bulduğunuz aynayı yerine geri koyun ve gidip iki sayfa moleküler biyoloji, temel fizik, kimya ve felsefe okuyun. kafanızı çalıştırın. zira az önce aynada gördüğünüz o varlığın tek başına oluşması için gerekli şartlar meydana geldiğinde, o varlığın doğal yollarla da oluşabileceğini anlamanın tek yolu bu.
doğal yollarla oluşsa dahi hiç bir maddenin bir yaratıcı olmadığı sürece canlanamayacağı gerçeği.
'yaşam' metafizik bir olgudur, ne biyolojide ne fizikte ne de kimyada açıklaması yoktur.
'hiçbir maddenin bir yaratıcı olmadığı sürece canlanamayacağı gerçeği' diye bir gerçeğin var olmaması. her canlının vücudunda gerçekleşen eylemlerin**** hepsi biyokimyasal tepkimeler sonucu olduğundan ve canlı olmayan maddeler de benzer kimyasal tepkimelere girdiğinden, gerekli doğal koşullar oluştuğunda hiçbir yaratıcının desteğine ihtiyaç duymadan cansız bir maddenin canlıya dönüşebilmesi. insanların 'canlı' ve 'cansız' tanımlarını çok farklı, çok öznel olarak yapmaları.
1. eğer benim makarnavi varlığımdan bahsederken sofuluk taslayan ben-senden-daha-kutsalım tipi serserice davranışlarda bulunmazsan çok memnun olurum. eğer bazı insanlar bana inanmazsa, sorun değil. cidden, o kadar kendini beğenmiş değilim. ayrıca, meselemiz onlar değil, o yüzden konuyu değiştirme.
2. eğer benim varlığımı başka insanları bastırmak, buyruk altına almak, cezalandırmak, deşmek, ve/veya, yani işte, kaba davranmak için kullanmazsanız çok memnun olurum. ben kurban talep etmiyorum, ve saflık dediğin suda olur, insanda değil.
3. eğer başka insanları yargılamak için nasıl göründüklerine, veya nasıl giyindiklerine, veya nasıl konuştuklarına bakmazsan, veya, yani, iyi davran işte, tamam mı? ha bir de şunu kalın kafalarınıza sokun: kadın = insan. erkek = insan. aynı = aynı. biri diğerinden daha iyi değildir, tabi konumuz moda değilse, zira kusura bakmayın ama onda üstünlük kadınlarda, ha bir de mor ile fuşya arasındaki farkı bilen bazı erkeklerde.
4. eğer sizin ve karşınızdakinin yasal yaş sınırı ve ruhsal olgunluğa ulaşması koşuluyla sizi inciten, veya arkadaşınızın gönlünün ve iradesinin razı olmadığı ilişkilere girmezseniz çok memnun olurum. itirazı olanlara ise şunu söyleyebilirim: s******* gidin! (özgün metindeki gibi sansürlenmiştir). eğer bu cevaptan hoşlanmazlarsa gidip televizyonlarını kapatsınlar, yürüyüşe falan çıksınlar.
5. eğer başkalarının bağnaz, kadın düşmanı, nefret içeren fikirleriyle miden boşken yarışmaya kalkmazsan çok memnun olurum. önce yemek ye, sonra ne b** yersen ye!
6. eğer makarnavi varlığıma adamak üzere milyon dolarlık kiliseler/tapınaklar/camiler/sinagoglar/türbeler yapmak yerine parayı daha iyi amaçlarla harcarsan çok memnun olurum (istediğini seç):
a. fakirliği ortadan kaldırmak
b. hastalıklara çare bulmak
c. barış içinde yaşamak, tutkuyla sevmek, ve kablolu televizyon fiyatını düşürmek.
ben karmaşık karbonhidratlı sonsuz kudretli bir varlık olabilirim, ama hayattaki küçük şeyleri severim. bana inan. sonuçta yaratan benim.
7. eğer etrafta dolanıp herkese seninle konuştuğumu söylemezsen çok memnun olurum. o kadar ilginç biri değilsin. o kadar böbürlenme. ayrıca sana insan kardeşlerini sevmeni söyledim, bu ipucu yetmiyor mu?
8. eğer, ee, ilgilendiğin konuda, yani çokça kapütilasyon/kayganlaştırıcı/kayzer wilhelm gerektiren bir konuda, kendine yaptırmayacağın işleri başkalarına yapmaya kalkmazsan çok memnun olurum. eğer karşındakinin gönlü razı ise, (madde 4'e göre) yumul, ve miki fare aşkına, bir kondom tak! cidden, sadece bir lastik parçası. eğer iyi hissetmeni engellemesini isteseydim onu dikenli olarak falan yaratırdım.
Doğal yollarla oluşması icap eden canlı için;
1 doğal yolların *
2 çevre şartlarının
3 fizik kurallarının
hazır olması ve kendiliğinden oluşacak canlı için gerekli tüm şartların da ortada hiç bir özel neden yok iken, sırf şamata olsun diye oluşmuş olması ihtimalinin saçmalığı..
ayrıca "yaşamın başlangıcı" metafizik bir olgudur şeklinde düzeltmek istediğim bir entrymin olduğu başlık. çevre ve vücuttaki tüm reaksiyonlar, devam eden bir canlılık süresince gerçekleşmektedir. Tıpkı ölüm gibi yaşam da o canlılık için izafi zaman kavramını doğuran metafizik bir olgudur. Yaşama kararı almak, şuursuz bir maddenin tasarrufu değildir. Laboratuvar ortamında bir hücre yaratmayı deneyin, sonra canlanmasını bekleyin.
uykudan tükenen gözlerimle daha fazla ilgilenemeyeceğim başlık. yalnızca, yaşamın kendi kendine başlayamayacağını iddia eden kimselerin, konuyla ilgili şu makaleyi okumalarını rica ediyorum.
şimdi elma al eline bırak düştü mü neden düştü çünkü tanrı var tanrı elmaya seni bırakırlarsa düş demiş arkadaş elma neden yukarı çıkmıyor çünkü tanrı dememiş ki elma seni bırakırlarsa havalan diye.
aranmadığı zaman daha net görülen kanıtlardır deyip geçmek istediğim başlık..
canlılığın başlangıcıyla ilgili açtığım makalede ilk gözüme çarpan başlık ve devamı şu şekilde:
--spoiler--
unutmamak gerekir ki aslında canlılığın başlangıcı, evrim kuramı'nın ilgi alanında değildir!
evrim kuramı, canlılığın "bir şekilde" başlamasından sonra, nasıl çeşitlendiği ile ilgilenmektedir.
--spoiler--
Bahsi gecen dogal yollarin hali hazirda cevremizde bulunmasina ragmen olen bir insanin yeniden canlandirilamayacak olmasi tanrinin varligina yeterli bi kanittir. Filmlerde olur o ates, toprak, su, tahta olayi. Yok tahta degildi havaydi hava.
görülebilen, duyulabilen ve hissedilebilen her şey... bir anlığına bembeyaz bir tuval düşün! sonrada o beyaz tuvale bir güneş, ağaçlar, masmavi bir dere ve dereden su içen atlar çizdiğini hayal et. bunlar hayal etmek bir yana zaten bir fırça ve gerekli renklerle yapılabilecek bir şey... ama biz yapmasaydık o tuval bembeyaz kalacaktı. sadece boş ve beyaz bir tuval. peki o tuvalin yerine simsiyah bir boşluk düşün! sonrada o boşluğa koca bir evren çizdiğini hayal et!.. hayal etmesi güç değil mi? onca galaksi bir yana sadece dünyayı bile hayal ederek o karanlığa resmetmek zor olsa gerek... peki ressam hiçbir şey yapmadığı zaman tuval öylece bembeyaz kalıyorsa, yaratıcı bir şey yapmadan görülen, duyulan, hissedilen ve hatta hissedilemeyen bunca şey nasıl var olmuş olabilir? think again...
Gozlerinizi kapatip elinizi kalbinize koyun. Kalp atislariniz vursun elinize, ve hissetmeye gayret edin. Onun bagislayiciligindan gelen guvendelik hissini yakalacaksiniz. O tamda orada.
bu kelime sadece düz olarak oku anlamına gelmez. araştır, bilgi edin, sorgula...
şu kesin bir gerçektir. sorgulayıp sonunda inanan kişiler -inanmayanlar çıkacaktır-, sorgulamadan inan kişilerden daha makul olacaktır.
Tanrı'nın varlığı konusunu tartışmak, birçok felsefi problemi beraberinde getirir. Temel bir problem, evrensel olarak kabul gören bir Tanrı tanımının yapılamamasıdır. Bazı Tanrı tanımlamaları o şekildedir ki, tanıma uyan bir şeylerin varlığı kesindir, öte yandan, bazı tanımlar özçelişkilidir. Tanrı'nın varlığını destekleyen argümanlar genellikle metafiziksel, ampirik, tümevarımsal ve öznel şekildedir. Tanrı'nın varlığının karşısında olan argümanlarsa genel olarak ampirik, tümdengelimsel ve tümevarımsal yöntemleri kullanır. Tanrı'nın varlığı problemine bakış açıları temel olarak üç grupta toplanabilir: "Tanrı vardır." önermesini destekleyici, "Tanrı yoktur." önermesini destekleyici ve "Bu problem bilinemez." önermesini destekleyici nitelikteki argümanlar.