bugün

Ben yaşarken üzülmeyenlerin öldükten sonra da üzülmesini istemem.
Aynen amk.
Vajinama öyle bir bilgi gelmedi.
Yaşamak zor geliyor.
Sigarayı çok içmeye başladım. Vaziyet kötü.
Evlilik kadar sıkıcı birsey olamaz. Kafayi yemek uzereyim 7/24 beraberiz, ayni yerde calisiyoruz. Her hafta sonu alisveris, camasir, bulasik bilmemne. Somebody save me!!
Yılların deisti olarak son günlerde allahın sevgili kulu olduğumu düşünmeye başladım.
önüme fırsat çıksın diye uğraşıyorum ama fırsat çıkınca da düzenimi bozmak istemiyorum. hayat her an güzel bir tokat atıp beni kendime getirebilir.
Şu an içimde bir korku var neden bilmiyorum. Aslında bugün benim için önemli bir gün olacak.
her şey farklı olabilecekken beni bok gibi ortada bırakıp başkasına giden kızı unutamıyorum. hayat kalitemi o kadar düşürdü ki. pskilogla konustukça kendimi iyi hissediyorum. tamam diyorum düzeliyorum. sonra yatıyorum. sabah bir uyanıyorum telefonda mesajlarını arıyorum. hayatım çok yoğun aslında ama yaptığım her şeyde onu düşünüyorum. iş yerinde düzgün çalışamıyorum. işten çıkıyorum spora gidiyorum. müzik dinleyemiyorum. vallahi spotify i sildim. herhangi bir müzik sesi beni tribe sokuyor. yapmadığım sey kalmadı. yoga bile yaptım. yapıyorum hala. millet diyor ki sen kafayı mı yedin ne oluyor. ilk kendimi sucluyordum ona böyle davranmasaydım benden gitmezdi diyorum. ama sonra bakıyorum ki o benden uzaklasmaya basladığı için ben ona öyle davranmışım. üstüme geliyorsun bunaltıyorsun diyordu. bunaltmamın sebebi hayatımda tutamamaya başladığım içindi. zaten gitmek isteyeni ne yaparsan yap tutamazsın. hayatımda her şey yolundayken girdi. beni mahvetti. tatlı sözlerine, gülüşüne kandım. benimle konusurke bir anda hayatımda biri var dedi. psikologum o kişide borderline olma ihtimalini değerlendiriyor. yaptığı hareketler, yazdığı seyler ve davranışlarından dolayı. allahım diyorum bir sabah uyandığımda o aklıma gelmesin adak adadım. gidip yardım yapıcam. içimden alsın istiyorum artık bu şeyi.
bana sert yorumlar yazin arkadaslar. boyle vay arkadas adam ne yazdi ama diyeyim aklim tutulsun.
Denedim yıllardır deniyorum ama bir ilerlersem üç geri gidiyorum.

hayatta ki en büyük hirsim para kazanmak, fakir doğduğum için mi yoksa yaşadığım tecrübeler mi beni bu hale getirdi bilmiyorum ama geriye dönüp baktığımda koca bir başarısızlık.

Ve aslında durum biraz şöyle ilerliyor;

benim durumumda ki insanları tatmin edecek miktarlara ulaşsam bile hep daha fazlası için uğraşıyorum, ee çekirge de genelde 3 ten fazla ziplayamiyor. bir başka problemse, benim bu durumu kabullenmeyip hep daha ileri gitmem, bunun sonucunda onlar bilmese bile bana güvenen insanlarin güvenlerini boşa çıkarmam, boşa çikarmayi düzeltmeye çalışmak için daha fazla içine girmem.

sonuç olarak ortalama bir hayata alışmam gerekiyor,20 yıllik borçla alınacak evler, arabalar. o borçla alınan şeyler için ömür boyu, haftada en az 50 saat kendini siktirecek olmak, bunların sonucu olarak daha kötü bir ruh hali, mutsuz bir yaşam.

yani bir kere geldiğimiz bu dünya da böyle saçma sapan şeyler için bir omur harcama fikrine inanmam gerekiyor. yine tüm bunların sonucu olarak daha az tercih edilen oluyorsun. yada senin, seni tercih etmesini istediğin kişilerin kapsama alanindan çıkıyorsun. iğrenç bir döngü, iğrenç bir hayat, iğrenç bir çağ.
Kendim, ailem, hayatımız, sağlığımız için şükretsem de hayatta gereken anlam ve cevapları bulamadığım sürece hep biraz depresif ve hüzünlü hissedeceğim.
Evimi özledim.
Şöyle bir bilgi verelim oldu da içine boşaldınız Burada yazan ve hiçbir geçerliliği olmayan saçma sapan şeylere itibar etmeyin. içini yıkamak ne lan?

Peki ne yapacağız;

Hemen en yakın eczaneye gidip ella alıyoruz, ella etkili bir progesterondur. Muadili sanılan ertes ve norlevo kafanız basmayacağından izah etmeye dahi gerek görmediğim farklı bir mantıkla çalışır.

Ancak neticede tüm bunlar sentetik steroid protokolüne giren ve partnerinizin hormon dengesini bozup bedensel ve mental acılar çekmesine sebep olan ilaçlardır. Sikinize hakim olamıyorsanız sizinle özel bir şey paylaşan bir kadına saçma sapan acılar yaşatmayın.
Geçmiş Olsun.
Akşam sessiz sakin oturup çayımı içecektim. Eşimle birbirimize girdik. Hem de saçma sapan mevzulardan. Yoruldum. "Çocuk bende kalsın sana şu kadar para vereyim" diyor. "Zaten çocuğu alamazsınız benden de! " diyor. Saydı sövdü, saydı sövdü sonra özür diliyor. Ben o bir saat içerisinde yalnızca balkondan atlamayı düşündüm. Çünkü böyle anlarda kendimi çok çaresiz hissediyorum. Sonra Allah'a yalvarıyorum içimden defalarca oğlum için bana güç vermesini istiyorum. Çünkü ben normal düşünemiyorum, ben akıl hastasıyım. Sonra neden hastayım diye ağlamaya başlıyorum onca sorunum varken. Onu sevmediğimi düşündüğü için yıllardır durduk yerde benimle zıtlaşan bir kocam var. Sen iyi annesin de işte iyi bir eş olamadın deyip duruyor. Sen beni elinden kaçırmaktan korktuğun için rol yapıyorsun, diyor. Sen benden nefret ediyorsun, diyor. Onun paranoyaları düşüncelerime dönüşmeye başlayacak en sonunda.

Atak geçirmekten korkuyorum, Kayıp gitmekten. Korkuyorum. Ve her kavga anında evden kovuyor beni. Bunlar da benim hastalığımı tetikliyor. Bana güvenmediği için eşimden uzaklaşıyorum. Her şey anlamsız geliyor şu an.

Bir kadın tanıyorum; kocası kadını dövüyor. Kadına çok kötü davranıyor. iki çocuğu var. Kadın psikiyatra gitti doktor ilaçlar yazdı. Bu ilaçlar seni sakinleştirecek, eşin ne derse desin cevap verme, çocukların için alttan al, demiş doktor. E bende ilaç kullanıyorum ama bir süre sonra alttan alamıyorum.

Doktoruma bunları tam olarak anlatamıyorum. Adam her seferinde eşinle aranız nasıl diyor? iyiyiz" diyorum. Çünkü ben kumarbaz,alkolik,sorumsuz bir baba ile büyüdüm. Benim eşimde bunların hiç biri yok. Evine çok düşkün. Bizim aramızdaki harp psikolojik. Benimle birlikte terapiye girse belki bir iki sorunumuzu çözeceğiz ama yanaşmıyor.

10 yıldır eşimin güvenimi kazanamadığım için çok üzgünüm ama artık kendimde sorun aramayı bıraktım. Bugün itibariyle her şeyi olağan akışına bırakmaya karar verdim. Onu ikna etmeye uğraşmaktan bıktım. Bıktım!
Az önce mükemmel bir elbise buldum. Yanında ekstra eldivenleri var o kadar zarifti ki. Sonra "yaa manyak mısın nerde giyeceksin onu, o elbise ingilizce kraliyet ailesiyse sen anca aşiret paketsin saçmalama" diyip kendimi vazgeçirdim. Sonra "olsun ya hevesimi almak için ben evi temizlerken bile giyerim." Dedim ama bu sefer de domestos aklıma geldi. Ya ne olacak benim bu burjuva heveslerim köylü zihniyetim.
kızdan da aynı itiraf gelmedikçe, itirafın "kendin pişir kendin ye" olarak kabul edilecektir.
Bugün yakın akrabalarımdan biri vefat etti. Gittik apar topar gömdük geldik. Yani gerçekten ama 10 dk demeden toprağın altına girdi adam.
Sabahtan beri aklımda şu var, biz koca ömrü bu 10 dk için mi heba ediyoruz? Bu bataklığın içinde bunun için mi debeleniyoruz?
Bilmiyorum. Kelime bulamıyorum.
Jim carrey gibi oldum aq her şey çok önemsiz geliyor.
şuan hayatımda biri var diyen bir kızı seviyorum. cok acı bir şey. kafamda bin türlü senaryo canlanıyor. güzel olabilirdik. iyi olabilirdik düşünceleri. hayat ışığım söndü günlerdir. aptal gibiyim. yemekler tatsız, her şey amaçsız geliyor. bu kişi hayatımdan tamamen cıkaramayacağım biri üstelik. nasıl olacak bilemiyorum. bazen böyle yıllarca saplantılı kalan insanlar olur ya. öyle olurum diye korkuyorum. sürekli bu düşünceler beynimi kemiriyor. ya boşver düşünme diyorum ansızın aklıma tekrar geliyor. yaptığım hatalar var. ama o hataları yapmamın sebebi de karsımdakinin olumsuz davranısları hep. kendimi affetmeden bu seyi bitiremem.
Uykum var..
Samimi değilim. Kendime karşı bile. insanları mutlu edeceğim diye şekil alan bir hokkabazım.
Hala aşık olan, seven insanlar görmek içimde tarifsiz duygular uyandırıyor. Aşka inancınızı nasıl yitirmediniz hala?