eğer sahiden varsan, biz bu kadar boku yemekle suçlu olduğumuzu ve bu sınavda başarısız olduğumuzu şimdiden kabul ediyoruz.
eğer yoksan, o da farketmez, insanlık için iyi şeyler yaptık. bilimi, aydınlanmayı, özgür düşünceyi herşeyden önce tuttuk. insan ırkının ve doğanın tüm güçlerine saygı duyduk. sorguladık, sorgulattırdık. Gurur duyuyoruz yaptığımız herşeyle.
iki türlü de yaptığımız herşeyin yanımıza kalmasından; fakat insan uygarlığına olan katkılarımızı da sayarsak gelişime verdiğimiz destekten dolayı damarlarımızdaki her damla kan adına pişman değiliz. ve olmayacağız.
tanrının kendine lutfettikleriyle mutlu olmayı becerememe acziyetine düşmüş ve bu konuda tanrıyı suçlama kolaylığına gitmiş yorgun bi bünyenin cümleleri bunlar. oysa bu nimetleri adam gibi kullanabilmeyi becermiş ve mutlu bir hayat süren pek çok kişi birilerinin şikayet ettiği anlarda şükrediyor. demek ki neymiş; beceriksizliğimizin faturasını bir başksına kesmek kolaycılıkmış. gerçeklerle yüzleşmeye ve yaşamaya cesareti olmayanların daima suçlayacakları birileri olmuştur. babası olmayan arkadaşlarıyla karşılaştığında onlarla babanın paylaşılmasını istemek ne kadar ahlaki ve mantıklı ise; herkesin babasının sonsuza dek yaşayabileceği bir dünyayı tasavvur etmek de o kadar saçma. hulasa; mutlak doğru tektir. oda bu muazzam yaşamsal sirkülasyonun mükemmel bir ustası var. aksi takdirde sen babanın kıymetini nasıl anlardın ?
yaratılmışın yaratıcısına yaptığı küstahlıktır.
bu küstahlara tavsiye: yiyin, için, sevişin, gezin, bu dünyadan alabildiğine zevk almaya bakın. hedonizminizi ölümüne tatmin edin. denemedik hiçbir şey bırakmayın. alın bu dünyayı tepe tepe kullanın. batırdıkça batırın. etrafı kirleten çöpün ta kendisi olun. bencil olun. paranın kölesi olun. yağmalayın maddeyi. ölün bitin daha rahat yaşamak için. sevindirin şeytanı.
ondan sonra da şikayet edin dünya şöyle, insanlar böyle, hayat berbat, ortalığı bok götürüyor diye.
- hani şu kader dedikleri şey var ya işte benim kaderime yazarına bi zahmet değiştir tanrım. artık herşeyin "hayırlısı" demekten bıktım. hayatım bok gibi ve ben herşeye "demek ki hayırlısı buymuş" diyorum. artık hayatımda hiçbirşeyin hayırlısı olmasın. birazda benim istediğim gibi olsun. bi kerede ben mutlu olayım.
biliyorum annem, babam sağ. gözüm kör değil, bacaklarım topal değil, bi sağlık sorunum yok şükretmeliyim di mi. artık ben şükretmekten de bıktım. böyle acılarım olmasına rağmen; ayağım sağlam, gözlerim görüyor diye şükretmekten bıktım. ben mutsuzken etrafımdakileri bu kadar mutlu yapmak niye bu kadar hoşuna gidiyor. beni sınava sokuyormuşsun ve zor bi sınavmış bu. arkadaşlarım öyle diyor. ama inan tanrım ben bu sınavı geçemiycem. taşıyamıycam yükleri kondurma benim üstüme. eziliyorum artık o yüklerin altında. hemde çok eziliyorum.