Birkaç yıl önce birtakım ideolojilerim vardı.Herkesin refah bir şekilde yaşam sürdürmelerini, torpiller olmadan hakkıyla bir yerlere gelinmesi gerektiğini sağ sol olayı olmadan birlikte sanat , kültür ve tarihimize değinip bloklaşmalar olmadan özgürce düşünce kürsüleri oluşturup farklı fikirler beyan edip kimsenin dinine inancına ve düşüncelerine hakaret etmeden tartışma ortamı olmasını isterdim. Sonra anladım ki bu düşünceler benim dünyayı değiştirmeme sebep olmuyor . Bunlar bir ütopyaya
dönüştü içimde olmasını istediğim bir hayali ülke daha sonra değişen sistemler ve dünyanın politikaları gelecek için benim içimdeki ütopyalarımı düstopyalarıma çevirdi . Şimdi hayatımın mottosu "Akıllı olup dünyanın kahrını çekmektense deli olup dünya benim kahrımı çeksin "
aslında avrupa tarzı modern sosyal demokrasiye (aslında bildiğimiz sosyal liberalizm) de yakınlığım var ama türkiye'de sosyal demokrasi diyince akla chp'liler geldiği için, chp'lilerle aynı sanılmamak adına bunu dile getirmemekten yanayım.
Kim ne düşünür Umurumda değil ve saygı da duymuyorum başka insanların düşüncelerine...
herhalde benim için bir değeri olmadığı için başka insanların düşüncelerini önemsemiyorum ama şunu da belirtmek gerekir ki; tüm ideolojiler insanın düşünme aklını zekâsının gelişmesi önüne koyulan bir engeldir.
Hangi ideolojiye sahip olduğumu bilmiyorum. Siyasetle ilgiliyim ama ne sağcıyım ne solcu. Siyasetçilerin bir tanesini bile sevmiyorum. Sevemiyorum.
Benim için ne vatan önce geliyor ne halk. Benim için hem vatan hem halk aynı anda geliyor. Ayrıca bu bir ideoloji mi bilmiyorum ancak ekonomi, teknoloji, bilim, tarım ve hayvancılık gibi konularda kendi kendimize yetmemiz gerektiğini düşünüyorum. Hiçkimseye hiçbir şekilde muhtaç olmayan, her yönden güçlü ve kendine yeten hatta bütün dünyanın birçok alanda muhtaç olduğu bir türkiye istiyorum.