bugün

anket açmadaki yaratıcılığa hayret ediyorum.
bu memlekette yeterince yaşadım, o nedenle hiç bir şeye hayret edemeyişimi hayretlerle izliyorum.
formatın s.kilişine hayret ediyorum.
Hiçbirşeye hayret etmememe hayret etmeye başlamama hayret ediyorum.*
(bkz: hayret ya)
google'da recep tayyip erdoğan diye aratıyorum 8. sırada ekşi sözlük'ün recep tayyip erdogan başlığı çıkıyor. tıklıyorum g/ğ harfleri yüzünden çaylak bir yazara yöneliyorum. ğ yerine g kullanıldığı için oraya aktarıldığımı ben biliyorum ama oraya ulaşan bu kadar insan biliyor mu onu? önemsiz gelebilir ama bence önemli, şu an türkiye'nin en önemli adamı ne de olsa. ekşi sözlük lütfen düzeltsin onu millet de okusun ne var ne yok.

edit: imla
tarihiyle övünen bir toplumun neredeyse her olaya tepkisiz kalması.
telefonumun şarjının bittiğini her zaman dışarıdayken farkediyorum. Ne zaman ben dışardaysam o zaman uyarı veriyor. merak ediyorum ne sorunu varmış benimle.
bir insan kendi dilini nasıl ısırır arkadaş? o dil zaten oldun olası ağzının içinde değil mi? neden yaa? diye sormama sebep olan bir hayret şeklidir.
insan insanı nasıl sker arkadaş ya??

yılların bitmeyen iğrenç geyiğini yaptım huzurlarınızdan ayrılıyorum.
insan 1995'te nasıl doğar aklım almıyor? insan 1995'te ortaokula gider lan!
az önce kendimi gittim çay doldurdum.. hayret ettim valla halbu ki yeni kalkmıştım. nasıl becerdim ben bu işi allah allah..
yanına gidip, selam verip, hal hatır sorduğum ortaokul branş öğretmeninin, "çıkaramadım ismin neydi?" demesi üzerine kendimi tanıtmam ve öğretmenin bana dair bilgileri adeta bilgisayar hafızasından çıkarır gibi çıkarıp, sanki daha dün ayrılmışız gibi ta 2001 tarihinden konuşmamız.

(bkz: vay amk).
burçları takmaya başladım valla hayret ediyorum.
sözlükte kitap okuma grubunun olması. kitap okumak nasıl bir tanışma bahanesidir yahu.
şu sıralar bdpnin özerklik isteğine ve hapishanedeki teröristi kürt halkının lideri vasfıyla tanımlandırmasina gerçekten hayret ediyorum!
şuan ankara'da olanlar bilir şimşekler çakıyor, yağmur yağıyor.

Az önce akşam ezanı okunurken (hayya al es salah derken) de şimşek çaktı. "lan dur bakalım sesi ezanı kesecek mi" diye bekledim. tam ezan bitti ondan sonra geldi ses. Yani sesin çoktan gelmesi gerekirken, ezan'ın tam bitmesiyle beraber gelmesinde bir hikmet var mutlaka.
(bkz: güzel bir kızla konuşurken mala bağlamak) insan cidden hayret ediyor.
Her muhabbeti kız mevzularına bağlayan acınılası insan örnekleri.
soda şişesini ağzıyla açan insanlar gördüm.
olm nasıl psikopatlarsınız siz?!
soda şişesini açacakla açan insanlar gördüm.
hayret doğrusu psikopatlar sizi.
geçen hafta kızın memesini görüyorduk şimdi kafasını kapatmış. samimiyetsiz.
kızların kafasına toka olarak taktığı kalemlerdir.

arkadaş nasıl olur da olur ya.

yani nasıl dümdüz bir kalem saçları bir arada tutmaya yarayabilir ki.

taktiği nedir bunun?
cem yılmaz komik mi değil mi? ( neyin kafasını yaşıyorsun? bana komik sana değil veya tam tersi. sana ne!)
fenerbahçe - galatasaray atışması ( yok biz yendik, yok siz yendiniz. elinize ne geçmekte?)
kesinlikle doğumdur.

bir insanın doğumu yani.

yahu affedersiniz ama ufacık delikten o kol kadar çocuk nasıl çıkar?

muhtemelen tarifsiz bir acı yaşıyordur kadınlar, tahmin bile edilemeyecek düzeyde.

peki buna nasıl dayanıyorlar?

doğum sırasında salgılanan bir hormon hem bu acıya karşı dayanıklılığı artırıyor,

hem de anne ve bebek arasında bir bağ oluşmasına sebep oluyor diye duymuştum.

zaten boşuna dememişler:

"kadınlar güçsüzdür ama anneler güçlüdür" diye.

onun için annenizi başınızın tacı edin.

hatta yanınızdaysa gidip sarılın ve öpün doya doya.

teşekkür etmeyi de unutmayın.