bugün

--spoiler--
http://www.bodyworlds.com/en.html
--spoiler--
şu sıralar istanbul' da olan bir sergi. ölü vücutlar çeşitli kompozisyonlarla sergileniyor. özel bir teknik ile bir yıldan fazla süren bir çalışma sonucunda ceset çürümeden ve kokmadan derisi yüzülerek saklanabiliyor ve bu sergide de o cesetler sergileniyor işte.
ayrıca her ne kadar polonya' da yasaklanan bir sergi olduğuna dair haberler olsa da kendisiyle yapılan bir röportajda fikrin mucidi gunther von hagens, hiçbir ülkede bir yasak ile karşılaşılmadığını, yasaklanan şeylerin body worlds ismini kullanarak yapılan taklit işler olduğunu söylemiş ve her şeyin yasal olduğunu, ölü bedenleri parayla satın almak gibi bir şeyin söz konusu olmadığını, kişilerin kendi istekleri doğrultusunda hayattaylen bedenlerini bağışladıklarını belirtmiş aynı röportajda.
aralık a kadar gösterimde olacak sergi. mumyalatma yı hatırlatır. insanların ölünce toprakta huzura ereceği düşüncesine göre, vücutlarını bağışlayan kişierin bu durumdan rahatsız olup olmadıkları sorusunu da akıllara getirir..
okan bayülgen'in programında varlığını öğrendiğim sergi.. yaklaşık 1 hafta öncesi otopsi görüntüleri görmüştüm internette, çok az bakabilmiştim ama hayatı sorgulamama yetmişti.. sonra kendime söz verdim, merak bile etsem, bu görüntülere bakmayacağım diye. çünkü insanların hırpalanarak kesilip, biçilmesi beni üzmüştü. insanlar ölmüşte olsa saygı duyulması gerekir ve bu şekilde fotoğraflarının yayınlanmaması gerekir.. cinsel organlarına kadar resimlenmiş ve dalga konusu haline getirilmiş, ağzında gözü olan ölüler gördüm..

bütün bunları düşünerek yaşanılmaz, unutayım dedim, zaten bu yaşama sanatına ters bir durum.. ki yaşamı sanat olarak görmezsek devam etmekte zor.. unutayım derken bu sergiyi gördüm..

şimdi birsürü soru var kafamda;

bu insanlar ne zaman gömülecek, bu insanların yakınları rahatsız değil mi? bundan gelir elde edilmesi ne kadar etik?..nasıl bir şeydir bu.. halen şoktayım.
vücutlarını kendi isteğiyle bağışlayan insanların çıplak vücutlarının sergilendiği merakla gittiğim ancak beklediğim kadar etkilenmediğim sergi.
dunyanin en lezzetli sergisidir. cesetlerin kokusu karabiber dokulmus hali kaplama gibi kokarken, tatlari bala benziyordu.
sadece fotoğraflarına bakarak bile hayranı olduğum sergi.
fotoğraflar için http://www.kemiksiz.net/g...larini-istanbulda-aciyor/
dünyada 30 milyondan fazla kişinin ziyaret ettiği, şu anda istanbul modern antrepo'da bulunan sergi...
prof. gunther von hagens tarafından plastinasyon tekniği kullanılarak dondurulan cesetlerde insan bedeni en ince ayrıntısına kadar incelenebilir.
(bkz: bodyworlds com)
sürekli pipi gördüğünüz sergi..
ama daha ciddi bir tanım yapmak gerekirse, nasıl bir mucize olduğumuzun kanıtı sergi...
insan gerçekten mucizevi bir varlık..
mutlaka gidilip görülmesi gereken bir sergi. insan gezdiği anlarda sanki maket gezziyor hissine kapılıp ya aslında bunlarda birer insandı idrakına varınca sergi çok daha etkili oluyor. sırf bir kadavra değil aynı zamanda sanatla buluşturarak ve son derece estetik olarak gösterimleri olduğundan muazzam bir sergi olduğunu anlıyoruz. istanbul da yaşayan ve imkaanı olan herkesin görmesi gerektiğini belirtmek isterim.
gerçektende bu hayatta böyle bir sergi ile bir daha karşılaşamayacağınız bir sergidir. kadavralara bakarken "bu kadavrayı bu hale getirmek için ne kadar sabırlı olmak gerekiyor acaba ?" sorusunu sürekli aklınıza getirmenize neden olabilir.

birde içerisi hakkında detaylı bilgi vermektense şöyle bir tezde bulunacağım. sergiyi dolaştıktan sonra bende dahil olmak üzere 4 kişiye sorduk;

- canın, şimdi söyle mis gibi ızgarada pişmiş bir et yemek istedi mi ?

4 kişininde verdiği cevap "evet, hem de çok" türevlerindendi.

inanınki belki size çok iğrenç veya mide bulandırıcı gelebilir ama, orda o kadar kırmızı kırmızı bacak kaslarını, bicepsleri, göğüs kaslarını vs. görünce insanın iştahı kabarıyor. bilemiyoruz biz mi vaşhiyiz yoksa kırmızı renk bizde ters tepkilere mi neden oluyor ? anlam veremedik.

hele üzerinde şövalye olan bir at var, o atın bir baldırı var. tam ızgaralık tam.

önemli not: bunların dışında son derece bilimsel olarak yararlı bilgiler edinmenizi sağlamaktadır.

he birde unutmadan, biz oradayken 3 kişi bayıldı. sergiyi ziyaret edenlerin çoğuda tıp alanında çalışanlar olduğu için, ben ömrümde bayılan bir insana bu kadar teknik yaklaşıldığını ilk defa gördüm. kafa yerden bilmem kaç derece eğik olsun, bacaklar 90 derece ile dizlerden kırık, bacakları sallayın, birazdan gözlerini açar, evet açtı, geçmiş olsun iyi günler.

birde 3. bayılan bayan için yanımdaki karı koca doktorların yaptıkları inanılmaz bir yorum vardı.

doktor adam : "hadi bari bu kadını git sen ayılt, belki meşhur olursunda, akşam seni izleriz tv de."
doktor kadın : "aman 70 tane doktor var burda. acilde çalışan doktorlar vardır, onlar atlarlar şimdi."

bu diyalog sergi sonuna kadar sohbet konumuz olmuştu.

kısacası gidiniz.
gittim gördüm.. bu tekniği geliştiren amca , benim okulumdan*mezun bi tıpçıdır..anatomi asistanıyken "lan yoksa" diye kendine sormuş sonra da buralara kadar gelmiş..

bayılma hikayeleri illa ki olucaktır ama esasen güzellik güzellik diye götümüzü yırttığımız şeyin , sırf saçı kızıl , gözleri yeşil diye uğrunda öldüğümüzün nihayetinde bi kadavra olarak diğerlerinden hiç bi farkı olmadığını görmek aşk acımızı hafifletebilir..

bence gidin görün.. tıpçıysanız size çok da yeni gelmez bu kadavra geyiği ama tıp dışı bi meslekteyseniz ve ilginiz varsa mest olucaksınız..orgazmik bi sergi..
muhtemelen hayatınız boyunca görebileceğiniz en enteresan sergilerin başında gelmektedir. insan vücudunun inanılmaz karmaşasını sistemli bir şekilde nasıl çalıştığını organların ve hislerin birbirine ne kadar içten ve ne kadar ince bağlarla bağlı olduğunu vücudun aslında biyoloji derslerinde gördüğümüz gibi karaciğer akciğer kalp gibi basma kalıp bilgilerden meydana gelmediğini görebileceğiniz sergidir.
http://www.bodyworlds-istanbul.com/
kesinlikle gidilmesi gereken bir sergi. verdiğiniz parayı sonuna kadar hak ediyor. istanbuldaysanız ve vaktiniz varsa değerlendirmek için gerçekten iyi bir seçenek.
türbanlıların girişte ve çıkışta 3 kulfu bir elham okuduğu sergi.
kesinlikle kaçırmamanız gereken bir sergi, etikligi konusunda netleşememiş olsam da, insanı hayrete düşüren sorgulamaya itecek türden bir sergi.
not:sergi sonrasında yaklaşık bir hafta boyunca hayvansal gıdalar tüketmeyiniz.*
27 mart 2011'e kadar uzatılmış sergidir. gidilesi.

---kuyruk acısı içerir--
abi s.kerim yapacağınız organizasyonu da, yoğun ilgiyi de ya. bunun güya 17 aralık cuma son günüydü tamam mı. yoğun ilgiden ötürü haftasonu da durup gideceği duyurusu geldi biletix'ten. günlerden ctesi, benim pazartesi kitap açmadığım babalar gibi bir vizem var. bi de terkedilmiş en yakın arkadaşım var. kafası dağılsın diye insan içine çıkarayım dedim. sonra düşündüm, taşındım, kaşındım...cesetlerin içine girmesi daha hoş olur dedim. boşver abi, sana kız mı yok muhabbetleriyle kafasını s.keli epey oldu çünkü. ölüden teselli de gelmez. oh mis. neyse gittik biz bu sergiye, benim de ikinci gidişim halbusi, daha önce yurt dışında denk gelmişti. liselilerin çük görünce kikirdemelerine alışığım o yüzden. öyle ölümü falan düşünmedim pek. dur lan, dağıldı konu. ha işte, son günü diye gittik. milleti de kıskandırdık, çokzeldi olm kaçırdınız. bi daha nah gelir bu türkiye'ye, torunlarınız gider anca dedik. daha çok ben dedim de. vizeye de sabahlayarak şuursuz bi halde girdim. neden amk! tee marta kadar uzadığını, o caka sattığım arkadaştan öğrenmek için mi. yörü git yea! *
--kuyruk acısı içerdi--
daha türkiye'ye gelmeden merak saldığım, araştırdığım, görmek istediğim bir sergiydi. gittim, gördüm, rahatladım. insan denen şeyin aslında bir "et yığını" olduğu gerçeğini anımsamanıza yardımcı oluyor. ölü bedenleri görmek başta garip bir duyguya kapılmanıza neden olsa da bir süre sonra onları "heykel" gibi incelemeyi başarabiliyorsunuz. benim için etkileyici bir deneyimdi. sergi tarihi de uzatılmış sanırım, herkesin görmesini şiddetle tavsiye ediyorum.
halihazırda 27 marta kadar uzatılmış bir sergidir. ama sizin bildiğiniz yağlı boya tablolar, eşsiz manzara ve insan fotoğrafları sergisi değil bu. ilk önce, kendinize ben bu kadar gerçekliğe hazır mıyım diye bir sorun, sonrasında sergiye gidin ve vereceğiniz 25 tl ye hiç acımayın. zira gezip gördükten sonra bana az bile geldi. bütün donörlerin, bedenleri, iç organları ve diğer her ne varsa hazırlayıp sunanlara teşekkür ederim.
istanbul karaköy'de bulunan insanları ve hayvanları mumyalayarak vücudun ilginçliğini gözler önüne seren Gunther Von HOGENS amcamızın sergisidir.Hassas olanlar içeride ağır bir koku vardır dikkat ediniz.

NOT:içeride telefonunuzu kapatın.Bulurlarsa dışarı atıyolar.
hayatımda görebileceğim en yaralı ve ilginç sergiydi. Martın ortalarına kadar istanbul'da sanırım görmeyenlerin bitmeden gitmesini aşırı tavsiye ediyorum, harikaydı.
hala görmeyenler varsa kesinlikle kaçırılmaması gereken harika bir sergi. normalde sadece bir tıp öğrencisinin görebileceği şeylere hayretle bakıp , bir kez daha insan vücudunun kusursuzluğuna hayran oluyorsunuz. mart sonuna kadar uzatılmıştır. gitmeyenlere şiddetle tavsiye edilir.
(bkz: body worlds te eserlerin başında fatiha okumak)
son 11 güne girilmişken, gitmeyenler gitsin bence, vücudumuzun bilinmedik noktaları ayağımıza gelmişken bu fırsat kaçmaz. avrupa'daki acımasız, aşırı ciddi müze, sergi vs. görevlilerinin yarattığı atmosferin aksine burayı çok rahat gezebiliyorsunuz. müze görevlisi fobim var, ancak burada biraz kendimi aştım diyebilirim. cep telefonu yasak normalde ama devasa bir at var, onun arkasına saklanıp mesaj yazma imkanı bile bulabildim. çok cesur bir hareketti, telefonu cebime koyarken sinsi gülüş sergiledim. hatta, üç kere dokundum bedenlere. evet, üç dokunuş, üç büyük heyecan.

--sıpoiler--

-girişteki değişen insan yüzlerinden sonra soldaki kısma girdiğinizde göreceğiniz embriyolar şoke edebilir. ben de mi böyleydim dedim, inanamadım. teoman'ın şarkılarından birinin "...bizi tanrıya inandırışı" kısmı aklıma geldi.

-zekamızın sırrı, beynimizin ağırlığında değil, nöronlarımız arasındaki bağlantılarda yatıyormuş. bundan böyle hatun kişilerle "senin beynin benimkinden hafif, ehe ehe." diye dalga geçmek yok.

-normalde 300 gram civarında olan kalbin, hipertrofiye uğrayarak 800 grama çıkmış hali korkutabilir.

-atın üstünde bir adam var, yapım aşamasında onun penisini atınkiyle karıştırmış olabilirler.

-3 kişinin poker oynadığı masada küçük bir "trick" var. masanın altına ve adamların ellerindeki kartlara dikkat edin.

-bedenimizdeki en ağır organ karaciğerdir ve 1,5 kilo kadardır. haberiniz olsun yani, ahali içinde sorarsınız, kimse bilemez, hava atarsınız.

-düzenli orgazm olmak yaşam beklentisini 8 yıla kadar uzatıyormuş. düzenli sevişelim arkadaşlar.

--sıpoiler--