sözlük yazarlarından şiirler

entry5570 galeri45 ses1
    117.
  1. *

    Gözlerinle buluştum bugün
    Yine ayrılacağımı,onlara sürekli bakamayacağımı bilerek
    Yine onları çok sevdiğimi söyleyemeden
    Çekip gittim,beynime kazıyıp o iki zümrüt parçasını

    Silip silip tekrar yazıyorum bu akşam
    Tıpkı sana duyduğum aşk gibi sanki
    Akıllanmadan hala deniyorum bütün yolları
    Hatalarımı her çarptığında beynime bu kalem

    Üşüdüm bugün ilk defa
    Soğuktan değil bu,hastalık hiç değil
    Isıtmıyor hiçbirşey beni
    Güzel gözlerin kadar

    Nerde bir güzellik görsem sevemiyorum artık
    Seni tanıdığımdan beridir var bu takıntı
    Karıştırıyorum herşeyi birbirine
    Güldükten hemen sonra ağlıyorum çoğu zaman

    Tam solumda bir ağrı var ki sorma bugünlerde
    Sızı gibi ama değil de sanki
    Hiç bir sızı insanı bu kadar ağlatmaz ki...

    Uğruna feda edebileceğim birşey varsa şu ucuz dünyada
    O de senin bakışların olmalıydı mutlaka...

    *
    1 ...
  2. 118.
  3. sensizlik hayatımın yutan elemanıymış..
    gidince tüm benliğim sıfırlandı...

    yine de anlamsız değil mi bu durumda,
    kurduğum tüm hayallerin;
    kurulu bir saat gibi,
    durup durup rahatsız etmesi hücrelerimi??

    şimdi sen hangi düşle uyanıyorsun bilmiyorum ama,
    ben hep aynı boşluğa uyanıyorum...
    yıkasam da yüzümü,
    yoksun ya... ayılamıyorum....
    3 ...
  4. 119.
  5. * *

    Senle şimdi farklı bir yerde karşılaşsaydık keşke
    Bu üzerine atılan birkaç kürek kuru toprak değil de
    Aydınlık yüzün karşılasaydı bizi
    Boşa geçmeseydi onca sene

    Yıllar oldu görmeyeli seni,daha da olacak
    Ama hatırlıyorum seni dün gibi
    Her andığımda seni daha fazla yaş doluyor gözlerime
    Sanki yaş akmayan her yıl için daha acımasızca...

    Alışıyorum ama asla unutamıyorum sensizliği
    Sen ki çocukluğumun yegane hatırası
    Sen ki yavruları yüzümü güldüren
    Sen ki hüzünle gülümseyensin

    Biliyorum çok hayırsız çıktım onca emeğe
    Bayramdan bayrama geliyorum ancak
    Belki küskünsün de bana
    Fakat bil ki bu şiir yalnızca sana...

    Çok bir ömür yaşamadın ama
    Gelmedi elimizden hiçbir şey
    Kalakaldık çölün ortasında susuz
    Sen yitip gitmeye karar verdiğinde...

    Boşalınca elbet gideceğim o eve
    Hissedeceğim her köşede kalan bakışını
    Hatırlayacağım her anıyı buruk bir tebessümle
    Her ne kadar ağlamaklı olsam da
    Çünkü sen olsan öyle isterdin bilirim

    Ah gelsen de bir yerlerden görsen şimdi beni
    Pusulasız kaldım gurbet ellerde
    Bilmiyorum şimdi hangi kapıdan girsem hayata
    işte bazen sığınıyorum böyle çocukluğum ile sana...

    Değişti yüzüm,sertleşti o çocuksu pamuk yanaklarım
    Uzadı saçlarım mesela,büyüdü biraz olsun duygularım
    Ama sen kaldın içimde
    Yıllar öncesinin saf çocuksu yüreğimde...

    Sürüp gidiyor hayat aynen,kalmasın gözün arkada
    Beynim hazır sensizliğe ama kalbim asla
    Elbet o da susacak bir gün
    Belki mahşerde ulaşınca sana...

    *
    4 ...
  6. 120.
  7. aşk;
    getirdikleriyle güzel...
    bu yüzden ben,
    içtenlikle gelenleri hatırlıyorum en çok;
    onursuzca gidenleri değil...
    4 ...
  8. 121.
  9. Umutla bakıyorum dünyaya,
    Çam başında kesişen baykuşlar,
    ilhan Mansızın 90+3 te taktığı yarım vole gibi bağlanıyorum hayata,
    Ansızın uyku çöküyor gecenin karanlığında, saate bakıyorum,
    Umarsız çocuklar gibi başımı yastığa koyuyorum.
    ______________________________

    Bir hatun giriyor rüyama, tam bir afro- amerikan,
    Beyonce teninde, j. Lo. Fiziğinde,
    i am the superstar, feel me. Diyor,
    Kendini sanal forumlara adamış şizofrenik psikopatlar gibi zuhuhhahahalar kopuyor içimden,
    Uykum bölünüyor, kalkıyorum.
    _________________________________

    Gökyüzünün mavisiyle kaynaşmış bembeyaz umutlarım debreşiyor,
    Gecenin karanlığına bürünmüş korkular sarıyor her yanımı,
    Açıyorum biraz fear of the dark dinliyorum,
    Biraz drag yapıyorum, biraz da kıraat ediyorum.
    Yukarıdan, parlak yıldızların ardından J.F.Kennedy el sallıyor bana,
    Dallas geliyor aklıma birden,
    Shine on you! Junior.diyorum.
    Daha fazla dayanamıyorum.
    ____________________________________

    Neden sonra birden nasyonal sosyalizm ölüyor,
    Artık insanlardan sabun yapılmıyor.
    içimdeki faşizan yok oluyor,
    Nazım oluyorum birden,
    Vatan gerçekten birilerinin hesap cüzdanları mı? diye soruyorum kendi kendime,
    Evet! biliyorum, ama söyleyemiyorum, kaldıramıyorum belki de,
    Leninci gençlik Lennoncu oluyor yavaş yavaş,
    Bir elimde Das Kapital, bir elimde kenevir tohumu,
    Nazım ölüyor, ben ağlıyorum. **
    2 ...
  10. 122.
  11. masum son, sıla;
    karanfile kucak açıyor sonbahar,
    dü$üp ayrılıyorum hücrelerimden
    dü$üp kopuyorum zehredildiğim taraçadan
    ve yaz, ağustos'un kalbinde mühürlü süveyda..

    masun son, sıla;
    sorsam,

    kaç yaprak var yüreğine dü$mü$ benden?

    ..güz ^06..
    4 ...
  12. 123.
  13. son kez eserdi rüzgar vurup yüzüme
    sevgilinin yanağını okşamasıydı anlamı
    vururdu yüzüme, bazı zamanlarsa gözlerimi yaşartırdı
    o deli esişi bu ise sevgilinin tepkisiydi sözlerine
    kalan son yaprak kadar narin agaç yüzünde
    sadece hüzünlerle esip giden gözyaşıydı artık
    bir sonbahar hüznüydü ayrılık
    yazını, güneşini karabulutlara emanet edecekti
    ya ya o güneş hiçbir zaman doğmazsa
    ya da karabulutlar etrafından ayrılmazsa
    ne olurdu güneşine kış hüznüne, soğuklara, ayazlara nasıl katlanırdı
    ya güneşin solacaktı ya da bu kalp ebediyen kendini hapis edecekti bu sonbaharlara...
    2 ...
  14. 124.
  15. terkedileceksin bir bayram,
    elinde horoz $ekeri, yüzünde atlıkarıncalar
    bir bayram ki öldürüleceksin dönmedolabında hayatın,
    bir bayram ki kan kokacak, çitlembik kokacak, pamuk kokacak cesedin

    gökyüzünde patlayan tüm balonları ben dikeceğim!

    bir yüz dikeceğim kendime, bir maske,
    bir gece dikeceğim aydınlığında cesedinin
    ve
    terkedileceksin bir bayram,
    sesinde ayva reçeli, avcunda misketlerin
    bir bayram ki öldürüleceksin çarpı$an arabalarında hayatın,
    bir bayram ki açlık kokacak, sefalet kokacak, ter(k) kokacak cesedin

    mezarına tüm çiçekleri ben ekeceğim!
    3 ...
  16. 125.
  17. ne zaman sana baksam
    bir bulut belirir gözlerimde
    ne zaman seni unutmaya çalışsam
    kalbim bir hançer vurur beynime
    seni unutmayayım diye

    ne zaman yağmur yağsa gece vakti
    ıslanmış yüzün gelir gözümün önüne
    güzel, zeki, alabildiğine kibirli
    dışarda yağmur dinerse dinsin bana ne!
    gözlerimden akmaya başlamış yaşlar, yağmur gibi

    hani sonbaharda yapraklar dökülür
    hani yaz aşıkları ayrılır birer birer
    sanki kışın sevmekten ürkülür
    ben seni seviyorum ya
    onlar kimseyi sevmesin ne farkeder

    kış başlıyor, hava soğudu, deniz köpürüyor
    dalga dalga kıyıları dövüyor, sanki birşeylere kızmış
    'yaz geceleri burada gitar çalanlar halini görsün şimdi', diyor
    bu sahilde ne zaman seni düşünsem
    ruhum kan ağlıyor

    hani demiştim ya, ne zaman seni düşünsem diye
    şimdi farkettim, ben seni düşünmüyorum
    yaşıyorum, bütün kalbimle
    hani arada bir senin gittiğini hatırlıyorum
    fırtınalar kopuyor içimde
    seni seviyormuşum diyorum...

    marmaris 2005
    7 ...
  18. 126.
  19. tüm benliğimde girdim her üryan gelişmeye,
    zerrelerine kadar inmek istedim hayatının,
    karıncanın bahar sevdası gibi bekledim seni,
    alevin mumla dansı gibi soluk kaldı yüzümde gülüşüm,
    giderken sallamak istediğim el sana aitti hala,
    kokun vardı parmaklarımda,
    senle hayat bulmuş,sana dokunmuş bir şeyle veda edemezdim ki sana,
    gidişine sadece yağmur eşlik etti, gözlerimden akan ve göğsüme damlayanlar yalnız kalmasın diye,
    titredim her telefonda, çalan her zil seni getiriyordu sanki bana,
    ama olmadı, olmadı be sevgili...
    çalan her telefon, her zil sadece hayal kırıkları doldurdu kucağıma,
    ve dediki usulca,
    onun yokluğundan sıkılma içinde ki çocukla 5 taş oyna,
    ama taşlarla değil sana verdiğim enkazdan kalanlarla...
    5 ...
  20. 127.
  21. s.p.ö' ye,

    ..ve kan anonslarından sonra radiohead
    masada birkaç $i$e,
    birkaç bungun çocukluk, birkaç ölü van gogh sarısı
    pencereden çalınmı$ ay
    ürkütüyor soluk bakı$lı bayku$ları
    su satıyor yalnızlığım,
    su-satıyor bu aydınlık karaltı,
    bu billur hare gözlerinden kalan
    resmedilemez yeis,
    ve $imdi,
    ünsüz harflerle sevmek gibi bir kadını,
    geceleri aniden ü$ümek..

    ..ve kan anonslarından sonra radiohead
    ellerinde bulutlarla geliyorsun,
    geliyorsun müflis bedenine te$ne aymazlığınla
    bedeninde gün izi, geliyorsun!
    çok uzaklarda bir kurt ölüyor kıvranarak,
    bir ku$ cıvıldarken vuruluyor
    vurulduğunda uluyor kurt
    vurgunlardan beni sorumlu tutuyorsun!
    oysa ne çok kanamı$tım
    ne çok kan aramı$tım sana,
    ne de çok kan^sen hücresi boyunca ağlamı$tım;
    ağlamı$tım gözlerime dünya kaçtı,
    tuz kaçtı,
    a$k kaçtı;
    yıldızların tozlarını üflemek gibi sevmek bir kadını,
    a$kı sevmek;
    a$k öldü,
    a$k öldü sevgilim

    ..ve kan anonslarından sonra radiohead

    hangi sabahların ihtiyarlığı bu geceler?

    ..yaz ^05..
    4 ...
  22. 128.
  23. her yanlıştan bir doğru çıkarmayı öğrendim zamanla...
    oysa bize,
    dört yanlışın bir doğruyu götürdüğü öğretildi hep;
    getirdiği değil...

    -2002-
    3 ...
  24. 129.
  25. - 0 -

    odanın iklimi muson,
    kalorifer peteğine el koyma : soğuk,
    soğuk oda, gece soğuk; soğukta ya$amak, soğukta ağlamak soğuk,
    gözlerimden ayrıldıktan sonra donan girye
    kasım'da ü$ümek, bütün aylardan daha daha daha soğuk
    daha soğuk ellerin olmadan titremek,
    içilen sigara : soğuk !

    odanın iklimi tundra,
    odanın iklimi kasım-patı
    yeti$tiriyor bahçıvanlar ki bedenleri soğuk,
    soğuk eldivenlerden sızmı$ parmaklar soğuk,
    soğukta a$ık olmak da soğuk sevgilim

    ne zamandır çok soğuk,
    çok soğuk içim..

    ..kı$^05..
    2 ...
  26. 130.
  27. bilirdik zorluğunu hayatın
    çocuk değildik ki biz...

    bilirsin düzüm ben,
    anlamam mantık olmayan şeyden
    aşkta mantık mı olur deme bana
    sadece gitme!

    farkılığımızın adı;
    aşk olmalıydı
    bölünmek değil...

    yanağındaki gamzenin hatrına
    geçen akşam içtiğimiz suyun hatrına
    aşkın hatrına
    gitme...

    *
    3 ...
  28. 131.
  29. ve gittin...

    annem demişti aslında
    güvenme gençliğine;
    üşütür hasta olursun diye...

    ellerini arıyorum ısınmak için
    yok!

    gitmeseydin keşke..
    gurbet oldum kendi mahallemde

    gitmeseydin keşke
    başlamasaydı o kanama...

    ama şimdi gelsen,
    pıhtısı olsan kanımın
    yarası olsan kanamamın
    merhemi olsan yaramın...

    şimdi gelsen;
    bir çiçek açsa bozkırlarımda
    bir güneş doğursan ufkuma...

    şimdi gelsen;
    toplasan dağılan parçalarımı...
    birleştirsen yapbozumu...
    şimdi gelsen...

    *
    4 ...
  30. 132.
  31. sen gittin...
    ben bittim...

    kalmadı benden bir şey...
    sakallarım batıyor işte yüzüme..
    kim görse,
    acıyor...
    yokluğunsa acıtıyor...

    sen gittin...
    hayat bitti, yol bitti...

    dönemiyorum gittiğim en uzak yerlerden
    kalmadı verecek yol param
    bir öğrenci diyorum
    yalnızlık öğrenci kabul etmiyor...

    sen gittin...
    güneşim dondu, çiçeğim soldu...

    menekşeler açmıyor artık..
    küsmüş..
    konuşmuyor benimle...
    sessiz ama bir o kadar hırçın
    kimsesiz ama bir o kadar onurlu
    susuz ama bir o kadar yakıcı
    özlemin dolaşıyor damarlarımda...

    ahhh sen gittin...

    çıkmıyor kokun odamdan,
    oysa kaç paket sigara söndürdüm
    yalnızlığıma basıp...

    dudaklarım kanıyor,
    çatlamış soğuktan...
    durduramıyorum...
    yine de söylüyorum,
    ısırırken dudaklarımı, sıkarak dişlerimi
    yokluğunla deneme beni!

    *
    3 ...
  32. 133.
  33. çaldırdım bütün umutlarımı
    cepçinin tekine...
    sattım bütün düşlerimi
    mutluluk müteahhidine...
    kiraya verdim kalbimi...
    ruhum senin ama...

    pranga gibi bu şehir,
    bu iklim boğuyor rutubetiyle...
    zaten bitki örtüsü de
    kısa boylu ve iğneli yalnızlıklar...

    gel deme bana
    gücüm yok!
    gel deme bana!
    bedenim benim değil artık...
    gel deme bana...

    sadece sen gel,
    ama sessizce
    uyu göğsümde,
    saçlarını okşıyayım yine...
    yine bizi anlatayım bize...
    uyuyalım sonra
    ama sessizce...
    sonra öp dudaklarımdan
    ama hissettirmeden...
    ama uyandırmadan
    ama sessizce...

    sonra?
    sonrası yok!
    yarın?
    sende kaldı bütün yarınlarımız
    bütün yarılarımız da sende..
    gelirken onları da getir,
    eğer gelirsen...

    *
    3 ...
  34. 134.
  35. kendimi sana
    öyle hazırlıyorum ki...
    pakette kalan son sigaranın
    yanmak için,
    kutusundaki son kibriti
    beklemesi gibi bekliyorum...

    söyle bana mavinin türküsünü
    söyle bana sevdiğini...
    gördüğün düşleri anlat...

    kendimi sana
    öyle hazırlıyorum ki;
    toparlıyorum dağılan ruhumu
    temizliyorum tozlanan kalbimi...

    anlat bana kaf dağının arkasını

    kendimi sana
    öyle hazırlıyorum ki,
    seni herkesin bildiği
    ama hiçkimsenin görmediği yere;
    kalbime götüreceğim...
    zaten yerin hiç dolmamıştı...

    anlat bana aslında imkansız olmadığımızı...

    kendimi sana
    öyle hazırlıyorum ki,
    artık konuşuyor dilim
    susuyor muhalif yanlarım...

    göster bana aslında hiç bitmediğimizi...

    *
    3 ...
  36. 135.
  37. isteseydin eğer
    olurdum yanında...
    kır çiçeklerini saçlarına takardım...
    istemedin oysa...

    gözlerini çektin yolumdan
    düşeyim diye...
    ve aslında düşen kalbimdi
    nefessiz kalmış ciğerlerimin altından..

    keşke...
    cesaretim olsa gözlerine bakmaya...
    cesaretim olsa kalmaya...
    cesaretim olsa...

    *
    3 ...
  38. 136.
  39. ben her şeye vardım
    sen olduktan sonra...

    bırakma dedim ellerimi
    düşerim yoksa!
    duymadın bile...

    şimdi ne yapacağımı bilmiyorum,
    ama biliyordum
    ne yapacağımı bilemeyeceğimi...

    *
    3 ...
  40. 137.
  41. diyet mi bu?
    ne kadar ödeyeceğim!

    yaşasak olmaz mı?
    bak;
    hala birinci çoğul şahıs eki kullanıyorum!
    sevgili;
    bana rağmen,
    sana rağmen,
    acıya rağmen...
    yaşasak olmaz mı?

    bir şeylerin tanımını yapmaya çalışıyorum,
    algılamaya ve anlamaya!
    bizi!
    anlat bana bizi!
    yoksa sözün,
    ben de yokum...

    *
    4 ...
  42. 138.
  43. yol, acı, gözyaşı,
    hatalarımıza kılıfı bunlardan dikme!
    kabul et...

    inan bundan daha kötü olamam...
    diz çöktüm!
    utanmıyorum!
    seviyorum!

    senin adını nefes koydum ben!
    hangi siyah
    hangi acıdan bahsediyorsun sen...

    sadece gözlerini kapat
    sadece hayal et..
    sadece...
    sadece sen ol...

    *
    5 ...
  44. 139.
  45. ben sen
    sen yaşam
    yaşam boşluk(tu)...
    senden önce...

    ey gözlerinde boğulduğum
    kapattım gözlerimi
    sadece biz varız önümde...

    ey sözlerinde doğduğum
    sustum sitemlerimi...

    ey ellerinde yaşamayı bulduğum...
    tuttum ellerini,
    koşalım sonsuzluğa...
    koşalım sonsuzluğa...

    *
    5 ...
  46. 140.
  47. ŞiMDi ÇOK UZAKLARDASIN
    BENDEN KILOMETRELERCE..
    HATTA SINIRLAR ÖTESiNDESiN
    VE BEN, VE BEN HALA SENI BEKLEMEKTEYiM
    DIŞARDA YÜZÜNÜ HAZANA VERMiŞ,
    KASVETLi BiR AKŞAM ÜSTÜ
    CAMIN ÖNÜNDE BiR SiGARA YAKMIŞ
    SENi DÜŞÜNEN BEN
    VE TEK DiLEĞiM SENi GÖRMEK
    VE ŞiMDi BEN
    ÇOCUK PARKI GiBi ŞEN
    BiR ÇOCUK KADAR SAF VE TEMiZiM ŞiMDi
    SENi DÜŞÜNÜYORUM SADECE SENi
    BiR ÇOCUGUN SADECE OYUNU DÜŞÜNDÜĞÜ GiBi
    BiR KÜÇÜK ÇiKOLATA iLE MUTLU OLDUĞU GiBi
    ÇiÇEKLERiN GÜNEŞE OLAN ÖZLEMi
    GÜNEŞiN AYA, YAZIN KIŞA OLDUĞU GiBi
    BEN SADECE SENi BEKLiYORUM
    BIRAKTIĞIN O EVDE ...

    *
    3 ...
  48. 141.
  49. KARA BiR geceydi
    karadan kara yüzüme vuran
    gölgesi belli olmayan
    adım adım benden kaçan

    gün gün içinde bekler
    geçse de önünde daha vardı
    ömür biçilmiş bu cana
    çeke çeke can dayanmazdı
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük