bugün

Bu sıralar bu başlığa fazlaca uğramaya başladım.

Her gün bir arkadaşım mesaj atıp " kardeşim gelince tatile gidelim, gezelim, sabahlayalım" demelerinden sıkıldım. Bunalıma girdim. Sırf bu tipler yüzünden kimseyle konuşasım gelmiyor. Onlar dışarıda ben ise, müebbet hapis cezasına çarptırılmış bir mahkûm gibi saçlarımı ağârtan düşünceler içine dalıyorum.
Amınakoduğumun askerliği bitmiyor, düşünmekten dolayı ben bittim ama orduya olan görevim bir türlü bitmiyor gençliğimi yedin tsk. Şikayetciyim.

Uyuyorum aq ben düşün düşün nereye kadar.
görsel
tam da sohbette sıkılmaktan bahsedip sol frame de gördüğüm kelime.

evimi mi dinliyorsunuz. bu kaçıncı tesadüf.
Günümüz insanının en büyük sorunu.
tam şu anda içinde bunduğum eylemsizlik.
Bir hobi.
Hastayken sıkılmak daha bok.
çok sıkıldım mesela şuan.

sıkılmak en sıkıcı eylemdir. bakın böyle saçmalatır insanı.
Modernize edilmiş hayatın en yakın dostu.
gün içerisinde 462 değişik şekilde hayattan sıkılabiliyorum.
uğruna yaşanacak bir şey bulamamaktan kaynaklanan ruh halidir. her insan hayatlarının belli dönemlerinde hissedecek bunu. kaçarı yok. bitmez. bitmiyor işte. o karanlık ve o sıkılmışlık kemiklerine işlemiş insanoğlunun. dinmiyor. bitmiyor. ne zaman ki bizi tutsak eden zincirlerimizi kırmak için cesaretimizi toplarız, ancak öyle kurtulabiliriz. aksi halde bu hep devam edecek.
sıkılınca kek yapmak. pasta yapmak ve örgü örmek. örgü 40 tan sonra tabi.
mesaj atın arkadaşlar.
an itibariyle yaşamakta olduğum.
bir şeylerden keyif alamama, amaçsız hissetme durumudur. Son iki üç haftadır yaşamakta olduğumdur. sıkılıyorum, yaptıklarımdan da yapmadıklarımdan da.
Limon gibi sıkılırdım da suyum cikmazdi. Düşünün artık sıkıntıdan neye benzettim kendimi. Teşbihte hata olmaz.
2 sene sonra sözlüğe dönmeme sebep olan durum. buralar hep dutluktu.
Türk kahvesi yaptim içiyorum şuan. Bakmayın aç aç kendime kadsr var.
görsel
Sık sık yaptığımdır.
Ohh biraz da şu tarafa sıkılayım.
O kadar sıkılıyorum ki entry giresim gelm.
berbat bir şey.
insan hiç sevdiğini düşündüğü sporu yaparken ortasında kendini boğulmuş hisseder mi?
hep aynı hareketler . napıyor bu insanlar? niye geldim ki şimdi ben?
iş yerinde yapa yapa bitmeyen işler. çalan telefonlar. off ne bitmez derdiniz varmış arkadaş!
yaz vakti binsem gemiye ispanya benim italya senin oh ne güzel. brezilya Arjantin derken... şöyle yerinde güzel bir tango seyretsem...
kısır döngünün ülkesi türkiye yok yere ölenlerin sakıza dönen uyduruktan dizi senaryoları zengine düşen fakir kül kedileri hayaller hayatlar...
şikayet etmeden kahveden aldığım o tat gibi olsa muhabbetlerin arkadaşım sevmiyorum cefakar kadın triplerini. sıkılıyorum senden de haklısın derken bile ...
üff bana ne akşam ne yemek yapacağından sanki memleket meselesi. girme facebook'a herkes mutluluktan sosyallikten kırılıyor. silah zoruyla mı tutuyorlar ki bu insanları bir arada? herkesi inandırsalar bizi ezseler ne olacak bu ne bitmez tükenmez açlıkmış arkadaş!
üstüme üstüme geliyor çoğu zaman...
kendine yabancılaşmanın boğuculuğudur sıkılmak. ezelden beri var mezara kadar gidecek. ya da zamanla o huzur bulunacak.
Kendimi müdafaa etmekten, herhangi bir konuda hak aramaktan dahi sıkıldım. Herkes kendi doğrusunu yedirmeye, gazlamaya çalışıyor. Bizde haklısın yok, anlamsız bir laf rekabeti var. Doğru, kişinin işine gelendir, hesabı...

Sonra gel de insanları sev. Bu koşullar altında olası görünmüyor. Aman sakın karşı çıkma ha, senden kötüsü olmaz sonra. Sesini çıkarma da mutlu olsun insanlar. Bir de bunları yapanlar adaletten falan bahsediyorlar ya, sizin adaletinize benim şeim girsin. Kişi kendini görmezmiş. Artık tartışma yapmıyorum. Tamam abi, sensin abi.. he deyip geçiyorum.
Şu an içinde bulunduğum durum. tabii gidiyor bu his fakat sonra geri de geliyor (!)
attila ilhan'ın "zenciler birbirine benzemez" romanındaki kahraman mehmet ali nin sorunsalı: neyi istemediğini biliyor ama ne istediğini bir türlü bilemiyor.