satirik şiir ne demektir?
-kişilikle alakalı bir şey galiba hocam.
yukarıda ki şiirin türü nedir?
-pastoral, bu yüzde 90 doğru
lirik bundan da emin değilim yüzde 30 doğru. *
hocam kurban olayım 45 verin.
ek kağıt hakkı olmayan bir sınavdı, sınavın son dakikalarına doğru, kağıdın sonuna gelindiğinde yazıları büyülterek, sayfanın tam sonuna gelindiğinde cümleyi yarım bırakarak, hocam kağıt yetmedi.
soru: karışık dilli eserler hakkında araştırıcıların düşüncelerini anlatınız.
cevap:Türkoloji literatüründe Tarihî Doğu Türkçesi ile Tarihî Batı Türkçesi özelliklerine karışık olarak yer veren eserler hakkında umumiyetle karışık dilli isimlendirmesi kullanılmaktadır. Ancak bunların Türkiye Türkçesinin gelişim devreleriyle ilgili olup Orta Türkçeden Türkiye Türkçesine geçişin gerçekleştiği bir dönemin karışıklığını yansıttığını söyleyenler olduğu gibi, herhangi bir şekilde Türkiye Türkçesinin gelişimiyle ilgileri olmayıp sadece Doğu Türkçesi grubuna mensup göçmen bilim adamları ve ediplerin dillerindeki karışmanın neticesi olduğunu söyleyenler de vardır. inceleme konumuz olan küçük risale hacmi itibariyle böyle bir konuda derinlemesine bir fikir beyanına çok da imkân vermese de, biz eserlerin karışık dilli olmasının tespitinde ortalama olarak standart kabul edilen Eski Türkiye Türkçesinin özellikleriyle mukayesesinin değil de kendi içindeki verilerle mukayesesinin esas tutulması gerektiği kanaatinde olduğumuzu ifade etmek isteriz. Bu görüşü biraz daha açacak olursak diyebiliriz ki, meselâ bir eserde bulunma hali için ETTdeki +A yerine +GA veya i- fiiliyerine er- şekli kullanılıyorsa bu eser karışık dilli sayılmamalıdır. Eğer eserin içinde bazen +GA bazen +A, bazen erse, bazen ise kullanılıyorsa ve bu karışıklığın mahalli bir ağızla standart yazı dili özelliklerinin karışması olmadığından emin isek, bu eserin karışık dil özellikleri taşıdığından söz edebiliriz.
Her dönemde ve her diyalekt grubunda bir kısım şekillerin ikili olabileceği ve standart yazı dilinin oluşumu sürecinde bir çok ağızların karıştığı gerçeği de göz önünde tutulursa, Türkolojide kullanılan karışık dilli tanımlamasının ne ifade ettiğinin, neyi neden ayırmayı amaçladığının çok da açık olmadığını söyleyebiliriz. Karışık dilli tanımlaması, genellikle, Doğu Türkçesi ile Anadolu Türkçesinin veya bazen de Kıpçak Türkçesi ile Anadolu Türkçesinin özelliklerinin karışık olarak bulunmasını ifade etmektedir. Böyle bir tanımlama kimi metinler için uygundur, ancak her metin için uygun olduğu da söylenemez. Kimi ses düzeni, şekil bilgisi, hatta söz dizimi özellikleri düzenli olarak ETT için standart var sayılan şekillerden farklı olan eserlerin her zaman için Tarihî Türkiye Türkçesinin dil sınırları içinde yer alan bir diyalekte ait olabileceği ihtimalini yok saymamak gerekir. Bizim elimizdeki küçük risaleye yaklaşımımız bu şekildedir. Eski Türkiye Türkçesi metinlerinden farklı bazı özellikler taşıyan bu risalenin bu dil grubunun tabiî sınırlarına dahil bir diyalekti temsil etmesi ihtimali üzerinde duruyoruz.
lise1'de okuduğumuz dönem (endüstri meslek lisesi) sınavda şuna benzer bir soru sorulmuş;
samanları ve yemleri işte falanca akım kuvvet vs bağlamında nasıl ayrıştırısınız tarzı saçma sapan bir soru sormuşlar.
uyanık elemanın biride aynen şöyle yazmış; samanları inekleri yediririz, yemleri de tavuklara böylece ayrıştırma yapılmış olur *
o dönem bursa dörtçelik eml'de epeyce konuşuldu bu konu, ama kim yazdı neden yazdı bunu hiç öğrenemedik yada ben öğrenemedim *
Kağıtta hiçbir kelime yokmuş başka. Sadece -neden? diye sorulmuş.
Bunun üzerine bütün sınıf: şudur, budur, öyledir,böyledir diye sayfalar dolusu yazmış, fakat hiçbir öğrenci bu sınavdan geçememiş.
Sadece bir tek öğrenci geçmiş. Onun verdiği cevap da şöyleymiş:
-çünkü..............................................