islamiyet öncesi Türklerde sanılanın aksine var olan.
Ancak bu zevk veya karakteristik özellikleri ile ilgili değil içinde bulundukları coğrafyada sadece hayvancılıkla geçinmelerinin bir sonucu idi.
-Eski Türkler uygurlara değin tarım ile uğraşmamışlardır.
-Ticaret toplumu olmadıklarından ötürü yapılan ticaretlerde Çinliler karlı, Türkler zararlı çıktığı için halk bazında ticarete De uzak kalmışlardır.
-ticaretten elde edilen en büyük gelir vergi idi.
-velhasıl en yaygın ekonomik faaliyet hayvancılıktı.
Hayvancılıkta ise bazı riskler bulunmakta idi.
Hayvanların salgın hastalıktan ölmeleri, hastalanıp yeterince ürün verememeleri gibi.
Öyle ki bazı dönemler elde hayvan kalmaz hale gelinirdi.
Bu ekonomik kısmından da öte yeme içme gereksinimine doğrudan tehditti. Bir nevi göçebelerde kıtlık hali..
E yiyecek içecek yok?
Halk açlıktan kırılıyor. Ne yapılacak?
Yiyeceği ambarlarında stoklar halinde dolu olan Çin'in sınır yerleşimlerine baskınlar düzenlenerek yiyecek elde edilecekti.
Kısacası keyfi ve sürekli bir durum değildi.
Senede birkaç kez gerçekleşen mecburi bir durumdu yağma eski Türklerde.
acaip yağmacıyızdır. doğrudur. bu iş küçüklükten başlar. misket oynayanlar bilir. * yerde çok misket biriktiğinde güçlü veya hınzır oyunculardan biri ''kapıııııış''' diye bağırır. ortalık karışır. misketler kapanın elinde kalır. yeniden oyuna başlanabilmesi için uzun pazarlıklar yapılır, sözler verilir. ama kaçınılmaz geleneğimiz tekrarlanacaktır.
türkler yağmalama yapmadı demek tamamıyle bir dürzülüktür. bu sadece türklere ait bir gelenek değil, dönemin insanlarının geliştirmek zorunda kaldıkları bir davranış biçimidir. savaş sonrası askerler mutlaka yağmalama yapar. ama tarih bilgisi sipariş üzerine hazırlanmış resmi tarihten ibaret olan acayip heyvanlara göre türkler çok temiz, kimsenin kılını incitmemiş insanlardır. hayır efendim, türkler de yağma yapmışlardır, türkler de talan etmişlerdir. bu bahsi geçen zaman diliminin savaş raconlarından birisidir. bunu her millet mutlaka yapmıştır.
Sadece turkiye gibi bir ulkede yapilmasina musaade edilebiliecek yanlis sacma sapan bir onermedir. Turkiye disinda hicbir ulkede o ulkenin asli unsuru olan irka boyle hakaretamiz ithamlarda bulundurmazlar. Gidin atiyorum norvec'te "norvecli'ler yagmacidir" deyin bakalim uluorta. adamin gotunden kan alirlar valla. Kaldi ki norvecliler'in atalari olan vikingler dupeduz yagmaci istilaci bir kavimdi. Ama turkiye'deki Turk ve turkluk dusmanliginin herhangi bir yaptirimi yok maalesef. Yahu hadi gectim norvecli'yi, iskandinavyali'yi, kurtler'e yagmaci diyin bakalim surada ne oluyor. Irkci, kafatasci, fasist yaftasini yapistiriverirler hemen. buradan uzaklastirilir, hatta hakkinizda hukuki islem bile baslatilir. ama sira turk'e gelince atis serbesttir. ne yagmaciligi kalir ne barbarligi.
Orta Asya'ya kadar dayanan bir gelenektir. Şehirler istila edildiğinde komutanlar hemen girmez, birkaç gün askerlerin şehri yağmalamasına, kadın ve çocuklara (zevke göre erkeklere) tecavüz etmelerine izin verirlerdi. Kazanılan zaferlerin ardında, askerlerin şehri yağmalayabilecek olmaları, ona buna tecavüz edebilecek olmalarından başka da itici bir güç yoktur. Yağma vaad etmeden nasıl savaş kazanacaksın be!?
Tarih yanlış öğretildiğinden (çünkü biz kazandık) atalarımızı yanlış tanıyor olmamız normal, ama bu yaşta hala "yok efendim peygamber gibi milletiz" dememiz de mantığa aykırıdır. Evet tecavüz ettik, yağmaladık, kazanan herkesin yaptığı gibi. Sokakta olan bitenleri bile göremeyip, savaş ortamında yaşanan bu gerçekleri süpersonik oldukları gerekçesiyle reddetmek de naifliğin daniskasıdır.