bugün

Bir itiraf daha gelsin arkadaşlarım evlendi ben hala öğrenciyim onları çok kıskanıyorum.
Çok yorgunum. Çok denemekten, yanılmaktan,anlatmaktan, anlatamamaktan. Yalnızlığımdan çoğu zaman yalnız kalamamaktan. işi bırakalı iki ay oluyor, herkese her şeye ayıracak vakti buluyorum, kendimle konuşacak vakti nedense bulamıyorum! Günlüğüm yatağımın altında tozlanmıştır belki de. Duyacaklarımdan korkuyorum. Çünkü kendimle konuşursam değişmem gerekecek. Hatta gitmem gerekecek. Sözlüğe bile kendimle başbaşa kalmamak için döndüm. Elimde okumuş olmak için okuduğum bölümüme ek olarak, bir de kariyer hedefimin bile olmadığı departmanda alt yapım olsun diye iş tecrübem var. Şimdi de sırf kalkıp gidebilmek için başka bir şehirde aynı işi yapmaya razı oluyorum. Yani anlamıyorum bu kadar yanlış kere yanlışı ben nasıl biriktirdim? Hiç mi duyamadım kendimi? Şimdi bu çeyrek asırı ben ne yapacağım?
Yazdığım entrylere şöyle bir baktım da 1 adet düzenli eksileyenim var. neredeyse her entryde eksi var 1 adet de aklına esince eksileyen yazar var. Ikinizin de amk.
Yaşadığımı düşünmüyorum yaşamak bu olmamalı.
işevişevişevişevişevişev.
Şikayet değil bu.
Bunu değiştirmek için bi çabam da yok üstelik.
Elime kağıt kalem alıp sayfalarca yazasım var.
Sonra diyorum ne değişecek?
Bi yerlere gitsem ne değişecek?
Neyin değişmesini istiyorum ki?
Sahi şimdi o kadar vakti kim yaşayacak!
Yaşamak bu olmamalı.
Çöp.
itiraflarınız çok sıkıcı.
ailenin en sakin, en objektif, en sağduyulu, en terbiyeli kişisi iken adımız memlekette asi oldu çıktı.

gereken yerde susmayıp, altta kalmadığım için.

çok komik.
cidden komik.

ama haklı olduğum için bundan rahatsız mıyım? asla.
Her şeye gülsem de içten içe deriiin bir acının dibine doğru iniyorum.
içimde yüreğimde onun eksikliğini sonuna kadar hissetsemde kendimi artık onun yokluğuna alıştırmaktan başka çarem kalmıyor. Yüreğim ve ruh halim perişan halde toparlanamiyorum eskisinden daha beter hale geldim. O şuan hayatını dilediği gibi özgürce yaşıyor bensiz gayet mutlu gayet huzurlu biliyorum eksikliğimi gram hissetmiyor. Hatta beğendiği gibi bir yazılım mühendisi bile bulmuştur. Herneyse susuyorum. Acımla kendimi başbaşa bırakıyorum hayırlı geceler hepinize.
vakti zamanında gece tam 00:00'da en az 10 tane patlatılan itiraflardı.
hayır tadı mı kaçtı ne oldu da unutuldu böyle, anlamadım gitti.
Hiç waffle yemedim.
çok büyük sırrım yok, ama buraya daha önceden de yazdığım birini açıklıyorum, aylar sonra da gene bunu yazarım sanırım.

alpertunna'nın ilk sevisi (sevi=aşk, google bile anladı kırmızı altyazı ile işaretlemiyor artık) bir yahudiydi, alperhitler çok üşüyom didi, bende yahtım, allahınızı severseniz ni var bunda?!

işbu gereksiz (ama komikti, tayfun yılmazist'Lere esenola) şakadan sonra yazımızı sürdürelim.

benim ilk sevgilim kharkov'lu bir rus idi, rus diyorum çünkü kendisi ve familyası da şuan için ukraynanın doğusunda, rus ayrılıkçı bölgesinde yaşamaktadırlar. hemen yapıştırmayın "hitler gibi kız terk etti bu da slavlara düşman oldu" diye, kendisiyle tanışmadan önce de slavları sevmez idim, o anda da sevmiyordum, şimdi de. ayrıca kız beni terk etmedi, ya da ben onu. yürümeyeceği baştan belli bir alanda koşturmak boşa çabadır deyip (evet anlayacak kadar olgundu) bu işi bitirdik.
burada çok sıkılıyorum.
itiraf edicek itirafım dahi bile yok.
kendimi çok yorgun hissediyorum, günde maksimum 4 saat uyuduğum için sanırım.

bu bilgi ile istediğinizi yapabilirsiniz şimdi.
insanları anlamak gittikçe güçleşiyor. Bir tarafta aşırı yozlaşma, bir tarafta aşırı yobazlaşma. Sıkışıp kalmış gibi hissediyorum.
Bir tarafta da aşırı tahammülsüzlük. insanlar başka bir hal aldı.
Nasıl bir devire denk geldiysem artık.
Aslında herkes bundan şikayetçi ama herkes böyle. Ortada ilginç bir ironi var. Ve bu hayatı zorlaştırıyor. Mutsuz ediyor, Yada ben birşeylerin çok nizami olmasını istiyorum. Halimden şikayetçi değilim de, artık güvenmiyorum insanlara. Herkes heran herşeyi yapabilecek potansiyelde olduğunu daha ilk kelimesinde belli ediyor.

Güven yoksa sosyal ilişkilerde yok benim için. Şimdilerde olduğu gibi sahte inanışlar, yalandan mutluluklar ilgimi çekmiyor. Karşıdakinin yalan attığını bile bile inanmış gibi yapamıyorum.

Ama insanlar artık buna alıştı sanırım işler böyle yürüyor artık.

Ama ben böyle olmak istemiyorum...
kuzenimin düğününde altın çantasını bana emanet etmişlerdi. kafam da biraz iyiydi. çantayı alıp kaçıyor gibi yapmıştım. üzerime atlayıp çantayı benden almışlardı.
maddi kaygılardan kurtulamayanlar çevremde cirit atıyor sözlük. saçma sapan şeyler düşünüyorlar ve beni de zehirlemeye çalışıyorlar fikirleriyle. sınırlı ve çapsız vizyonlarıyla akıl vermeye, benim için gelecek planları yapmaya çalışıyorlar(bak bak bak, şu cesarete bak). keşke beni fazla düşünmeseler, keşke benim iyiliğimi isterlerken benim fikirlerimi sorsalar.

mümkün olduğunca az insanla iletişim kuruyor ve sadece hak edenleri ciddiye alıyorum ben de sözlük. böyle olunca toplumda zaten çok az bir yüzdeyle kesişemiyoruz pek. herkes benim gibi 4 dil konuşup, genel kültürü geniş olup, aynı zamanda baklavalara sahip değil.

herkes gece 03:00'te de açık spor salonu olduğunu bilmiyor, ya da ön kamerayla çekilen özçekim sanki o ana ait değilmiş kafasında. insanlar çok alıngan sözlük, çok stresliler. analiz yetenekleri ve mizah anlayışları da kuvvetli değil. iki kafa dağıtmaya geliyoruz şuraya.

hiç bakmadığım sabahki çeviri vizeme ve hiç hazırlamaya başlamadığım materyal ve ders planını yapmaya başlayayım en iyisi.

bonne nuit sözlük ve unutma:

"créer, c'est vivre deux fois."
Saiki kusuo bitti. Ağlayacağım
gerçekten günümüzde bulunması en imkansız olan şey sanırım eş olarak bulabileceğin sadık bir insan. yok amına koyayım. gerçekten "şuna yazsam mı" fikrini geçirdiğim anda aklımdan geçmeye başlayan şeyler şunlar, "kaç kişi ile aynı anda acaba flörtleşiyor, hangisi ile ne durumda, sen karşındaki için flörtleştiği 15 kişiden birisi olacağın için acaba kendini değersiz ne kadar kabullenebileceksin" gibi fikirler başlayıp bütün o fikirden vazgeçiyorum. hem erkek hem kız tarafı için diyorum, gerçekten hayatta onlarca kişiyle flörtleşmekten başka yapabileceğiniz daha iyi bir şeyiniz yok mu ya? Bir kişi ile konuşurken bile harcanan zaman inanılmaz boyutlarda. Bunu insanlar 6-7 kişiyle yapıyorlar. Gerçekten çok boş insan olmak lazım bunun için ya. Artı, karşındaki insana değer de vermezsin ki, A kişisi seni sallamasa B kişisi var nasıl olsa diye, aynı şeyden çok adet varsa elinde kıymetini bilmezsin sonuçta. Ben mi eski kafalıyım iyice, insan kendini azıcık olsa özel hissetmek istiyor lan. Bu seni daha değersizleştirmek.

Buna paralel olarak gözümün önünde arkadaşım yapıyor aynısını, çok batıyor lan. 2 senedir yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez ama son zamanda şu olay o kadar batıyor ki inanılmaz soğudum. Herhangi bir şey yapacakken haber vermezsem kendimi kötü hissetmekten baya bir şey yaparken aman gelmesine dönüştüm iyice. Ayı gibi sıkı fıkı iken artık nasıl etki yarattıysa bende ne espri olduğunda gülebiliyom, ne de bir şey söylerken sıcak davranabiliyom, buz gibi davranıyorum kendisine. Hatta öyle bir raddeye geldim ki, gerçekten tüm ilişkimi kessem daha iyi olacak gibi. öbür yandan da o kadar iyi anlaşıyoz ki ve başka sebeplerden salmakta istemiyorum. Bunun üzerine uyarsam da değişecek gibi değil. Bilmiyorum ne yapacağım gerçekten. Ama şu halde vicdanım hiç rahat değil lan.

ben neden bu kadar lawful good bir karaktere sahibim anlamıyorum. bana giren çıkan mı var olayda, yok, belki çok minör, o halinden memnun mu evet, sanane sikik isteyen istediğini yapsın diyemiyorum. yapılan şey yanlış, ben o yanlış orda öyle dururken rahat edemiyorum.

Edit: Manyak stalklayıp burayı buldun ve okuyon demi? Bunu yazmamın 2-3 gün sonrasında mevzu düzeldi. Garip garip işler. Çok okuma aq içimizi döküyoz şurda yalandan.
üzücü bir itiraf. benim için.

sözlükte şu ana kadar 4 kişiye fotoğrafımı attım. şu fotoğraf atma olayında elimdeki malzemeyi bildiğim için bahsi açan taraf ben olmam. ama kaçınılmazı ertelemeye de çalışmam böyle bir istek gelirse. muhabbet ne kadar iyi gitse de insanların beğenmedikleri bir tiple konuşmak istememelerini anlayabiliyorum.

her neyse. 4 kişiye fotoğrafımı attım. kısa bir süre sonra 2 yazarın hesabı silik olmuştu. hem de bir tanesi nick değiştirip öyle silmiş.
1 tanesi izinli oldu. aylardır izinli.
1 tanesi mesaj atmayı kesti. entry giriyor.

aralarında bir istihbarat hattı varsa eğer birkaç kişi daha mesaj atmıyor artık.

burada itiraf etmek istediğim şey normallerin üzerinde bir tipsizliğimin olduğu.
hani o kızlar ağzı laf yapan erkeklerden hoşlanır falan muhabbeti hikaye.
fotoğrafı görene kadar her şey gayet iyi. ama gören kaçıyor.
sokaktaki o ters eşleşmelerdeki erkekler o kızları neyle tavlıyor onu da bilmiyorum.
neyse bi çay içelim.
kütüphanelerde masalara iki tane notunu bırakıp sonra saatlerce siktir olup giden tek hücrelilerden nefret ediyorum. ulan köylü kurnazları siz canınız istediğinde gelip iki tane sikindirik notu okuyacaksınız diye saatlerce masayı kapatabileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. yerinize oturulunca da ama sınavdaydım ama namaza gittim diye zırıl zırıl kendinizi acındırmaya çalışıyorsunuz. bence sadece yerinizden olduğunuza şükredin çünkü ben yer ararken o boş masalardaki çantaları notları ve bilhassa yarım saat kuralının yazılı olduğu tabelayı götünüze sokmak istiyorum. medeniyetsiz andavallar sizi.
Bütün sıkıntımı anlattım ama yanlış anlattım. Yıllarıma mı aylarıma mı maalolacak yaşayıp göreceğim. Ruhum çekiliyor.
geçen gün kediye tekme attım allah affetsin, ilk başta kötü hissettim ama sonra birdaha atasım geldi şeytana uydum.
iyi derecede bağlama çalarım. Yakın çevremden birkaç kişi dışında bunu bilen yoktur. Geceleri hafif kısık sesle kendi kendime çalıp söylemeyi çok severim. Teşekkürler.
kız 25 yaşında, sarışın ve egeli ama daha öpüşmesini bilmiyor lan. neyse buna da önce öpüşmeyi sonra diğerlerini öğretiriz. mesele değil eheh.