bugün

Memnuniyetsizlik ve hoşgörüsüzlük gibi kavramlarla doğru orantılıdır.
türk milletinin en büyük sorunlarından biri.

kimsenin kimseye tahammülü yok artık. metroda inmek için birisinden yer değiştirmeyi istediğinde, anasına küfretmişsin gibi bakıyor ve bazen bu bile kavga çıkması için bir sebep olabiliyor.

ama her şeyin ötesinde bu tahammülsüzlüğün altında mutsuzluğun yattığını düşünüyorum. insanların yüzündeki mutsuzluk 500 metre öteden maalesef belli oluyor.

önümüzdeki birkaç yıl daha da kötüye gitmesi kesin gözüküyor bu durumun.

sonumuz hayır olsun.
bir mükemmellik arayışı: Mükemmeliyetçi insanlarda çok rastlanır. Tek kusurda silme, istediği gibi davranmayınca sert konuşma, acımama. En büyük örneği benim için: Steve Jobs.
yeni yeni atlattığım evre. seni yendim ulan!
hele bide diktatör gibiyse hayatınızı karartacak insan tipidir.
Ülkeyi kasıp kavuran, bulaşıcı hastalık.
Hepimizi birbirimizden " tisskinir" hale getiren ideolojiye, siyasete, nifak tohumları serpmekte sakınca görmeyen zihniyete ne kadar teşekkür etsek azdır!
Kınayı, hangi adrese gönderelim?!
en sevmediğim şeydir. insanlar seninle aynı görüşü benimsemeyebilir sevmezsin ama insanların düşüncelerine yaptıklarına(kötü ve suç olmayan) saygı duymalısın.

bir de demokrasiden söz edenlerde vardır bu tahammülsüzlük. ifade özgürlüğüne bile fırsat vermeden ya küfür ederler ya saldırırlar ya da çekip giderler.
Tahammül sınırlarını zorlamak.
şu sıralar başımda bulunan bir tür rahatsızlık gibi. Hiç bir şeye tahammülüm kalmamış. Öyle yorulmuş, öyle hırpalanmış hissediyorum.
en zoru sanırım kendine olanıdır. yapacak bir şey de olmaz. bir çare de bulamaz insan.
şahsımda fazlasıyla vardır . umursamazlıkla birlikte nüks eder. kimseyi ciddiye alamamak , herkesle dalga geçmek de cabası.
Aynı can sıkıcı şeylerin tekerrür etmesinden mütevellit bu şeylere karşı oluşan hassasiyettir.
bütün sabrımı çocuklara sakladığım için özel hayatımdaki insanlardan iş hayatımdaki insanlara kadar kimseye tahammül göstermiyorum.

o tahammülün daha ulvi amaçlarla değerlendirildiği bir yer var hayatımda. iki üç ruh hastası için bebelerimden çalamam.
Herkesi memnun etmeye çalışmak. Aman kırılmasın aman üzülmesin. Sakinlik saklinlik sakinlik. Tahammül tahammül tahammül. Yok artık bitti kalmadı.
Herkes birbirinden o kadar bıkmış ki... Annesine, babasına, kardeşine, eşine, arkadaşına kimse tahammül edemiyor. Kimse alttan alma, sorun çözme odaklı değil. En ufak bir anlaşmazlıkta "anlaşamıyoruz, fikirlerimiz aynı değil." deyip bir kenara fırlatıyorlar ilişkilerini (insan ilişkilerini). Konuşup çözmek varken bunu yorucu, vakit kaybı olarak görüyorlar ve bu yüzden insan ilişkileri çabuk bitiyor (benim fikrimce). Karşısındakinin küçücük bir hatası gözüne batar oluyor, tahammül edemiyor.

insanlar tuhaf. Ne yapmanız, ne yapmamanız gerektiğini asla anlamıyorsunuz. Bir gün onu mutlu eden şey, ertesi gün nefret ettiği şey oluverip çıkıyor.
insanın psikolojik yorgunluğunun tahammül seviyesine yansıması. bir çeşit kırılma. müsamahanın bitmesi.
TEKNOLOJiNiN HIZLA ARTMASI iNSANLARIN TAHAMMÜLSÜZLÜK EŞiĞiNi ZiRVEYE ÇIKARMIŞTIR. ARTIK KARI KOCA BiLE BiRBiRiNE TAHAMMÜL EDEMiYOR. NASIL BiR DÜNYADAYIZ ANASINI SATAYIM
Çocuklar hâlâ çocuk lanet ola.
türk insanının karakteristik özelliği.
istanbul ve ankara büyükşehir belediye sonuçlarının ortaya çıkmasıyla bazı yazarlarda ziyadesiyle tezahür etmekte olan özellik. sol frame'e bakın hele!
bir toplumun en büyük belası.

bu tür lanete uğramış bir toplumda ne felsefe, ne mizah, ne siyaset konuşulur, ne de fikir alışverişi yapılır.
çağın hastalığıdır.
Bence ülkece tek sorunumuz bu.
Ben de var olan sorun ama başı sabırsızlık çeker bence kardeş hisler ya da durumlar adı her neyse. Sabredemiyorum hiçbir şeye.
Artık sorumluluklar artmaya başlamıştır, dertler derya olmuştur ve siz bir kayık bile değilsinizdir. Gelecek kaygınız vardır fakat her şey bulanıktır. Bunalırsınız, insanların sizden beklentisi vardır. işte artık tahammülsüz bir insansınızdır. Merhabalar. En ufak şeyler katlanılmaz gelir. Tahammül edemezsiniz. Yerli yersiz agresifleşir ve yanlış insanların kalbini kırarsınız. Hayat insanları eninde sonunda tahammül edemez hale getirir, kaçınılmaz.