şirin, kötüniyetten ve ahlaksızlıklardan uzak sıcak bir aşk hikayesi.
dizisi de vardı. aydan şener ile kenan kalav, feride ile kamran'ı oynuyordu. dizi müziğini ise yeşilçam müziklerinin emekçisi esin engin yapmıştı. müziğinden oyuncusuna ve yaşanılan hikayeye kadar çoğu özelliği izleyeni büyülüyor.
ortaokul'lu yıllarımda sultanahmet camii altında kurulan kitap fuarında, bir ramazan ayı, üstad'ın oğlu mehmet kısakürek'in armağanıydı. çile kitabını satın almıştım ve hemşehri muhabbetinin ardından bir hediyeydi bu. ayrıca osmanlı tarihini ve genç osman'ı anlatıyordu. unutulmadı bu sebeplerden.
okuduğum bütün romanlar. Onca zaman harcadım kah otobüste mide bulantısı eşliğinde kah sınıfta hoca ders anlatırken kah uykusuz kalarak okudum ben onları neye unutacakmışım film olsa hadi neyse ama göz bozma riskine rağmen okuyorum ben onları!
hepsini unutuyorum arkadaş. bu yaşıma kadar -age:20- roman okumayı sevmeyerek geldim ve artık elime bir roman alıp okumaya başladığımda karakterlerin isimlerini ve olay örgüsünü aklımda tutamıyorum. demek ki küçükten kazanılan bir yeti bu.
Realist sozluk yazarları için, belli bir zaman sonra sıkıldıklarında bana küsmeyeceklerse john steinbackın bütün romanlarını severek okuduğumu ve gazap üzümleri, güneşin doğuşu romanlari ile başlamak üzere sizin de okumanızı tavsiye ettiğimi bilmenizi isterim...
ilk başta biraz sıkıcı gelebilir ama bazen gerçek dünyadan ne kadar koşarak yasadigimizi görebilmek için, elimizde var olanları en iyi şekilde degerlendirmemiz gerektiğini idrak edebilmek için ve biraz da büyük buhran dönemi ile ilgili fikir ve zikir sahibi olabilmek için bu adamın kitapları gerçekten çok önemli fırsat...