buram buram ayrımcılık kokan cümle. ırkçı bir yaklaşım. öncelikle " insan " olmanın erdemine varamamış kişilerin iğneleyici sözüdür bu. kişinin kökenini seçme şansı olmadığından saçmadır da... ne türk olmayan türkiyeliler vardır ki, kurtuluş savaşında, türk kökenli olmasına rağmen korkudan savaşamamış, evden çıkmamış türkün aksine, cephede en önde yer almış. ne türkiyeliler vardır ki türk kökenli olmasına rağmen yurtdışında ülkesini rezil etmiş, ayaklar altına aldırmış bir türkün aksine, bağlandığı bu toprakları tüm dünyada savunmuş, vezir etmiş.
herkes aynı yerden gelip, aynı yere gitmektedir. saçma sapan politikalar sonucu çizilmiş hudutlar, kişiyi ne insanlıktan çıkartır ne de yüceltir. 3 km ileride yaşayan bir anneden doğduğu için hiç kimse 3 km ötede yaşayan diğer kişiden farklı değildir.
aslında ne zaman adam oluruz sorusunun cevabı da burda saklıdır. ancak " insan " olgusunu kavradığımız zaman adam oluruz!
edit: adam olma yolunda daha 40 fırın ekmek yememiz gerektiğini bana ispatlayan herkese teşekkürü bir borç bilirim!
Ingiltere'de yasayanlar nasil ingiliz, fransa'da yasayanlar nasil fransiz, italya'da yasayanlar nasil italyan ise biz de Turkiye'de yasadigimiz icin turk'uz. "ingiltereli" , "fransali" , "italyali" gibi kelimeler nasil kullanilmiyor hemde kulagi tahris ediyor ise " turkiyeli" kelimeside ayni sekildedir. hicbir edebi degeri de yoktur. ha begenmeyen varsa da defolsun gitsin kardesim, kimseyi zorla tutmuyoruz ki bu kirmizi cizgilerin icinde. Baska bir ulkede kendilerine kopek kadar deger verilecegini dusunenler varsa buyursun kapikule , cilvegozu, habur orada.
ülkeye eyÂlet sistemi getirip, bir nevî bölünmemizi isteyen dış güçlerin ve onların maşası devlet yöneticilerinin yakıştırdığı bir ifÂde olan "türkiyelilik" lafına karşı söylenmesi en doğru olan cümle. haykırış.
bu güçlerin amacı millî benliğimizi unutturmaya çalışmak, ulus-devlet modelinden çıkarak ümmetçi bir toplumu sağlamlaştırmak ile ülkede türk-kürt çatışmalarının yaşanmasına neden olmak, kısacası emperyâl güçlerin oyunu "böl"mekten sonraki ikinci aşama olan "parçala"ya geçmektir.
ırkçılık falan da değildir. zir kürt kökenlisi de ermenîsi de bu ülke vatandaşı ise türk'dür. türk vatandaşıdır. tam tersine kişinin kökenine saygı duymakla birlikte tüm insanları eşit sınıfa sokma amacı taşır.
yani bu söylemin eleştirildiğini görünce, atatürk çok yanlış laf etmiş demek ki diyorum..
(bkz: ne mutlu türküm diyene)
bu eşsiz mustafa kemal sözleri "ne mutlu türkiyeliyim diyene" değildi değil mi?
yani cümleyi sonuna kadar benimsemiş hissediyorum kendimi. herkes türkiyeli olabilir. ülkemi görüp beğenen, vatandaşlığa geçen yabancılar, gelip 30 yıl istanbulda yaşamış siyahi işportacılar türkiyeli olabilir ama türk olamaz.
ne mutlu sadece türkiyelilikle yetinmemiş türk olarak yaratılmış insanlara.
yalnız bunu duyan kürtlerin, lazların,çerkezlerin, romanların daha nice türkiyede yaşayan başka etnik kökenlinin 'niye biz türkiyeli olalım lan o zaman' demesi üzerine bi yerlerine kına yakması gereken bi kesim tarafından söylenmiş laftır. laftır ya olsundur, torba dolsundur.
ama söylenebilir.
sonuçta bu ülkede düşünce özgürlüğü var.**
kimine gore irkcilik kimine gore ise milliyetcilik kokan cumledir. "hepimiz ermeniyiz" diyenlerin karsina cikip "ben turkum" demek ne zamandan beri irkcilik oldu ben orasini kacirmisim. biz degilmiydik yillar boyunca hala ettigimiz yeminin sonunda "varligim varligina armagan olsun. ne mutlu turkum diyene!" haykiranlar. simdi ne oldu? ne degisti de mutlu olamiyoruz turkum demekten?
turk-iye-li --> "turklerin yasadigi ulke"de yasayanlar = TURK
kisaca, sol kulagimizi sag elimizi arkadan gecirerek gostermeye gerek yok. sol kulagimizi basitce sol elimizle gosterip "turk" demek daha mantikli. ayrica rusyali, yunanistanli, macaristanli gibi bircok ornek de ayni aptalligi barindiriyor icinde.
Bu konuda garibime giden bir diger yon ise, Turk degil turkiyeli diyenler neden mesut barzani icin Kurt lider diyor da irakli lider demiyor?
edit: bu entry'yi yazmaktaki amacim "ben kurt'um" ben "laz'im" vs denmesine karsi cikmak degil. ben de 1/8 kurt, 1/8 arap, 6/8 turk asilliyim (buyuk dedelerimden birisi bagdat'tan anadoluya goc etmis). amacim sadece turkiyeli kavraminin art niyetini ve sacmaligini vurgulamak. yoksa insanlarin kokeni, irki hic de onemli degil.
1. Etnik Tanım: "Türk" adı esasen MS 550 yılı dolayında Türk veya Kök Türk Devleti'ni kuran bir boyu veya boylar federasyonunu ifade eder. Türk Devletinin kazandığı büyük güç ve prestijden ötürü, bu devleti kuranlarla aynı dili ve benzer lehçeleri konuşan diğer Orta Asya boyları da daha sonraki yüzyıllarda "Türk" adını benimsemiştir.
11. yüzyılda Divan-ı Lugat-it Türk adlı önemli sözlüğü yazan Kaşgarlı Mahmud, "Türkçe" (Türk tılı) adını verdiği Orta Asya Yazı Türkçesinin yanısıra, Oğuzca, Kıpçakça, Uygurca, Çiğilce, Arguca, Tatarca gibi farklı diyalektleri konuşan halkların tümünü "Türk" olarak adlandırır.
Selçuklu'ların 11. yüzyılda iran'ı ele geçirmesinden sonra, başta Oğuzlar olmak üzere çeşitli Türk grupları Batı Asya'nın büyük bir bölümüne yayılmıştır. 13. yüzyılda Türkçe, Anadolu yarımadasının egemen dili olmuş; yanısıra Güney Rusya, Kafkasya, Mezopotamya ve Suriye'de önemli Türk grupları oluşmuş ve siyasi güce kavuşmuştur. 14. yüzyıldan başlayarak Osmanlı Devleti'nin fetihleri sonucunda, Balkan Yarımadası'nda toplam nüfusun %20 ila 35'ini oluşturan Türk toplulukları belirmiştir.
Belirtilen toplulukların ne kadarının Orta Asya'dan göçen Türkler olduğu, ne kadarının dil ve kültür asimilasyonu sonucu "Türkleştiği" sorusu, tarihçiler arasında tartışma konusudur. Anadolu ve Balkanlarda Türk yayılması islam dininin yayılması ile özdeşleştiği için, bu yörelerde islamiyeti benimseyen çoğu topluluk "Türk" kabul edilmiştir. Ancak tarih çağları boyunca belirleyici ölçüt dil olmuştur. 19. yüzyıl sonlarına kadar "Türk" demek, "anadili Türkçe olan kimse" demektir. Dışarıdan adlandırmada (exonym) [1] bu tanım nettir: Avrupalılar ve yerli gayrımüslimler açısından, Türkçe konuşan herkes "Türk"tür. Toplumun kendini adlandırışında ise (endonym) daha nüanslı bir yaklaşım geçerlidir. En eski devirlerden beri Türkçe konuşan Türkmen ve Yörük aşiretleri "Türk" veya "Hakiki Türk" (etrak-ı bi-asl) sayılırken, çoğunluğu etnik köken bakımından karışık olan Osmanlı orta ve üst sınıfları, Türkçe konuştukları halde, kendilerini "Türk" değil, "islam" veya "Osmanlı" olarak adlandırmayı tercih etmişlerdir.
2. Cumhuriyetin Türk Tanımı: Osmanlı Devletinin müslüman halkını, dil ve etnik kökene bakmaksızın "Türk" sayan görüş 1900'lerın başından itibaren Osmanlı yönetici eliti arasında yandaş bulmuştur. ittihat ve Terakki hareketini oluşturan Türk, Arnavut, Çerkez, Gürcü, Kürt ve Arap kökenli liderlerin birçoğu da belirleyici kimlik olarak "Türklüğü" seçmişlerdir.
1919-20'de temelleri atılan yeni Türk devleti, başlangıçta ulusal kimliğini "Anadolu ve Rumeli'nin müslüman ahalisi" (anasır-ı islamiye) ile sınırlamıştır. Bu tanım ülkenin gayrımüslim yerlilerini dışladığı gibi, Dünya Savaşı'nda düşman cephesinde yer alan Arapları da dışlar; buna karşılık dil ve köken koşulu aramaksızın, yeni devletin tüm müslüman unsurlarını içerir. 1923 tarihli Lozan Antlaşması'nın şartları çerçevesinde gayrımüslim azınlıklar da "vatandaşlık açısından Türk" kabul edilmiştir, ancak bu kabul daima sınırlı ve koşullu kalmıştır. Günlük konuşma dilinde gayrımüslim vatandaşlar genellikle "Türk" sayılmaz. Resmi söylemde de bu kişilerin Türklüğü, "Türk kültürünü ve ulusal ülküsünü kabul etmek", "Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olmak" gibi bir dizi esnek ve belirsiz koşula bağlı sayılır.
Bazı Problemler
Cumhuriyet'in benimsediği "Türk" tanımı ilk günden bu yana bazı ciddi sorunlarla karşı karşıya gelmiştir.
Türkiye'ye komşu coğrafyalarda (örneğin Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, Irak ve Suriye'de) yaşayan Türk azınlıklar Türkiye Türkleriyle aynı lehçeyi konuşurlar, ortak bir tarihi paylaşırlar; belirgin bir ortak ulusal kimliğe sahiptirler. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmadıkları için "Türk" sayılmamaları, tarihi gerçeğe ve sağduyuya ters düşer.
Özellikle Hatay'ın Türkiye'ye ilhakının gündeme geldiği dönemde bu paradoks, Türkiye Cumhuriyeti yönetimini sıkıntıya sokmuştur. Bu nedenle "Türk" tanımına 1930'lu yıllarda yeniden bir etnik köken boyutu eklenerek, Türkiye'ye komşu coğrafyalarda yaşamış olan bir dizi tarihi kavmin (örneğin Hititler, Sumerler, Akalar, Etrüskler, iskitler gibi) "Türk" olduğu ileri sürülmüştür.
ittihat ve Terakki ve Cumhuriyet aydınları arasında 1910'lardan beri etkin olan Türkçülük ve Turancılık akımları, Orta Asya'da çeşitli Türk dilleri konuşan kavimleri (Azeriler, Türkmenler, Özbekler, Kırgızlar, Tatarlar gibi) "Türk" kabul etme eğilimindedir. Oysa bu kavimlerle Türkiye Türkleri arasında siyasi anlamda bir ulus birliği yoktur; bu halklara mensup insanların büyük bir bölümü kendilerini "Türk" saymaz ve Türkiye Türkleriyle "kaderde ve tasada ortak" bir siyasi ideali paylaşmaz. Eğer "Türk" tanımı Orta Asya'nın bu halklarını da içerecek şekilde genişletilirse, o zaman "Türklerin" gerçek anlamda bir ulus (millet) olmadığını kabul etmek gerekecektir.
Yukarıda sayılan kavramsal problemler, günümüzde de Türk siyasi düşüncesinin en önemli açmazları arasında bulunmaktadır.
alman-ya --> almanların yaşadığı ülke? evet. aynı zamanda 4 milyonu türk olan, bir çok milletten insan yaşıyor. ve buradaki türkler kendilerine alman diyor mu? ben görmedim.
türk-iye --> türklerin yaşadığı ülke? evet. aynı zamanda kürt,laz, ermeni,ingiliz, fransız,papua yeni gine gibi bir çok milletten insan yaşıyor. ve buradaki türk olmayan milletler kendilerine türk demek zorunda mı? hayır. o zaman ırkçılığın anlamı yok. gidin çay koyun.
" bırakın insanlar istediği gibi yaşasın, önemli olan iyi insan olmak, dünyaya fayda sağlamak, hepimiz allahın kuluyuz, hoşgörü hoşgörü hoşgörü " diye bağırmama neden olan başlık.
yaşadıklarımız bana imparatorluğun son yıllarını hatırlatıyor. azınlıkların ekonomik ve sosyal açıdan müslüman tebaayla kıyas dahi edilemeyecek üstünlüğü ve serbest milliyetçilik söylemleri... ve türk yurdunda türk olduğunu söylemeye korkan bir çoğunluk... tarihin tekerrür etme olasılığını düşünmek kanımı donduruyor...
edit:eksi oyların çokluğu kanımın ısısını daha da düşürdü
(bkz: mutlak sıcaklık -273*C)
ırkçılıkla uzaktan yakından alakası olmayan slogan. bugüne kadar türkiyeli diye bir kavram yoktu zaten neydi bu anlamadım gitti. bunca yıllık türk'üm şimdi türkiyeli mi olucam? ama kurtuluş savaşında türkiyeyi türk olmayanlar kurtarmış zaten. * o yüzden türkiyeli olalım biz. hatta sonra türk ismi falan da kalksın sadece insan olalım biz. öyle istiyorlar ya..
ırkından gurur duymak ve bunu dillendirmek ayrı bi olay kendi ırkını üstün ırk diye sayıp onun saflığını bozanları yakmak vs. ayrı bi olay iyi ki bi de var bi deyim ya faşizm. her zaman olduğu gibi ota boka kullanılsın. ırkından gurur duymak küçmsenecek bi olay değil. insan bi kere aidiyet duygusu olmadan dağlardaki çakallar misali tek başına yaşayamaz sosyal bi hayvan çünkü, sıcakkanlı aile kurma güdüsü olan. kaldı ki türküm yaşasın demenin, sözde medeni içte dangalak olan global(!) barışçıl(!)kişilerce küçük görüldüğü şu devirde binlerce şehit eğer bugün hala veriliyorsa ve geçmişte verilmişse bu, bu ülkede bi takım tanımların oturmadığı,bi takım muhasebelerin hala yapılıyor olması demektir. elalem teröristine bile sosyalizm kılıfında kardeşim derken, türk cevaben türküm demiş hakaret mi etmiş! bunu hakaret olarak alan bi zahmet defolsun gitsin. ya da ırkların insanların tanımı olmadığı , abd nin planlarının bu ülkede geçmediği dandik türkücülerin bile bırakın ırklara göre ülkeyi bölgelere bölmediği zamanları geri getirsin.
Türkiyelilik gibi bir vatandaşlık biçimi olmadığı için doğru olan cümle.
Türkiyeli nerelisin gibi bir soruya verilecek bir yanıttır. Türk olmak ise hangi milliyete hangi millete tabi olunduğunu açıklayacak bir yanıttır.
Şimdi gidin fransa ya bir tane cezayirli bulun sorun nerelisin diye ve bu adam cezayirde değilde fransada doğmuş büyümüş bir adam olsun. Afedersiniz gözünün öünde anasını bilmem be yapsanız o adam cezayirliyim demez, Fransızım der.
En çarpıcı örneğide fransa cunhur başkanının sağ kollarından "patrick deveciyan" dır. kendisi soyadından da anlaşılacağı gibi ermenidir. Hemde ermenistanın en köklü ailelerinden birinin mensubudur. Banu avar'ın sınırlar arası programında banu avar kendisine siz ermenisiniz dediği zaman verdiği cevap ise kendisine hakaret etseniz vereceği cevap ile neredeyse eşdeğerdir.
Verdiği cevap; "siz bana ermeni diyemezsiniz ben bir fransızım ben fransız vatandaşıyım" olmuştur. ermen olduğunu kabul etmez hatta tüm konuşması boyunca ermenilerden ve ermenistandan 3. şahıs gibi bahseder.
youtube dan banu avar sınırlar arasında yazıp aratın ve programlardan fransa ve avrupa birliği rüyasını izleyin. Ne demek istediğimi göreceksiniz.
Aynı şekilde amerikada afrikalı olduğu aşikar birine afrikalı derseniz bu faşizmdir bu onu milletin dışına atmaktır bu onu itmektir ve işte tam olarak bu milliyetinden dolayı ona ayrımcılık yapmaya çalışmaktır. Siz ona afrikalı diyemezsiniz o da sizin gibi bir amerikalıdır.
Yani sevgili humanist ve sosyalist ve anti emperyalist özgürlükçü yazarlar aslında türkiyeliyim diyen kişi ve bu kavramı savunan kişi faşizmi körükleyen bunu isteyen ayrımı ortaya çıkaran kişidir dünya literatüründe. ama biz yeni bir akımız kendimiz yaptık diyorsanız şimdiden söyliyim tahta element değildir.
Hepimiz türküz.
Kimsenin ırkını yoksaydığımız kimsenin kökenini inkar ettiğimiz yok, herkesi eşit gördüğümüzü anlatmanın en iyi yolu bunu açıklayabilmenin dünyadaki dili o ülke üzerinde yaşayan tüm vatandaşlara o ülkenin vatandaşı sıfatını vermektir ve fransada bu nasıl ki fransızlıksa amerika da amerikalı ise Türkiye de Türklüktür.
Türkiyelilik diye bir kavram sadece ayrılıkçı bir terimdir uygulanamaz, saçmadır.
almanya ve orada yasayan turkler ornegi ile karsilastirildiginda dogrulugu pekisecek olan sozdur. almanya vatandasligina gecen turklere almanyli dendigini hic duymadim, duyan varsa bildirsin aydinlanalim. almanya vatandasligina gecen turklere turk asilli "alman" denmiyor mu? tabii almanlar bizim gibi bir taraflarindan sacma sapan tanimlar uydurup almanyali demiyorlar, akilli adamlar. (#2378517)
edit: alman vatandasligina gecmeyen gocmenlerin durumu farkli. onlar ne almanya vatandasi ne de alman.
isteyenin istedigi gibi soylemekte serbest oldugu kimlik ifadesidir. kimse "vay turkum dedi, fasist!!!" demeye hakki yoktur. cunku her ifade kisinin benligini yansitir. eger bir vatandasimiz kendini 'turkiyeli' yerine 'turk' olarak tanimliyorsa, baskalarina sadece insan gubresi yemek duser.
tabi, ayni mantikla kendine 'turk'ten ziyade 'turkiyeli' kavramiyla hitap eden insanlar varsa, o zaman baska insanlara soz hakki dusmez. isteyen istedigi gibi ifade edebilmelidir kendini. isteyen mustafa topaloglu gibi uzayli olur, isteyen bir hafta once ingiltere vatandasligina gecmis olmasina ragmen 'ingilizim ben' der. kimse de karisamaz.
ha, fasist ne zaman olunur?
"'ben turkum' demek istemiyorum" diyenleri "sktr git lan o zaman mnskym!!!" gibi tavirla bu topraklardan atmaya calisildigi zaman fasist olunur. bu vatan senin oldugu kadar her turk vatandasinindir. evet, bir hafta once turk vatandasligina gecen nijerya asilli zenci de seninle ayni haklara sahiptir. iste onu kabul etmedigin zaman irkci olursun. aynen kita avrupasinin turklere uyguladigi politikalardaki gibi...