Tamamen gerçek olaydır. Uydurma değildir. Bu kış yılbaşından önce büyük ihtimal akşam vakti işten çıkıp eve gitmek için çalıştığım işyerinin önünden ilk aktarmamı yapıp sarıgazi'ye geldim ümraniye'ye gitmek için mavi renkli 131ys kodlu otobüse bindim. Şoförün hemen ardındaki koltuğa oturdum. Otobüs dudullu'dan tavukçuyolundan girmesi gereken yerde alemdağ caddesinden düz devam etti. Allah allah dedim fark etmeden 131c'ye falan mı bindim acaba neyse ben ineceğim durağa geldim indim ve gördüm ki benim bindiğim mavi 131ys mor bir 14 numaralı otobüse dönüşmüş.
O gün bugündür bu konuyla ilgili yetkili şahıstan ya da şahıslardan açıklama bekliyorum sayın yazarlar.
kıştı. hava çok soğuktu. rüyamda öylesine üşüyordum ki kapkaranlıktı. sanki beton ıslak bir zeminde bir karartıdan kaçıyordum. uyanmaya zorladım kendimi ama olmadı. sonra birden uyandım yatağımdaydım, ayaklarım ıslak ve soğuktu. ayrıca yara bere içindeydi.
temmuz sıcağında yıllardır gitmediğim köyüme yolum düşmüştü.amcamı yengemi ve kuzenlerimi uzun süredir görmüyordum.çok sıcaktılar bana karşı neyse yemek yedik filan yengem yataklarımızı hazırladı.ikinci katta ahmet ve ben uyuyacaktık.odada bir ranza vardı.üst ranzada ahmet alttada ben yatıyordum.uyudum saat 3 gibi uyandım tabi ranzadan bunun inmesi sonucu uyanmıştım çünki ranza sallanmıştı.ahmet nereye lan dedim?lavobaya gidiyorum ben abi dedi.kapıyı kapatıp gidince ranzadan kalkıp sigara paketimi aramaya koyuldum.bir sigara içip yatmayı düşünüyordum.camı hafif araladım köy evinin avlusuna karşı sigaramı püttürürken ahmeti gördüm.çocuk yeri kazmaya başladı avluda.lan nabıyor bu amk evladı dedim.toprağı kazdı kazdığı yere oturdu.ellerini yukarıya doğru kaldırıp konuşmaya başladı.altıma sıcacaktım sigaramı söndürüp direk ranzaya girdim.uyuyamıyordum karanlık tavanı izliyordum.kapı açıldı geldi yerine uzandı uyumaya devam etti.sabaha kadar uyuyamadım.sabah olunca her şeyi amcama anlattım.
amcamda onda ki farklılığı sezmiş.bursada doruk özel psikoloğa filan götürmüş ama bi care bulamamış.bana dert yandı adam.neyse ben bunun psikolojik takıntılara sahip olduğunun farkına vardım.1 yıl kimseyle konuşmuyormuş.kısa ve kaçamak cevaplar veriyordu ne sorarsan.ahmet neyin var dediğimde bir şeyim yok diyordu.ben bir gün daha kaldım o günden sonra.sabahleyin inekleri sulamaya çıkarıyorlar köylerde.bu inekleri ağırdan çıkardı işte bende merak ediyordum severdim hayvanları takıldım peşine.gittik sulağa ben gezicem ahmet dedim sen burda dur.uzun zamandır görmüyorum köyü.çıktım dereboylarına doğru yürüyorum.bayağı uzaklaştığımı hatırlıyorum.dağ yollarından ormana doğru gittim.oturdum bir taşa sigaramı yaktım keyfini çıkarıyorum doğanın.otururken baktım geliş yönünün tersinde ahmet.lan ne çabuk geldin nasıl buldun beni dedim.güldü abi dedi sigaran varmı verdim sigara oturdu yanıma.bana dedi sen tarihçisin demi lisedeki?ne saçmalıyorsun ahmet ben senin amca oğlunum la dedim.bana döndü dedi siktir git burdan her yerde bela oluyorsun dedi.oğlum sakin ol ne dediğini anlamıyorum dedim.psikolojik açıdan sorunları olduğunu bildiğim için kafasından gitmeye çalışıyordum.bağırmaya başladı siktir git lan burdan diye.korktum oğlum sakin ol ben eve dönüyorum gel beraber gidelim dedim.hala bağırıyor gitti yerden taş aldı.lan sakin ol oğlum salak salak iş yapma bırak şunu elinden dedim.bağırıyor tükürüyor siktir git burdan burası bizim cennetimiz diyor.ne dediğini anlayamamıştım ama çok korkmuştum.bak ahmet ben gidiyorum aptalca bişey yapma senden korkmaya başladım amcama her şeyi anlatıcam dedim.bu başladı ana bacı küfretmeye bir yandanda ağlıyor.lan iyice terüttütde kaldım.
gitsem bu halde bırakıcam aklı yerinde değil kendine bir şey yapıcak.gitmesem beni burda taşla kıyma yapacak.lan yalvarırım sakinleş kalbime inicek dedim.dinlemedi üstüme doğru yürümeye başladı.lan dur dedim hızlandı.arkama bakmadan koşmaya başladım.bir yandanda bağırıyorum.imdat yardım edin laaan diye bağırıyorum.kimse yok bağırsam ne işe yarıyacak.arada sırada arkama bakıyorum.arkamda yok nefes nefese köy çeşmesine kadar koştum.oturdum soluklandım eve doğru yürüdüm.eve girdiğim gibi gidip yengemin yanına koştum.yenge dedim ahmet nerde beni öldürecekti.çok korktum hemen bir şey yapmalıyız bu çocuğa dedi.baktı bana ahmetle babası lümbeye gitti.2 saat önce.sen nerde karşılaştın onunla dedi.yenge dalgamı geçiyorsun dedim.yok oğlum onlar lümbeye gitti dedi.
neredeyse kafayı yiyordum sözlük neredeyse artık öyle bir sıkıntı içerisindeydim ki geldiler buldular beni 4 kişilik odada kalıyoruz 2 arkadaşım böyle olaylardan tırsarlar bir tanesi korkmaz neyse ranzanın üst katında yatıyorum ben vizelerden sonra dönmüşüm sıkıntılar yaşadım gerek arkadaşlarım gerek özel hayat konusunda yattım yatağa uyuyorum biri bir şey her neyse ama resmen hissediyorum ama gözümü açmaya cesaretim yok geldi yanağımdan öpmeye başladı hem fısıldıyor hem öpüyor ben ağzımı açamadığım için ağırlıktan telepatik bağ ile anlaşıyorum bana dediği şuydu çok konuşuyorlar senin hakkında çok anlatıyorlar seni, öptü öptü dudağımı da öptü hayatımda hiç böyle bir şey yaşamadım kim o dedim kim anlatıyor beni dedim o anda jeton mu düştü artık o şey de gitti üzerimden kalktım bakındım kimse yok arkamı döndüm ama nasıl uykum var sızmışım gene bu sefer arkama geldi bildiğin kıkır kıkır gülüyor konuşuyor sabaha kadar uyanık kaldım 6 da daldım uykuya. Bir kaç gün bu olayı unutturmaya yetti yok çamaşır değiştir çarşaf değiştir sanki ahırda yaşıyoruz gece yattım aniden uyanasım tuttu çaprazımda kapı duvar eşiğinde annem yanında karaltı anında ikisi de gitti ertesi gece bu sefer o karaltı karşımda ben sizin korkularınızdan üzüntülerinizden besleniyorum dedi beni yine uyku tutmadı bir iki gece sonra gene geldi bu sefer tam tepemde duruyordu erkekti yani öyle hissettim nedense korkudan oda arkadaşımın yanında yattım artık kafayı yemek üzereydim kuzenime anlattım oda annesine yani yengeme söylemiş kur'an okumuş bana rüyasında da kavanoza hapsolmuş sarışın mavi gözlü bir çocuk görmüş, o olaydan sonra hafta sonu başka şehirde okuyan arkadaşımın yanına gittim bir şey olmadı kaç kere uyandım ıı yalnız uyuyamıyorum eve geldim annemle yatıyorum hala atlatamadım o olayı şimdi buraya yazarken bile ürperdim.
hani küçükken kızlara hediye ettiğimiz, böyle sayfayi açınca müzik çalan bir 2 yapraklı defter vardı. neyse kız arkadaşa hediye etmek için bir tane aldım bundan. ama böyle değişik bir melodi. insanı strese sokuyor. neyse geçtim eve. bu hediyeyi de rafta kitabın arasına koydum. paketini falan da masaya koydum, sabah kalkar hazırlarım diye. o akşam, cinli perili ne varsa izledim. gülüp eğlendim, böyle film mi olur diye. ama sözlük son bir film vardı. onu izledim ama sozluk, korkudan titriyorum. nasıl bir filmdir amk. lan en heyecanlı sahnede, benim hediye defter, raftaki kitabın içinden yere düşüp ötmeye başladı. laptopun ekranını direk kapatmam ve yorganın altına girmem saliseler içinde oldu. çalan müzik ayrı bir gerilim zaten. hala merak ederim o oradan nasıl çıktı amk.
eski oturduğumuz çiftlikteki evde geceleri biri çıkıp, iniyormuş gibi tahta merdivenlerden gelen gıcırtı sesi. ışığı yakınca duruyor, kapatınca devam ediyor. buna başka bir şehirden gelen 5-6 akraba ve yabancı kişide şahit oldu.
not: tamamen gerçek bir bilgidir. abartısız, eklentisiz ve uydurmasız.
herkesin küçükken korkutulduğu bir öcüsü olmuştur. annemde beni yaramazlık yapmamam için saddamla korkutmuştur. neden korktuğumu şimdi hatırlamıyorum. beş yaşında falanım yine naptıysam artık, annem bak saddam seni götürmeye geldi kapının önünde dedi. hava kararmıştı. yüksek girişte oturuyoruz, giriş kapısı gözüküyor. annem pek inandırıcı gelmedi bana o yüzden kalktım camdan baktım. ve evet üniformasıyla karşımda bembeyaz bir adam duruyordu. beni görmesin diye hemen içeri kaçtım.
Kendime yemek hazırladım, tepsiye koydum. Son olarakta buzdolabından ketçap, mayonez alıp sıktım ve buzdolabının kapağını kapatıp salona geçtim. Evde kimse yok. 1-2 dk sonra mutfaktan bir ses geldi tak diye. Oha dedim, gidip bakmaya bile korkuyordum. Yavaşça gittim ve buzdolabının iç ışığı mutfağı aydınlatıyordu. Kendiliğinden açılıp masaya çarpmıştı kapısı.
1-2 sene önce diyelim bu olaya, yurtta kalıyorum. Gece 12-1 gibi, oda arkadaşım E, (şu an yazdığım bir hikaye sebebiyle adını burada belirtmiyorum) "Ben uyuyorum" dedi. "Neye uyuyorsun ya? Tavuk! (Neye uyuyosun.. Türkçemin güzellileri)" dedim ama, Yok ben yorgunum da gak da guk da diyerek gitti yattı yatağa. Bende kulaklığımı taktım, artık o an ne yapıyorsam onu yapmaya devam ettim. Kısa bir bilgi; Oda arkadaşım E, korkak bir çocuktur. Odaya böcek girdi diye beni kaldırdı bir kere, öldürdüm, öyle yatabildi. Bu onun için normal bir korku, öyle anlayın. Birde aşırı korktuğu ruhlar alemi var. O konuya onun yanında hiç giremiyoruz bile. Neyse saat 3 gibi, benim de uykum geldi, lapattım bilgisayarı yatağa geçtim.
Sırt üstü, kafam da duvara dönük yattım yatağa, öyle uyumayı bekliyordum sözlük. Tam da dalıyordum sanki, kapı açıldı. Biz kapıyı hiç kitlemedik kaldığımız süre boyunca, hiç bir hırsızlık olayı ile de karşılaşmadık, bu yüzden hep açık bırakırız. Benim gözler açıldı tabi, birisi kapıyı açtı ama, başka ses yok. Birkaç saniye geçti, kapı kapandı. Herhalde ya biri kapıyı şaşırdı uykulu uykulu, ya da görebli kontrol etmeye gelmiştir falan diye düşündüm. Neyse ya yatayım derken, odada birisinin yürüme sesleri geldi. insanın o an kafasından binlerce şey geçiyor, "Bu kim la şimdi?" "Hırsız falan mı?" "uyurgezer mi?" Ben bütün bu korkunç olasılıkları düşünürken, ki normalde de çekinmem sevgili sözlük, ama gözlerimi açıp da noluyor diye bakamadım. Korktum gerçekten de. Bu sesler odanın ortasından gelmeye devam etti, sanki odanın içinde daire çiziyordu. Yatağımın yanında, hemen dolaba yakın benim kılıcım durur. (Gerçekten de durur, manyak falan da değilim) Elimi hafif hafif attım oraya doğru ki, yani onu alırsam kendime güveneğim biliyorum. Dostlar ben daha elimi oynattığım anda, o ayak sesleri hızlıca yanıma kadar geldi. Abi yani bunun anlatamazsın, bu yaşanır, resmen ölüyordum korkudan. Hiç kıpırdamadım ki beni uyuyor falan sansın diye ama, nafileymiş.
Sanki bir dirsek, belime bastırdı. Yani ancak böyle kelimelere dökebiliyorum. Kaskatı kesildim. Üstüme bastırıyordu. Artık ne olacaksa olacak zaten diyip, kalkıp kendimi savunmak istedim ama, kıpırdayamıyordum. Dostlar, adamı ya da artık her neyse onu, başımın arkasında hissettim. Birşeyler söylemeye başladı, abartmıyorum sözlük, ben hayatımda bu kadar üşümedim. Konuşuyordu, anlatıyordu, ama ben hiçbirşey anlamadım. Kelimeler mantıksızdı demek istemiyorum,, çünkü olaydan 5 dakika sonra ne söylediğini hatırlamak istediğimde hatırlayamadığımı gördüm. Unutmuştum. Konuşmasını bitirince üzerimdeki ağırlık kaltı. Saniyeler değil, saliseler içinde ayağa kalkıp ışığı yaktım. Hiçbirşey yok.. Kapı kapalıydı, hemen açtım, kimse yok.. Yatağa oturdum, E'yi kaldıramyı düşündüm ama, herhalde ölürdü korkudan. Yapacak birşeyim yoktu. Sabaha kadar, güneşi görene kadar tüm ışıkları açıp oturdum. O odadan da 1 ay sonra taşındık.
birini çok seviyordum, o da beni seviyordu, nerden biliyorsun derseniz ikimizde bunu birbirimize itiraf etmiştik, sana aşığım demişti, bende ona cevabını vermiştim aynı şekilde, sana aşığım demiştim hemde defalarca. sonra beni terk etti, bu benim şimdiye kadar başıma gelen en doğa üstü olaydı.