bugün

hiçbir kadın, sevgilisinin herhangi bir kız arkadaşıyla; hiçbir erkek, sevgilisinin herhangi bir erkek arkadaşıyla görüşmesini gerçekten, kalpten istemez. sadece umrunda değilmiş gibi yapar.
(bkz: mış gibi yapmak)
pekin ördeği yapmak.
köy tavuğu yapmak.
hiçbir sevgili 'sana güveniyorum arkadaşlarınla çıkabilirsin' demez.
stoya diye afet bir hatunun varlığı.
öğrendiğiniz şey hayatınızda kalıcı değişiklik yapmalıdır dostlar. mesela, ben bugün istanbul'un en yobazının bile istanbul kültürü hiç almamış insandan efdal olduğunu gördüm, öğrendim.
kararlari her zaman kendin alacaksın, bazen herkesi düşünmeyeceksin.
kalamar yeyin.
eski dostlar gerçek dostlardır.
Başarısızım. Hayatımda hiç başarılı olamadım her elimi attığım dalı kuruttum. Bu başarısızlık öldürüyor beni yavaş yavaş içimi çürütüyor.
3 günde başlayan her şeyin 3 dakika da bittiği ,
en büyük yalanın kendine söylediğin olduğunu,
her bitişin aslında başlangıç olduğunu,
yalnız kalmanın en büyük huzur olduğunu,
insanların çıkar mekanizmaları olduğunu,
her şeyin gelip geçtiğini,
özlemin en büyük azap olduğunu,
öğrendim.
(bkz: anlatım bozukluğu zulmü)

Anlamadık kardeş.
Uludağ sözlükte sözlük yazarlarının öğrendiği şeyler diye başlık olduğu.
Umarım işe yarar . Yaramazsa sözlüğe ddoslar salınsın.
ince düşünen insanlar erken ölür.
iyiliğin, dürüstlüğün, kalitenin şu toplumda karşılığı yok.
erken uyanmak çok kötü bi şey.
Hayat sayesindedir.
Hayat usta bir öğretmen...
bok'un açılımı besinlerin oksitlenmş kalıntısı evet bende hayret ettim.
bu kadar dengesizi bir arada hiç görmemiştim.
kufur kulturu diye birsey var imis.
Herkesi yarına götüremezsin, bazıları dünde kalmalı...

https://www.wattpad.com/1...%C3%B6zler%27-s%C3%B6zler
herkes gider.
Bir elin nesi var iki elin sesi var.

Bu atasözü hakikatten karşıma çok çıkıyor. Tek başına hiçbir şey olmuyor hayatta valla.
t: yazarlarin kafasina vura vura bir şeyler öğreten bu hayattan edindikleri bilgileri, tecrubeleri, öğrendiği yeni şeyleri paylaştığı başlık. Saturn etkisi diyorlar buna hangi evinizde gerilerse o konu başlıklarında bir şeyler ogretirmis gaddar öğretmen.

içimden geçen,dilimin ucuna gelen, kalbimden taşan her şeyi söylemenin aslında o kadar da doğru bir şey olmadığını öğreniyorum ben. evet yeni yeni daha.

hep imam alinin 25 yıl susup kendine dert edinip geceleri kuyu başında aglayarak derdini anlatması gelirdi aklima. ve ölürken ölümü kurtuluş olarak kucaklamasi.

ben içimdekini karsimdakine söyleyeyim, içimden taşanları öğrensin diye biraz fazla anlatirim.
geceleri beni de aglatacak kadar büyümesin içimde diye.

ama yanlışmış bu, ben aslında dert aci bize şahtan kaldi diye düşünürdum meger suskunlukta kalmaliymis.
bundan sonra artık.
susmanın içe atmanın saklamanin önemini öğrendim. susmayi da öğreneceğim.
hemen açmamayi kendimi karşımdakine.

la zaten ben bunu bu zamana kadar nasıl öğrenmemisim, yanlış yerden bakmışım hep.
Kırıldığım yerde bırakıp gitmeyi öğrendim.

alıntı.