farklı bir versiyonunu bugün yaşyabileceğimiz durum nasıl ki kemalistler yeni rejimi kurumsallaştırıken şeyh said ayaklanması bahanesiyle arada muhaliferi, komünistleri de politikadan imha ettiler, aynı şeyi tayipistler yapabilir.
bu kanunla birlikte '' irticai '' yayınlardan çok sol yayınlar susturulmuştur . çünkü ülkede irticai yayın yapan basın organı sayısı sol yayın yapan basın organı sayısından çok daha azdı .
bu yazıdan olsa gerek ki iskilipli atıf hoca asılmıştır ama nasıl asılmıştır? yasa geriye işletilmiştir. iskilipli atıf hoca, bu kanun çıkmadan önce yazdığı Frenk Mukallitliği ve Şapka kitabından asılmıştır.
bırak yazma hakkının elinden alınmasını, bırak bu yüzden hapse atılmayı, çocukları çocukları ile birlikte öldürülmüştür çoğu islami kesim yazarı tek bir kararla.
3 maddelik bu kanunun ilk maddesi şu şekilde idi.
--spoiler--
irtica ve isyana ve memleketin nizam-ı içtimaisi (toplumsal düzen) ve huzur ve sükûnu ve emniyet ve asayişini ihlale bais (bozmaya yönelik) bilumum teşkilât ve tahrikat ve teşvikat ve neşriyatı ( örgütlenmeleri, kışkırtmaları, yüreklendirmeleri ve yayınları), hükümet reisi cumhurun tasdikiyle ve re'sen ve idareten man'e mezundur (kendi başına yasaklamaya yetkilidir). iş bu ef'al erbabını (bu eylemleri işleyenleri) hükümet istiklâl mahkemesi'ne tevdi edebilir.
--spoiler--
cihan imparatorluğunu yıkıp, yerine kimsenin değil seçme seçilme, en ufak bir yorum yapma hakkının dahi bulunmadığı bir rejimin, 2011 yılında hala özgürlük, demokrasi rejimi olduğunu savunanların ve bu rejimi kuranları kahraman ilan edenlerin asıl bugün müstahak olduğu kanundur.
birkaç tane sidikli, leş gibi kafirden oluşan ekşi sözlük isimli şer odağının onlarca uyarıya rağmen bildiğini okuyup aynı ataları gibi işine geleni konuşturup, işine gelmeyenin yazma hakkını elinden almasının savunulacak hiçbir noktası yoktur.
Hükümete olağanüstü yetkiler veren bir kanundur. ismet inönü 1924 kasımında dinsel gericilik tehlikesine karşı sıkıyönetim ilan edilmesini istedi ama meclise bu isteğini kabul ettiremedi ve istifa etti. yerine fethi okyar geldi. şeyh sait ayaklanması patlak verince fethi okyar da düşürüldü ve yeni hükümeti ismet paşa kurdu. ilk iş olarak da takrir-i sükun kanununu meclisten geçirdi ve isyan bölgesinde ve ankarada çalışmak üzere iki istiklal mahkemesi kurulmasına karar verdi.
yeniden çıkarılması için çaba sarfedilmesi gereken yasadır.
ordu-millet olarak yapabileceğimiz tek şey bir komutanın yeniden doğmasını beklemektir.. ülkenin geleceği için onun şerefinin korunması lazımdır.
Mustafa Kemal Paşa, söz konusu "Birinci Meclis"teki muhaliflerinden hoşlanmadığı için Nisan 1923'te yapılan seçimlerle oluşacak "ikinci Meclis"e kendine yakın isimleri yerleştirmek için kolları sıvadı.
Kurtuluş Savaşı'nın Mustafa Kemal'den sonraki ikinci büyük kahramanı olan Kazım Karabekir Paşa, bu eğilime karşı çıkacak ve sebebini de şöyle açıklayacaktı:
"Gazi, 'ben muhalif istemiyorum' diyerek, kendisine kavlen ve tahriren en çok sadakat gösterenleri namzet gösteriyordu. Ben de böyle emre uyan bir meclisle, dünyaya hakim itilaf devletlerinin emniyetini kazanamayacağımızı ve dahilde de hürriyet mefhumunu kaldıracağımızı ve belki daha şiddetli bir muhalefete yol açılacağını söyleyerek [seçim komitesinden ayrıldım]."
Parti kurucuları, "inkılapların hepsine taraftar olmakla beraber, bunların herhangi bir şahsa veya zümreye imtiyaz vermek için değil, bütün memlekete ve halkımıza mal edilmek" için yapılması gerektiğini savunuyorlardı.
Bugünden geriye bakınca ne kadar ileri görüşlü oldukları ortaya çıkıyor.