bugün

milliyetçi insanlardan nefret ediyorum. vallahi bak.
hani böyle bi de insanları sen şusun busun yok efendim bilmem nesin diye aşağılayan yaftalayan yok mu... verin lan odunu elime.
ara ara bana geliyolar. sonra kendime şu soruyu soruyorum, daha kötü ne olabilir? yok lan ne öyle soru soracam. yarak var yen mi diyorum, hop bi anda kendime gelmişim, bi mutluluk, yüzümde güller açıyo falan.
hiç param yok, sen de yoksun bu gece, ama bu insafsızlık!

http://www.youtube.com/watch?v=QziL9RsRgm0
telefonum bozuldu pazar günü, yaptırmadım bende. iki gündür telefonsuz geziyorum. başlarda elim sürekli cebime gidiyordu ama sonra alıştım. bir rahatladım sanki telefonsuz. rast gelmek eylemini yaşıyorum iki gündür. unutmuştum nasıl bir şey olduğunu.

(bkz: rast gelişler ola mustafa kemal paşa)
sevilmek çok güzel evet ama şahane insanlar tarafından sevilmek ayrı bir güzel. bunu lutfeden allah' a sonsuz şükürler...
yüzümü elinle silmene muhtacım...
yeni fark ettim de; ben yemeğin yanında turşu yemiyorum, turşu yemek için yemek yiyorum.
canım fena çiğ köfte çekti.
annemi çok üzdüm ben ey sözlük. o yine de affetti beni, hep affeder zaten. şimdi tek başıma düşünüyorum, ona bir şey olsa ne yaparım ben... Allah' ım sen onu benim başımdan eksik etme, Amin.
ne tarafa gideceğini bilmeyen biri gibi yaşadığımı beni tanıyanların hissettiğini biliyorum fakat daha uygun bir cümle kuramadı kimse. bir 'kaybolmuşsun olum sen' demeyi beceremeyecek kadar gerizekalı insanlarla birlikteyim. bazen üstüme gelmiyorlar değil ama püskürtüyorum, biri akıl edip diyecek diye ödüm kopuyor. açığımı kolluyorlar sözlük.
her daha kötüsü ne olabilir dediğimde daha kötüsü oluyor anlayamadım ağzım mı şom gelecekten haberdar mı oluyorum , talihsizim .
halen içimde duruyor olabilirsin. ama bu, yaptığın haksızlığı görmezden geleceğim anlamına gelmez.
banyoya girmeye ölümüne üşeniyorum, uzun kıvırcık saçlarım var ve taraması uzak doğu işkencesi gibi.
Ufak tefek çıkarlar uğruna ne bir kıza acı verecek ne de kendimi gereksiz bir sorumluluğun altına atacak adam değilim.

Sanırım.
hatayı kabullenmekte çözüm olmuyor, sözlük.

çok çaresizim lan.
gece çişe kalkarken tuvaletin kapısını açmayı unutmuşum yanlışlıkla duvara işemiştim bir ara. (bkz: içimde kalmasın dedim)
odama adim attigim an uykum geliyor. mayisiyorum.

daginik olmasi disinda, kaldirilmasi gereken bir cok agir esya var. ve bunlari tek basina kaldirmayi denemistim 1 kez, fakat cok zorlandim, ve beceremedim. oyle yarida biraktim o isi. kaldi oyle.

ve bulmam gereken tonla sey var kisa sure icerisinde.

derslerimle ilgili endiselerim var.

edit: karnim agriyor, usuyorum.
nicedir yazmak istediğim itiraftır.

okul hayatım boyunca silik bir tiptim diyemem; ama şöyle bir durum vardı ki olaylara seyirci kalırdım. mesela lisede 'bu şuna şöyle demiş de öyle olmuş' lar hep geliyordu kulağıma. çünkü o yıllar en yakın arkadaşım biraz ayaklı gazete modundaydı. kendi araştırdığından değil de ya olaylara şahit olduğundan ya da birilerinin gelip ona anlatmasından dolayı öyleydi durum. yine de lisede bizi başkalarına sorsan birşey bilmez zannederlerdi.

üniversite de devam etti bu durumum. hani tanışmayıp da yoklama listelerinden aşina olursunuz kimileriyle üniversite yıllarında, işte bu insanlardan birinin başka fakülteden birine aşk meşk meselelerinde attığı bir kazığı yurttan bambaşka bir bölümde okuyan bir arkadaşın aracılığıyla öğrendim, sana ne başkasının özelinden derseniz kendi anlattı abi ben ne yapayım. her neyse sonra o insana denk geldikçe aklıma o olay gelmeye başladı ve bunu benim bildiğimi bilmemesi ise nedense içten içe beni eğlendirdi, yalan yok. ya da mesela birinin yaşadığı acı bir olayı başkasından duyup sonra o kişiyle karşılaşınca nasıl hissedeceğimi bilmediğim oldu. yani üzüldüm desem sen nereden duydun durumu olacak, belki rahatsız olacak, ama birşey diyememek de kötü hissettiriyor insanı bazen. daha niceleri var da uzun etmeyeyim.

ama şu aralar kendimi tanıma çabalarıyla derinlere indikçe fark ettim ki ben olayların dışında kalmaktan hoşlanıyorum. ön planda olma çabam falan hiç olmadı zaten; ama insanların ilgisini çekecek ilginç, sivri bir hikayem de olmadı. 'hayatım monoton' diye dert yanarken lise yıllarında, şu anki halimle bundan memnunum. nasıl tanımlanır bilmiyorum bu durum. televizyon izler gibi izlediğim hayatlar, dinlediğim hikayeler var. birşey yaşamadığımdan değil herkesin iyi kötü bir hayatı var; ama çok anlatmıyorum sanırım. çok kayda değer bulmadığımdan belki de. çok güzel birşey duyunca 'hep mi seyirciyim' arkadaş diyorum bazen. sonra gene bir hikaye duyuyor ve 'böyle iyiyim' diyorum. çok güzel birşey yaşayıp anlatmak isterim, dilden dile uzasın gitsin hesabı; ama o zaman da anlatacak insan bulamam gibi geliyor. bu da karamsarlığın bir çeşidi olmalı.
Kahvalti yaparken öglen ne yesem diye düsünüyorum. Galiba yasamak icin yemek yemiyor yemek yemek icin yasiyorum.
burnum tıkanmış.
daha düne kadar salça'yı kadın zannediyordum.
(bkz: pis yedili yasaklanmalı)
ya bu şimdi itiraf değil de sitem ya da ona yakın bir şey.
aslında bir kanal da olabilir sonuçta bir çok yazar burayı okuyor.
e ben de forum muhabbetinden pek anlamam.
arkadaş ben şimdi şifresini ipuçlarını hatırlamadığım o hesaba nasıl geri girerim ?
nasıl lan ?
nasıl saat 11 den beri delirmek üzereyim.
of delirmişte olabilirim.
neyse biraz daha deneyeyim.
bir şeyi hayal ediyorum, ayrıntılarına iniyorum, indikçe gerçeğe yaklaşıyor, yaklaşıyor ve en sonunda hayal kırıklığına uğruyorum. Hayal kurarken gerçekleşsin diye fazla gerçekçi olmaya çalışıyorum fakat gerçekçi olmak yaşam sevincimi çürütüyor. sanırım daha ne istediğimi bilmiyorum, ondan dolayı çok fazla şey istiyorum. Bazen hayallerime dünya bile yetmiyor, ne nankörüm. mutluluğu yanlış yerde arayanlardanım sanırım.
ister inanın ister inanmayın reklam yapmak istemiyorum ama şu delikli nane polo şekerler varya benim gibi sigara tiryakisine sigarayı bıraktırdı a dostlar... tavsiye edilir.
sözlük nescafe 3ü1 arada yaptım ve bilgisayarın karşısına geçtim, twitter dan güzel bir kızın fotoğrafına baktım acayip sevişme isteği uyandı içimde, bu arzu seks değil sadece saatlerde sevişip uyumak.
güncel Önemli Başlıklar