bugün

geçen yine amerikadayım.. diye devam edecekler olaylardır..
geçen gün elektrikler kesildiğinde expelliarmus büyüsüyle şarteli kaldırmam. galiba ben de büyücüyüm sözlük, bu yaz hogwartza başlıyorum. selam söyleyeceğin biri varsa hani..
Bir gece bir ses rahatsız etti beni uyandım. Uyandığımda kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu, nefes bile almadan beklemeye başladım. Tak tak tak. Kapım kırılacakmış gibi çalıyordu, gecenin bir yarısı, korkudan altıma yapmam için bir şey daha bekliyorum, ölüyorum korkudan. Köpeğimi alıp götürmüş arkadaşım bir kaç günlüğüne, ha dedim sıçtım, hırsız kapıyı çalıyor işte!

Kedilerden ikisi odamda, kaldırmışlar başını odamın kapısına bakıyorlar, resmen kilitlenmişler.

TAK TAK TAK TAK.

Kalkıyorum yavaşça, ışığı zaten kısmışım karanlık değil, odamın kapısı kilitli açıyorum, titreye titreye yürüyorum.

TAK TAK TAK..

Kapı çalıyor yine. Kim o diye bağırıyorum, o ses benden çıkmadı diye düşünüyorum, öyle bir ses tonu yok çünkü ben de.

Kapıya yaklaşıyorum, bakıyorum kimse yok, ben hala kapının deliğinden bakıyorum ve TAK TAK TAK. Bir kaç adım geriye gidiyorum, kapıya hiç durmadan vurmaya devam ediliyor..

Diye bir şey anlatmak isterdim ama yok. Bu monoton yaşantımda cinler, hayaletler, ne bileyim belki de uzaylılar, al basmalar, gul yabani gibi hiçbir şey ilişmiyor bana. Gece yatıyorum, sabah uyanıyorum, işe gidiyorum, geliyorum, uyuyorum uyanıyorum. Kabus bile görmüyorum. Olsa da az heyecan yaşasam istiyorum o da yok. Çok acı.
Bugün uydurma bir hikaye yazınca neden bana cinler falan gelmiyor derken buldum kendimi. Uzun uzun düşündüm, neden benim anlatabilecek gizemli bir anım yok, neden benim doğaüstü hiçbir olay yaşamışlığım yok diye. Derken aklıma o geldi, mavi top olayım. Hala tüylerim diken diken olmuyor çünkü mantıklı bir açıklaması var bana göre.

Bir süre önce temizlik yapıyorum, cümlemin bir yerlerine "yine" kelimesini yazmak istedim, elim gitmedi. cinler falan da dedik çarpılmayalım diye düşündüm boş yere. o yüzden temizlik yapıyorum olarak kısaltacağım. ben neden bir şeyi de kısaca anlatamıyorum orası da çok ayrı bir konu. yeniden başlayacağım.

bir süre önce temizlik yapıyorum, öyle her zaman yaptığım bir şey değil, ayda yılda bir yaparım, temizlik anlayışım kız kardeşimin eline para tutuşturup evi temizlemekten öte hiç gitmedi. yerleri siliyorum, arkamda mavi plastik top duruyor. kaldırıp bir kenara koymam hiç, kim bilir ne kadar süredir duruyor o orada. derken topa biri sertçe vurmuş gibi pat diye duvara yapışıyor oradan sekip yavaşça yuvarlanarak eski yerine doğru gidiyor. kış, hava soğuk camlar kapalı, evin için sıcak sıcak. bildiğin futbol oynamayı seven bir hayaletin olduğunu düşünüyorum, feci tırsıyorum, kapı koluna bir hamle yapıyorum, kaçacağım evden. çok hazırım. sonra dedim kaçsan bile yine geliceksin, dur evinde, durdum da. temizlik yaparken vücudumda oluşan negatif enerji ile eşyaları hareket ettirdiğimi düşünüp kapattım bu konuyu. bir süre gizli güçlerim olup olmadığını anlamak için burnumu sağa sola oynattım, parmaklarımı fatih ürek gibi döndürüp dolaştırdım, selena selena selena diye evde seslendim ama bir şey olmadı. bir anlık bir şeydi demek ki.
Bir keresinde otururken. Kumanda yanımda olmamasına rağmen arkadaşımla konuşurken aniden kanal değişti. Hatırlatıcı da da bir şey yoktu. Anormal gelmişti. Teknik bir sıkıntıda oluştu herhalde.
dün gece başıma gelen olayı anlatıyorum.

dün ezan sesini duydum daha erken değil mi diye düşündüm sonra üst kattaki komşu musluğu açtı baya açık kaldı sonra biraz zaman geçti yine ezan sesini duydum duyar duymaz kalktım ışığı açtım ezan okunmamış mıydı dedim kendi kendime söylendim noluyo lan diye sonra tırsa tırsa yattım yattıktan sonra üst komşu musluğu açtı . küçüklüğümden beri metafizik olaylarla iç içe olan özel bir insanım ama geleceği yaşamak benim için bile çok farklıydı çünkü rüya değildi hayalde değildi uyanıktım. böyle bir olay yaşayan ya da bu konular hakkında bilgisi olan biri varsa aydınlatsın beni.
Universite kazanmak daha kazanamadim ama o ayri mesele.
ilk sınavından 78 aldığım matematik dersinin son sınavından 05 alabilme başarısını göstermiştim. bence de doğa üstü.
Karabasan ile uyku felcinin farklı şeyler olduğunu anladığım bir durum yaşadım.
Serefsiz bi arkadaşım vardı seni bayıltacam dedi uyandıgımda hortumlan su döküyorlardì . Böyle o an sanki uçuyon mk bosluktasın mùkemmel bir histi . Arkadaslarım gigigi diye bi ses çıkardın 2sn sonra uyandın dediler . Halbuki bana 2 saatlik uzay boslugu yolculugu gelmisti. (serefsiz arkadasım internette gòrdügü bi videoyla bayiltti . Bademcik altında beyne giden oksijen damarları var onları tıkamış meger parmaklariyla).
Bi tane hocaya gittim bende büyü var mi diye orda bişeylere bakti, sonrasinda 3-5 tane cin gelmişti Muayne için.
Yolda ceketini dusurdugunu fark edip geri yuruyup ceketi alirken az onceki yere yildirim dusmesi.
Suyun üstünde yürüyen uçak görmüştüm. Beni farkedince hemen görünmez moda geçtiler.

Günler sonra gelen edit : Sonradan aldığım bilgilere göre TSK'nın yürüttüğü bi proje olabilirmiş.
Küçükken köye tatile gitmiştik. Gece köpek kadar kediler kapıları tırmalıyordu. Yani kedi kılıklılar.
ilkokulda 5 teyken karşı komşunun kızının memelerine bi kere yanlışlıkla deymiştim. o gün bugündür memenin çekim gücü benim için turkcellin çekim gücünden daha fazla etkili ve önemli. düşün amk meme ilkokul 5 bi de tombikoydu.
Bir keresinde annemle tartışmıştım. Sonra Oturma odasına giderken ayak küçük parmağımı mobilyanın ayağına çarptım. ibretlikti annelerimizi üzmeyelim.
Bir gece işten eve yürüyorum, sokaklar bomboş yakın mesafede hiç kimse yok. ansızın arkamdan bir kuvvet beni itti ve dengemi kaybedip yere düştüm. Ulan etrafımda it köpek hiçbir canlı kanıt yok. eve gidene kadar benim 98 model doğan slx bedenim, oldu mu sana bugatti veyron.
daha önce de enteresan şeyler yaşadım ama bunu ne akla ne mantığa hiçbir şeye sığdıramadığım için hala hafiften bir tırsma yaşıyorum aklıma geldikçe.

birkaç ay önce erkek arkadaşımla telefonda sohbet ettik uzun bir süre. konu da din. ben o sırada epey bir takmıştım kafaya bu konuları ve durmadan okuyorum, araştırıyorum vs. o konuşmayalım dedikçe tartışmanın içine çekiyorum. epey keskin şeyler söylüyorum, sonra telefonu kapatıyoruz.

duşa giriyorum. ardından saçlarımı kurutacağım. tabi kafamda üç kişilik saç olduğu için her zaman telefonumda hazır olan playlistimi açıp kulaklığımı da takıyorum. açar açmaz kulağıma tuhaf bir konuşma gelmeye başlıyor. sanki dini bir radyo açılmış gibi. allalla diyip sesini açıyorum anlayabilmek için. tam hatırlamamakla birlikte bir adam, allah vardır, birdir, inanmayanlara merhamet etmiştir gibi sözler söylüyor. benim gözler açılıyor tabi bir anda. bu nereden gelmiş benim telefonuma, playlistime nasıl girmiş diye? telefonu arıyorum tarıyorum o kaydı bir daha bulamıyorum. bir kandil günü whatsapp'tan biri yollamıştır diyorum. ama mümkün değil o kaydı bir daha bulamadım. hala da düşünür dururum o neydi diye? bu da böyle bir anımdı sözlük.
zamanında ÖSS'de 1 soru atmıştım doğru çıkmıştı. evet budur .
bir gece rüyamda nadiren gittiğim tuzla'daki müşterimden dönerken kurtköy kavşağında yavaşlamam gerektiğine dair bir sahne görmüştüm. herhangi bir ses, uyarı vs. yoktu sadece hissiyat olarak yağmurlu havada tam o noktada yavaşlamam gerektiğini düşünüp uyandım. ertesi gün o müşteriye gitmem gerekti, malı bıraktım, dönerken şiddetli yağmur başladı ve tam kavşağın o noktasına yaklaşırken rüyayı hatırladım, baya yavaşladım ve hiç görmediğim bir çukur veya muhtemelen taşın üzerinden hayvan gibi sıçradım. yol hafif göl olduğundan taşı (veya çukuru) görmemiştim. yavaşlamasaydım muhtemelen en azından yolun ortasında bir spin atabilirdim.

çok sevildiğimi ermiş olduğumu düşünmekten ziyade köpek gibi tırsmama sebep olmuştur ve fsm'ye gelene kadar ağzım açık kalmıştır.

doğaüstü bir olay değil esasen, başlığı görünce aklıma geldi.
bir ara gökyüzü üstümden geçmişti çok korktum.
uzaylılarla tanışmam, yürürken ardıma gökyüzünden taş düşmesi, aklımdan geçirdiğim bir kişinin imkansız sanarken ansızın kapıdan içeri girmesi, rüyamda babamın gitme dediği yere gitmemem ve orada kaza olması, 1999 depreminin gecesinde kabusumda tavandan sarkan yüzlerce örümcek görmemle birlikte korkuyla uyanmam ve ev ahalini de istemeden ayağa kaldırıp birlikte binayı erken terk etme şansına erişmemiz. şimdilik aklıma gelen bunlar.
okulda o kalem nasıl beşinci boyuta gidiyor hala çözemedim.
aracımla bir tanıdığımızın mezarına ziyarete gittik dua etmek için, araçtan indik mezarlığa yürüdük oraya vardığımızda aracın kapılarını kilitlemediğimiz aklıma geldi,

aklıma takıla takıla duamızı ettik, hızlı hızlı arabanın yanına döndüm, döndüğümde kapılar kilitliydi.
tarih 17 ağustos 1999. saat gece 02 00 civarı. yatağımdayım, uyuyamamışım, daraldıkça daralmışım. içimden sürekli dua ve beddua ediyorum: "allahım bu coğrafyaya büyük bir felaket bir ders gönder".
sonrasını biliyorsunuz.