paramparça bir sabaha,
buruk uykusuzluğum,
ben bilmek istemiyorum, ama bilmem gerekiyor.
acı sözler söyleme,
kırma kalbimi,
gözlerimle görmeden,
inanmam gittiğine,
yine de kal,
gitme.
beni bana terketme,
yeşil saçlı elfim,
kokun kalsın bende. *
ruhuna eğildim,
anlamadın.
gözlerine baktım,
anlamsızlığı keşfettim.
uzattığın buketi aldım,
çiçekler ezilmişti.
göz kırpıyordun,
yeşil saçın düşmüştü gözüne,
arkasına saklanmışsın gülücüklerin meğer.
seni göremiyorum,
orta dünyanın güzelini,
rahat bırak,
bari o,
bir tek o,
huzur bulsun,
onu da üzme,
yalancı. *
yeşil saçlı elf kızı,
kır zincirlerini,
esiri olma yalanların,
masumiyetini kaptırma acı sözlere.
kurtar kendini paranoyadan,
uzattığın çiçekler solmasın,
göz kırp yine,
yalandan dolandan uzakta,
bir gün olur geri dönersen,
kapıyı çal yeter.
karanlığında nefessiz kaldım,
güzel sözlerine kandım,
meğer,
bulut bulut yağmur,
uykusuz geceler,
simsiyah günler,
yollamışsın bana.
resmine baktım,
yine kalbim ağrıdı.
söylediğin yalan,
aklımda kalmadı.
öyle sevmişim seni,
senin kendini sevmediğin kadar,
sana değer vermişim.
yolun açık olsun,
bırak güzel hatırları,
uzan mutluluğuna.
bitti gülüm,
korkutuyorsun beni.
arkadaş kalmak için bile,
sebep yok artık.
ben seni seviyordum,
duru gözlerinde,
sevimliliğinde,
yanıyordu içim.
ama artık,
üzgünüm sadece,
yolumdan çekil,
beni dert etme,
yut söylediklerini,
en acı yalanları,
fısıldama sinsice.
ve kaldır o resmi,
bari onun neşesi sürsün,
masumiyeti.
Merhaba minik kardeş.
Baştan söyleyeyim. içimde kalmasın. (içinde kalabilir. No problema)
Topsun oğlum.
Ama ortak noktamız hiç yok değil.
Mesela belki inanmayacaksın ama
Benim adım da Cem.
Ben de dünyanın en özel kadınına aşığım.
Benim de kemiklerim kırık.
Ben de çiçeklerin ve balıkların insanlardan daha zeki olduğuna inanırım.
35 yaşındayım tıpkı senin gibi.
VE ARTIK SANIRIM Ki BU YAZDIKLARIM BiR ÖZELEŞTRi.(agu)
Bir arkadaşım derdi ki
Ben dünyanın tüm kadınlarına aşığım.
Ve bir kadında hepsini buldum, dersen ki bu kim
Derim ki en yakın gelecek zamanın anası
Kafamın ağrısı
Dişimi dişleyen diş
dişi.
Dünyanın en saf anarşistidir.
Yaralamak için silah kullanmaya ihtiyacı olmayan biridir.
Zamansızdır ama zamanlaması her daim mükemmeldir.
Sanki uzak doğu felsefesiyle doğmuş
Resim sanatının kendisini seçmesine izin vermiştir
Pasif direniş
Serzeniş
Henüz son kullanma vakti geçmemiş
Sanki Socrates bir kadın bedeninde tekrar aramıza gelmiş
Gizli şair
Ayrıca o kocaman gözlerine rağmen gizli
Adamı dumur eden
Ama bunu hiç umur etmeyen
Kelimelerin altını çizmeyen
8 ve 80 yaşları arasında keyfine göre gezen
yabancı
yabani
o bir sleeper
sonsuz aşkım
cem ona bir daha kem gözle baktığını görürsem
kafanı soğan gibi oyarım
adını da böyle koyarım
cem topsun oğlum.
arkadaşların bir yanda, sevdiğin kız bir yanda
özlersin
arkadaşların gelemez, sevdiğin özlemez
kendini üzersin
kalbin tekler, bağırmak ister
sus dersin
seni seviyorum demek istersin telefon açıp
cesaret edemezsin
bahane uydurursun, ürkersin
gereksiz dersin
kafana takıp üzülsen, sürekli düşünsen de,
elinden bir şey gelmez
denedim,
diyemezsin.
elimde gene purom
fonda ise oscar benton calar
havada cizer sekiller duman
belim gene agrir
cok yorgunum
ve bezginim
biram sadece bana iyi günleri hatirlatir
attiğim zar hep yedi gelir
zibarip uyuyumam lazim
ama umrumda değil
kiyameti görmeden yasadim
mutlu noeller
noktalama işaretlerine dikkat ediniz, gerekli düzeltmeleri yapınız.
biten cümle sonuna gerekli noktalama işaretini konur.
noktalama işaretlerinden sonra bir adet boşluk bırakılır.
devam etmek için seçiniz.
neyi seceğiz karpuz mu?
sanki manavdayiz
uc kilo birmilyon
sana bildiğim tüm küfürleri ettim
şimdi biraz mola vereyim havalar sıcak
biliyorsun
buralar gavur .mı gibi yanıyor
aynı senin aşkından benim yandığım gibi
yok ama bugün küfür etmeyeceğim sana da aşka da
ne güzeldi eski günler
sen yoktun ben yoktum aşkımız yoktu
ulan özlüyorum eski zamanları be
görücü usulü evlenmek, sonra nişanı bozmak istiyorum
sen gideli kaç zaman oldu
sakalımda aklar çoğaldı, kafam da saç kalmadı
bunlara sebep hep sensin biliyorsun değil mi?
ne derdi barış manço anlıyorsun değil mi?
ama anlasan bana küfrettirmezdin ki
gerçi son 1 haftadır edemiyorum ya neyse
bu antidepresanlar beni çevirdi laleye
dön dolaş aynı tepkiler ya da tepkisizlikten
arada parlıyorum eskisi gibi
diyorum ki;
sikeyim böyle aşkın ızdırabını..
sonra yatağımdan kalkıp bir sigara içip
ölüm uykusuna dalıyorum..
her sabah tekrar kalkıp sana küfür etmek için..
kah ciktim gokyuzune izledim alemi
kah indim yeryuzune seyretti alem beni
disarda var hir gur
sebek eglencesi
ipimde bile değil
yesin öküzler bir hiç birbirini
kayisilar elde kalacakmiş
kiraz curuyecekmiş ipimde değil
satilir oyle boyle elbet
masallah cok güzel bir sabah yasanmakta disarida
fonda calar radyo3'de nagmeler
insan olan bunu kiymetini anlar
insan olmayan boku bokuna kicini yere cakar
düsüyorum.
hizla, daha da hizla
her aninda yasamdan kopuyorum,
sevinemiyorum, üzülemiyorum;
sinirlenip, kirip dökemiyorum,
aglayamiyorum...
düsünüyorum sadece
keskin bir sessizlik içinde,
kopuyorum hayattan her bir saniyede
ve ben sadece düsünüyorum
... ... ...
biliyorum yakinda beni durduracaklarini,
aglara düsen ip cambazi gibi olacagimi
biliyorum ve daha önce onlarca kez hissettigim gibi hissediyorum
gerçek mutuluga orada ulasacagimi
düstügümde sirtima degeni göremeyeceksin sen, bilemeyeceksin de...
hayatin en son noktasinda, o dipte
çiceklerle dolu bir bahçe hissedecegim bense...;
bir aksamüstü günes kizilligi,
uzak diyarlarin fisiltisi, demlenmis çay kokusu, buhari
müzigin çigligi, askin acisi
düsenin hayalinden mutluluga ithaf birkaç hediye...
... ... ...
suya düsmüs her hayal gibi
mutlulugu hak etmeyen birini
uyandiran tokat yine mutluluk aglarindan gelecek sertçe
firlatacak ölüm kokulu baygin kulunu havaya
daha sert düssün diye asagiya
yorgun bir tatsiz uykunun sonucunda
gece uyandim
kahvemi ictim
televizyondaki tatsiz programlari seyrettim
yikandim yemek yedim
herkes uyumaya hazirlanir iken
ben yeni gune baslama hazirliklarimi tamamladim
ciktim biraz yurudum
hava aldim
anladim ki
en iyi sey yeksenak yasamakmiş
bir keci kuyrugu gibi
ne uzayacaksin ne kisalacaksin
boyle boyle gecer ömür
sen,
aşk, sen hep uzaksın bana
yakın olduğun zamansa
bu hep bir tuzak karşımda
farkedemediğimde ağladığım
farkettiğimde kaçamadığım
yakalandığımda dönüşen karanlığım
kalakaldığımda karşısında o büyük uçurumların
safa yattığımda karşısında o en çetin düşmanların
ezilmek ne kelime, ne kadar "hükümsüz" olduğumu farkettim
boş ne kelime, ne kadar görülmez olduğumu ayırt ettim
sıyrıldım herkesten, düşüm bulandı
hayallerim vardı
düşlerimde yarattığım o sahtelik
yıkıldı duvarlar, açıkta kaldım
üşüdüm
ısıtanım olmadı be anne
düştüm
yaramı saran olmadı
küstüm
farkeden olmadı
öldüm
arkamdan sevinen bile olmadı
ki üzülen olsun