giDEMEDiM, DEVAM EDiYORUM.
sÖÜZM önce, devlete: Tahir yoksa, Zühre olmaz.
Mecnun yoksa, leyla olmaz.
Ferhat yokda, şirin olmaz.
Sonra da pkk'ye:
Tahir yoksa, Zühre olmaz.
Mecnun yoksa, leyla olmaz.
Ferhat yokda, şirin olmaz.
Tamam öldürdünüz Tahir'i...
Tahir yok artık.. Anlayın şunu... Zühre de olmayacak.
Aşk olmayacak.
Aşk olmayacaksa, sevda olmayacaksa. ne olur ki hayat?
Salaksınız...
Tahir'i öldürmekle, zehra'yı da öldürdünüz...
Aşkı öldürdünüz.
Hayatta ne kaldı?
3 4 POLiSiN ARASINDAN, KAFASINA ISIBET EDEN MERMI ILE OLEN INSANDIR, POLISLER, ELCIYE SILAH SIKAN KISIYE ATES ETMEKTE VE ARADA 4 5 METRE KADAR MESEFA VARDIR. INSAN HAYRET EDIYOR.
cenazesi 70 'lerdeki propaganda şov gibi olmuştur. terör örgütüne, terör örgütü değil demesine rağmen örgüt tarafından öldürülmesi ironik. şimdi gerçeği daha iyi anlamıştır artık tabi geri gelebilirse bu dünyaya!
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin cumartesi günü Dört Ayaklı Minare’yle ilgili basın açıklaması yaptıktan 2 dakika sonra ensesinden vurularak öldürülmesiyle ilgili soruşturma başlatılırken, Elçi’nin ölümüne yol açan mermi çekirdeğinin bulunamadığı öğrenildi.
Hürriyet'te yer alan habere göre, olay yerinde çok sayıda kovan toplanmasına rağmen, Tahir Elçi’nin ölümüne neden olan mermi çekirdeği bulunamadı. Güvenliğin sağlanmasının ardından mermi çekirdeğinin bulunması için bölgede yeniden arama yapılacağı bildirildi.
ONUN uğruna ölen şehit polisler türk bayrağına sarılı tabutlarla toprağa verilirken onun tabutu sarı kırmızı yeşil masa örtüsüyle sarılıdır. fazla söze de gerek yoktur.
öldürülmesiyle insanın faili meçhul cinayetlerin sorumlularından şüphe etmesine neden olan şahıs.
öncelikle öldürülmesini kesinlikle kınıyorum. öldürenler katil kendisi ise mazlumdur.
yalnız bir şey dikkatimi çekti bunu yazmak istiyorum. ben 80 li 90 lı yıllarda çocuk sayılırdım ve o dönemlerdeki
faili meçhulleri tam hatırlamıyorum. hatırlasamda yeterli bilgim yoktu ama herkes gibi bende bunları derin devletin
işlediğine dair bir inanç vardı.
tahir elçi sonradan pkk lı olduğu anlaşılan kişilerce bir saldırı sonucu öldürülüyor. burda elçiyi öldürenler pkk lı deniyor.
elçiyi gerçekten pkk lılar öldürmüş olabilir veya polisin kendisini korumak için sıktığı kurşunlardan biri gelmiş de olabilir.
benim yazmak istediğim böyle bir ortamda nasıl oluyorda birileri hemen önceki yıllardaki faili meçhul cinayetleri de yanına
katarak devleti suçlayabiliyor.
bence en büyük haksızlığıda abdi ipekçi 1979, bahriye üçok 1990, uğur mumcu 1993, hrant dink 2007 gibi insanlara yapıyorlar. bu insalar ve benzerleri gerçekten faili meçhule gittiler ama tahir elçi nin durumu çok farklı. tahir elçi nin katili tabiki araştırılmalıdır ama gördüğümüz kadarıyla birinci sorumlusu, sebebi pkk nın bizzat kendisidir. eğer tahir elçi bu kadar açık bilginin olduğu bir yerde faili meçhule gitmişse demekki öncekilerde bildiğimiz gibi faili meçhul olmayabilir. hani hep diyorlarya faili devlet diye yoksa failleri gerçekten başka örgütler olupda bu cinayetleri devletin üzerine mi yıkmaya çalışıyorlar...
devir algı operasyonu devri.
gerçekten devlet, legal veya illegal bütün örgütler bizim belli şekilde düşünmemiz için sürekli algı operasyonu yapıyor.
herkese karşı uyanık olmak zorundayız. gerçeğe ancak böyle bir bilinçe ulaşabiliriz.
ölümü üzüntü veren insan. kendisi adına tek sevindiğim bu denli kötü ruhlu insanlardan kurtulmuş olması. adalet, eşitlik için savaşsa ne olacak?
yazı biraz uzun olacak. şimdiden söyleyeyim.
ölümü elbette ki çok trajik bir olay. her ne kadar birileri random gülüşlerle olayı önemsiz göstermeye çalışsa da bu değişmeyecek. çok komik bir şeymiş gibi bahsetmeye çalışsalar da bu 'yaşanmamış' olmayacak. vicdansızlar, ensesinden mermi girmiş ve sol gözünden çıkmış bir adama, bir seri katilin maktülünü doğrarkenki soğuk kanlılığıyla yaklaşsalar da ölümü hafiflemeyecek. birileri ahaha yazınca sanki o kadar da korkunç bir şey değilmiş gibi gelmeyecek. adamı 'pkk terör örgütü değil' cümlesiyle etiketleyip diğer tüm söylemlerini etkisizleştirerek onun düşünce dünyasına dair hiçbir şey bilmeden atıp tutsalar da, polisin gözü önünde bir baro başkanının ölümü gerçekleşti ve türkiye'nin nice utançlarından biri olarak tarihe karışacak bu da. ama kimse utanmayacak tabii ki. ölen öldüğüyle kalacak hep olduğu gibi.
'pkk terör örgütü değil' meselesine gelelim. hani ünlülerle yapılan röportajlarda o kadar röportajın içerisinde çarpıcı bir cümle kesilip başlık atılır ya. o ünlü bu cümle ile etiketlenir, birden tepki çeker. ama bilinmez o cümleye nereden gelindi. konuşmanın seyri nasıldı, hangi bakış açısıyla söylendi. bu kötü insanlar memleketinde linç kültürü o kadar yaygın ki, aha kurbanı bulduk mu, hadi saldıralım. bi durmuyoruz, dinlemiyoruz, okumuyoruz. röportajı okumaya o ilk cümlenin önyargısıyla başlayıp sonradan 'aslında x kişi mantıklıymış' diye düşündüğüm çok oldu şimdiye kadar. tahir elçi'ye yaklaşımınız da bu örnekte bahsettiğim gibi. pkk terör örgütü değil, der ve sen buna katılmazsın. ona kızarsın. ancak kendisi fiili bir suç işlemediği sürece suçlu olmuyor ve onun fikrini söylediği için katledilmesine alkış tutuyorsan senin de bunu yapanlardan farkın yok. belki adamın komşusu, akrabası, dostu dağa çıktı. onun için pkk terör örgütü demek; o gidenler, benim insanlarım terörist demek sanıldığı gibi kolay olmayabilir. oysa inanmadığı şeyi de söyleyebilir. inanmadan 'evet, terör örgütüdür' der ama demiyor. dürüst konuşuyor, inandığını söylüyor karşında. ama saklanacaksın, kendini gizleyeceksin bu ülkede. hani sen de yıllardır durmadan kürtleri avlayan devletine katil demiyorsun ya. sen de jitem'in, mit'in eylemlerine alkış tutuyorsun, yad ediyorsun ya belki onun için de 'pkk terör örgütüdür' demek zor, he? anlar mısın, ıı ıhh anlamazsın. bir de şu var. günlük hayatta da , tv'de de daima hdp'lilere yönelik "pkk terör örgütü mü, değil mi? bana bunu söyle hadi" sığlığına başvuruyorsunuz. konuşmayı bu soruya hapsediyorsunuz. bırakmıyorsunuz düzgünce tartışılsın her şey.
gelelim faillere. ya gerçekten merak ediyorum. pkk yaptı diyorsunuz da bunun mantığı nedir, hangi bakış açısıyla bunu söylüyorsunuz? bu cinayetin 'gerçek' faili hiçbir zaman ortaya çıkarılmayacak. ama size söyleyeyim kimin yaptığını. bu cinayet kimin işine yarayacaksa, bu adamın ölmesi kimin içinin yağlarını eritecekse o yaptı. ya akıl var, izan var; 'pkk terör örgütü değil' diyen birini pkk niye öldürsün kardeş bir söyle bana. hayatını insanlara zulmetmişlerin hukuk yolu ile ceza almasına adamış bir adamı; jitem dosyalarının, roboski'nin, faili meçhul cinayetlerin takipçisi bir avukatı pkk neden öldürsün? ölmesi kimin işine yarar? bu adam o cümleyi söyledikten sonra başta hükümet yetkilileri olmak üzere birçok kişi tarafından yapılan büyük bir anti-propagandaya, lince maruz kaldı. medyada hedef gösterildi. resmen parmakla işaret edildi. ve bu durumda bazılarının çıkıp 'sen mi öyle dedin, al sana' misali adamı öldürmek istemesi çok olağan, ogün samast örneğinde olduğu gibi. ama görüntülere göre bu birkaç insanın arasında anlaşıp halledemeyeceği kadar profesyonel bir plan. ve dikkat ederseniz adamlar polisin iki metre yakınından geçiyorlar, polis yoğun şekilde ateş ettiği halde onları öldüremiyor, çok ilginç. bu bana polisin mermisinin kurusıkı, tüm bu olanların da mizansen olduğunu düşündürüyor. sizin de aklınıza en azından failin pkk olduğu düşüncesinden önce işid, derin devlet, gazla çalışan ülkücü gençlik vb. gelmeli. bu adamdan asıl nefret eden bu zümreler olduğundan bu çok daha mantıklı.
bu adam bir hukukçu bildiğiniz gibi. yani bir yanlışlık varsa, suç varsa sorunun hukuki yollardan çözülmesinden yana. adaleti öncelik alıyor. çözümün adalet ve insancıl yollarla geleceğine inananları yok ediyorlar ve arkasında duruyorsunuz. parti siyaset yapmak istiyor. meclise girdi diye kıyameti koparıyorsunuz. öldüre öldüre sivil insan bırakmadılar doğuda. savaşınca da zaten terörist oluyorlar. ne yapsınlar? toptan yok mu olsunlar? evet. siz toptan yok olsunlar istiyorsunuz. devletin elinden gelse, gizlice soykırım yapabilme imkanı olsa yapacak da. içten içe bunu arzuluyorsunuz fakat size faşist deyince de kabul etmiyorsunuz, ne iş? burada 'siz' diye hitap ettiklerim ırkçı, militarist, şovenist, kraldan çok kralcı kimseler. yoksa birçok güzel insan da var, onları tenzih ediyorum.
8 haziran seçimlerinden önce gerçekleşen diyarbakır saldırısından beri birçok katliam gerçekleşti. doğu iktidar eliyle cehenneme çevrildi. hem hdp seçmeni öldürüldü, hem hdp'yi suçladınız. zaten barajı geçmiş olan bir partinin kendi seçmenini öldürmesinin mantığı nedir? mesele mağduriyet yaratmaksa mağduriyet yaratmayı, ajitasyonu iyi bilenler şu an iktidardalar. olanların altından her seferinde de işid militanları çıktı. onları kim destekliyor peki? hiçbir zaman eleştirmeye tenezzül etmediğiniz akp hükümeti. çok sevgili muhafazakar milliyetçiler rte'nin narsistçe tavırlarını, osmanlı aşkını, ırkçı ve mezhepçi söylemlerini pek sempatik bulduklarından kendisini eleştirme zahmetinde bulunmuyorlar. bahçeli'nin kılıçdaroğlu'na yönelik 'koltuk tedarikçisi' suçlamasının asıl muhattabı her zaman akp'nin haksız eylemlerine sus pus kesilen mhp seçmeni ve mecliste akp'nin işini kolaylaştıran mhp'dir. mhp, akp'nin ya da rte'nin koltuk tedarikçisidir. kendileri tüm mesailerini kürtlere ve yine bir muhalefet partisi olan hdp'ye harcıyorlar. işid'e tırlar ile yardımlar gönderiliyor, ve işid de gelip bizim ülkemizde her gün kürtleri vuruyor. bu şekilde pkk tahrik ediliyor ve saçmasapan eylemlere imza atıyor. ancak hiçbir şekilde hükümetin neden işid'e destek verdiğinin hesabını sormak akıllarına gelmiyor. hdp'nin, tahir elçi'nin cinayetinin araştırılmasına dair verdiği önerge de yine mhp ve akp oylarıyla reddediliyor. mhp daima akp'nin suç ortağı. madem pkk yaptı, hadi araştırın çıksın ortaya.
her katliamda sinirleniyorum, üzülüyorum, soğuyorum. ama bu son damladan sonra asla soğumayacağım. ben de artık nefret doluyum sayenizde. inanmıyorum, inandığınız hiçbir şeye. bundan sonra hiçbirinizin milli maneviyatına saygı duymuyorum. çünkü siz insanların ölüleriyle bile dalga geçecek kadar aşağılık olabiliyorsunuz. affetmeyeceğim hiçbir zaman buna alkış tutanları. ve acıdır ki buna alkış tutanlar benim bugün aynı odada uyuduğum arkadaşım, yarın minibüste yanıma oturan vatandaş, alışveriş yaptığım esnaf. bu insanlarla yaşayıp, tüm bunlara mecbur olmak kadar büyük bir kahır yok benim için şu hayatta. bu halkın barbarlığı, boktan savaş merakı uğruna kendi ülkemden de gideceğim. sizin gibi tarihi katliamlarla dolu olan, durmadan kendi insanını öldüren devletine alkış tutan bir halkla kardeş olarak da yaşamak istemiyorum. bu adamın kızının o fotoğrafını gördükten sonra asla soğumayacak içimde bir yer. hadi şehitlerin ailelerini öne sürün. fırat çakıroğlu'ndan bahsedin hadi. ben siz değilim sahte kardeşlerim. sizler gibi ölümlerin ardından sevinç gözyaşlarına boğulmadım hiç. bu kadar cani olmayacağım hiçbir zaman da. insanların babasız, kocasız kalmaları; kardeş olmaları gerekenlerin birbirlerini vurmaları benim içimi acıtıyor. bunun yolu durmak, ama sizler durmak istemiyorsunuz. elinizde cips, kola; klavye başından ölenler sizin babalarınız, abileriniz olmadığından rahatça nefret saçıyorsunuz, savaşı körüklüyorsunuz. iktidarların planları uğruna helak olmaktan çekinmiyorsunuz. onların çocukları ise askerlik bile yapmıyorlar oysa ki. devletten çok devletçisiniz. ve bununla övünüyorsunuz. üzülüyorum sizler için. hastasınız ve hiçbir zaman iyileşemeyeceksiniz.. kendini seçilmiş zanneden aptallardansınız siz de. doğa başlangıçta bunu onaylıyor görünecek ve sizi taşıyacaktır yukarı. ama yok olmaya mahkumsunuz. hitler de kendini seçilmiş sanıyordu. avrupa'ya barışı getireceğini inanıyordu. sizler de türklerin barışı getireceğine, müslüman türklerin dünyada söz sahibi olacağına dair boş hülyalara dalmışsınız. siz daha kendi ülkenize barışı getiremediniz, bu iddia da neyin nesi? hem haklı olarak dünya'da kimse türkleri ve müslümanları istemiyor. sürekli geçmişin hıncıyla ve kompleksiyle diğer ülkelere verip veriştiren, ayrımcı politikalarıyla dış ilişkileri yöneten, kafa kesenlere destek veren, tüm komşu ülkelerle kanlı bıçaklı bir lideri sempatik buluyorsunuz. cesareti hoşunuza gidiyor. türkleri görsünler istiyorsunuz. fakat cesaret, güç demek değildir. rte'ninki cahil cesareti ya da küstahlık. güç görmek istiyorsanız dünyaya iyi bakın.
destek verdikleriniz can yakıyor, kan döküyor. çözümleriniz daima kan dökmekten yana. egonuz sizin her şeyiniz. çözüm süreci ortaya çıkınca bile kıyameti kopardınız. siz kan istiyorsunuz. ne olduğunu söyleyemeyen, fikirlerini ifade edemeyen kürtler için toprak istemek çok uçuk bir istek. öncelikli istekleri eşit olmak her anlamda. ama sen anadillerine bile tahammül edemiyorsun. zoruna gidiyor. tektipliği dayatmak istiyorsun hep. geçen 8 eylül'de telefonda kürtçe konuşuyor diye adamın tekini öldürdüler hatırlıyor musun? insanların dağa çıkmasının altındaki motivasyonu yaratan sizlersiniz. onları kazanmak yerine, onlardan yeni düşmanlar yaratıyorsunuz. hukukçuların, konuşanların vurulmasına alkış tutuyorsunuz. siyaset yoluyla kendilerini ifade etmelerine fırsat tanımıyorsunuz. konuşturmak istemiyorsunuz. öldürülüyorlar. adam bakıyor ki konuşsa ölecek, sokaklarda her gün bir sivilin polis kurşunuyla gittiğini görüyor. bu durumda öleceksem dağda öleyim diyor. bu işte, aynen bu şekilde oluyor. bir adamın; ölüsüne bile saygı duyulmayacağını bilerek, hain ilan edilmeyi göze alarak bir yola çıkması kolay değil. daha 20'li yaşlarında sonu belirsiz bir geleceğe doğru koşması çok kolay sanıyorsunuz. değil. büyük bir motivasyon gerekiyor bunun için. işte bunun kaynağı da devletin ve sizin tutumlarınız.
anlamadınız, hiç anlamayacaksınız. ve ben bunları söylediğim için de hain, terörist, terörist savunucusu olacağım. ama birinin gerçekleri söylemesi gerekiyor sizlere.
Ya birlikte kardeş gibi yaşamayı öğreneceğiz ya da aptallar gibi hep beraber yok olup gideceğiz , biliyorsunuz. siz belli ki yok olup gitmekten yanasınız. siz bilirsiniz.
şu anda öbür dünyada baro başkanlığı yapan sahış.ben üzülmedim.desteklediğin terör sanada dokunur demiştik.33 bin askerin katilleride bulunmadı.eşit eleştiri yapmak onur ve haysiyet gerektirir ama medyaya veya sosyal medyaya oynayan bebeler anlamaz.
Kimin her tarafı yakıp yıktığı belliymiş, ulan zorla insana pkkyı bile savundurursunuz, o kadar sacma siyasetiniz var. pkk 3defa ateşkes ilan etti, ondan sonra geri cekilirdi, ama oralı olan olmadı bu saaten sonra kan kime ne fayda saglayacak.
Pkk ateşkes önermiş hahahaha ulan ne cahil adamlar var amk, pkk ateşkesleri niye öneriyo biliyomusun, güçlenecek zaman bulmak için. Teröristle anlaşma yapılmaz, yoksa onu tanımış meşrulaştırmış olursun, gördüğün yerde etkisiz hale getirmektir esas.
Kızı nazenin elçi: Katili bulacağız, adalet yerini bulacak demek çocukluk...
"Rüyalarımda babam gülümseyip 'Gerçek değildi kızım, burdayım' diyor, bazen de tanımadığım biri annemi ararken 'Astılar onu' diyor.
bu adamı kasıtlı olarak pkk öldürdü. adam pkk destekcisi olsa bile bir fark vardı normal pkk destekcileriyle arasında. bu adam aynı zamanda gerçek bir barış isteyen insandı ve biraz mantıklı konuşup bu vatan hepimizin desen gençlere durun pkk ya katılmayın tarzı çağrı yapabilecek potansiyeldeydi. bu adam öldürülmeden kısa süre önce cnnTÜRK'de pkk nın yaptıklarına siyasi demişti ve bende umarım başına böyle siyasi şeyler gelmez demiştim izlerken gece gece. dediğim gibi pkk destekcisi olmasına rağmen dönüştürülebilir biriydi sadece milliyetçi yanı pkk destekcisiydi. öldüğü için aniden değerli oldu değil gerçektende terör örgütünün işine gelmeyecek bir destekciydi, faşist ve tek taraflı pkk destekcisi değildi dönüştürülebilirdi bu adam.
