Aşkınla başladı benim için ilkbahar
Hiç sonu gelmesin istedim
Yalnızlıktan yakınır gibi duran dağlar
Gelsinler birde beni görsünler istedim
Artık aldığım nefes eskisi gibi gelmeyecek
Emin ol kimse seni benim kadar sevmeyecek
Senin kalbimdeki izin hiç silinmeyecek
Ta ki bu beden,bu kalp toprak oluncaya dek
Sen gıtsende bılkı ben yıne burda bu sehırde senı beklıyor olacagım
Ve hıcbır zaman kendı ıcımde yasadıgım savastan yanı senden vazgecmeyecegım
Derdin ya hanı gıdenın ardından aglanmaz dıye
Gıttıgınde ardından doktugum gozyaslarıma karısır yagmurlar
Gozyaslarım ıse yanagımdan yol bulmuscasına akar gonlumun karanlıklarına
Sonduremez bunlar bıle sana olan sevdamı sonmez cunkı
Ne kara gunler ne kaypak geceler ne de bu yalan dunya yıkarbılır sana olan sevgımı
Gecmısın ızlerı var yuregımde sılınmeye hazır anılar
Derdınya bekle gelecegım ıste ben yıne senı beklıyorum
Gıderken bır elvedayı bıle senden esırgeyen ben senı kalbıme kılıtlıyorum
Hem de kılıtledıkten sonra anahtarı dıpdız bı kuyuya atarak
Gıt ama sunu unutma geldıgınde benı yıne nasıl bılıyorsan oyle bulacaksın
Cunkı ben adına sevda dedım sanmakı bu hayat solugumu tuketır bu keder sonsuza uzarır
Iste o gun geldıgınde en buyuk zaferlere erısecek olan ben yıne zaferler yaratacak
Ve bu askı sonsuza dek yasatacagım ki sen olmasan da
...
Gocmen sehırlerden de gorebılırız yıldızı
hanı derdınya benım bır yıldızım var gokyuzunde
benımde var aynı sen gıbı
derımkı hergece karanlık coktugunde bakar ona senı ne kadar sevdıgımı anlatırım
ama sakın unutma sende bak bılıyorumkı benım yıldızımda goz kırpar sana
ıste onu gordugunde bılkı ben senı burda beklıyor sevıyor ve anıyorum hasretının basında
ve en son senden en son kalan tek hatıra devamı gelecek denılen uc nokta...
Gölgen hiçbir zaman boyamadı beyaz duvarları
Arkanda hiçbir zaman ışık olmadı.
Tedirginlik içinde kaldın her zaman
inançların zayıfladı zamanla,giderek düşüyor gibisin
Seni koruyan olmadı bu zalim gerçeklerden
Ne dudaklarını ıslatan biri oldu,
ne tenini ısıtan bir beden
Teselli edilmeye çalışıldıkca şüphelendin devamlı
Aşk, senin için bir düşman, baş edemeyeceğin bir karanlık
ve giderek paranoyaklaşıyorsun
en son ne zaman gülümsedin?
Ölümü özlüyorsun daha yaşamadan
Daha hızlı geçmesini diliyorsun bu kara günlerin
Ama her günün bir öncekinden farkı yok
Bu lanet dünyada adalet yok
Burası cezalandırıldığımız yer
Bu topraklara keder ekiyoruz
Belki uzaklarda mutluluk vardır
Belki uzaklarda sevginin karşılığı vardır
Birakıp gitsen de oralara
Belki seni özleyecek birileri vardır
en son ne zaman sevildiğini anladın?
Hayatını döküyorsun gümüş lahitlere
Ne kadar da çabuk kararıyorlar böyle
aczin yüzüne vuruldukça
Daha da çöküyor
Hislerinin esiri oldukça
Daha da eriyorsun
Gözlerini aç iyice
Kaç kişiye sahipsin?
Hayat denen bu boka yenik başlamışsın
Bedel ödeyerek geçtikçe günlerin
isyan ediyorsun.
Çatırdadığını görüyorum.
Hadi bir soru daha sor,
Bu sessizlik,
Konuşmaya ihtiyaç duymuyor gibisin.
Soracak sorun bile kalmadı artık
gökyüzüne...
EN BüyüK SEVGi SENinLE YAşANAN,
HER GüN SENiNLE UYANAN BAGRImDA YAşAYAN,
VARLIGINLA ANLAM KAZANAN,
EN DERiN DENiZLERDEN DE DERiNDE OLAN,
NE BiR iNCi TANESiDiR NE DE BiR YILDIZ GÖKTE YER BULAN,
iÇiMDE YAşAYAN BiR HEYECAN MiSALi DAiMA PARLAYAN,
SENiNLE DOGAN GÜNEŞTiR HAYATI ANLAMLANDIRAN,
ESKiSE BiLE BiR FOTOGRAFTIR SEN iÇiMDE YAşAYAN,
RAZI OLUR BU GÖNÜL ÇEKiP GiTSENDE BURALARDAN...
beklemiştim.
nedenini bilmeden bekliyordum.
umutlarımın ortasında ileri gittikçe, batıyordum
bekliyordum,
hayallerimin yarısı hep yarımdı ulasılmak istenen hedefe çok yaklaşmışken kaybediyordum
kaybetmek..
acıdır kıymetini bilirken kaybetmek
olmamışlığı yaşamak,kadere boyun eğmek
ya da arada kalmak
arada kalmaktan nefret ediyordum
beyinle kalbinin savaşını seyretmek
ve bitmeyecek her savaşta daha çok yara almak
O gece hüzünlüdür dağlar ovalar yıldızlar
Ağlamaklıdır gece ve birbirine bakan iki çift göz
Genç kız yaptığı hataların bedelini ödemekteyken
Belki de hayatına daha önce girmeyen giremeyen
Genci sorgulamaktadır,genç de kızı.
ikisi de başkaları için yaşamıştır ömür boyu
Hayat izin vermemiştir beraber olmalarına
Belki kendileri de istememiştiler
Kendileri için yaşamayı uzun bir zaman
Ama artık birlikte olma zamanıdır
Beraber gülüp beraber ağlama zamanı
Herkese zaman ayırmaktan kendilerine ayıramadığı zamanı
Düşünürler beraberce konuşmadan gözlerde
Geçmiş zamanın hüznü saklıdır en derinlerde..
Belki de artık çıkma vaktidir bir şeylerin
Yıllarca içinde biriktirdikleri acının hasretin kederin
Yalnızlığın
iki genç yıllardır beklediği fırsatı yakalamışlardır belki de
Artık ağlamak için ikisinin de yaslanacağı birer omuz vardır
Hiç sahip olmadıkları
Olamadıkları ve muhtaç oldukları
Ve olamayacağını düşündükleri birer omuz
Ama olmuştur nasıl olmuş kim olmuş ne fark eder ki artık
Koy vermişlerdir yıllardır içlerine toplanan
Acı dolu sellerini yağmurlarını
Kimsenin görmediği
Ve içinde sakladıkları okyanuslarını
Bitmek bilmez ikisi de sabaha kadar ağlamaktan bitap düşmüştür
Uyuya kalmışlardır birbirlerinin omuzlarında
Hem de gözyaşlarıyla birbirlerini ıslatarak
Belki yıkanmak gibi bir şeydir bu
Ama acılarla yıkanmak gibi
Yılardır sakladıkları hazineleri vermişlerdir birbirlerine
Her şeylerini olduğu gibi gözyaşlarını da paylaşmışlardır
Sabah olduğun da güneş bir ayrı doğmuştur
Üzerlerine
Artık üzüldükleri ve yıllardır sakladıkları acılarını
Bir gözyaşı senfonisiyle yakmışlarıdır damlalarında
Biçare gözler açılır ve birbirlerine bakar
Aynı anda aynı karededirler
Yıllardır ikisi de bu kadar mutlu bir güneşe selam vermemiş
Bu kadar güzel bir güne uyanmamışlardır.
Kahvaltılarını bakışarak yaparlar
Öğle yemeğinde ise utangaç ve kısacık bir öpücük vardır menülerinde
Akşam el ele göz göze gezerler yıldızlar altında
Yıllardır aradıklarını bulmuşlardır
Şimdi mutlu olma vaktidir
Acılar onları bulana kadar da böyle devam edecektir...
ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda
dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle,
bilmezdim şarkıların bu kadar güzel
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce..
bir yer var biliyorum
epeyce yaklaşmışım duyuyorum
anlatamıyorum..
gecenin sessizliği vuruyor yatağıma,
bir de ışıkları hiç sönmeyen şehrin sesi duyuluyor burda...
benimde bir şehir var içimde
hatta hücrelerimde ama bir çeper oluşmuş üzerine,
sarıp sarmalanmış ve virane olmuş bir biçimde
ya da zamana aldırmadan dönen akrep ve yelkovana yenilmiş kendince...
şimdiyse yolcu ediyor beni kendi elleriyle
ve arkamda yastığıma gömülmüş bir gölet bırakıyo gizlice!!
vakit gelince giderim buralardan
sen bakma ardımdan dökme gözyaşını
sadece bekle beni
sadece beni sev
sadece ben olayım sen de
ben senleyken ben
sen bensizken koca bir yalan
yalan içinde koca hayat
ben sadece seni seven bir deli
sen bensiz kalmaya mahkum bir esir
demir parmaklıklar ise ikimizi ayıran kıskaç...
aşk çok uzaklarda olmaya mahkum adilmişsen
ne dilersin benden yanına gelmemi
sevginin sonsozlugu içinde beni öldüreceksen
razı gelmemi bekleyeceksen
ben zaten ölmüşüm derde derman ararım
yar uzaklarda her baktıgımda aglarım
ölüm için günler sayarım
yar yanımda yoksan ben yasamaktan ne anlarım
bilmezdim her sevginin sonunu bir gözyaşına bıraktığını
sevmezdim bu yüzden akmasın diye gözümden yaşlar
ağlamasındı gözlerim kanamasındı yüregim
sevmesindi bu canım aykırı ayrılıkları
bizmiydik zamanı geçiren yoksa zamanmıydı bizi içinde yok eden
varlığıyla sevindiren yokluğuyla dunyaya küstüren
ölümün kara eşiğinden içeri sokturan
sevdadır adı kacamazsın elinden