bugün

Aslında açtıkları iyi oluyor.. yüzüne bakmayacağın bir kesimi belirliyorsun kafanda…

Sosyal medyanın en güzel tarafı bu zaten; insanlar, nasılsa kimse beni görmüyor diye düşündükleri, daha doğrusu zannettikleri için içlerinin alacasını; gerek eğitim, gerek ilgi alanı, terbiye ya da mizah anlayışı veya dilbilgisi, olduğu gibi ortaya döküyorlar. Ben, bir noktada buradan tanışmayı artık destekler hale geldim…
herkesin başlığına kimse karışamaz.
ben söylemek isterim de beni anlayan çıkar mı ? işte bu soru beni engelliyor. mesela şu an yan masada oturan aşırı rahat arkadaşlara ne anlatabilirim ki ? şiddetli uyumsuzluk söz konusu...
olmayanlardır kısacası.
bu üstteki çamaşır suyu mu içiyor ne kullanıyor ciddi ciddi düşünüyorum kaç sefer denedim yazdıklarını anlamaya çalıştım olmadı okudukça sinirleniyorum.

yani biri bana al şu iki memeyi böyle saçmala dese yapamam o derece.
para bok huzur yok.

Evet bende sinirleniyordum bir üstteki entrye.
Elektrikler gelmiş hiç de söylemiyonuz 2 saattir karanlıkta oturuyorum.
Her muhabbetim olana 'sevgili" damgası vurulması artık ciddi ciddi canımı sıkmaya başladı. Ulan ergen misiniz? Elini tutmadığın, yüzünü görmediğin kişiden sevgili mi olur? iki geyik yapalım dedik, adamın boğazına diziyorsumuz. Hiçbir virtual ortamda sevgilim yoktur, tüm ilgilenenlere duyurulur.
Hiçkimseye hiçbir şey için yakınmak ya da bir şey demek istemiyorum. Sadece bitsin artık tüm bunlar hiç yaşanmamış gibi yaşamamışım gibii...
Nuku nuku nurmilintu vasü vasü vesterekki nuku nurmele hüvelle vaivu maalle valkialle..
Güzel akşam,
Güzel yemek,
Güzel hatıralar..
Cok agrım var ve ilaç kesmedi. Böyle anlarda hayattan nefret ediyorum. Kendimi bir yerlerden atasım geliyor.
insanların bu kadar hayatı sevmesi, hemen her şeye çok hızlı motive olması sinirimi bozuyor. Normal olan ben değilim evet ama ne bileyim ya öfff.
https://www.youtube.com/watch?v=8-nVcEmr02E

yorumlardan birinde "what a lovely song...
evokes a time when young ladies could mostly go out and dance, and feel free, without worrying about date rape drugs, lascivious guys trying to peek under their skirts, sex trafficking, or all the other dangers out there...
I wish my sweet 17 yr old daughter could feel the freedom of this Era, instead of the nervousness and anxiety of these current times..." diyor.
sadece doğu değil batı toplumunda da din kimlik ideoloji rejim kültür bağnazlığı yobazlığı insanların dünyasını 21. yy. da nasıl kararttığını gösteriyor. 21. yy. cehaletin dünyası olacak ve dünya ortaçağ yobazlığına son hızla ilerliyor.

bir annenin, insanın tüylerini diken diken eden yorumu... mealen: şarkının güzelliğinden-ggençliğinde yaşadığı güzel yaşama atıf yaparak; genç kızların-kadınların çıkıp apaçi, kıro, çomar, tecavüzcü, tacizcilerin saldırılarına maruz kalmadan, kadın tüccarı pezevenk sapıkların endişesi olmadan; sokakta caddede merdivende barda eğlencede toplu taşımada etek altı fotoğrafları çeken-kameraya alan sapıkların olmadığı ortamda özgürce yaşadığı dönemi hatırlattığını söylüyor.
keşke 17 yaşında ki kızım bu günlerde değil de bizim gençliğimizde yaşasaydı diyen bir anne.

düşünün...
batı toplumu din kimlik rejim ideoloji sarmalında bu kadar yobazlaşmış ise doğu toplumu ne halde?
1970'ler çiçek çocukları, hippilik, seks ve uyuşturucu özgürlüğü yaşandığı dönemlerde, kiliselerin boş olduğu ve sınırlar ırklar kimliklerin önemsiz olduğu dönemde biz daha ahlaklı ve sorumlu, daha da akıllıydık diyen sosyolog-toplum bilimcilere değinmiyorum.

unutmadan biraz da abba'ya değinelim.
bizde en bilenen parçası money money money (para para para) olan şarkısı. bu şarkıda abba parayı övmüyor, sadece zengin insanları komik ve aptal aptal ortalıkta dolanan bir işe yaramayan olarak tasvir ediyor.

https://www.youtube.com/watch?v=Zqcf1r1zBxc

bu sırada, abba için müziğe geri dönmesi ve konser vermeleri için 2000 senesinde 1 milyar dolar teklif edildi. şu an ki değeri (cumulative price change) ortalama 1.7 milyar dolar civarında parayı abba ret etti.
Yarın büyük gün bu saat olmuş gram uyku girmiyor gözüme. Bu kadar stresli zamanda kocam yanımda olmadığı için çok kırgınım. içimi döktüm gidiyorum.
Dünyaya uyum sağlayamadığını hissetmek seni şaşırtmıyordu da dünyanın, içinde yabancı gibi yaşayan birini yaratmış olmasına şaşırıyordun. Bitkiler intihar eder mi? Hayvanlar umutsuzluktan ölür mü?
Aşık olmak istiyorum, istiyorum dedim, hah oldum.

Kahroldum.
insanlıktan çıktık. Doğruyu konuşmuyoruz. Söylediklerimizin tamamı bir diğerinin fikrinin tersi olmak zorundaymış gibi davranıyoruz. Krallara çıplak diyeni "hadi oradan" diye azarlamakla kalmıyor, mümkünse linç de ediyoruz. Sözleri gibi kendisinin de saflığına ve toyluğuna bakmadan üstelik... Zenginliği ululuyor, farkına varmadan maddeye tapınıyor, şirk rabbimizi(!) kendimiz yaratıyoruz. Şeytan bile bizim işimize akıl sır erdiremiyordur, eminim. Hesap günü geldiğinde mizan terazisine konulacak günahlarımız çok; ama sevabı, iyiliği mumla arasan bulamazsın. Bizim sevap değdiğimiz şey gösterişli kaypaklık ya da adam kayırmak için birilerine yaltaklık, hepsi bu.
Değerli Uludağ Sözlük Yazarları,

Burada bulunmak, kelimelerinizi paylaşmak ve düşüncelerinizi ifade etmek, bir topluluğun bir parçası olmak gerçekten değerli. Her biriniz, bu platformda renkli bir kalemin, bilgeliğin ve mizahın temsilcisi.

Her yeni entry, bu sanal dünyaya gerçekliğinizi katar, kendi bakış açınızı sunar. Birbirinden farklı düşüncelerin, esprilerin, hikayelerin bu sanal aleme getirdiği zenginlik, bu platformu özel kılıyor.

Unutmayın, sizlerle birlikte olmak, bu sözlüğü zenginleştiren bir deneyimdir. Burada, kelimelerle dans eden bir topluluk olarak, her bir sözünüz bir iz bırakır, bir etki yaratır. Eserleriniz, düşünceleriniz ve mizahınızla bu sanal dünyada güzel bir karmaşa yaratıyorsunuz.

Bu yolculuğunuzda kaleminiz hiç susmasın, düşünceleriniz hiç eksilmesin. Uludağ Sözlük'ün renkli dünyasında her biriniz, kendi özgün ifadenizle bu büyülü sözcük yolculuğuna katkıda bulunuyorsunuz. Nice güzel yazılara, esprili entry'lere ve değerli düşüncelere!
Onsuz gecelerin ardından,
Bana kalan ağlamaklı bir zaman..
la loba: bir hastaneye başvur olmazsa...
hiç acının ne olduğunu gördünüz mü?
hiç karşılıksız sevginin de ne olduğunu gördünüz mü?

https://www.youtube.com/shorts/A2Rx2wnNRpM

muhtemelen babası hiperaktif çocuğuna aldığı bir köpek yavrusu olabilir. sonra çocukta olan saldırganlık nedeniyle köpeği barınağa bırakmış ya da doğum yapan köpeğinin yavrularını dışarı atmış biri veya ölen bir sokak köpeğinin yavrusu da ölebilir.
ne olursa olsun, insan denen yaşamın en büyük düşmanının kötülüğünü tüm benliğinde yaşamış bir köpek yavrusu.
insanlardan o kadar taciz şiddet görmüş ki; sevgi dokunuşu bile iliklerine kadar işlemiş olan acı ve şiddetin korkusunu tetikliyor. sevgi dokunuşu acı ağlama çığlığı olarak savunmasızlığında ortaya çıkıyor. şimdiye kadar herkes şiddet taciz olarak ona dokunmuş.

yutkunmakta zorlandığım an.
bu köpek yavrusu sokaklarda bu taciz şiddetle büyüdüğünde ve ileride ölmez de kendini savunma yetisi kazandığında onu sevmek için uzanan eli (kadın-çocuk-genç) güdüsel olarak, savunma mekanizmasının etkisiyle ısıracak. bunun için bu köpek yavrusu büyüdüğünde zehirli iğne ile yine insanlar tarafından öldürülecek.
ölüm şiddet acı kaçınılmaz.

israilli çocuklar ve filistinli çocukların bu köpek yarusundan ne farkı var?
saldırı, bombardıman, terör, şiddet olayları içinde geçen hayatları, din ırk kimlik vatan ülke vb gerekçelerle nefret içinde insan olma erdeminden uzak şekillenip yetiştiriliyor.
ölmezlerse yetişkin birey olurlarsa bir birlerini öldürüyor.

ve insanlar aptalca kim haklı diye tartışıyor.
sokak köpeklerinin saldırısına duyduğumuz tepki ile israil filistinliler arasında ya da ukrayna rusya arasında ki savaşa ölenlere duyduğumuz tepki aynı.
aptalca nedenlere değil de sonuçlara göre ve bir virüs gibi yaşam sürüyoruz.
unutmadan...
insan denen canlının yaşam eresine-sürecine-davranışına uyan tek canlı virüslerdir.
...

akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felaketim olurdu ağlardım.
iphone telefonlar gizli kamera olarak kullanılabiliyor. ekran-telefon kapalı olsa bile ortam ses görüntü kaydı yapabiliyor. telefon ekranı kapalı olduğunda bile ön ve arka kamerası ile kayıt yapabiliyor.

https://www.youtube.com/shorts/wA2bWPkUsvM

konu ile alakalı yorumlar:
Evet abi memleketteki tüm sapıklara etek altı nasıl yakalanmadan video çekeriz adlı çalışman çok başarılı olmuş.

Eşşeğin aklına karpuz kabuğu sokma adlı çalışma. Part 1.

Böyle şeyleri göstermeyin, bir yarardan çok zararınız oluyor.

Toplu taşıma gibi yerkerde çok dikkatli olmak lazım, kötü amaçlı bir sürü şey için kullanılabilir.

voice over, görme engeli olan kullanıcıların iphone'u kullanmasını sağlar.
açtığınız takdirde, dokunduğunuz her yeri seslendirir.
bu tip yazılımlara genel olarak ekran okuyucu denir.
kötüye kullanılan kısım ekran okuyucunun içerdiği ekran perdesi özelliği.
aslında görme engellinin ekranındaki bilgilerin dışarıdaki biri tarafından okunmasını engeller.
fakat bunun kötüye kullanımı cidden çok üzücü.

neyse, ne olursa olsun... birisi hakkında dedikodu yaparken, toplu taşıma, eğlence vb durumlarda elinde telefonu olan ya da ortamda telefonu elinde dolaşanlar olursa dikkatli olun. android de bu benzeri özellikler içeriyor.
Miyazaki'nin son filmi muhteşem. Büyükbaba kendisi ve kule de zihninin içinden şimdiye kadar izlettiği hayal gücüyle var ettikleri... Bu hassas dengenin alegorisi olan farklı geometrik şekillerdeki cisimlerin oluşturduğu küçük kulenin, zihnindeki dünyayı ayakta tutabilmesi, tarif edilemez zekasını gösteriyor. Sahip olduğu insancıl bakış açısı ile saygın bir yer edinmiş bu Japon'a "dahi" sözü az kalır. Onun gibi denge üstadı "dahi" biri daha var: Durun canım; mısır koçanı Kadir'den söz etmiyorum. Bu kişi hassas denge üstadı "dahi" Başkan Reis'ten başkacası değil. "Şahlandırma yetki etkisi" konusunda onun üstüne tanımam. Allah Miyazaki'ye ve Reis'e uzun, bol ömürler versin! Amin.
Her şey farkında olacak bilinç düzeyine ulaşabilmemle başladı.
çocuklarımın isimlerinin baş harfleri büyükten küçüğe bkz bende onu fark ettim.

(bkz: bkz)