ister ister inanma koç.
ya varsa?
ben inancımı kimseye ispatlamak zorunda değilim. (dogmatik)
ulan her sorununuzu hallettiniz sanki bu konulara el atıyorsunuz, kıçınızda donunuz yok geceleri fosur fosur osuruyorsunuz, kimi zamanda belki uyuduktan sonra sabah eğer kalkmazsam ne olur diye kendinize soruyorsunuz.
çoğunuz burda cin olmadan adam çarpmaya çalışıyorsunuz ama bi boktan anladığınız yok.
kelime kirliliği. boş teneke sesinden bile bozuk bi ses düşünün işte o.
varlığının ya da yokluğunun ispat götürür bir şey olmadığı mevzudur bu. çünkü inançla ilgilidir. inanırsın ya da inanmazsın, bu kadar basittir. ispatlansa ne olur, ispatlanmasa ne.
mantıken yüzde yüz kanıtlanması saçma olan durumdur. bir yazar'ın "salak" yada "akıllı" olması nasıl ispatlanamaz bir durum ise allah'ın varlığı da biz cüzi iradeye sahip kullar tarafından tam olarak ispatlanamaz. iman denilen kavram tam olarak burada ortaya çıkar. sadece fiziki olarak var olan bir şeye inanmak yada iman etmek ise materyalistlik yada putperestlik olarak adlandırılır.
allah(c.c) kendi varlığını kanıtlamak gibi bir derdi olmadığından ve sığ beyinli kullar olarak bunu görmek için hala ispatlar beklediğinizden varamadığınız sonuçtur.
ispatlandıgı an dunyada başka bir varlıga,cisme tapan ya da muslumanlık dısında başka bir inanca/dine sahip olan kişilerin kalmıyacagı için cok zor bir durumdur.
'nasıl bir ispat bekliyorsunuz?' diye sorgulanası durum.
Zira Tanrı'nın varlığı veya yokluğu bir inanç meselesidir. inanırsan her yerde, inanmazsan hiç bir yerdedir.
sen ben ispatladıktan sonra büyüklüğü nerede dediğim tanrı. onun senin benim ispatıma ihtiyacı olmadığı gibi senin benim inancımada ihtiyacı yoktur. bu sebeptendir ki kapılar açıktır inanan inanır, inanmayan inanmaz. önemli olan herkesin kendi içinde onun varlığını ispatlayabilmesidir.
allah bilimsel bir genel geçer olan varlık değildir. çünkü o herkesin kalbinde her varlığın kendindedir. tabi kendinde görmeyenler olmuştur olacaktır. bu herkesin yaradılış mücadelesidir. herkes bir sonu bekler kimi umutla kimi umutsuzca.
allahın varlığı ispatlanamayan bir varsayımdır. zaten tanrının varlığı bilim ile ispatlanamaz, o inanç konusuna girer. lakin kavramı reddederken, bazı konularda örnek vermek inançlı arkadaşları zor durumda bırakabilir..
gökyüzünün olmayan ahengi, göz organının işleyişini, dişlerin düzenini, tanrıya kanıt olarak nasıl sunulabilir, anlamak gerçekten zor..
gazetelerin 3. sayfa haberlerindeki olayları okuduğumuzda, böyle bir dünyada tanrı denilen kavramın olamayacağını, tanrının bu kadar iğrenç olayları kader olarak yazamayacağını anlıyorum. çocuğuna tecavüz eden sapık bir adam örneğinde, böyle bir olayın tanrının var olmadığına başlıbaşına kanıt olduğunu görmemek mümkün mü? bu tür bir sapığı hangi tanrı yaratabilir, babası tarafından tecavüze uğrayan çocuğun kaderini hangi ilahi yaratıcı, ne sebeple yazabilir..
hangi tanrı, kendisine inananlarının yaşadığı toplumları, yeryüzüdeki en geri, yoksul, eğitimsiz, ilkel ülkeler olarak ödüllendirebilir. sınır kapılarını açsanız, iran da, pakistan da, endenozya da, afganistan da, ırak ta kalacak insan bulabilirmiyiz. yeryüzünün cehennnem köşeleri, dinlerine en katı şekilde bağlı insanların yaşadığı yerler değil mi?
elmayı rahatça ısırıp yiyebilmemiz için kesici dişlerimizin önde, ezme ve çiğneme işlemi yapan, azı dişlerimizin de arkada olması, zaten allah'ın varlığının ispatıdır. bunu bu kadar mükemmmel olacak şekilde kim düşünebilir ki başka?
bakmakla görmek arasındaki farkı ortaya koyan cümlecik.
etrafı tamamen camla kapalı su dolu bir kaba bir tane kesme şeker atalım ve şeker eridikten sonra birileri bize o şekerin kabın içinde olduğunu tadına bakmadan ıspatlasın. tadmak dışında bir duyu ile ispatlamak mümkün değil göründüğü üzere. allahın varlığını ispatlamak da bundan farksız değil. belki bizim aciz 5 duyumuz bunu ispatlamak için yeterli değildir.
varlığı ispatlamak aha işte bu demekse aklın varlığıda iptalanamamıştır şeklinde cevap verilecek tespittir. zaten aklının varlığını ispatlayamayan adama tanrının varlığını ne diye ispatlayalım da.
paradigma kavramının olduğu şu çağımızda pek de önemsenmemesi gereken durum. zira ispatlanmış olsa dahi, aksinin ispatlanması gibi bir durum olasılığı her zaman var olacaktır. aynısı, aksi durum için de geçerlidir, hadi dağılın şimdi.