Bir kaç ay olmuştur.
Dişlerimi sıka sıka nefesim kesile kesile içimden gelen o ağlama hissini bastıra bastıra sessiz sessiz.
Ağlamıştım kimse duymasın diye yapmıştım
3 gün çenem karın kaslarım avuç içim acımıştı.
Sevmiştim ama ogün boş olduğunu anladım.
Belki ondan bukadar sıktım kendimi.
Aklıma geldi canım sıkıldı bak.
"Etmeyin Reis bey! Siz ağlayamazsınız! Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz...
Siz merhametten, acıma duygusundan, yalnız kötülük doğacağına inanmışsınız. Yerine göre haklısınız.. Fakat ondan ne büyük iyilik doğacağını unuttuğunuz için en büyük hakkı kaybediyorsunuz. Rahmet kaldırılmış sizin kalbinizden.. Reis Bey! Mühürlü kalbinizin açılmasını dilerim, Allah sizi de arındırsın..." (idamlık genç)
Hüsnü çoban'ın ölüm sahnesini izlediğim an. Arkadan bir de işte gidiyorumu vermişler, içim cız etti lan. Sonra adam ölmedi bir de. (bkz: Cahildim dünyanın oyununa kandım)