batıyı şirinler köyü olarak gören kafası çalışmayan insanların söylemleridir bunlar. islamın bir hoşgörü dini olduğunu da unutmuşlardır. islamı, tarihlerini, bilmezler bunlar. şuursuzdurlar. neyse hakarete gerek yok. peki gerçekten tartışalım, islam bırazcık da olsa tahammülsüz müdür? yaşadığı dini islam, kendilerini müslüman sanan çoğunluğun pis, hoşgörüsüz, hatta kafası çalışmayan, ahlaksız insanlar olduklarını düşünmekteyim. ama bunu kriter olarak alıp yeryüzündeki allah tarafından bizlere lütfedilmiş olan müthiş gerdanlığa, yaşam biçimeine, dine, islama hakaret etmek, ve bunu müslüman bir ülkede yapmak biraz tokat gibi sanırım. tokat? hem bize, hem islama...
hiçbir şarlatan dinimi karikatürlere taşıyamaz, benim peygamberimi çizemez. onlar sadece umut ettiklerini çizer, içlerindeki şeytanlarını çizer, kendi namlarına ne isim takarlarsa taksın o onları bağlar. benim dinim öyle kolay kolay karikatür olacak, üç beş hayvanın kaleminin ucundaki alay konusu karalama değildir. bunu kabul edende putperest gibi bişey olur. kuklarala çizimlere sığacak bir din değildir islam dini. onlar kendi rezilliklerini çizer yazar ve karalar. herşeyi yaptıkları gibi.
dinler tanrıya hizmet, dünyaya iyilik ve bir çoğunda da öldükten sonra varolacak evrende karşılık almak üzerine kurulmuş kurallar bütünüdür. hiçbir din tahammül ya da taviz vermeyi mantıklı karşılamaz. çünkü bu, dinin kendi kurallarının delinmesine izin vermesi demektir. dogmatik bir takım kavramlar içeren düşünme ya da bağlanma olgularından tahammül beklemek andavallıkla eş görülebilir zannımca.
ne demesini bekliyorsunuz ki dinlerden?
-zinayı yasakladım ama yapsan da olur mu diyecekti?
-şarabı haram kıldık ama içsen de sorun değil kanki mi diyecekti?
sen de bu entryde anlatılanı anlamadıysan soldan üçüncü buton ellerinden öper.
tahammül ve tahammülsüzlüğün, özelliklede söz konusu din ve bu dininde islam olduğu durumlarda algıda yanılgı yaratabilecek potansiyele sahip olgular olduğunun unutulmaması gerekliliğini hatırlatan yaklaşım.