gülmek istiyorsanız: (bkz: how ı met your mother)
bir ustayla tanışmak istiyorsanız: (bkz: dexter)
bir dahi ukala ile tanışmak istiyorsanız: (bkz: house md)
bir medyum ve polisiye biriyle tanışmak istiyorsanız: (bkz: the mentalist)
bir kimyacı ve uyuşturucu ile tanışmak istiyorsanız : (bkz: breaking bad)
kült animasyon istiyorsanız: (bkz: family guy) ya da (bkz: south park) belki (bkz: the simpsons)
bir savaş istiyorsanız: (bkz: game of thrones)
ortaya karışık diyorsanız: (bkz: fringe)
edito filmo: böyle mavi ekran yaşatan bir şey istiyorsanız: samanyolunun efekt yaptığı diziler.
böyle hiç ölmeyen birileriyle tanışmak istiyorsanız: (bkz: arka sokaklar)
şimdi yazacağım dizilerden bazıları herkese hitap etmeyebilir. benim dizi sıralamam şöyle ki:
1) The Walking Dead: böyle bir dizi olamaz. ilk 2 sezon psikolojikmen gerebilir ama sonrasını izleyin yaşayın derim. Kan man dalak bağırsak iğrençlikler bolca ama alışıyorsunuz zamanla. Rüyalarınızda zombi salgını yaşatıyor insana o derece etkileyici. Bir de sahip olduklarınızın değerini anlıyorsunuz tabi. ilk sezonu bildiğin üşüyerek izledim yeminle. Daryl Dixon diye bir karakter var sırf onun için izliyorsunuz zaten bi zaman sonra.
2) Friends: böyle bir dizi de olamaz efenim. Amerikanlardan beklenmeyecek bir mizah şaheseridir. Hangi karakteri daha çok sevsem karar veremedim. ilk iki sezon biraz zorluyorsunuz sonuçta 94 yapımı dizi ama 10 sezon olduğu için hem değişen modayı hem geçen yılları teknolojinin vs. nasıl değiştiğine diziyle şahit oluyorsunuz. ince espriler ve sempatik karakterler. Phoebe Buffay'le kendimi hep özdeşleştirmişimdir. Eminim siz de biriyle özdeşleştireceksinizdir. Kimin eli kimin cebinde olayı timsali diğer arkadaşlık dizilerindeki kadar yok. 20 dakikalık bölümler olduğu için su gibi gidiyor.
3) House MD: Bu House denen adamın üzerinden giden diziyi izlerken böyle bir adam olamaz diyorsunuz. Dahi bir doktorun kişilik problemleri, profesyonelliği ve dehası birleşince ortaya çevresindeki insanların bazen ağzını açık bırakan, bazen sinir eden, bazen kendilerini çok aptal hissetmelerine sebep olan hikayeler ortaya çıkıyor. Kim ne derse desin bir psikolog olarak iddia ediyorum, house bir narsist değildir.
4) Game of Thrones: Savaş aksiyon macera tarih entrika efenim. Muhteşem Yüzyıl la karşılaştırmayın bile tarih dedim diye. Bu çığır açan bir yapım. Gavur işi diye değil. Adamlar yapmış işte onun için. Buradaki karakter tahlillerine hiç girmeyeyim en iyisi çıkamayabilirim. Ana karakterleri çok sevip umut bağlamayın derim.* Bol sexli bir film yalnız yaşınız küçükse izlemeyin adabınız bozulmasın.*
5) Breaking Bad: Yo! Yo biatch! Hey bitch.. vs. Her kelimesinin sonunu bitch ile bitiren serseri görünümlü duygusal genç Jesse Pinkman ile eski lise kimya hocası dahi Walter White'ın macerasını sunan dizi. Olaylar hakkında çok spoiler a girmeyelim ama bu dizinin karakterlerini tam olarak anlamak bütün sezonları aldı. Uyuşturucu olayına hak mı vermeye başladım ula diye kendimden şüpheye düşürttüler bi ara ama sonunda başladığım noktaya döndüm. izlerken sürekli şunu yapacaksınız; aslında bu adam iyi bi adammış. öbür bölümde: aaa... şeytan bu şeytan. öbüründe: piç pinkman! diğerinde: zavallı pinkman. Ama tek bir şeyi hep söylüyorsunuz: Skyler derdin ne bacım!?
6) How i Met Your Mother: Bu zaten bir gereklilik öyle değil mi? Yabancı dizi yoluna başladığımız dizilerden biri çoğumuzun. Kimi zaman duygusal kimi zaman komedi. Bence 8. sezonda zirvesini yaptı. Değerli emektar bir antika gibi benim gözümde dizi. Marshall Eriksen dizinin kilit ince noktasıdır bence her ne kadar öyle gösterilmese de.
7) The IT Crowd: ingiliz yapımı bol ingiliz aksanlı dizidir kendisi. 3 tane şapşal bilgi işlem çalışanının başlarından geçen şeyleri anlatan durumsal komedidir. Çok popüler bir dizi değildir fakat 2. sezonun 1. bölümünde hayatımda hiç bir diziye vs. gülmediğim kadar beni güldürdüğü için listeme girmiştir. sadece 1 bölümle beni benden almıştır. Roy'un tekerlekli sandalye macerası, bilen bilir.
8) Gossip Girl: Amaan kızmış bu ya diye teşhisi koydunuz biliyorum, ki doğru da ama zeka ve para seviyesi ters orantılı karakterler olmasına rağmen dizi sizi çekiyor. Boş boş izliyorsunuz. Entrikalar olaylar olaylar. Ben daha çok moda eleştirisi yapıyordum izlerken. Çok şey de katmıştır bu anlamda. Tabi benim o kadar param yok o ayrı. Gençken heves ediyorduk izleyip işte *
9) Teen Wolf: ilk iki sezonunu sırf zaman geçirmek için öylesine izlerken 3. sezonunda vay anasını dedirtmiştir. Teen olmaktan çıkıp Adult kategorisine geçmiştir. Kurt murt hikayesi gibi görünse de adından aslında doğaüstü bir çok varlıktan ve daha çok uzakdoğu efsanelerinden kaynak alınmış.
Ekleme yapma amaçlı edit:
10) Prison Break: Yayınlanmasının ve final yapmasının üstünden yıllar geçmiş olmasına rağmen eşimin ısrarı ile izlemeye başladım. Yıllar önce izlemediğim için pişmanım. Sonradan eklediğim için 10. sırada yazsam da beğeni olarak 3. sıraya alıyorum kendisini bu listede. Micheal Scofield maşallah evladım o ne zeka. Gerçekçi bir dizi değil ama gerçekçi olması kimin umurunda dizinin heyecanından sonra.
11) Fringe: Olivia Dunham, Peter Bishop, Walter Bishop ve Astro* ile aklınızın sınırlarını zorlayacak bir bilim kurgu dünyasına yolculuk ediyorsunuz. ilk sezonun bir kaç bölümü ve 4. sezonun ilk bölümleri biraz sıkıyor ama devam ettiğinizde buna değiyor. Çok beğenerek izlediğim bir dizi. Ayrıca Olivia Dunham a çok büyük bir hayranlık besliyorum.
12) Da Vinci's Demons: Leonardo Da Vinci'nin hayatından yola çıkarak daha çok kurgusal bir hikaye üzerinden seyreden ve 1400'lü yılların sonlarını ele alan muhteşem bir dizi. Dizide bol bol, türkçe konuşamayan türklere rastlayacaksınız *. Çünkü Osmanlı ile Haçlı savaşlarını da ele alıyor dizi ve oyuncu kastındaki türkleri oynayanlar genellikle türk değil, amerikan. Leonardo yu oynayan adam ayrı bir tat veriyor diziye. Aynı zamanda oldukça gizemli ve bir sonraki bölümü izlemek için sabredemeyeceğiniz bir dizi. Çok erken bitirildi. Yani nasıl saçma, adını duymadığımız diziler 6.7. sezonu yaparken şu dizinin 3. sezonda bitirilmesi iş mi!
13) LOST: sonradan izlemiş olsam ve listeme sonradan eklemiş olsam da bugüne kadar izlediğim en güzel, en sürükleyici dizilerden biri Lost. Ki ben dizilerimin bendeki oluşturdukları yerine sadık bir insanımdır ama bugüne kadar izlediğim bütün dizilerin üstünden atlamış ilk 2'ye taht kurmuştur benim için. Lost izlemek hiç bir diziyi izlemeye benzemez. O an çok eğlendiğiniz bir işiniz bile olsa, işinizi gücünüzü bırakıp bir an önce lost izlemek için eve gelip bilgisayarı elinize almak istersiniz. Bir sonraki bölüme duyduğunuz meraktan dolayı gününüzün dolu veya boş olduğunu dinlemeden ard arda bir sürü bölüm izlersiniz, bu nedenle hemen biter zaten. Sonunu anlamayan insanlar olabilir, size de bu konuda sonuyla ilgili hayal kırıklıklarını aktarabilirler ancak anlaşılmayacak bir yanı yok. Ben yıllarca etrafımdakilerin bu konudaki hayal kırıklıklarını anlatıp durmalarına kanarak çok şey kaçırmışım, siz kaçırmayın.
Supernatural
Arrow
Doctor who
Prison break
Breaking bad
Criminal minds
Person of interest
Dexter
Friends
Lost
Fringe
The walking dead
Game of thrones
it is always sunny in philadelphia
One tree hill
The big bang teory
The mentalist
The wire
Unbreakable kimmy schmidt
Under the dome
Vikings
Wolf hall
Younger
Entourage
Fargo
Black mirror
How i met your mother
listeye bir bak. sonra bu listeyi unut. alta geç hemen.
hayat dizini izle. kendi dizin sonuçta. başkahraman sen imzalı, daha ne olsun... böylece kendi hayatının sayfasında yol alırsın yaprak yaprak..
(hepsini izleyip siz yazarlar için tasdik ettim. aslında sıralı ancak sıralama pek de önemli değil hepsinin yeri farklı)
* (bkz: mr robot) senaryo, oyunculuk, yönetmen! en iyi dizi için en iyileri toplaşıp çekmişler. size de izlemek düşer. distopya, psikoloji, bilim kurgu,