bugün

isteyipte söyleyemediğim çok şey var.. sessiz sedasız benimle toprak olacaklar...

neyse gidip işler güçler izleyeyim..
artık herkese rest çekebiliyorum. kimseyi kaybetmekten korkmuyorum. azıcık haddini aşana da net şekilde "haddini aşma!" diyebiliyorum. eskiden kalp kırma korkum olurdu, bu yüzden ezildiğim de çok oldu. şimdiki aklım olsa bana hak etmediğim şekilde kötü davranan herkesin ağzına sıçardım. biri mesajıma cevap vermedi mi? o yazana kadar asla ikinci mesajı atmıyorum. isterse 15 yıllık can ciğer arkadaşım olsun. bana zaman ayırmıyor mu? güle güle o zaman. ben de aynı şekilde davranıyorum. ayna görevi görmeyi öğrendim.

müdanasızım artık. kimseye eyvallahım yok. herkese "yerini bil, benden önemli değilsin" mesajını veriyorum. kendimi daha güçlü ve özgüvenli hissediyorum.
Bu yaşımda biri ile çıktığım zaman hala anneme söyleyemiyorum o nasıl ters tepki vermektir öyle.
Onun nedenleri vardı benimse beklentilerim....
Doyma hissi gelmiyor arkadaş ya. Sinir oldum. illa pamuk yutturacaklar bana.
Üşüdüğüm için içime tayt giyerken farkettim ki kızların çoğundan seksiyim ben aq. Göt falan da yerinde ve uygun. Vay amk.
Aşırı derecede rus hayranlığım var. Gereğinden fazla. Kızılordu marşlarıyla pek Haşir neşirim. Rus edebiyatı, kitaplığımın %90'ını oluşturuyor. Bu kışı kafamda uşanka ile geçirme planım var.
bugün bir an düşündüm de, yaşlanıyorum.
neden?
akşamüstü eve geldim.
sitenin otoparkı bomboş, otoparkın bir yanında çocuklar top oynuyor.
gittim onların top oynadıkları yere koydum arabayı.
özellikle, ipnelik olsun diye.
toplarını alıp gittiler.
giderlerken de "burası top sahası mı çocuklar?" diye fırçaladım.
"başka yer mi var amca?" dedi içlerinden biri.
elinde top vardı. boynunu öyle bükmüştü ki,
içim burkuldu ya lan...
"at bakayım topu koçum" deyip gönlünü almak istedim bir an için.
ama yorgundum, "aman koy götüne rahvan gitsin" diyerek eve çıktım.
çıkarken düşündüm.
zamanında biz de sokakta top oynardık.
böyle yaşlı amcalar falan bize kızardı. içimizden küfür ederdik onlara.
"acaba bu çocuklar da bana küfür etmiş midir?" diye düşündüm.
eğer küfür ettilerse amlarına koyayım ben onların, ama etmemişlerdir değil mi?
evet, işte bunlar hep yaşlılık alametleri.
sana ne lan, ne karışıyorsun çocuklara?
bırak oynasınlar.
hayvan gibi yer var, git oraya park etsene arabanı amk? hiç mi çocuk olmadın?
neyse, böyle işte.
hadi iyi geceler hepinize...
çok doluyum, böyle bağıra bağıra söylemek istiyorum içimdekileri.
geleceğe dair bi planı olmayan yaptığı tek iş okumak iken onu bile yapmamak için 40 takla atan, hayatta dair herhangi bir tecrübe edinmemiş, karşılaştığı ufak problemlerde dünyası başına yıkılan pasif erkeklerden nefret ediyorum.

olgun ve güçlü beyler seviliyorsunuz.
çok mutluyum bu aralar.
Çocukluğumu çok özlüyorum. Çocukluk arkadaşlarımı, mahallemi, dordurmacı Salih amcayı, hafize teyze ve o huysuz kocasını...

hayatımda elimde olmadan yapılan en büyük hata büyümem. Ben yine saklambaç oynamak, zillere basıp kaçmak istiyorum.
profilden çok kötü görünüyorum.
Rüyama girmiş dün gece mutlu uyandım ki mutlu son olmamasına rağmen.
Ya bence ben yanlış yapmıyorum sözlük. Yani öyle hissediyorum. Din konusunda, sevgili konusunda, ders çalışma konusunda, arkadaşlara tavır konusunda..

Mesela hep kafama takardım, üniversite öğrencisiyim ama çok arkadaşım yok. Ama gidip millete yavşaklık yapasım da yok. Sonradan biraz sorguladım da üniversiteden sonra kopuyorMuş herkes. bir tane insan görmedim aaa ben çoğuyla görüşürüm diyen. Max bir iki..

Sevgili konusunda bugün aklında hiç yokken biraz anne baskıya evlenmiş Bir sene olmadan boşanmış bir abimle vakit geçirdim. annesi hala bakın edin bi kız bulun diyor. Adam ben bi daha evlenmem diyor. Üst komşum da aile ısrarı ile evlendi, bir sene içinde boşandı, kızının büyüyüşünü göremiyor. Yani olması için sevgilim olursa yüzüme tükürsünler. Yine işler kötü giderse de seviyordum derim en azından kendime. Diyorlar ki çabalamıyorsun. Çabalarsam yüzüme tükürsünler. Aşık olmadan evlenmeyeceğim de sevgilim de olmayacak. Aşk da çabayla olmaz.

Din konusunda ne kadar muhafazakar arkadaşım varsa beni inandırmak için uğraşıyor. Biraz.da küstah bir şekilde. Ama ben bu anlattıklarına gerçekten inanmalarına şaşırıyorum. Ne yapabilirim, ben de buna inandım. Mutlu muyum? çok..

Bazen düşünüyorum, "valeria ya yanılıyorsan?" diyorum bu konularda. Sonra içimdeki ses "bence yanlış yapmıyorsun." diyor. Hep derler kalbinin sesini dinle diye. Dinleyince de hoşlarına gitmiyor. Ne yalancılar ya..

Edit: ders konusunda da yırtınasım gelmiyor. Benim bi ayarım var. Yok yani ben günde sekiz saat ders çalışsam.bi halta yaramaz ki.

Ben yine bildiğimi okuyacağım. Çakılırsam da kendi burnumun dikine çakılırım.
sıkı durun, bu itirafı başka bir yerde bulamazsınız:

-götümü parmaklayarak otuz bir çekmişliğim var.
ben ne diyorum bu ne diyor. şiir yazmış hey allah'ım.
Artık unutmak istemiyorum!
bana cevap yazmadı. sebepsiz yere (bkz: yersen) ölüyorum meraktan :(
bugün de benim doğum günüm.
En sevdiğim aktivite geçmişi bilen dostlarla geçmiş hakkında o zaman yapamadığımız kadar atıp tutmak, gidenleri iyi kötü anmak ve daima birlikte olduğumuzu pekiştirerek acı bir gülümsemeyle uyumak.
En son sözlüğe sanırım 2011 de girmişim. O zamandan bu yana pek takip edemedim. Geçenlerde esti bir gireyim dedim ama sol framedeki bel altı, karşı cinsi sadece cinsel obe olarak gören, anlamsız, arayış içinde olan, buram buram abazanlık kokan ilkokul çocuğunun bile düşunemeyeceği saçma sapan başlıkları ve entryleri görünce uzun süre takip etmeyerek hiçbirşey kaçırmadığımı anladım. Burası gerçekten sözlük olmaktan çıkmış.
dindarlık eğilimimin şartlara göre değişkenlik gösterdiğini saptadım. şöyle ki, evde tek isem ve geceyse, beni bir dindarlık tutuyor. dua ediyorum; ama gündüz olunca korkum geçiyor ve dindarlıktan çıkıyorum birazcık. bilim ile ilgilendiğimde de dinden uzaklaştığımı fark ettim. iman gücümün hep aynı seviyede seyretmediğini, ufak dalgalanmalar yaşadığını duyumsadım.
Halamın hastalığını öğrendim.
Tanrı biliyor yalana gerek yok üzülmedim. Zira anneme zamanında yaptıklarını biliyordum ama ben ölsem anne ve babam ayrılırlar diye büyücülerin bile peşinde koştuğunu öğrenmem tuz biber oldu.
geçen sarayburnu'nda yeni sevgilimin kulaklarına tanpınar'ın zaman kırıntıları şiirini fısıldadım.