sözlük yazarlarından şiirler

entry5570 galeri45 ses1
    142.
  1. sadece seni sevmekten mi ibaretti aşk
    yoksa sevilmekten mi
    sadece sevene mi verilmeliydi bu hak
    sevilmediği halde sevemez miydi
    insanoğlu

    sen yoksan da vardı bu aşk
    sadece sana özel mi sandın
    bir sırdır bu kalbimde bak
    sadece sen mi görürüm sandın
    yanıldın.

    ankara 2006
    7 ...
  2. 143.
  3. Bir sıkıntı var bende.
    Senin yüzünden galiba.
    Depresyon bana girmeden,
    Ben gireceğim depresyona
    1 ...
  4. 144.
  5. tut acinin ellerinden
    hasrete yuru yalinayak duslerinle
    birak butun ciplakligiyla ele gecirsin seni
    bu gri gokyuzu, bu kirmizi kuller
    bu eflatun gozyaslari
    simsiki saril sen yine
    sakin ayak parmagini koyma yureginin yerine
    tut ki aciyi da en agir ateslerde kaynatacaksin,
    yalnizligi da..

    d.m.joe'S.. *
    6 ...
  6. 145.
  7. gözlerin bombostu
    bi' ölününkinden farksiz,
    bi' ölününki kadar asksiz..

    d.m.joe'S..
    4 ...
  8. 146.
  9. al eline bos bir sise
    otur bir agacin golgesine
    ise sevgilim ise.
    cissssssssssss
    1 ...
  10. 147.
  11. Ayakkabılarım;
    Bizim yokuşun tozuna hasret...
    Atkım ayazına oraların kışının
    Daha kaç kez gidemeyeceğimi düşündükçe
    Yaşlanıyor yeni kabanım.

    Gözlerim gecenin ışığına hasret.
    Ve korkularım;
    Lodosun uğultusuna...

    Bulunamaz benliğimin şekillendiği
    Bir parça toprak varsa
    Tanrının elinde,
    Onu da koymuştur
    Benden uzak bir tapınağına kentin

    Şimdi elimi uzatsam gök
    Kanadımı çırpsam deniz.
    En çok ruhumu saran,
    Taştan yoruldu gözlerim.

    içimi ısıtan çay bardağı
    Kaç kez doldu taştı
    benden sonra
    kaç kez kar yağdı
    o dağa?
    gitsem görebilir miyim
    dönsem...
    hani nerdeyim?
    * *
    3 ...
  12. 148.
  13. kana dur diyemedim
    bulut bulut gözlerde yaprak yaprak kımıltılar
    anakronist buğular camlarda kuğu;
    erciyes'teki kar kadar soğuk,
    istanbul kadar kahpe
    bir rüzgar hayat..

    kana dur diyemedim,
    öldüm;
    ölümüme fail olmadı kan!

    ..iki saat evvel, ^06..
    5 ...
  14. 149.
  15. mahkum boynunda ki yafta ilmeği gibiydin kursağımda,
    ne yaptıysam çıkaramadım seni, kesemedim tenimle ilişkini,
    kırılmıştı çoktan kalem, selam etmekteydi boynumda ki kefen,
    kolmuda kelepçe gözlerin,
    alev alev titreten bozkır ayazı gibi sözlerin,
    boynumda ilmeğin...
    içindeyim sensiz öldüren celselerin.
    ölmek zordu sensiz bir o kadar,
    ama yaşamakta...
    bir idamlıktan başka kim bilirdi ki,
    ilmeğin insanı boğarak değil,
    boynu kırarak acıyla öldürdüğünü...
    2 ...
  16. 150.
  17. Ya ilacı değilse zaman her şeyin?
    Panzehirsiz bırakıp gitme beni...
    22.11.06 01:46
    3 ...
  18. 151.
  19. ağlıyordum durmadan, usanmadan,
    ağladıkça ağlamak geliyordu içimden,
    sanki herşey durma diyordu bana..
    martılar, gemiler, arabalar, insanlar...
    acaba istanbul beni duydumu diye düşündüm,
    o da ağlamaya başaldı ince ince...
    sanki bana eşlik edercesine...
    ama onun gözyaşları tuzlu değildi...!!!
    1 ...
  20. 152.
  21. lodos uğultusunda, fahişe saatler,
    yosun tutmuş anılarda ince bir yakamoz ışıltısı,
    dipte kalan istiridye gibi kimsesiz ama bir o kadar da kıymetliyiz,
    affetmez gönül mahkemesi yalanı, tek celse biter sevdamız,
    cezasını tek verir ama acıyı iki kişi çekeriz,
    devrilmiş cümlelerin anlamı gibiyiz,
    ögelerimiz kaybolmuş, haykırışlar son nefeste tükenmiş,
    hani her seçiş bir vazgeçiş derler ya,
    bu sefer kazandım be sevgili,
    kaybettim seni, kazandığım sonuna kadar sensizliği....
    6 ...
  22. 153.
  23. yalnız gecelerim
    sevdaya aç
    sana muhtaç
    ahh deli gönül
    bu yalnızlıktan kaç
    ölümlü bir yar seç
    bıktım
    ölümsüz sevdalardan..
    4 ...
  24. 154.
  25. ağlıyordum durmadan, usanmadan,
    ağladıkça ağlamak geliyordu içimden,
    sanki herşey durma diyordu bana..
    martılar, gemiler, arabalar, insanlar...
    acaba istanbul beni duydumu diye düşündüm,
    o da ağlamaya başaldı ince ince...
    sanki bana eşlik edercesine...
    ama onun gözyaşları tuzlu değildi...!!!

    (bkz: esprimakinasi)
    2 ...
  26. 155.
  27. aniden bir çocuk tebessümü sonrası
    elektrik tellerine takılı uçurtma,
    o terkedilmi$ salıncaklar atlası, o kara$ın his,
    kum midyesiyle kesilmi$ tabanlarda rıhtım tortusu ve $eytanminareleri
    gri bir menek$e solu$u ardından,
    aniden bir çocuk tebessümüydü sanki o fotoğraftaki,
    bir $ehre ate$ açan buğulu/flu gözlerindeki..

    ^muğla 2006^
    4 ...
  28. 156.
  29. ya$amı ölümün kemiklerinden sıyırırdın sen
    gülerken noktalama i$aretlerine dikkat etmez,
    ekmeğin kö$esini balıklara salardın..
    sonra.. susardın!

    pet bardakta top böceği gibi kıvrılırdı kül,
    rüzgarı sapanla vurduğun gün kanamı$tı parmakların, kanamı$tı gözlerin,
    parmakların ellerine sava$ açmı$tı; buzlu bir kadeh viski gibiydi yaz
    yaz, ilkbaharın aramızdaki kaldırıma savurduğu tükrüğüydü! ahh, ah o kayısının zerdali olduğu zamanlar,
    incirde bal, gülde kırmızı, saçlarındaki elma kabuğu kokusu;
    ya$ayacak kadar sebebimizin olduğu zamanlar,
    önsözsüz öpü$tüğümüz zamanlar yani..
    o zamanlar ki;
    manzumu mensurun atomlarından ayırırdın sen
    ağlarken imla kurallarına uymaz,
    karpuzun göbeğini kafesteki ku$a verirdin.
    sonra.. susardın!
    incirin çekirdeğini doldururdu güz,
    incirin çekirdeğinde radyoaktif bir kımıltıydı çernobil
    ve çernobil ölümlere bağlaçtı!
    bağlaçların bizi bağlamadığı zamanlar yani,
    ahh o serserpe hıçkırıklar
    boynundaki pembe abalon, ayı$ığında bayku$ sonatları
    ölümsüzle$en fanilerin ayak sesleriydi!

    ve sen.. sen,
    geceyi gündüzün kaburgalarından çıkarır,
    bir hâki kiremit gibi dü$erdin terastan hayatıma
    tam da burada patlardın i$te.

    öğrendim;
    elveda dememekteydi çünkü hiçbir ölü!

    ^muğla.. soğuk bir odada..^
    3 ...
  30. 157.
  31. yine sensiz tek başıma içiyorum
    sensizliğe içiyorum
    hiç durmadan dolduruyorum kadehleri
    lanet olsası hayat için
    lanet olsası, senin için içiyorum
    her zamanki gibi yine sensiz ve sessiz...
    *
    2 ...
  32. 158.
  33. gittim
    bir el bombasının pimini çeker gibi ansızın
    mu$amba trenlerin karton katarları
    hep aynı plastik istasyonda ayrıldılar birbirlerinden
    hayratlarda çocuklar dizlerini yıkadılar ardımdan
    biri bileğindeki kiri ovdu, abdest aldı bir ihtiyar öksürerek
    gittim
    kentin parmakuçlarında yılı$ık bir karıncalanma
    otellerde fahi$eler çocukluklarını bıçaklarken,
    toy $airler $arap kadehlerinde tanrılarını boğarken
    kan yağarken avlularına camilerin, kilise kampanalarına yapı$mı$
    bir güvercin pisliği gibi kuruyarak,
    kabuğu soyulmu$ bir nar gibi
    morarak, mor bir fular gibi savrulurak geceye
    geceye amorf bir redif gibi yerle$erek
    gittim
    pamuklamaktaydı kavaklar
    annem tarhana kurutmaktaydı, dut vardı
    kozasını delen ipekböceğiydi güne$
    doldu içime moleküllerine bölünerek
    molekülleri atomlarını çeki$tirirken bu kentin
    ve yine o müflis ba$ağrısı, o hazin epilog

    adıma unvan diye konuldu
    gittim, baktım
    uzayda hiç yıldız kalmamı$tı!

    ^muğla.. gece..^
    4 ...
  34. 159.
  35. sonsuzluğun kapısını çaldım yalnızlık açtı

    Sonsuzluğun kapısına dayandım
    Çaldım açan yok
    Çaresiz döndüm geri
    Avuçlarımı açtığım yalnızlığıma
    Tüm dualarımı kabul eden o'na
    Beni kabul et diye tekrar yalvardım
    gereksizce...
    içimde bir yerlerde, en başa dönmenin acısı
    Onca yolu gitmenin yorgunluğu omuzlarımda
    Hissedilmez ağrılar dizlerimde
    Sarılarak yattım yalnızlığıma..
    Sabahında yeni ümitlerin beni beklediğini umarak
    O gece, sabaha kadar uyumamak nedir?
    Anladım..
    Sabahı getiren gecenin hüznü çöktü gözlerime
    Ve sel akıtan ırmaklar gibi göz yaşlarım boşaldı
    Yastığımın o güzelim desenli yüzüne
    Ve sabaha kadar devam etti sel fırtınası
    Sırf göz yaşlarım değildi gözlerimden boşalan
    Sana olan sevgimde gitti zerre zerre her göz yaşımda
    Ve her sevgi damlası beni terk ederken
    Nefrete dönüştü gözlerimden düşen her damlada
    Sabah uyandığımda yani senden kopup
    Sensiz yaşamayı öğrenmek zorunda kaldığımda
    Anladım ki sen artık bende değildin
    Ve bir daha da olmayacaktın..
    4 ...
  36. 160.
  37. hiç yalnız kaldın mı benim kadar
    sen hiç özledin mi sevmeyi
    hayatın dondu mu bir resim kadar
    anlayabildin mi hayat dediğin şeyi

    hiç yalnız kaldın mı benim kadar
    hayattan saklandın mı
    hayatı yalan sanmadın mı bir film kadar
    neresi gerçek neresi yalan sen anladın mı

    hiç yalnız oldun mu bu dünya kadar
    düşünmedin mi yalnızlık her yerde var
    eğer dünya bile yalnızsa dert etme o zaman
    yalnızlık bize uzak kaf dağı kadar

    marmaris 2005
    6 ...
  38. 161.
  39. Prekazi'ye saygılarımla

    Çekerdik ayağımıza sportaçları, aşağı mahalleye maç yapmaya giderdik.
    Beşte devreydi, onda biter.
    Koltuğumda memesi çıkmış meşin top.
    Hep Mikasa olsun isterdik.
    Olmazdı.
    Çocuktuk, neden olmadığının üzerinde durmazdık.
    Yenilmez bir ordu edasıyla geçerdik iki mahalle arasındaki yolu.
    Kimimiz paytaktı, kimimizin şişedibi gözlükleri vardı.
    Benimse formamın arkasındaki 8 yazısının yapışkanı tutmazdı hiçbir zaman, sarkardı.

    8 numara, seksenli yıllarda hep rıdvandı.
    5 ...
  40. 162.
  41. hep estik, hep uçtuk.
    hiç ama hiç basmadık yere.
    gönül isterdi ki toprak ağırlığımızı hissetsin.
    fakat, yaşam ne esenlerin ne de uçanlarınmış.
    yaşam; adımını doğru atıp yere sağlam basanlarınmış.
    5 ...
  42. 163.
  43. bir kapının önündeyim
    kalbimde bir sancı
    kapının önündeki bu farklı,
    bu seven, bu aşık insan
    ölecek, eğer kapıyı açmazsan

    bir kapının önündeyim
    kalbimdeki sancı dinmiyor
    ve hala seni beklemekteyim
    kapıyı açacak olan sen
    sen hala anlamıyorsun
    ölüyor ikizi sendeki ruhun

    kilidi açıp, kapıyı aralayıp
    almayacak mısın beni kalbindeki boşluğa
    demek ısrarcısın beni yaralayıp
    bırakacaksın bir başıma
    öyleyse kendine iyi bak sevgilim
    ben dayanamam açılmayan kapılara
    cevapsız sorulara
    karşılıksız aşklara..
    ve daha bir çok yalana.....

    ankara 2006
    5 ...
  44. 164.
  45. 165.
  46. artık bakmıyorum yüzlerine
    sormuyorum adlarını
    körü körüne seviyorum
    geçmişimin duraklarında
    sevdaya ilerliyorum
    bir tren garıyım şimdilerde
    istanbul, ankara arasında
    sevmenin son deminde
    hayatın sessizliğinde
    ölümü bekliyorum
    sessiz ve derinden
    ve sana geliyorum
    işte söylüyorum
    seni seviyorum ... *
    1 ...
  47. 166.
  48. yazıyorum
    deli gibi yazıyorum
    yazdıkça içim temizleniyor
    hissedebiliyorum
    ruhum içerde kalan
    tüm pislikleri
    tüm kederleri
    tüm eski ve yeni aşk kırıntılarını
    ve dahi tüm acıları kusuyor
    yazıyorum, düşünmeden yazıyorum
    şarabın süzgecinden geçirip
    hatıraları unutmak için yazıyorum...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük