sözlük yazarlarının kafasındaki birikintiler

entry12 galeri0
    12.
  1. doktor ve hemşirelerin iğne yaparken, kan alırken veya dikiş atarken "bakmayın. derin nefes alın." sözlerine hiçbir şey demem. sonuçta canımız yansa da bizim iyiliğimiz için. ancak insanların bunu başka yerlerde kullanmasını kavrayamıyor aklım. başlarda canım, cicim sevgi dolu anlar ardından hakaretler, küfürler ve hatta el kaldırmaya varan savaşlar. sorunca "seviyorum. ona olan aşkım yere göye sığmaz!" demeyi biliyor. "neden?" diye sorunca "ee abi kıskandım, abi seviyorum, abi o da öyle yapmasaydı. kendimi tutamadım". neden peki çünkü öyle bir seviyor ki sevgisine dünya yetmiyor haliyle kıskanıyor kendine hakim olamıyor. kendi haklı çıkarmak için bunu söyleyenden de insan evladı gibi karşısındaki kişiyi sevdiğini hatırlatıp uygun şekilde konuşması önersen neye yarar. kıçında bezle dolaşmayan aklım başımda diye geçinin birinin bilmesi gerekir bunu. yani demem o ki önce sevgiyle yaklaşıp bir şeye takıldığı vakit zarar veren ve buna neden olarak sevgisini gösteren birisi. dışarıda sağda solda "öyle seviyorum böyle seviyorum." diye gezdiği için bütün olan biten tamamiyle kabul edilir bir şeymiş sayılıyor ne hikmetse. onun sevdiği onu seven biriyle beraberken, o taptaze sevginin tadını çıkartmak varken gereksiz acılarla, göz yaşları ve azıcık darp ile donatıyorlar.

    ben bu durumu kabullenemiyorum. ağır geliyor bana. her insan tartışır, bağırır, çağırır, hakaret eder, üzer ama işin ucunda varlığı için her gün şükrettiğin biri için bir sınır koymalı insan kendine. hani kazayla bıçaklanma veya silahla vurulma vs. olur. ortada nefret ve kalıcı hasar olarak bir yara izinden başka birşey yoksa o bile affedilir de bilmiyorum. anlamıyorum. belki de insanlarla yakınlık kurmak benim hamurumda yok. tam ne zaman neden oldu bilmiyorum ama birkaç yıldır diyelim. ne zaman hayatıma bir insan girse "son kullanma tarihimiz ne zaman?" diye düşünür oldum. çoğu zaman belli etmesem de kaçak olduğu anlar oluyor. bir daha olmaz, yapılmaz, istenmez, söylenmez diye sanırım aptalca ve garip davranışlarda cabası. insan ne yakın olabiliyor ne de uzaklaşabiliyor. iyilik parçacıkları isimli bir ses var içimde. insanlardan kopmamamı, sevginin peşinde koşmamı istiyor, canımın yanma riskini bildiği halde. çünkü insan olmanın birer parçası bunlar. arta kalan ev ahalisi ise yapmam gereken son birkaç şeyi efendi gibi yapıp gitmemi, en sessiz şekilde kaybolmamı istiyor. ikisi de çok cazip ama ne yazık ki yalnızca biri nasıl yapılır biliyorum.
    1 ...
  2. 11.
  3. kepek. hava değişimi çok kepek yapıyor. argan sabunu kullandım kar etmedi, kükürt sabunu da. nasıl yapsam bilemedim ki? bir bilen varsa mesaj atarsa sevinirim.
    0 ...
  4. 10.
  5. En yakınım gölgem, o da geceleri gidiyor. Sen? Senin en yakının kim? Aklına gelen bir insan ismi yoksa, yalnızsın merhaba. insan beyni, 150 insan ilişkisinden fazlasını kaldıramıyormuş. Ben 15 tanesini bile kaldıramıyorum. Bazı dönemler, konuştuğum insan sayısı bana bağlı olmaksızın artıyor. işte o zaman herkes üstüme geliyor, her şey bana baskı yapıyor gibi geliyor. Kavga ediyorum bi kaç tanesiyle, uzaklaştırıyorum. Hata mı ediyorum?
    Onların duyguları önemli olmalı mı benim için? Peki ya senin için? Yanındaki masanın duygularını önemsiyor musun? işte insanların çoğu, masa kadar olamıyor gözümde. Eşyalara saygım var. Küçükken artık kullanılamayacak kadar kısalan kurşun kalemlerimden özür dilerdim. Çöpe atmazdım. Saklardım. Tabi annem sakladığım her şeyi çöpe atmaya bayılırdı. Galiba biraz fazla istifçiydim. Ama özenle biriktirdiğim, sürpriz yumurtalardan çıkan oyuncakları attığında çok üzülmüştüm. Küçücük bi kutunun sana ne zararı vardı ki anne? içindeki oyuncaklar ben okuldayken canlanıp yaramazlık mı yapıyorlardı? Ki sen de onları bana sormadan çöpe attın. Bu bir travma olabilir mi?
    insanlara bakmayı seviyorum. izleyip, yaptıklarını çocuklukları ile bağdaştırmayı.. Her huyun, suyun,davranışın çocukluk döneminde yaşadıklarının yansıması olduğunu düşünüyorum.
    Beni ben yapan ne? Seni benim için o yapan şeyler belli. Ama beni ben yapan nedir? Ben kimim, neyim? Nerdeyim? Niyeyim? Küçükken babama Allahla ilgili sorular sorduğumda, bana insanoğlunun bildiği kadarını açıklardı. Kitaplarda cevabı yazmayan sorularıma ise, bunların cevabı dünyada yok,fazla düşünürsen delirirsin diye cevap verirdi. Gerçekten de öyleydi.. Ne kadar çok varoluş hakkında düşünürsem, o kadar çok yokluğa yöneliyordum.
    Neden varım, olmasam ne olur dedikçe, yokluk beni çekiyordu. Acaba düşünce yokluk muydu?
    Yalnızlıktan bahsediyorduk. Geceleri hayal kurarken de böyle oluyor, nerden başladığımı unutuyorum. insan kaç yaşında hayal kurmayı bırakır? Merak ediyorum. Yaşlılar hayal kurmuyor mu yani? Halbuki hayal kurmak da su içmek gibi. Olmadan olmuyor. Ben ne zaman hayal kurmayı bırakacağım? Bununla ilgili bir fikrim yok. Günümün belli bölümlerini hayale ayırıyorum. Hani insanlar spor yapar ya her gün, belli saatlerde.. Ben de onun gibi hayal kuruyorum işte. Bi yerde okumuştum. Piyano çalmayı bilmeyen biri, uyumadan önce piyano çaldığını hayal ederse, parmakları piyano için yatkın hale gelirmiş. Bi şeyi ne kadar çok düşünürsek o kadar çok yaklaşıyoruz galiba. Hayatım boyunca böyle oldu. Neyin hayalini kurduysam ayağıma geldi. insanlar sınavlara hazırlanıyor, güzel bir işe girmek için çaba sarfediyorlar. Sınavı kazanıp güzel bir okula gidiyorlar ama mutlu olamıyorlar, çünkü o okulu neden istediklerini bilmiyorlar. Sadece istiyorlar. Güzel bir işe giriyorlar. Yine mutlu olamıyorlar, çünkü işlerini neyin çekici kıldığını bilmiyorlar. Hayalini kurmadığı bi şeyi neden ister ki insan? Herkes istediği için mi? Bunları düşündükçe, kendimden şüphe ediyorum sanırım. Doğru olan nedir karar veremiyorum.
    Ben biraz hayal kurmak istiyorum.

    6 Eylül
    4 ...
  6. 9.
  7. kimi zaman yağdır efendim. pis insanlar sizi.*
    0 ...
  8. 8.
  9. günlük 20 lira benzin masrafım var. ayda yapar 600 lira. ayda 600 lirayı cebime koysam da metrobüse binseydim şimdi tatile çıkardım. rte bundan sen sorumlusun bilesin. bu milletin vebalini ağır alıyorsun. hadi şimdi bir siktirip git lütfen artık.
    0 ...
  10. 7.
  11. 6.
  12. kussak bir yerlere nefes alacak yer açılacak.
    0 ...
  13. 5.
  14. Bu da işe yaramazsa hangisini deneyeyim, o da işe yaramazsa bu sefer hangisini deneyeyim, o da olmazsa hang...
    0 ...
  15. 4.
  16. 3.
  17. başlığı "sözlük yazarlarının kafasındaki bikinililer" diye okuduğum için kafamdaki birikintilerin ne olduğunu anlatmama gerek yok.
    2 ...
  18. 2.
  19. akp hegomonyasından sonra gelecek hegomonya.
    varsa bi görüşü olan yazsın .
    0 ...
  20. 1.
  21. kısaca kafamızda yer edilen sorular ,cevaplar ,ilişkiler ...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük