bugün

.. çekti tüm resimleri.
En büyük hizmetkardır.

(bkz: la vita e bella)
Diye birşey yoktur.

Tek ve eşi olmayan allah vardır.
Varsa da bizi pek umursadığını sanmıyorum.
"ona bakıyorum. susuyor. önüne bakıyor. çocukluğundan beri bu oyunu oynar: gözetlenme oyununu.

önceleri belki bir suçluluk duygusuydu bu: kendisine dikilen göz tanrının, anasının, büyüklerinden birinin, sevmediği birinin gözü olur, kınardı o anda yaptığını. adı konmadan yaşanırdı bu suçluluk. şimdi ise gerçekten bir oyun: kimi dakikayı, 'bakan gören varmış gibi yaşamak'... karasu kendi kendine birşeyler anlatır, gözetlenme oyunu da o sıra oynanır. bakan göz o anlatılanı dinlemektedir. nasıl gözse!..

işte bundan ötürü bakıyorum ona. baktığımı biliyor, susuyor, önüne bakıyor. ne düşündüğünü bildiğimi biliyor."
Solak Tanrı'nın sağ eliyle yazdığı hikayeyim ben.
Tanrım,

Geceden beri bu başlığa move bitch get out the way yazıp yazıp siliyorum kaçtır. Daha fazla tutamıyorum. Umarım kızmıyosundur.

Öptüm.
ilk ateist.

Not: şimdi dinbazlar düşünsün.
soyut ve felsefi bir kavramdır. madde ile sınırlandırılamaz.
korkmadığın şeye itaat edemezsin. bu nedenle hobbes'ta devlet, ölümlü tanrıdır. ona uymamız ve itaat etmemiz, ahde sadık kalmamız için.
tanrı kişinin kendi içindedir. kendi doğruların veya yanlışlarından ibarettir. görecelidir. mutlak değildir.
tanrı, tanrı, tanrı. aslında inanç çok kötü bir şey bence. insanı teslimiyetçi, bağnaz, tehlikeli yapıyor. inançlar maalesef insanı bozarak vahşileştiriyor. inançlıların saldırgan olmasının nedeni bence tanrıya inançlarında duydukları boşluk. kanıtlayamaz olmanın verdiği hisle saldırganlaşıyorlar. hani nasıl bir açıklaman yoktur öfkelenir ve üste çıkmaya çalışırsın bu da öyle.
o yüzden bu inanç denen şey esas sıkıntı ve tanrı da bu sıkıntının en fazla yaşandığı yer. insanların inançları konusunda hassas olmasının nedeni bence bu.
(bkz: içimizdedir)
Bininci entry özel. Sevmediğim varlık.
varligi ya da yoklugu sadece embesiller tarafindan ispat edilmeye calisilan bir inanc malzemesi.
(img:#1343730)
Kierkegaard gibi düşünürsek tanrı ile kurduğumuzu düşündüğümüz bağ özneldir ve bu öznellik bilgiselleştirilemez. Tanrı için duyduğum iman, nesnel bilginin konusu olamaz.

Hegel de din derslerinde tanrının kendi içinde neliği halkında değil, tanrıyla kurduğumuz ilişki hakkında konuşabiliriz diyor. Tanrı için söylediğimiz şey salt tanrının bilgisinde temellenemez yani.

Aristoteles de kendini düşünen düşünce demiş. Hahaha,aristo ya. Bak yine güldürdün. Ha, ilk devindirici demesi takdirimi kazanmadı değil.
sürekli aranır. sürekli tam o esnada, tam o anda orada olması gerektiğine inanılır. çünki inançlara göre herşeyin ama herşeyin yaratıcısı tanrı, o kadar büyüktür ki aynı anda milyon tane yerde olmak onun için hiç sorun değildir.
sınava girerken ararız tanrıyı yada uçağa binerken yada uzun bir yolculuğa çıkarken.
kaza yapacağımız anda orada olmasını isteriz mesela, yada bir uçak düşerken orada olması lazımdır.
doğum yapan bir annenin yanıbaşında olması gerekir kimilerine göre. özellikle'de doktorun çocuğu almalıyız yoksa anneyide kaybedeceğiz dediği saniye tanrı tam o anda orada bulunmalıdır...
mesela bende üç gün önce aradım tanrıyı. sokak sakinlerince doğumlarına şahit olduğumuz, barınak yapıp büyüttüğümüz dört köpekten biri olan grinin, yine sokak sakinlerinin sevgilisi olan ve ellerimizle beslediğimiz kediyi parçaladığı anda'da orada olmalıydı bence. doktorlar ameliyat sonucu sol arka ayağını kesip 3 bacakla kalakaldığında, onada bir el atmalıydı.
hiç bir şekilde gücümüzün, kuvvetimizin kudretimizin yetmediği çaresiz kalıp öylece başımızı ellerimizin arasına aldığımız anda bir sihirli eldir tanrı.
onu isteriz, çünki çaresisizdir.
ona inanırız çünki tam o anda, o kafamızı ellerimizin arasına aldığımız tam o esnada yaslanacak bir omuz ararız. o orada olmalı ve o mücize gerçekleşmelidir. dua dilini kullanırız bizi daha iyi anlayacağını düşünerek.
kimilerinin ondan başka kimsesi yoktur.
kimileri için ise o hiç varolmamıştır.
kimileri kayıtsız şartsız onun koyduğu kanunları uygular.
kimileri ise şayet kırmızı kart yemez ise, nasıl olsa affedileceğim diyip yasla gitsin yapar.
herkesin bir şeyler istediği ilahi bir güçtür tanrı.
herkes işini gücünü bırakıp ihtiyacı olduğu tam o anda, kendi yanında olmasını ve kendisine yardımcı olmasını ister.
inanmak suçtur.
ne gariptirki inanmamakta suçtur.
sığınmak isteriz sadece.
bence tanrı budur.
tanrı ihtiyaçtır.
kimseye konuşamadığımız, kimsenin dinlemediği bir zamanda, kimsenin olmadığı tam o anda, aklımızı kaçırmamak için başımızı yasladığımız bir omuzdur.
yanılıyorsunuz, tanrının ne bir sıfatı ne de bir bilinci var, o evrendeki her şeyin ta kendisi, o evrenin şaşmaz matematiği.
musa'ya "ben var olanım, ben ki varım" bildirisiyle var hale gelmiş, descartes'in felsefesiyle güvence sağlayan bir referans noktası olmuş, voltaire ile insanların icat etmek zorunda kalacağı bir otorite, thomas hobbes ile ölümlü tanrı'ya, Devlet'e dönüşmüş, nietzsche'yle anlam krizine sebep olacak şekilde ölmüştür.

geriye onun varlığına dair kalan tartışmalar on sekizinci yüzyıldan sonra kendini daha çok hissettiren ateistik argümanlara karşı geliştirilen argümanlar çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. bu esnada ne unutulmuştur peki? gerçekten de bu hayatı nasıl yaşamalıyız sorusu. ateizm ve deizm-teizm tartışamaları çerçevesinde tanrı'nın anlamının hiçbir önemi kalmamıştır. tek önemli olan insan için, aklını kullarak büyük bir hırsla karşı tarafın düşüncesinin yanlış olduğunu gösterme çabasıdır. tanrı'nın var olup olmadığı sorusu onu artık gerçekten ilgilendirmiyordur.
Allah
Yaratıcı

Herkes bırakıp gitse bile daima olan
Sonsuz güç ve sonsuz şefkat
Fısıltıları dahi duyan, duaların sahibi
Hani hiç aşılmayacak gibi görünen dertlerden de büyük
Sığınak
Ne yaparsam yapayım koşup sarıldığım tek kucak
Ben onu çok seviyorum
Iyi ki beni onun bilincinde olarak yaratmış.
cok buyuk ihtimalle olmayan, daha da buyuk ihtimalle insanligi zerre siklemeyendir.
yok varsaymak zorundayız.
Genel dinler tanımına göre tanrıyı illaki bir yere koyacaksak bu enerjinin ta kendisidir. Şah damarınızdan bile daha yakın ,ezeli, ebedi, yaratıcı , iyiliğin ve kötülüğün kaynağı heryerde ve herşeyde bulunan. Yaratılmamış doğurulmamış.
(#34910861)
ilk bunu kim çıkardı acaba? o kadar ulu bişey var da niye masum bebekler çocuklar ölürken katiller tecavüzcüler yaşıyo? millet neden açlık susuzluktan ölüyo? sınav di mi?