yorgunum, yatakta uzanırken bir yandan rapor yazıyorum, diğer yandan sözlük facebook filan öte yandan uykum da var sızmak üzereyim, tüm bunlara ragmen sıkılıyorum. dün gece farkettim ki uykumda bile sıkılıyorum ben.
Kurtulamaz insan kendinden, kurtulamaz. Kendini bırakıp gidemez, gidemez. insan kendinden sıkılırsa ne olur peki? Kendinden nefret ederse ne olur? Kendine tahammülü kalmazsa?
Bedenimin ruhunu sıkıp, ipe asmak istiyorum kurusun diye. Ruhumu çamaşır suyuna basıp rengini açmak istiyorum, dip bucak temizlemek istiyorum beynimin kıvrımlarını. Süpürmek istiyorum her anı kırıntısını. iyice temizledikten sonra ütüleyip lavanta kokulu bir sandığa kaldırsam, yıllarca tozlanarak ve aşınarak zamanın gücüyle... öyle yok olsam?
Öyle bir sıkılırsın ki, ne yapacağını bilemezsin, haykırmak gelir içinden haykıramazsın, işlerin vardır yapasın gelmez, üşenirsin, arkadaşlarımla dışarıda biraz takılsam, sıkıntım geçer dersin fakat öte yandan, hepsinin amına koyayım, dersin ve hiç biriyle konuşmak istemezsin.
işte böyle kötü bir durumdur. Tabir edecek olursam sanki arafta gibisindir. Yavaş yavaş siliniyor gibi hissedersin ses etmek istersin ama edemezsin, bataklığın içine batmak gibi bir histir.
Aniden vuku bulandır. Şu an zevk veya tad alamıyorum onun haricinde.
Sevilenlerle beraber vakit geçirmek, özlemi gidermek istiyorum da yok işte amk. Çok mu zor hala anlayabilmiş değilim. Görüp de beraber olamayınca insanın içi de burkuluyor. Net.