türk sinemasının yüz akı. 5 kere izlenesi filmlerin başında gelir. ahmet uğurlu ve tuncel kurtiz'i aynı filmde ve anadolu hisarı'nda bir istanbul kışında çekmek ile derviş zaim filmi film yapmıştır.
giriş müziği beni benden alan, hayatın sadece dizilerdeki devasa yalılar ve holdinglerden ibaret olmadığını, başını sokacağı bir evi olmayıp soğuktan donmamak için gece araba çalıp sabah teslim eden insanlarında olduğunu tokat gibi yüzümüze çarpan derviş zaimin yanılmıyorsam 8 ödüllü 1996 yapımı muhteşem filmi. yıl olacak 2013 izlemeyen kaldıysa kimseye söylemesin. otursun bi köşede gizli gizli izlesin. film bittikten sonrada oturup düşünsün. olurda yakalanırsa 3. izleyişim diyebilir mesela. ayrıca ahmet uğurluyu öpüyorum burdan.*
son sahnelerde tavus kuşunu kesip yerken, tam kıçına kamışı sokup pişirecekken arka fonda osmanlı mehter marşı çalındığı anda dayak yemesi, sinema kariyerimde ki en trajikomik sahnelerden birincisi olmayı başarmıştır an itibari ile. yazarken bile güldüm.
Hayata tekme atamayanların, bir köşede kalanların, hayatın tekmesini yiyenlerin filmidir Tabutta Rövaşata. Film boyunca " Mahsun" karakteri vardır. Ah masum ah diyerek kendimiz ondan alamıyoruz. Hayatın tüm olumsuzluklarına rağmen hayata küsmüyor, hayatına devam ediyor, dostlarını seviyor ve onlara kazık atmıyor ,tek ihtiyacı geceleri başını sokacak bir yer, bulamadığında araba çalıyor çaldığı arabalarında içinde yatıyor ısınmak için.
Derviş zaim'in yönetmenliğini konuşturduğu filmdir, Fakat Ahmet Uğurlu'nun bu filmden sonra cengiz küçükayvaz gibi çizgisini koruyamadığı gözlemlenmiştir. 90'lar klasiğidir..
kurgusu ile insanı dağıtan fakat müzikleri ve konusu ile toparlayan türk sinemasının birkaç filmi ile kült kategorisinde olan filmidir. ağır roman filminde mustafa uğurlu bu filmde ise ahmet uğurlu yardırmıştır. zaten üçüncü olarakta masumiyet takip eder ki onunda haluk bilgineri vardır.
çekimleriyle, karamsar havasıyla, baba zula nın müzikleriyle insanı bohem bir havaya sürükleyen kült film. en iyi türk filmlerindendir kanımca. ayrıca bu film de gösteriyor ki türk sineması 96-2002 yılları arasında en iyi zamanını yaşamıştır. bu sırada her şey güzel olacak, ağır roman, eşkıya, dar alanda kısa paslaşmalar, vizontele gibi efsane filmler çekildi. ve bitti. keşke böyle filmler yine çekilse. çünkü gerçekten bu tarz filmleri iyi yapıyoruz.
ayrıca bu filmle ilgili aklıma gelen ilk şey çocukken babamla izlediğim ilk filmlerden olmasıydı hatta ilk film olarak bu var aklımda. hatırlamıyorum tabi. sadece adı kalmış hafızamda. ilk defa bugün oturup da adam gibi izleyebildim tekrar.
Yokluğu en iyi anlatan filmlerden. ahmet uğurlunun oynadığı mahsun karakterini hayranlıkla izleyebileceğiniz, 96 yapımı derviş zaim filmi. ayrıca tuncel kurtiz in oyunculuğu yine mükemmel.
filmde işlenen konu o kadar da yabancı olmadığımız, evi barkı olmayan bir grup arkadaşın hikayesinden ibarettir. konu basit olsa da ele alış biçimi bakımından oldukça etkileyici olan filmlerdendir.
filmin iz bırakan oyuncusu bana göre ayşen aydemir'dir. 1999 yılında 35 yaşında kanserden hayatını kaybetmiştir. iyi bir performans sergilediği diğer bir yapım ise Ferhan Şensoy'un Üç Kurşunluk Opera adlı tiyatro oyunudur.