bugün

Yönetmenliğini Süha Arın'ın yaptığı 1979 yapımı enfes belgesel. Naif anlatımı, belgesel filme getirilen farklı dış ses kullanım anlayışı ve içeriğinin doluluğunu ifadenin sadeliğiyle sunarak emekçinin hakkını emekçiye veren bir şahaser. 30dakikalık ve sağda solda indirilmesi bulunması imkansıza yakın bir eser. Youtube'da mevcut. Günün anlam ve önemine binaleyh izleyin, izlettirin.
ödev olarak verilen; "nereden bulayım lan ben bunu" diye düşünürken video google'ın imdada yetiştiği belgesel.

büyük yokluklara ve zorluklara karşın çekilmiş bir belgeseldir.
son hali şöyle tahtacı fatmanın:

http://www.odatv.com/imag...tma__fatma_yldz_imek_.jpg

filmin çekiminden sonra şöyle bir röportaj yapılıyor.

"Benim adım Fatma Şimşek. ilkokulu bitirdim. 12 yaşındayım. Babam tahtacılık yapıyor. Annem hasta olduğu için ormana gelmiyor. Genellikle köyde kalıyor, annem yokken burda işleri ben yapıyorum.

Ağacın çok işleri var adamı yoracak. Ağacı yıkıyon, metreylen ölçüp kesiyon, kabuğunu soyuyon, odunları topluyon, odunları çekiyon, tomruğunu çekiyon, teslim ediyon bir sürü işi var.

Ben bu işi küçük yaştan beri yapıyorum. Abim Hurşit Şimşek ortaokulu bitirdi.

Patates yaparım, fasulye, makarna, pilav. En çok sevdiğim yemek, et, fasulye, piyaz bunlar. Lokantadaki yemeklerin hepsini severim.

Gördüğüm en güzel rüya, annem, babam, ben bir yolda gidiyorduk. Arkamızdan küçük boylu bir dede geldi. Bir ağacın dibine durduk. Ağaç üstümüze eğilip eğilip kalkmaya başladı. O dede “yanıma kaçın” dedi, “ağaç üstünüze göçer” dedi. Ordan geçtik, eve vardık, uyanıverdim.

ilkokulu bitirdikten sonra ortaokula girmek istiyorum, ne babam vermez. Annem hasta en büyük ablam da yok, evin işine kim bakacak?

Ben böyle göç etmeyi sevmiyorum. Hemen rezil oluyor, her yerden her yere göç. Bir yerde durdun mu durmalısın. Bir yerde durdun mu bir gelirin olmalı, yeyip yeyip yatmalısın. Ben devamlı bir yerde kalmak istiyorum bir evim olmasını istiyorum.

Ben hayatımda hasta olduğumda ağlarım, abim döver ağlarım, annem azarlar ağlarım. Babam hiçbir şey yapmaz, babam beni çok sever.

Okusam öğretmen olmak isterdim. Öğretmen olmak iyi, maaş aylık alıyorsun. Doktor da olsam olurdu. En istediğim şehirde yaşamak. Orda aylıklı bir memur olucan şehirde yaşayacaksın. Şehirde rahat ediliyor dağdaki gibi irezil olunmuyor, hem de aylık alıyorsun, memur oluyon para kazanıyon.

Biz aylıklı değiliz ki biz ormanda çalışıyoruz. Onlar şehirde. Devlet bizi ne etsin? Biz ölesiye orman yaşarız."

altın portakal ödüllü güzel bir belgeseldir. Romatizması nedeniyle artık çalışmakta zorlanan yaşlı kadının anlattıklarını akıldan çıkarmak güç.
1979 yapımı çok güzel bir belgesel.
orda okumak isteyen bir kız vardı yıllar sonra fatma'yı buldular evlenmis coluga cocuga karısmıs. o kızı sordular olmadı dedi olmadı okuyamadı evlendirdiler onu dedi. fatma'nın hikayesi ic burkan cok etkileyici bir hikayedir. fırsatınız olursa mutlaka izleyin.
yutub daki şahane belgesel.
belgesel falan değil türk, insan.
2009 yılından 2019 yılına kadar uludağ sözlük'ün evrimini entrylerden tamamıyla anlayabilirsiniz.

görsel

görsel