efenim migros bizim eve yakın bir yerde, geçerken uğrayayım da abur cubur alayım dedim. neyse aldım alacaklarımı kasaya geldim, cüzdandan parayla migros kartını çıkardım. neyse kasiyer çekti kartı ,daha ücreti falan söylemedi, verdi elime * aldım kartı şrak diyerekten attım 20 liği. amk sanki dükkanı satın alıyormuşcasına bir mallık ettim. para bekledi ama orada uzunca süre. hay dedim kafama sıçayım... ne güzel kızdı bea...
sms hakkı bittiği zaman kız arkadaşla m.facebook yoluyla mesajlaşırken, mesaj göndermek yerine yanlışlıkla durum güncellemek.
sonuç:
6 kişi bunu beğendi, en yılışık kanka durumuna yorum yaptı "oooo kankaaa bu ne hall .d.d.d"
gişede harıl harıl fiş kesiyorum. para al para ver. telefon çaldı. işe yeni başladığım için hangi ses kime ait bilmiyorum. dialog aynen şu şekilde gelişti.
+köksal orada mı?
(baktım yerinde yok üst kattaki arkadaşın sesine benzettim)
-burada değil
+nerede?
-bilmiyorum ya elimizde kadir kaldı onu yollayayım mı?
-ne alakası var. denerekten telefon suratıma kapandı.
arayan müdürmüş yani yarraklara yan basmışım demek oluyor bu. tam 1 hafta tuvalete giderken bile müdüre yakalanmamak için kaçıyordum.
dalgın bir halde kirli donunu sepete atmak için banyoya girip, donu sepetle yanyana duran klozetin içine bırakmak. daha sonra "naptım lan ben?!!" dumuruna uğrayıp çabucak donu çıkarıp "napıcam ben şimdi bunu?!!" diye ikinci kez dumura uğramak.
- "bu yol kestirme" diyen; geçen sefer gişelerden geçip, *edirneden dönmemize neden olan insanın sözüne göre adres bulmaya çalışmak.
- body worlds sergisine bilet alıp, gitmemek. hadi bu tercih de, sonra bir daha bilet alıp gitmek üstün zekamın bir örneği değil.
- mekanda hoşlanılan çocukla tanışmak için, garson gibi davranıp sipariş aldıktan sonra bunun ortaya çıkma hadisesi. ulan bu iki sayfa yazılır da..neyse.
- ilanı aşk mesajını önce arkadaşa yollayıp fikrini almayı düşünürken, er kişiye göndermek. [burda iki salaklık var. ama o zamanlar bebeydik, fikir sorulurdu]
- dibimizde fatmagül'ün suçu ne' de oynayan kerim (betimlememi sikeyim) otururken, "ne arasın lan o dümbük burda" diye bas bas bağırmak. göz göze gelince selam vermek.
- evi dibinde olduğu halde, bir türlü bkm oyuncularıyla rastlaşamayan arkadaşın kolundan tutup, o anda çıkmaz sokaktaki masanın etrafında oturmakta olan üç beş tanesinin olduğu yere doğru adım adım gitmek. sokağın bi ucunda onlar, bi ucunda biz. başka da kimse yok. arkadaşın gözleri 3.5, 4 miyop. çantadan gözlük çıkarma çabasına mükabil benim yıkılmam. sonrasında hepsini inceleyip geri dönmemiz. öef. kesin bizim hakkımızda skeç yaparlar diyorduk. ölümüne ünlü görme hevesi sonuçta. dibine kadar git, gözlük tak, incele, geri dön. görünmezlik iksiri içmişiz sanki. neyse yau. bu salaklık şeysini uzatırım ben daha da, itiraf başlığına benzemeye başladı. gachayım.
tekila içecek gibi limonu tuzu ortamı hazırlayıp, bardağa tekila yerine vodka koyup içmek. sonra yanlışın farkına varıp atın ölümü arpa tarlası amk deyip tekila içmek. votka tekila arkadaşlığının sonuçlarını sabırla beklemek.
yaz sıcağını hissediyor insan ama henüz sarhoşluk belirtisi yok la. nasıl uyucam ben allahıııııım. uyumak için kıydım kendime sızdır mevlam uykuuuuu...
eş cinsel şerefsizlere küfür etmek zorunda kaldım ve 36 karmam silindi.
sagopa kajmer dinlemediğim için hakarete uğredım.
akp taraftarı olmadığım için sözlükten dışlandım ve beni sömüren adamlara göz yummamak yaptığım en büyük salaklık.
(bkz: doğru söyliyeni dokuz köyden kovarlar)