yalnızsanız her an hissettiğiniz durumdur. ne mesaj atanınız, ne arayanınız, ne de beraber vakit geçirebileceğiniz bir arkadaşınız/dostunuz vardır. sizin için günler sadece 'geçer'...
insanı içten içe yiyip bitiren, kanser gibi bir durumdur.
öyle bir yerde öyle şartlarda büyüyüp yetişmişsinizdir ki insanların anlık zevkler uğruna birçok şeyden fedakarlık etmesi sizi şaşırtır. oysaki sizin fedakarlık edebileceğiniz hiçbir şeyiniz yoktur.
siz hayata hiç yetişememişsinizdir ki kaçırma kaygısından kurtulasınız.
nasıl olurda bu kadar gereksiz bi insan olabildim ben dediğiniz anlardan biridir. ben şahsen size biraz uzanıp, dinlenmenizi yapamadığınız elinize yüzünüze bulaştırdığınız şeyler yerine, başarabildiklerinize odaklanmanızı sevip kaybettikleriniz yerine, sevipte bir an bile olsa yanınızda olanların verdiği mutluluğu hatırlamanızı öneririm. ama herşeyden önce; sizi yaşama bağlıyacak güzel bir temel bulun. saf temiz bir nişanlı gibi..
yapman gereken şeyleri bi türlü yapamazsın ya ve 'yapıcam bunu evet yapıcam!' diye de kendini ha bire kandırırsın ya işte odur.
yada bağlarsın hayatını başkasının başkalarının hayatlarına ve senelerini yitirirsin sonra tekrar eder bu olay ve dersin 'buda mı gol değil be' bu durumda olabilir.
Zamanın ne kadar hızlı akıp gittiğinin hissedilmeye başlanıldığı zaman diliminde sık sık düşünülen şeydir. iki arada bir derede kaldığını hisseder insan. Dolu dolu yaşanamamış geçip gitmiş zamanın esefle anıldığı, geleceğe yönelik telaşların ivme kazandığı, bencilliğin arttığı süreçteki ruh hali.
siz ödev yapıp sınava çalışırken arkadaşlarınızın gezmesi. sonrada utanmadan gelip kopya istemesi veya ödevleri aynen geçirmesi hayatı kaçırıyormuşum gibi hissettiriyor bana.
erken kalkıp gece 2'e kadar çalışman 4 de evine gidip uyuman haftanın sadece bir günü yakalabilmen o hayatı o da eğer şanslıysan (!) sefa pezevengi olma isteğinin içinde büyümesi, istekleri kürtajla aldırma düşüncesi ve sadece düşünce balonlarından ibaret olması. **
vize ve final çalışırken hissedilen duygudur.dışarıda bir hayat vardır ve siz evde oturup zorla bir iki saat fotokopilerin arasında boğuşursunuz.üzücü üzücü çok üzücü...
berbat bi duygudur.devamlı olarak kendini resetlemek zorunda kalırsın.herşeyden uzaklaşmış hissedersin.sanki yaşamak için bi amacın kalmamış gibi gelir.
hep bir yanlış yapma korkusu; biraz cesaret fazlası değil...ürkütmeden elle tutulmuyor ki hayat, yaşamak lazım; ama biraz yakınlaşıverince de korkup kaçıyor işte ellerinizden...otobüsü kaçırmak gibi değil, yenisi gelmeyecek çünkü; bu bile bile son treni kaçırmak olsa gerek her gün...
herkesin neşeli olduğunu ve hayattan zevk aldığını görünce,birçok kişinin sevdiği yakın arkadaşlarıyla bir şeyler yapma çabalarında bulunduğunu görünce, sevgililerin aşkı doyasıya ,çevrelerindekini kıskandıra kıskandıra yaşadıklarını görünce,herkesin dertlerini unutmuş bir şekilde sevdikleriyle beraber bir şeyler yaptığını görünce içe sık sık dolan histir, can sıkar, iç bunaltır, kafa yordurur, kalp karartır. *