sözlük yazarlarının çocukluk travmaları

entry34 galeri6
    29.
  1. oya yapılan iğneleri bilirsiniz. Onlardan bir tanesini pirize sokmuştum ve elektrik çarpmıştı.

    O günden beri fotoelektrik olayını anlayamadım. Bu travmamdir.
    1 ...
  2. 28.
  3. tarkandaki ahtapot diyecektim, söylenmiş.

    yaşım 4 civarı.
    bir gün köyde, balkondayız.
    tavanda da bir kertenkele.

    kimse takmıyor, korkmuyor.
    bir tek ben çekiniyor, korkuyor ve izliyorum.

    en sonunda büyüklerimin bir şey olmaz, bir şey yapmaz sözleriyle rahatlamış ve göz takibini bırakmıştım.
    çok geçmedi ki şerefsiz taş çatlasın 3 dakika sonra bulunduğu yerden başıma düştü.
    evet onca yer ve hatta onca adam varken, benim başıma.

    anasını sattığım.
    hala söverim. elim ayağım titremişti. şerefsizsin olum.
    2 ...
  4. 27.
  5. cocukken evdeki sabit telefonla cok oynardim hani böyle uzun lüle kablolu olanlardan.
    tuslara basar konusuyor gibi yapardim. bir gün rastgele bastigim numaralar düsmüs olsa gerek bir ses alo dedi. ben yasadigim şokla konusamadim sonra telefondaki adam bana “götün kac kilo” dedi. o kadar korktum ki günlerce telefonun yanindan gecemedim. yasim cok kücük oldugu icin baya travma etkisi yaratti bende. pislik herif umarim mutsuzdur su an.
    4 ...
  6. 26.
  7. Eskiden tabi internet böyle yaygın değil. Herkesin evinde dvd-vcd var o zamanlar.
    Ablam gelin film izleyeceğiz diye bi CD getirdi.
    Filmin adı da darkness falls idi galiba. Nerden bileyim o filmin karanlıkla imtihanım olacağını?
    Filmi izledikten sonra 6-7 ay ve sonrasında 7.sınıfa kadar karanlıkta kalamadım.
    2 ...
  8. 25.
  9. 90’ları bir şekilde geride bıraktık artık önümüz milenyum, uzay çağı derken şarkıcı emrah’ın sahtesi emral ile dibi gelmez boşluklara yuvarlandık.

    evet arkadaşlar. bir yaz günü elde salçalı ekmeğimizi yiyip kral tv izlerken beklemediğimiz anda karşımıza çıktı. “eşşeklik bende” isimli harikulade bestesini seslendiren bu arkadaş bir nevi abidas, nixe gibi hayatımıza girdi. her şeyiyle tamamen emrah olan bu abimizin tek farklı ismindeki “l” harfiydi. tarihimizin en başarılı çakmaklarından olan bu arkadaş bir neslin beyin nöronlarını yakarak travma sebebi olmuştur.
    2 ...
  10. 24.
  11. Kağıdı sarıp sigara içiyor gibi yaptığımda annem plastik çorba kepçesiyle dövmüştü shshs.
    10 ...
  12. 23.
  13. 22.
  14. bir tanesi doksanların meşhur atari salonlarından birisinde yaşanmıştır. street fighter oyunu vardı çoğunuz bilirsiniz. ben daha 10-12 yaşlarında falanım. bir tane afedersiniz g.t oğlanı 17-18 yaşlarında onu oynuyor. ben de kenarda izliyorum 1 tane jetonum var heba olmasın diye gollumun yüzüğe sarılması gibi "kıymetlimmmmmm" diyerek avuçlarımda tutuyorum. bekliyorum ki alet boşalsın geçeyim. elemanın yanına girsem muhtemelen yenecek beni jetonum boşa gidecek. ben yensem muhtemelen dövecek..

    neyse bekliyorum ama ibne paralı belli. kaybettikçe yeni jeton atıyor yeniden başlıyor. 10 dakika 15 dakika yarım saat yok bitmiyor. kamil oyunu da bilmiyor belli habire dayak yiyip küfür ede ede duruyor. son jetonunda makineye perfect ( hiç yımrık falan atamadan yenildi yani ) kaybedince istemsizce zühehehe diye güldük kenarda benim gibi sıra bekleyen benle aynı yaşlardaki diğer çocukla. eleman bize döndü aldı ikimizi bir ona vuruyor bir bana. pezevenk 2 dakika önce makineye perfect kaybetti ya ikimizi de aynı şekilde hiç darbe almadan dövdü. üstüne bıçak çıkartıp boğazımıza falan dayadı. acayip psikolojim bozulmuştu o zaman. resmen travma yaşadım. eleman ikimizin toplamından daha cüsseli idi. kimsede kurtarmıyor ken in ryu yu hırsla dövmesi gibi dövdü o gün ikimizi birden..

    nasıl travma yarattı ise seneler sonra 18-19 yaşlarındayım. sporda level atlamışım kondüsyon ve fizik korkunç olmuş. boy da vardı zaten temelden. bir gün bir baktım bu piç köşede takılıyor arkadaşları ile. göz göze geldik bir an yutkundum ama serde intikam duygusu var ya. "ne bakıyorsun lan yavuşak" diye çıkıştım elemana. yanındakilere de güvenip üstüme saldırdı ama çok sağlam paketledim gebloyu. senelerdir içimde tuttuğum öfkeyi 3-5 dakikada boşalttım üzerine patates oldu resmen. ikimizde ayakta iken ağzına tekme falan attıydım o derece profesyonel dövdüm lavuğu. yanındakiler birkaç kez girmeye çalıştılar ama o performans karşısında gık diyemediler o kadar temiz iş oldu. bazen aklıma geliyor hala böyle. o gün o atraksiyonu yapmasam muhtemelen o travmayı hiç atlamazmışım sonradan daha iyi anladım.
    10 ...
  15. 21.
  16. 20.
  17. Tuvalete tek başına gitmeye korkardım, yalnız kalınca yeraltı canavarının beni yiyeceğini düşünürdüm, hep kapıda birini bekletirdim çıkana kadar.
    3 ...
  18. 19.
  19. Sünnetçiden kaçarken düşmüşüm, kafa delik, sünnet yinede yapılmış, olmuşum çifte yaralı, Ağlarım. Unut unutabilirsen.
    5 ...
  20. 18.
  21. Trafik canavarı reklamı, necdet menzir, dr.moreau’nun adası, freddie kruegar.
    2 ...
  22. 20.
  23. Atari'deki circus Charlie oyununda aslanın üstünde ateşten halkaların içinden atlanıyordu, aslan ateşe değince çıkan o ses ve aslanın gözlerinin büyümesi 5 yaşındaki ben için aşırı derecede dehşet verici bir tabloydu ya, düşününce hala o hissi hatırlıyorum tüylerim ürperiyor.
    0 ...
  24. 19.
  25. 18.
  26. 17.
  27. Bizim evin önünden geçen canavar kamyonet. Onu ne zaman görsem korkarım. Bağırıyordu bana. Ğınn ğınnnn...
    5 ...
  28. 16.
  29. 15.
  30. 14.
  31. Arkadaşlar benim çocukluğum 90’larda geçti. Beni bilen bilir. Çocuk odasına hasret bir çocukluk geçirdim. Oturma odası aynı zamanda benim odamdı.

    Biliyorsunuz bu dönemde adına “reality Show” denilen (adı batsın) programlar türedi. En meşhuru da sıcağı sıcağına idi. Ama bende travma yaratan program ise “sınır ötesi”dir. Mezarından kalkıp çatılara konan ölüler mi dersin, uzaylı otopsileri mi dersin, Cinle evlenenler mi dersin... bu programda anormal olan her şey vardı.

    Tabi ev halkı sözde beni uyutup bu programlardan etkilenmememi sağlıyor. ama unuttukları bir şey var: televizyon benim yattığım odada! Ben de çocuk merakıyla yorgan altından bütün programları izlerdim. Ve altına işeyen bir çocuk olarak o gece bir kere değil üç kere işerdim. Ben 5 yılda 5 kanepe çürüttüm arkadaşlar!

    Neyse efendim yıllar geçti hala kabuslarımda o programdan bir şeyler bulunur. Altıma işeme olayını ise neredeyse yendim sayılır!
    20 ...
  32. 13.
  33. O zamanlar ödemisteydik. Babamin kalple ilgili sorunları vardı. O zamanlar ödemiş devlet hastanesi tam teşekküllü değildi. Babam annemle bozyakadaki hastaneye gittiler. O zamanlar 9 yaşındaydım. Dayımın oğlu olmuştu onunla ilgileniyorlardi. Anaannem kaynının gelininden benimle ilgilenmesini istedi. Gelini ilgilenmedi benimle. Anaannemde beni komusumuza emanet etti. O ilgilendi benimle. Kendi akrabam dururken, elin evinde yemek yedim. Mumun dibine ışık vermediğini o gün anlamam gerekirdi. O olayın uzerinden yillar geçti,annemin amcasının oğlu öldü, içimden taziye dilemek gelmedi. Babamın durumunda annemin amcasının oğlu olsaydı,yenge ve kız kardeşi, analığı gitmek zorunda kalsalardı; annem amcasının oğlunun çocuklarına bakmaz mıydı? Bakardı hatta ceplerine harçlık bile koyardı. Ama annemin amcasının oğlunun karısı insan olmadığını, burnunun büyüdüğünü o günden gosterdi.
    1 ...
  34. 12.
  35. ne travması lan.
    milletin çekmediği kalmadı şahsımdan.
    mahallede cam indirmeler mi dersin, akran çocukları dövmek mi dersin, yeni alınan pantolonu kesmek mi dersin.
    az çekmedi millet şahsımdan.

    (bkz: çağlayanlı olmak)
    0 ...
  36. 11.
  37. Keçi yavrusu kovalamıştı.

    Baya baya peşimi bırakmadı merdivene çıkana kadar.

    O gün bugündür keçi koyun ne varsa korkuyorum.
    1 ...
  38. 10.
  39. Tam yaşımı hatırlamıyorum muhtemelen 10 civarı falandım semt pazarına gittik annemle ben normalde her pazar günü yardım edicem diye annemle gider pazarın başından seyyardan çeyrek ekmek kokoreci alır uzardım bir bahane ile.

    O gün gittik pazara aldım kokoyu tam kaçacaktım annem dedi oğlum hastayım gitme iki parça taşı dedi kıramadım neyse yaptık pazarlığı geldik eve fileler yerde tam kapıyı açıcaz kedi geldi evet kedi annemin cüzdanını kaptı gidiyor annem önde ben arkada düştük kedinin peşine sokağımızın kedisi yani bıraktı hayvan bir süre sonra cüzdanı kaçtı gitti çok kızdım kediye koşa koşa gittim kuzene o da benden bir yaş büyük düştük kedinin peşine sıkıştırdık.

    Kediyi yakaladık ama yakalarken kuzenin elleri haşat etti hayvan.

    Mahkeme kurduk cezası ne olsun diye şaka değil bildiğiniz mahkeme yargıc kuzen ben savcı kedi sanık 80 li yılların çocukları mahkemeyi iyi bilir.

    idam kararı çıktı kediye tel bulduk astık incir ağacına hayvan çırpındı tel kesti o çırpındıkça tel daha çok kesti en sonunda koptu kafası bedeni düştü.

    Öylede manyak çocuklardık işte ama o çırpınışlar aylarca rüyama girdi annem hep söyler sıçrayarak uyandığımı rüyamda anlattığımı.

    Şimdi karınca bile ezmem ama o gün nasıl yaptık bunu hala aklım almıyor.
    3 ...
  40. 10.
  41. Kamu spotu: Bu hikaye, taharet bezi ile ilgilidir. Midesi kaldıramayacak olanlar okumasın.

    Babamın anneannesi kuzenimde yaşıyordu. Yarı türkçe, yarı yugoslavca konuşan, Yaşlı, huysuz, geçimsiz bir kadındı. Burnu yere düşse almaz derler ya, öyle de bir kadındı rahmetli. Bize etmediğini bırakmazdı, yine de severdik. Kıkır kıkır söyleyemediği Türkçe kelimelere gülerdik.

    Bu kadar detayı neden verdim bilmiyorum?Ruhu şad olsun aksi ihtiyarın.

    Kuzenimde çok sık kalırdım o zamanlar. Artık ben de evin bi kızı gibiydim. Temizlikse temizlik, sofra kurmaysa sofra kurma.

    Yengemin günü vardı yatıda olduğumun ertesi günü.

    Bana da dedi ki,
    -merve kızım, sen de toz al.
    -Tamam yenge, dedim.

    Gittim banyodan toz bezi aldım, cam sil aldım. Ben toz alıyorum, kuzenim yerleri süpürüyor. Yengem mutfakta, güzel kokular geliyor mutfaktan.

    Derken büyük anneanne salona girdi.

    - piii sana mirvi, taharet bezimle naparsın?

    Taharet bezi ne ola ki?
    Ulan!
    Taharet! Bez!
    Allah kahretsin, kesip atayım elimi. Ne eli? Kolumu... Ya da kendimi atayım camdan. Ölmem de 1. Kat.

    Yakalım bezi sürdüğüm masayı, zigon sehpaları. Yenge çakmak getir, bir şeyler yapın.

    O an öğrendim taharet bezinin varlığını.
    Varlığı türk varlığına ceza olasıca...

    Bundandır ki, Toz almak bir travmadır bende.
    26 ...
  42. 9.
  43. Çocukken hatta daha doğrusu bebekken aşırı derecede biberon seviyormuşum. Bırakmam gereken yaşa geldiğimde bırakmadığım için anneannem kendince bir çözüm bulmuş. Biberonumun içine iki üç tane böcek koymuş. Gerçekten işe yaramış biberonu bırakmışım ama şu hayatta en çok korktuğum şeylerden biri böcek. Hatta o derece ki internette bir videoda makyaj süngerini kesmişlerdi ve içinden böcek çıkmıştı. Sırf bu yüzden makyaj süngeri bile kullanamıyorum. Teşekkürler anneanne sayende nur topu gibi bir travmam, fobim var.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük