sözlük yazarlarının şiirleri

entry254 galeri40 ses1
    254.
  1. yarak kürek bu işler
    bizi bozar süslü düşler
    orospu iş bilmez yarak dişler
    geceler bir başka burada her mekanda farklı izler.
    1 ...
  2. 253.
  3. Şiir: Üzülüyorum

    Üzülüyorum bugün
    insanlığıma üzülüyorum
    Yalnızlığıma üzülüyorum
    Özür dilerim hepinizden
    Sizlerin istediği gibi bir adam olamadığım için özür dilerim

    Ben böyleyim işte
    Ölüme mahkumum
    Ölüm beni arar bulur
    Ama ne zaman işte
    Orası karışık bulutlar gibi

    Zihnimde hiç tarif edemediğim bir burukluk var
    Her tarafım kanıyor
    Kaçamıyorum bu pis düşüncelerden
    Ölüm al beni götür yanında
    Son kişi olayım.
    0 ...
  4. 252.
  5. Sevmenin Zorluğu Şiir

    Günüm aydın mı bilmiyorum
    Yıldızlar bugün çok güzel görünüyor
    Sen geldin aklıma
    Senin sesim titredi içimde
    Bu sensizlik çok acı

    Unutmak zor
    Hatırlanmak kolay
    Sevmek çok heyecan dolu
    Sevmekten korkmak çok acı verici
    Yine de sevmeyi denemeli insan

    Oku gez dolaş
    Aynı yerinde dur istersen
    Bir keyifle kendine çay yap
    Bir tebessümle insanlara şımarık görün
    Bir maçta beş gol atmış gibi kafan olsun.
    0 ...
  6. 251.
  7. Çok güzelmiş ahmet kardeşim bi daha olmasın.
    0 ...
  8. 250.
  9. Aşk rüzgarları esti bugün kalbimden
    Senin değerini anladım o zaman
    Seni unutmak mümkün mü
    Yüreğim titriyor sevgiyle.

    Kaderime razıyım
    Sen yeterki benle ol canım
    Aşkın en deli halindeydim
    Sen hiç oralı olmadın.

    Eskisi gibi sevemem
    Eskisi gibi bağlanamam
    Eskisi gibi yutkunamam
    Yüreğim tekrar hayatımda istemez seni

    Benle ol desen yine gelirim
    Yine yüreğimi sana açarım
    Affet beni
    Seni kalbimden söküp çıkaramadığım için.
    2 ...
  10. 249.
  11. Sen bilmezsin…
    Her sabah seni görmek için erken kalktığımı,
    O tesadüf sandığın karşılaşmaların
    Kalbimin en ince planı olduğunu.

    Gülüşünü bir şarkı gibi taşıyorum içimde,
    Sen konuşurken dünya susuyor sanki.
    Bir adım daha atsam yanındayım,
    Ama adını bile sormaya cesaretim yok henüz.

    Telefon rehberimde yoksun,
    Ama her bildirimde “acaba o mu?” diye bakıyorum.
    Sana yazmadığım mesajlarla dolu notlarım,
    Ve her satırında sen varsın… ama sen yoksun.

    Bir gün anlarsın belki,
    Gözüm gözünde bir saniye fazla durursa.
    Ya da gülümsemem, sadece sana ait bir gülümsemeyse…
    Ama yine de susarım, çünkü bazı duygular
    Ancak kalpte büyüyünce güzeldir.

    Sen bilmezsin…
    Ama ben seni,
    Bir şiirin en güzel dizesi gibi
    Ezberden seviyorum.
    0 ...
  12. 248.
  13. Üzülme dostum, her şey geçer,
    Gökyüzü hep mavi kalmaz.
    Gözyaşın düşse de toprağa,
    Bir gün çiçek olup açmaz mı?

    Dertlerin fısıldadığı gecelerde,
    Yüreğin sarsılsa da dimdik dur.
    Güneş en karanlık andan sonra,
    Yeniden doğmaz mı, ne dersin?

    Hayat bazen sınar sabrını,
    Ama sen yılma, sakın eğilme.
    Rüzgâr sert eser belki bugün,
    Ama fırtınalar da diner elbet.

    Unutma, dostluk en güçlü kaledir,
    Seninle birlikte dimdik duran.
    Ne zaman düşsen, elin elimde,
    Kalkarız birlikte, yine yürürüz.

    Dayan dostum, metin ol sen,
    Geçer bu günler, geçip gider.
    Gülüşünle aydınlanır dünya,
    Ve bahar yine gelir elbet.
    0 ...
  14. 247.
  15. Arabalarda ve şehir merkezindeki barlarda öpüşmek
    ihtiyacımız olan tek şeydi
    Yara izlerimin etrafına yıldızlar çizdin
    Ama şimdi kanıyorum..
    1 ...
  16. 246.
  17. Gölgeler Uykusu

    içimde bir kırık aynadan düşüyor sesler,
    Her yankıda başka bir ben, başka bir hiçlik.
    Yeryüzü soluk, gökyüzü ağır bir kefen,
    Ve biz, karanlığın kucağında kaybolmuş harfleriz.

    Ne zaman dokunsam zamana,
    Avuçlarımda bir rüyanın külleri,
    Bir sabahın sonsuz intiharı…
    Kim bilir, belki de uykuların ta kendisiyiz.

    Beni çağırıyor yıldızsız boşluk,
    Bir mavi unutuluşun kapısında.
    Dilimde eski bir şarkının izleri,
    Fısıltılar, hiçbir yere varamayan…

    Bir dal kırılır gibi içim,
    Düşerken geriye ne kalır ki?
    Belki bir anı, belki bir rüya kırıntısı,
    Ya da sadece sessizlik.
    0 ...
  18. 245.
  19. Sana geldim istanbul, yorgun ve uykusuz,
    içimde bin telaş, ellerim boş, susuz.
    Bir martı çığlığında düştüm koynuna,
    Dalgalara bıraktım eski bir ruhsuzluğu.

    Sokaklarında yankılandı eski bir türkü,
    Tarih fısıldadı taşların yükü.
    Köprüler kucak açtı, yollar sardı,
    istanbul, sen beni yıllarca bekledin mi?

    Gözlerimde denizin mavisi yandı,
    Ezanda, vapurda, rüzgârda kaldı.
    Her köşe başında ayrı bir hikâye,
    Her kaldırımı bir ömür sakladı.

    Ah istanbul, büyük yalnızlıkların şehri,
    Gizli sevdaların, bitmeyen düşlerin.
    Ben sana geldim, sen beni anladın,
    Sonsuzluğa açılan eski bir kapıydın.
    0 ...
  20. 244.
  21. dudakların kocaman
    nedir lan bunlar böyle
    burun da fındık üstelik
    bu nasıl bir tip söyle

    gözler hafiften çekik
    bakarsın ela ela
    ne istersin kız benden
    olacan başıma bela

    saçların dalgalıdır
    ama hep düzleştirirsin
    ne gerek var ki kuzum
    her halinle güzelsin.
    0 ...
  22. 243.
  23. Sabah erken uyandım, gözlerim çapakta,
    Bir kahve yapayım dedim, mutfak tam dağınık hatta!
    Tuttum fincanı, koydum kahveyi,
    Ama baktım… Şeker yok, kim aldı ki?

    Kedim baktı bana, gözleri masmavi,
    Sanki diyor ki: "Boşuna arama, suçlu belli!"
    Şüpheli belliydi, patileri ıslak,
    Şeker kabı devrilmiş, her yer yapış yapış, ne sak?!

    Bir kahve içmek istedim, olmadı yine,
    Kedi kazandı bu turu, düştüm halime!
    Ama baktım sonra, masaya kıvrılmış,
    Tatlı tatlı uyuyor, suçunu unutturmuş!

    Neyse dedim, alayım bir bisküvi,
    Sürpriz! Onu da yemiş, kurnaz serseri!
    Ben aç, ben uykusuz, ama o pek mutlu,
    Kediyle yaşamak… işte bu çok komik bir durum!
    1 ...
  24. 242.
  25. Karanlık çökerken ufka,
    Bil ki sabah yakındadır.
    Her fırtınanın ardından,
    Mavi bir gök yanındadır.

    Dikenler dolsa da yola,
    Çiçekler açar ardında.
    Her kışın bir baharı var,
    Yeşerir umut sonunda.

    Gözyaşın düşse de toprağa,
    Bir gün filiz olur çıkar.
    Gecenin en koyu anı,
    Güneşten önce parıldar.

    Yüreğin sakın yılmasın,
    Zaman döner, devran döner.
    Güzel günler kapındadır,
    inan, sabır her şey çözer.
    0 ...
  26. 241.
  27. Zorluklarla dolu dar yollar gibi,
    Her yokuşun bir inişi vardır.
    Karanlık çökerse korkma sakın,
    Güneş doğar, sabah yakındır.

    Haksızlık çökerse gönlüne ağır,
    Adalet bir gün yerini bulur.
    Sabırla bekleyen her yorgun kalp,
    Hakkını elbet bir gün alır.

    Fırtına eser, dal kırılır belki,
    Ama kök güçlü, dimdik kalır.
    Zaman, en büyük öğretmendir,
    Sabredenin yüzü güler sonunda.

    Üzülme bugün dert sardıysa,
    Yarın huzurla dolar boşluk.
    Gecenin en karanlık anı,
    Şafağın habercisidir, unutma!
    0 ...
  28. 240.
  29. Gün batarken usulca, kızıl bir hüzünle,
    Deniz suskun, rüzgar fısıldıyor gizlice.
    ikimizin gölgesi uzuyor kaldırımda,
    Zaman duruyor, dünya sessizce izliyor bizi.

    Gözlerin yıldız gibi, karanlığa meydan,
    Ellerin sıcacık, umutla dokunan.
    Bir fısıltı gibi esiyor sevdan içime,
    Geceye düşerken, sar beni düşlerime.

    Alacakaranlık, aşkın en güzel rengi,
    Ne geceye ait ne gündüzden geri.
    Öylece kalalım, zaman bizi unutsun,
    Sonsuz bir masalda, gökyüzü tanığımız olsun.
    0 ...
  30. 239.
  31. Sen hangi baharın sırrısın, söyle?
    Güller mi fısıldadı tenine o ahengi?
    Gökyüzü mü ödünç verdi gözlerine
    Bu kadar derin, bu kadar efsunlu rengi?

    Rüzgâr mı öğrendi saçlarından esmeyi,
    Yıldızlar mı gıpta etti parıltına?
    Öyle güzelsin ki, bakmaya kıyamam,
    Zaman bile durur yanında.

    Gülüşünle aydınlanır geceler,
    Güneş bile nazlanır doğarken.
    Sen varken dünya daha güzel,
    Şiirler bile eksik kalır söylerken.

    Öyle bir sanat ki varlığın sevgilim,
    Tanrı en güzel düşünden yaratmış seni.
    Ne ressam çizebilir suretini,
    Ne şair anlatabilir derinliğini.
    0 ...
  32. 238.
  33. 237.
  34. Sonsuz bir can sıkıntısı benimkisi,
    Bitmeyen, dinmeyen,
    içimin kuytularında saklanmış,
    Hem suskun, hem bağıran,
    Kulağıma usulca zehrini fısıldayan...

    Kim diyebilir ki sevmedim onu?
    Kim diyebilir ki dost değilim,
    Arkadaş değilim insanlara?
    Ama artık sevmiyorum kimseyi,
    Yalnızca nötrüm; ne kızgın, ne kırgın…
    Griye boyanmış kalbimin bütün renkleri.

    Ne zaman oldu bu kopuş,
    Kim çözdü aramızdaki bağları?
    Ne zaman unuttuk
    Bir elin sıcaklığını,
    Bir çift gözde yanan samimiyeti,
    Sarıldığımızda geçen o sancıyı?..
    Şimdi attığımız her adım,
    Geriye doğru bir kaçış.

    Sokakta görüyorum onu,
    Durmuş öylece, bekler gibi,
    Ama o bekleyiş…
    Bir cenazeyi bekleyen gözler gibi,
    Ölü saç telleri, solmuş gülüşleri.
    Sanki unutmuş her şeyi,
    Beni, bizi, bir zamanlar olanı.
    Dünyanın bütün yükü
    Çökmüş omuzlarına,
    Ve kalabalıklar…
    Hepsi suskun yalanlara mahkûm.

    Yine düşmüşüm sokaklara,
    Belki görürüm umuduyla…
    Ama "gördün de ne oldu şimdi?"
    Diyor güvercinler,
    Çit çit çitliyorlar çekirdekleri.

    Bir çingene abla geliyor,
    Eline tutuşmuş kırmızı çiçekler,
    Bakamıyorum gözlerine bile.
    "Almadın da ne oldu bak şimdi?"
    Diyor bakışları…
    "Verirdin sevdiğine."

    Sonsuz bir can sıkıntısı,
    Dönüp duran bir döngüde,
    Aşkı, insanı, kendimi
    Kaybettiğim bir şehirde…
    Ne ses var, ne cevap,
    Sadece içimde yankılanan,
    Hiç bitmeyen bir “keşke..."
    0 ...
  35. 236.
  36. Gözlerin bir zamanlar bahardı,
    Şimdi ise solgun bir sonbahar.
    Bir tebessüm düşer aklıma,
    Küçük bir yangın gibi hâlâ yanar.

    Sokaklar aynı, rüzgâr tanıdık,
    Ama adımlarımız eksik artık.
    Bir zamanlar aynı düşü gördük,
    Şimdi yabancı iki yalnızlık.

    Zaman siler mi derin izleri?
    Unutulur mu eski bir aşkın sesi?
    Kim bilir, belki başka bir mevsimde,
    Yine çalar kapımızı geçmişin nefesi.
    2 ...
  37. 235.
  38. Gün batarken deniz kıpkızıl,
    Gözlerinde aşk, derin ve asil.
    Rüzgar tenine dokunur hafif,
    Bir anda dünya durur, sessiz ve naif.

    Ellerin ellerimde, sımsıcak bir yaz,
    Kalbim seninle atar, durmadan biraz.
    Gülüşün düşer yakamozlara,
    Ay bile ışığını saklar sana.

    Saçların rüzgârla dans ederken,
    Zaman bile kaybolur gözlerinde.
    Bir bakışın yeter sevda için,
    Ömür boyu kalırım izlerinde.

    Gün batsa da sevdam bitmez,
    Sen varken gece bile üşütmez.
    Aşk, senin adınla yazılmış göklere,
    Bir ömür seninle, başka düş yetmez…
    2 ...
  39. 234.
  40. Zincir vurulsa da düşlerine,
    Karanlık sarsa da gündüzüne,
    Unutma, güneş doğar en zifiri gecede,
    Dayan dostum, sabırla, inançla.

    Gözlerin hüzünle dolsa bile,
    Yüreğin daralsa, umut tükenir gibi olsa da,
    Bir tohum yeşerir en kuru toprakta,
    Sen de büyüyeceksin bu fırtınada.

    Esaret elbet biter bir gün,
    Gönüller hür doğar, bilirsin.
    Sabret, yarınların aydınlığında,
    Özgürlüğün şarkısını birlikte söyleriz.

    Yüreğini ferah tut, dostum,
    Kırılan kanatlar yeniden uçmayı öğrenir.
    1 ...
  41. 233.
  42. ilkbahar dokunur usulca saçlarıma,
    Güneşten bir ışık düşer avuçlarıma.
    Bir meltem gibi geçersin yanımdan,
    Kalbim çiçeklenir, açar anında.

    Gökyüzü masmavi, umutla dolu,
    Kuğular süzülür ırmağın yolunda.
    Bir çift kelebek döner dans ederek,
    Sanki aşkın izini sürüyorlar havada.

    Ellerin bir papatya gibi narin,
    Gözlerin gün batımı, sıcacık.
    Sesin, rüzgârın usul fısıltısı,
    Ruhuma dokunur, huzurla sarıp.

    Ah, ne güzel bahar, ne güzel sevda,
    Her esintide aşkın sesini duyarım.
    Sen gülümsedikçe açar goncalar,
    Ve ben hep baharda kalmak isterim…
    2 ...
  43. 232.
  44. Zaman, usulca dokundu yüzüme,
    gölgeler bıraktı gözlerimin altına.
    Bir sabah aynada tanıyamadım kendimi,
    gençlik gitmiş, izleri kalmış ardında.

    Oysa dün gibi hatırlarım,
    baharın saçlarına düştüğü günü,
    gülüşünün rüzgârı savurduğu anı,
    parmak uçlarımda hâlâ sıcaklığı.

    Zaman ellerini uzattı bize,
    önce nazik, sonra acımasız.
    Tenimizde aşkın izleri solarken,
    kalbimiz hâlâ o ilkbaharı özler.

    Yaşlandık mı, yoksa sadece büyüdük mü?
    Ellerin ellerimde, ama biraz daha kırılgan.
    Şimdi gözlerinle soruyorsun bana,
    “Gençlik gider mi, yoksa aşk kalır mı?”

    Bilmem sevgilim, belki de ikisi de…
    Ama zaman ne alırsa alsın,
    seninle geçen her an
    genç kalır içimde...
    0 ...
  45. 231.
  46. “Her şey hiç olarak başladı.” — Ben Weissenstein
    bunun üzerine bir şiir yazılırdı.
    0 ...
  47. 230.
  48. Şerha şerha inşirah
    kaim mi bir iklimin sathında
    hatıran, hatırımı sarsın
    imanım, kan ile zan altında..
    müstebit tedip eder,
    kasd-u fasit hattında
    mirin, irin irin mürailik raksında..
    salt eziyet ki meziyet ahvalim
    salmışım mekarimi
    vatansızdan hazzetmedim, hazzetmem
    kakılmışım, havf ve reca aksında..
    yetimin o kahreden bakışı
    ilahi, hem vallahi billahi
    gerilemem mücahade farzında..

    (14 C.Ahir 1437 - Medine-i Münevvere)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük