bir ülkede mevcut enerji üretimi tüketimi karşılamıyor ise sıkıntı var demektir. bu sıkıntıyı aşmanın ise nükleer enerji dışında şu an için sadece dört yolu;
- fosil yakıtlar*,
- akarsular,
- rüzgar,
- güneş.
rüzgar ve güneş enerjisi, ülkenin birkaç bölgesi dışında türkiye için çok da rantabilitesi olmayan enerji kaynaklarıdır ki balıkesir, çanakkale ve izmir'in belli bölgeleri dışında rüzgar, ege, akdeniz ve güneydoğu anadolu'nun batı kısmı dışında güneş enerjisi kullanılabilir değildir.
yıllık 18 milyon ton'luk petrol tüketimimizin ancak 1,5 milyon ton'luk bölümünü kendi kaynaklarımızdan karşılayabilmekteyiz ve kalanını çeşitli yollardan ithal ediyoruz. 16,5 milyon ton ithal akaryakıtın ülkemize maliyeti 2011 sonu itibarı ile 10 milyar dolar seviyelerinde.
bu durumda, kendimize ait iki kaynak kalıyor ki bunlardan biri akarsular diğeri ise kömürdür. 2011 yılı sonu itibarı ile yıllık toplam sarfiyatımız olan 228 milyar 406 milyon kilovatsaat enerjinin %23'ünü akarsularımızdan, %30'unu ise kömürden üretebilmişiz. her ikisinin toplamı %53 ederken, sadece doğalgaz ile %45'ini ve dışa bağımlı olarak üretebilmişiz. kalan %2'si ise rüzgar ve akaryakıt santralleri vasıtası ile elde edilmiş ki bunda rüzgarın payı, %0,5'i bile bulmuyor.
hal böyle iken, bakkal hesabıyla; %23+%30+%0,5 = %53,5 gibi bir oranda yerli üretime sahibiz, kalan ise ithal.
baraj göllerinde kalacak tarihi eserleri, güzelim vadileri, yemyeşil çayırları korumak, çevreci olmak, ekosistemi ve onun geleceğini düşünmek elbet güzel, hoş, dahası medeni bir insan yaklaşımı ama hal böyle iken, teknolojinin olanaklarından da sonuna kadar yararlanmak istiyor ve bu amaçla ha! babam - de! babam, tüketiyorsak, karşılığında üretmek için de enerji kullanmak zorundayız.
pekiyi! nereden gelecek bu değirmenin suyu? oturup bilgisayar klavyesinden ahkam kesebilmek için dahi enerjiye gereksinimimiz var. onsuz araçlar işlemiyor, üretim ve nakliye duruyor, günlük yaşam bir anda felce uğruyor.
ne yazık ki, %85'lerine ulaştığımız kullanılabilir hidroelektrik kaynaklarımız, mevcut kömür rezervlerimiz, termoelektrik kaynaklarımızla ve bu büyüme hızımızla nükleer enerjiye önümüzdeki 10 yıl içerisinde muhtaç olacağımız ayan-beyan ortada.
o halde, robinson hayatı yaşamayı göze alamıyorsak tek çıkışımız, olabildiğince emniyetli nükleer santraller inşa etmek.
Dünyada 437 nükleer enerji santrali bulunmaktadır , bunların en az tahminen 350 si çalışma durumundadır , ilerki yıllarda ülke güçlerini enerji faktörleri olacağını var sayarsak nükleer enerji Türkiye için iyi bir fırsattır , şimdi biri çıkıp der ' niye rüzgar , güneş paneli veya jeotermal kurmuyoruz ? ' arkadaşım bunlar senin dediğin kadar kolay ve ucuz birşey olsaydı , dünyada nükleer santral denilen bir kavram olmazdı .
Size bir örnekte verebilirim , ben rusum ve her yaz rusyaya giderim bizim şehrin hemen yanında nükleer santral var , birgün dayımlardayım balkonda nükleer santrali izliyorum , dayım yanıma geldi sohpet ediyoruz işte ne kadar geliri felan var soru soruyorum ve şu dialog geçti aramızda ;
+Ya dayı bu santral enerjisi bu şehre yetiyor mu ?
-şehremi ? iyi de bu santral enerjisinin çoğu Türkiye'ye gidiyor dedi .
+Nasıl ya burası ?
-Burada termik santrali , baraj felan yetiyor .
+!'^!'^1
Anlayacağınız üzere ben şok oldum o sıra , biz her sene enerji adına yurt dışına bir ton para gönderelim . Onlar parayı kazansın , enerji alalım . Niye kendi santralmizi kurmak varken , dışardan alalım ki ? Tamam bazı yerlerde haklısız , evet zararlı , evet doğaya zararı var , evet risklerinde var , tehlikeli birşey de olabilir ama , hemen yanımızda ermenistanda bir nükleer santral var her an herşey olabilir , fay hattı üzerinde yeterince eski , tehlikeli bir santral var niye orayı görmezden gelir belli bir kitle ? ya uzun işin kısası aslında bu bizim ihtiyacımız yanlız enerji üretimi için . BOMBA ÜRETiMi iÇiN DEĞiL !
bunların çoğu, termik ve hidro enerjiye de karşıdırlar.
- e napalım o zaman, tüm enerjiyi dışarıdan mı alalım ?
- yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelelim.(duymuşlar bunu bi yerden, hepsi aynı şeyi söylüyor)
- neymiş o enerji kaynakları?
- jeotermal enerji, efenime söliim rüzgar enerjisi, güneş enerjisi...
- peki nükleer santral yerine kurulacak, aynı miktarda enerji üretim kapasitesine sahip bir rüzgar enerji santralinin maliyeti hakkında bilgi sahibi misin?
- eeeee, şey, hık mık.
- ben yardımcı olayım, böyle bir santral, ancak 70 yıl sonra kendini ikame edebilir. ki zaten kurulan bu santral 70 yıl sağlam kalamaz.
- e ama, nükleer enerji çok tehlikeli, ya patlarsa?
- canım kardeşim, patlarsa, bulgaristan'da da var bu santralden, ermenistan'da da. onlar patlayamaz mı? patlayınca, radyosyonu gümrükten içeri almayacan mı?
greenpeace'in british petrol de yüklü miktarda hisse sahibi oluduğunu hala bilmeyen kaldımı bilmiyorum fakat bizim bu teknolojiye sahip olmamızı istemeyenlerin kesinlikle Türkiye'nin menfaati için bunu yaptıklarını sanmıyorum. nükleer istemezük, HES istemezük, termik istemezük... ee ne bok istiyon öyleyse. mumla aydınlanalım, battaniyelere sarılıp oturalım, fabrikaları da kapayalım olsun bitsin.
Nükleer santrallerin, her zaman radyasyon yaydığını, sistem en mükemmel şekilde çalıştığında dahi insanları kanser edebileceğini bilen şahıstır. Ülkesindeki kömür santrallerinin dahi denetimi yetersiz, bacaları filtresiz olduğundan, nükleer enerjinin yaratacağı sorunların dışardan 100 kat fazla olacağınıda bilir.
Ayrıca reaktörle beraber ülkede savunulması gereken bir nokta daha ekliyorsun: ülkene kendi elinle bir nükleer bomba koyuyorsun ki savaş durumunda rakibinin nükleer silaha ihtiyacı olmasın diye.
yenilenebilir enerji kaynaklarının ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olduğunu bilen ama getiri/risk oranına bakıldığı çok daha karlı olduklarının da farkında olan yazarlardır.
ayrıca yenilenebilir kaynakların ülke için yeterli olduğunu bilmek için kendi çaplarında bilgi sahibi olacak kadar bir şeyler okumuşlardır.
her ne kadar iyi niyetli olsalar da yenilenebilir enerjinin ülkenin ihtiyacını karşılamaya yetmeyeceğini bilmesi gereken yazarlardır. yetip yetmeme kısmını geçtim üstelik diğer enerji kaynakları şu an çok pahalı ve gitgide de daha pahalı hale gelecek. öyle rüzgarla hidroelektrikle koca ülkenin ihtiyacı mı karşılanır ya? biz şu an enerji konusunda bağımlıyız. bu bağımlılığın dozu gittikçe daha da artacak. dış ticaret açığımızın en büyük sebebi enerji. yani karşı çıkılacak yanı yok.
felaket tellalıdırlar. bir tanesini yaptıkta sızıntısı geri kaldı mk. adamlar onlarca santral yapmışlar, sizin kadar dert etmiyorlar. 20 senelik santrali 40 sene çalıştırırsan elinde patlar böyle.
karsilastirmalar yaparak ve getirilerinden cok götürülerinin fazlaca oldugunu saptayan sözlük yazarlarinin olusturdugu topluluktur.
karsilastirmalari su sekilde yapar bunlar: *
getiriler:
1- kesintisiz enerji
2- kömür kokusuna maruz kalmayip, kömür tozunu solumaktan kurtulmak.
3- maden iscileri ve madende calisanlarin artik hayatlarini riske atmamak.
4- teknoloji ve bilimde gelisim icin kullanilabilinirlik.
götürüler:
1- radyoaktif yüklü atom cöpü yüzünden mutantlasmak veya kisir kalip üreyememek.
2- her an bir aksilik olacak da bisey olacak diye tedirgin yasamak. (olma olasiligi da türkiye gibi bir ülkede oldukca yüksek.)
(olasi radyasyon sizintisi sonucu)
3- geciminin cogunu tarimdan elde eden bir ülke oldugu icin, yine radyasyon yüklü ürünleri yurt disina ihrac edememek.
4- genc nüfusun genc yasta kansere yakalanip yavas yavas, aci cekerek yok olmasi.
5- maden ve termik sentral iscilerin artik issiz kalmasi.
6- elektrik fiyatlarinin artmasi ve denetimin adam akilli yapilmamasi. (bkz: japonya)
7- elektrik sirketlerinin paranin tadini almaya basladiktan sonra diger enerji kaynaklarini kapatip, sadece nükleer enerjiye konsantre olmalari ve fiyatlara da istedikleri gibi bindirmeleri.
8- ...
--spoiler--
bi bok bilmeyen "akp yapıyorsa kötüdür" diye düşünen zihniyettir.
--spoiler--
bu şekilde düşünen insanların, rte nükleer enerji konusunu açmadan önce bu konuyla alakalı herhangi bir fikirleri, bilgileri var mıydı acaba. gerçi hala bir bilgileri olduğunu da sanmıyorum ama neyse. yararları, zararları, riskleri göz önüne alındığı zaman, gelecekte yarardan çok zarar getireceği aşikardır. elbette faydası vardır enerji açısından ama emin olun insanlara vereceği ve verebileceği zararlar çok daha önemlidir. ayrıca gündemi biraz takip ediyorsanız şu an nükleer enerji kullanan ülkelerin birer birer bu kararlarını ve santrallerini tekrar gözden geçirme kararı aldığını görürsünüz.
bu enerji kaynağının ne kadar pahalı olduğunu, bu ücretin de yine halktan çıkacağını bilen insanlardır. ayrıca ülkemizdeki zayıf ileri görüşlülük ve ''türk'e bir şey olmaz'' mantığıyla, bu konuda gerekli tedbirlerin alınacağından endişe duyan insanlardır.
başlığı açana ve onun gibi düşünenlere azıcık hümanist olun lan diye bağırmamızı gerektiren.
nükleer santral diyorsunuz abi?
insanlar yıllar önce yaptı ve kaldırmaya başladı şuanda.
heryere rüzgar gülü kurun. değirmen kurun.
çeşme söke bodrum. kurdular rüzgar güllerini yıllardır.
enerji tükenebilir olmamalı. enerji zarar verici olmamalı!
türkiye de bu enerjiyi kullanamama hadisesi olacağından karşı çıkmak son derece mantıklıdır. ülkemizde kurulması halinde girişine:
- ateşle yaklaşmayın gibi ibareler konulacak santraldir.
- sızıntı halinde 110 u aranacak durumdur.
- başbakanımızın yaptım olacak serzenişleriyle açılış yapacağı santral olacaktır.
- açılışında hükumet çalışıyor pankartı asılacak hadisedir.
şu bir gerçektir ki gelişmiş ülkeler zamanla tehlikenin farkına varıp tesislerini kapatma adına somut adımlar atmaktadır ve sonuç itibariyle bu ülkeler emperyalist politikalarını gelişmekte olan ülkelere direterek mevcut durum ortaya çıkmaktadır, rusya nın bizi kobay faresi gibi kullanmaktadır nükleer tesis alanınında, netice itibariyle zararlıdır efendim .
sigarada 50 sene sonra anca çıkarıyor kanser ,şimdi zarar vermiyor diye nükleer tesis ne kadar sağlıklı gelecek nesillerimizi düşünmek zorundayız .
santrallerde kullanilacak madde bakimindan da fakir olan bir ulkede yasadigini bilen, dolayisiyla burada kullanilacak radyoaktif elementlerinin de bir sekilde disardan almak zorunda kaldigini bilen kisilerdir. petrol e dogalgazla yillardir disa bagimliligi artik dogal kabul edilmis bir ulkenin nukleer enerjide de ayni durumu yasamamasinin gerektigini dusunen insanlardir. (bkz: disa bagimlilik)
doğu karadeniz de hala çernobil'e bağlı ölümlerin ve sakat doğumların sürdüğünü bilen yazarlardır...dünyanın kocaman bir pazar ve teknolojinin de satılık olduğunu bilen yazarlardır...kimi savaşların artık topla tüfekle değilde sinsice yapıldığını bilen yazarlardır...senin çocuklarının ve onların çocuklarının sakat doğmasını istemeyen yazarlardır...
'Yenilenebilir' enerji kaynaklarından haberi olan yazarlardır.
Meydana gelecek felaketlerden haberi olan yazarlardır.
(bkz: güneş enerjisi)
(bkz: rüzgar enerjisi)
nukleer tesislerin teknik sartnamelerinin bile hazirlayacak bir altyapisi olmayan bir ulkenin, kendisini enerji trostlerinin eline birakmasidir nukleer su an, ayrica olaganustu durumlarda dusman icin rahat bir hedef e sahip olman anlamina gelmekte, dendigi kadar da nukleer santralin varolan riskler beraber dusunuldugunde hci de ucuz bir cozum olmadigini bilen insanlardir.
Three Mile Island , Çernobil ve Fukuşima nükleer santral kazalarını basit birer tüpgaz kazası sanan, patlamalarda ortaya çıkan bazı radyoaktif elementlerin yüzbinlerce yıl canlılara zarar verdiğini ve tüm ama tüm dünya yüzeyine yayıldığını bilmeyen, en basitinden Karadeniz bölgesine gidip orada yaşayan halkla konuşsa sakat doğan bebekleri ve kanserden ölen insanları öğrenip tehlikeyi görebilecek iken, başındakinin beyanına göre davranan, sorunun AKP'ye değil felakete karşı çıkmak olduğunu anlaması beklenen insanların bilinçsizce attıkları başlık. (bkz: bir musibet bin nasihattan iyidir)