biber ve kabak doldururken harcın içine yağ ve salça koymadığımı farkedip, doldurduklarımı çay kaşığı ile boşaltıp tekrar doldurmam...
ve bütün bunlar yetmiyormuş gibi benden not isteyen arkadaşımla elimde bir sürü kitap ve notla buluşmak için saçma bir kılıkla dışarıya fırlamam ( zira ocakta yemek var acele etmem lazım) sonra arkadaşı söylenen yerde görememem, mal gibi sağa sola bakınırken -zart diye bir korna sesiyle sevgilisi ve onu farketmem...
evet arabalı sevgilisi ve o. kısa bir sohbetten sonra -benim ocakta yemeğim var gideyim ben artık ehehe diyerek hayata lalet okuyarak eve dönmem.
evet sözlük... daha ne diyem mahmıt mı diyem ben ?
gün be gün yazarların başına gelen kimi zaman ilginç, kimi zaman sıradan, acı dolu, mutluluk veren vb... olaylardır.
öğrenci kızlara ailemin dairelerinden birini kiralamıştım 4 ay önce. bu aralar kızlardan biri arayıp, sürekli olarak aşağıdaki komşunun şikayette bulunduğunu söylüyordu. aradan bir kaç gün sonra (yani bugün) bakmaya gittim. sorun banyo ve tuvaletin aşağı katın tavanlarına akmasıydı. kızlar öyle söylemişti. "bir de siz gidip görün" diye söylediler. aşağıdaki komşuya indim. kapıyı çaldım. kadın açtı kapıyı. sadece başını görebiliyordum. sandım ki rahatsız oldu ama evin kedisinin kaçmaması için o şekilde açmış olduğunu, kapıyı sonuna kadar aralayıp, "içeri girin bir de siz bakın" dediğinde anlamıştım.
içeri girdim, güzel döşenmiş, abartıya kaçılmamış bir evdi. kadın teker teker sorunlu olan odaları gösterdi. en son tuvaletin orada kapıda durup, içeriye bakıyordum. birden kadın içerideki bazı yerleri göstermek için kapıdan geçmeye çalıştığında nefesini yüzümde hissettim. gözleri silme halinde gözlerimin önünden geçti. kalbim çarpmaya başladı ama oralı değilmişim gibi davranmaya çalıştım. kadın da anlamıştı durumu aslına bakılırsa.
"afedersin" diye söylendi.
"evet buralar mı?" diyerek lafı değiştirdim.
neyse evin sorunlu kısımlarına baktım ve kapıya çıktım. ayakkabımı giyerken, "bir şey ikram etmedim kusura bakmayın isterseniz daha yeni çay demlemiştim. sizde içer misiniz?" diye sordu.
heyecanlandım. cidden heyecan vericiydi. çünkü kadın çirkin ve annem yaşındaydı.
"yok teşekkürler. daha yeni içtim." diyerek evden uzaklaştım.
şimdi, arada sırada düşünüyorum da "acaba olsaydı?"
yok, yok midem kaldırmazdı. kadının kısa şortundan uzanan bacaklarındaki varisler aklıma gelip duruyor.