeyin..."
--spoiler--
29 haziran 2008 tarihli nüshasında, odtü rektörü ural akbulut'un "doğudaki altı üniversitede irticacı rektör adayları var!" şeklindeki sözlerini "ispiyoncu rektör", odtü mezunlarının geleneksel anıtkabir ziyaretini de "atam sen kalk da odtü yatsın" başlıklarıyla vererek ne olduğunu ve ne olmadığını, kimlerin kucağında oturduğunu çok iyi ortaya koymuş, midemi bulandıran yayın organı.
yayınlamış olduğu , "Bilgi Destek Planı" adlı sözde yönlendirme planı genelkurmay tarafından kesin bir dille yalanlanmış olan bununla beraber, dağlıca baskını hakkındaki "gizli" ibareli istihbarat belgesinin gerçek belge olduğu yine genel kurmay tarafından kabul edilen yine bunlarla beraber, genelkurmay tarafından yasadışı eylemlerinden dolayı mahkemeye verilmiş yayın organı.
perinçek'in nasıl ulusalcılar vasıtasıyla her naneden birçok şeyden haberi oluyorsa. zaman gazetesinin nasıl emniyetteki şakirtler vasıtasıyla yine çok bi çok şeyden önceden haberi oluyorsa. taraf da avrupa birliğinin yerel yayın organıdır. onların da bi ton puştluktan haberi oluyor ve bunu kendi meşreplerince yayınlıyorlar. mesela askerin hoşuna gitmeyecek şeyler özellikle. herkes bir düdük öttürüyor hadi hayırlısı.
(bkz: memleket ne hale geldi lan)
(bkz: yuh aq)
türkiye için fazla cesur bir gazete. zira doğruları söylemek cesaret ister. bu açıdan takdire şayan.
ayrıca doğan medyası gibi menfaat için yanar döner bir mizacı da yok. doğru olduğuna inandıkları şeyi, korkmadan, çekinmeden söylüyorlar.
ama gel gör ki, sonlarının nokta dergisi gibi olmasından endişe ediyorum. zira demokrasi bu ülkeye biraz bol geliyor.
doğan medya grubunun esiri olmaktan bizi kurtaran gazetedir. isterseniz size bir kanıt; taraf gazetesinin 20 haziran 2008 günü çıkan köşe yazısında bazı haberlerin kendini laik medya olarak tanıtan gazetelerin başta hürriyet, milliyet, radikal olmak üzere kartel medyacılık yaptığı verilen 3 örnekle muhteşem şekilde gözteriliyor merak edenler ve bilmeyenler bir yerlerden edinip mutlaka okusunlar ve ondan sonra eleştirsinler. gerçi bizim ülkede normaldir böyle şeyler başkasından duyma şeylerle her şeyi yargılama gücünü kendimizde görüyoruz ki bu tür saçma sapan eleştiriler ortaya çıkıyor.
ot ve bokun bahsi her geçtiğinde "fettoş" nidalarıyla ortalığı vaveylaya salan, ezberci ideolojinin kör ettiği beyinlerin ortalıkta dolaştığının kanıtı olan gazete. fetullah gülen ve taraf gazetesi arasında bir bağ olduğunu düşünecek kadar sığ beyinlerimiz var, göç edin ulan bir yerlere..
önemli not: bu herhangi bir entrye atıfla yazılmamıştır, piyasada dolaşan bir kanaate dair malumattır, moderasyona selam eder kendilerini otu boku silmemeye davet ederim.
yaptığı cesur haberlerle tarafsızlığını ortaya koyan gerçekten halkı bilgilendirmeye çalışan muhteşem gazete. ayrıca ahmet altan kendinden beklenmeyecek şekilde muhteşem yazılar yazmaktadır.
tarafsız olmasıyla değil de taraf olmasıyla övünen ve belki de bu özelliğiyle dünyanın en entresan işini yapan gazete. her gazetenin bir yönü vardır ama bu gazete işte bizimki bu diye bas bas bağırmaktadır.
altan sülalesinden olduktan sonra her işi yapabileceğinin bir başka kanıtıdır da ayrıca!
çok fena kürtçü, deli gibi amerikancı, ölesiye akepe yanlısı.
ha unutmadan, darbe lafını duyunca bile altına eden yazarlara sahip gazete.
e bu kadar "pkk" bayraktarlığından sonra, darbe olursa bilin bakalım okka altına kim gidecek.
bravo.
korkunun sebebi ortada aslında. demokratik ülkelerde darbe olmaz, darbe kültürü az gelişmiş ülkelerde görülür falan mı diyorsunuz, tamam haklısınız.
ama bu demokrasi adı altında abd, pkk propogandası yapan, sabah akşam askeri yıpratmaya çalışan, tatlı su -sözüm ona- aydınlarını ne yapacaksınız.
ben bu taraf gazetesi yazarlarını akvaryum balıklarına benzetiyorum.
balık dediğin su da yüzer di mi. tamam bunda hemfikiriz.
ama bunları atıyorsun suda yüzemiyor. baık dediğin yemini yaşadığı yerden bulur di mi. hayır bulamıyor. illa şekilli şekilli, amerikan maması ile besleyeceksin bunları, yoksa ters dönüyorlar yani *. balık dediğin etraftan takviye almadan ömrü yettiğince yaşar dimi? bunlara illa ki "hava motoru lazım" çünkü o kadar aydınlar ki, türkiye'nin havası bunları fena yapıyor.
akvaryum balıkları sizi, tatlı su kurnazları sizi. yazın bakalım yazabildiğiniz kadar.
haber diliniz ve üslubunuz okullarda ders diye okutulabilir, kuşkusuz çok iyi. ama güç odaklarına karşı takındığınız ölesiye yağcı tavır, ,insanı çileden çıkartıyor.
ha bu arada, bu gazetenin sahibi kim?
künyede yazan kişiyi sormuyorum canım, "gerçek" sahibini soruyorum.
hani taraf gazetesi "gerçeğin peşinde" ya hani "düşünmek taraf olmak" ya, düşünüyorum taraf'ım hadi benim düşüncemi bir sonuca bağlayalım, ev ödeviniz bu olsun taraf yazarları , "çalıştığınız gazetenin gerçek sahibi kim" ? soru çok basit.
ama cevap veremezsiniz. * neden biliyor musunuz, sizin aydın maskenizin süslü makyajı o cevapla birlikte yerle bir olur çünkü.