sözlük yazarlarından şiirler

entry5570 galeri45 ses1
    575.
  1. Haca bana yaptı kelek
    yanımda oturuyor bir şebelek
    hayat böle needek
    yiyelim portakallı ördek

    hep gideriz okula
    trenle, gemiyle, vapurla
    sonunda güzel birşey olsa
    yiyelim sağanda yumurta

    kar yağdı sanırım
    uyanıp melul olurum
    gine okula giderim
    hadi kahvaltı edelim
    1 ...
  2. 576.
  3. nirvanaya ulaşmak diyorsun ya hani
    bizim amacımız bu,
    amaç dediğin şeyi kullandın mı?
    hiç bakmadın mı yüzüne bir ırmakta?
    hiç mi tadına bakmadın onun?
    o tuhaf, ekşi ama hayat veren suydu

    kaçtığında bazı kötülüklerden
    bir hoş mu olur için?
    yanında kimse olmasın dediğinde
    hep birisi vardır bilirsin
    ben olmak istedim o
    olamadım, beceriksizdim hep
    o kutsal suyun tadına bakarken o
    sen yapamadın, çaresizdin hep

    diyorsun ki, o ırmakları sen terkettin
    diyorsun ki, susuz kalan şimdi sen
    ama bana bunu diyen de sendin ey berrak su
    dedin ki ben zehirim, kaç
    dedin ki, ben seni tedavi etmem, uzaklaş
    bense dedim ki, yaşamalıyım, hayatta kalmalıyım
    ama susuz kalan şimdi benim
    ağlarken gözlerim
    akanlar senin sözlerin
    tuzlu,
    can yakan,
    bulanık
    ama yaraları iyileştiren
    acıtırken beni iyi eden
    sensin sanırım bana gelen
    meleklerden

    kutupsal form
    17.05.2007

    ankara
    1 ...
  4. 577.
  5. -Fil Adam-

    ağır mısın parmaklarımın arasından dökülüp giden gölgeyle
    sağır mısın noktalarıma; durdum hep sığınıp sana
    yağmurla yıkanmaz bir gölgeye gölge
    düşürdüm düşündüğümü başlanılan yerden
    bir kökün bir gövdeye

    bu cümle otuz harften oluşmaktadır
    bu cümlenin öznesi bu cümlenin öznesidir
    ...diyerek
    mantık ayrılığı güdüyorum kör kurguya
    biri kesti omurgalarını sağduyunun
    biri ben seni sonra ararım kapattı
    sonralanıyorum giderek

    uzun soluklu masallar yutkundum
    bir çırpıda karanlıksı açan çiçeksiz
    duvara karşı yankılanıp durdum
    ölümdüm; bir işe yaramadım seçeneksiz

    korunaklı bir yalanla çoğalttım tanelerimi
    büsbütün parçalandım işte

    gel
    böl beni
    asal bir sayıyım
    formülsüz
    bellek taşmasıyım
    kaçağım
    unutkanım
    bandrolsüz

    sinemaya gidilen bir gece benimki
    parkların önünden geçerken votkalanan
    mesnetsiz bir itibara dönüşmüş iyi ki
    en çok hava kapalıyken vicdanına yakalanan

    ben olmazınızım
    siyaha yel vurur yazım
    ben anladığınızın başkasıyım
    bir başka zamanın yolcusuyum
    zamansızınızım
    ne zaman istensem azım
    seddim korktu erişilmeklerden
    kendine zincirler kurdu bendim
    oydu karanlığın arkasına gizlenen
    karanlığı zaman-sızdıran bendim
    de bu karadüş şeffaf geceler oydu
    felaket mermerinden
    ben olmazınızım
    ne zaman istenmesem lâzım

    öyleyse geceye de şöyle soralım
    azar azar
    ağır mısın parmaklarımın arasından dökülüp giden gölgeyle
    sağır mısın noktalarıma; durdum hep sığınıp sana
    bindim bin gölgeye heybemden dökülüp giden öfkeyle
    şiir misin şimdi bana

    [ya kurtulmaya inandırılıyorsak
    biz de kurtardıklarımızca]
    1 ...
  6. 578.
  7. -suâl-

    tanrı uzsa öz nerde
    tanrı özse kim perde
    gece üstüme örtünür
    sıkışır içim içerde

    hayat kimin eseri
    değil yeter miktarı
    bitmez işin esrarı
    ki hâlâ mahşerde

    tanrı kızar ise kızsın
    varsın kem yazı yazsın
    ölmek ile anlaşılmazsın
    cehaletim sürer de
    1 ...
  8. 579.
  9. -Benzemek Kapısı-

    senin bu gözlerinin ölmek denli anlamı var
    simsiyah bir aydınlıktır gözlerin
    gündüzleri söndürdüm anlamıyorum
    güneşli günlerde olamıyorum
    çek gözlerini

    tahta masamda dünümden oyduğum şiirlere
    benzemeye başlar gülüşün
    en az şarap kadar
    kendini adamış olursun
    yasadışı aşkımızın dik yokuşlarında
    freni kopmuş bir varoluşsun
    aşka karşı koyuşlarında
    bölünmez bir bütündür işte sevgim
    ne yapsan
    bir anlama tutunacak işte gözlerin

    senin bu gözlerinin hiç bir şiirde geçmeyen türde
    bir çığlığı var
    çığ düşmüş bakışlarına
    keskin seviyorum
    sakın yaralanma
    2 ...
  10. 580.
  11. 581.
  12. allah aldı uykumu
    dost dediklerim
    sikti götümü
    şeytan geldi
    arattı nefsimi
    akıl verelim dedik
    bedavaya yediler fikrimi
    rahat oturayım diye
    kestirdim zikimi
    kimse görmez
    benim alın terimi
    kimse tanımazdı
    evsiz yurtsuz kerim'i..

    doğduğumdan beri
    gözleri yaş doluyum
    ben insanlığın
    hergün çiğnenen yoluyum
    sümbül sokak
    69 noluyum
    ben delikanlı kerim,
    namuslu kerime orospusuyum..
    3 ...
  13. 582.
  14. bırak gömülsün venedik sular altına sen gel benimle.
    ruhundan tutup duvara savurduğum her bir bedenin bedelisin belki bana
    suyuna karıştırdığım ıstırabında boğulsun venedik
    kin güden anılarımın gondolu yüzmez artık üstünde şehrinin
    batmadan hayallerin dar sokaklarında
    bir masalın içinden çık gel istiyorum kahraman olmadan
    bırak yıkılsın! batsın ardından venedik dönüp bakma
    kalsın sular altında her gece penceresinde ağladın evin ahşap merdivenleri
    köprüleri uzayıp kanlı eller gibi sarmaya çalışsa da tenini
    çıkar at sana verdiği yaldızlı görkemi üstünden
    bütün anlamlarından arınıp sadece yaratılışınla kal
    çek al ruhunu didik didik eden günah köprüsünden
    ve gel... boş tahtına otur günahımın.
    2 ...
  15. 583.
  16. boynuna dolanan rüzgara dokundum dün gece
    sesin bozarken gecenin zirifi karanlığını
    gülüşün kıskandırırken kameri nurundan
    darmadağın ederken yıldızları gökyüzünde yüzün
    ve yakarken gözlerimi aşkın ateşinde hüzün
    hiçbir zaman anlamayacağın bir ürpertiyle dokundum sana..
    öbür ucundan dünyanın, rüzgarlarla gönderiyorum
    sarıp sarmalayıp çoğul zamanlar içinde tekil yalnızlıklarımı.
    2 ...
  17. 584.
  18. bir kanunun telleri arasında içimdeki aci
    çaldıkça mızrabı gönlüme batar husranımın
    sana dair ne varsa notalarına serdim bu huzunlü şarkının
    her dinlediğimde kan damlar gözlerimden
    gözyaşlarımı sildiğim her şey sana benzemekte sevdiğim...

    tırnaklarımla kazıdığım ayrılığın altından azabın çıktı
    serpilen hiç bir su iyileştirmedi gözlerimdeki hüznün can yakan bakışını
    yoksun ya.. gecelerin manidar karanlığıda düşman oldu bana
    gündüzler aydınlatmıyor yüzümü şimdi senin her kelimesi can yakan sözlerin gibi
    can çekişiyor bir mızrabın ucunda sana olan küskünlüğüm
    her vuruşunda teline "senn" diyor nağmeler...

    ve şimdi.... hikayenin kapağını sıkıca kapatıp saklıyorum bu kasvetli dünyada bozulmasın diye aşkımız.
    2 ...
  19. 585.
  20. kendi hayatının altında ezilmişken,
    içinde kopan fırtınaları;
    senin için alınan kararlara boyun eğip
    herkesin görmek istediği insan olma oyununa devam ederek bastırıyorken,
    ülküden, sevgiden, aşktan, insanlıktan bahsetme bana
    sahte mutluluklarınla, gözyaşlarınla,
    ömrün boyunca yaşayacağın kendin olamama azabıyla
    sen,
    benim gönlümde zavallı değilsen,
    yaratanın yarattıklarına olan saygımdandır bu.
    gözümde zavallı olman gerçeğini ise, değiştiremeyeceksin artık...
    3 ...
  21. 586.
  22. sana akan sokaklarında kürek çekiyor zaman...*
    sen erken kavuşmanın günahsızlığında
    ben hayatla sohbetimin seyrinde,
    keyfe keder yağmurların kokusunu çekiyorum içime.
    derin derin uyuyorum sensizlikten arta kalan zamanlarımda,
    üzerime saldığın bütün köprülerini geziyor ruhum boş zamanlarında şehrinin
    günah köprüsünden bakıyorum,
    uyuduğun yerde iç çeken yalnızlığına.

    sevgi, sevdanı verebildiğin müddetçe yaşanmaya değermiş,
    yaratan bu gülüşü sana yarattığı hangi çirkinliği kapatmak için vermiş...
    2 ...
  23. 587.
  24. son yolculuğuna uğurlanan
    bir sevdanın iki kahramanıymışız...

    ayrılıklar kıymetlendiriyor sevdayı
    uzaktasın, gelmiyorsun ya
    seviyorsun ama yoksun ya
    deli gibi özlüyorum seni...

    ne çare uzaklar yakın olmayacak
    seven kalpler hiç mutlu olmayacak
    bir dipsiz kuyu, yüreğim,
    acıya doymayacak...
    2 ...
  25. 588.
  26. uludağ da oturmuş karı seyrediyorum
    hemde donsuz bir karı
    bir elimde biram
    ya rakım nerede

    *
    2 ...
  27. 589.
  28. sensizliğin dibine vurdum
    sonuna kadar kahroldum
    bomboş bu evde
    ruhunla sarhoş oldum

    an gibi geçen saatler oldu özlemlerim
    doyumsuzluğundu belki sebebim
    boş bulundu bu yürek
    içinde senden geçilmiyor...

    kırık mı kalbim bilmiyorum
    aşıkken niye kavuşamıyorum
    sensizliğe isyanım
    öpüşüne özlemlerim

    giderken bakamıyorum arkandan
    göz yumuyorum kayıp gidişine
    avuçlarım terliyken gidiyorsun hep
    gözlerim terliyken gidiyorsun sebep

    sessiz feryadım efkar gibi
    içime akan gözyaşlarım okyanus gibi
    sensizliğin dibine vurdum dün
    meleğime bakıp sarhoş oldum dün...
    1 ...
  29. 590.
  30. nokta koy hayata
    her şeyine, mantığa
    kalbine zincir vur, öyle yaşa
    kalmasın aklında düşünce, tasa

    ankara 24.05.2007
    *
    1 ...
  31. 591.
  32. karanlık bir gecede
    ağaçların altında başka kimse yok
    ağaçların hışırtısı kulaklarımda
    türlü sorular aklımda
    farkettim ki,çokmuş arkadaşım
    yıldızlar var çok
    yıldızlar çok yakın bana
    dokunabilirim, ama yapamam
    onları incitmekten korkarım

    27.05.2007
    ankara
    3 ...
  33. 592.
  34. Kaçmak mıdır gerçek kahramanlık ölmek mi?
    Ölüm bir bitiş sonuçta, maceranın son noktası
    Kaçmak asıl yürek isteyen yeni sorunlara karşı.
    Bir kurşundan kaçabilir insan, bir bıçak yarasından mesela.
    Bünyeyi süründüren esas elaman aşktır aslında.
    Kaçmayı başaran yoktur sevdadan..
    Gerekirse saklar insan bu yarayı ölümüne ama bırakıp gitmek çare değildir bu
    defa.
    Bitmesi gereken platonik bir aşk saplanmışsa kalbe,
    Çıkarıp atmak kolay değil çoğu zaman.
    Düşünme dersin kendine, oyalan başka şeylerle.
    Ama beş dakikayı geçmez bu unutma oyunun..
    Aklındadır, hiç umursamadığın anlarda bile,
    Döner dolaşır yine O'na çıkar bütün yolların.
    için acır resmen, söz geçiremezsin kalbine..
    Bitmesi için dua edersin bir zamanlar inanmadığın Tanrı'ya..
    Sonuç değişmez çoğunlukla; yine O vardır benliğinde..
    Derdine tek çare zamandır sen inanmasan da..
    Kendine güven sadece sen, sana güvenenleri unutmadan...
    2 ...
  35. 593.
  36. eş, dost, akraba, taallukat tarafından şiirlerim vecize formunda bulunsada bir kuplesi şudur:

    kırmızı bir gül bıraktım,
    gönlümdeki kabrine.
    1 ...
  37. 594.
  38. Mavi

    Aşkın rengiydi mavi
    Haramilerin duvarlarından kalma
    Bir kafenin karanlık masasında
    O muydu maviyi bu denli hatırlatan
    Denizin maviliğine ismini kazıyan
    Göklerden bir tutam aşk koparan,
    Ve mavideydi aşk
    Beyaz tül perdeye iliştirilmiş
    Anlamını yitirmiş
    Nazar çoktan değmiş
    Boncuklarda kalmıştı aşk
    Maviydi aşkın rengi
    Ve imkansızdı bundan sonra
    Maviydi huzurun rengi
    Ve kalmamıştı bir tutam ruhumda
    Maviydi sevgilinin rengi
    Ve bir saniye bile yoktum aklında
    Maviydi yalnızlığın rengi
    Boğaza karşı tam karşımda
    Maviydi mutluluğun rengi
    Ve unutulmuştu eski destanlar gibi
    Maviydi aşkın rengi
    Ve baştan kaybetmişim sanki

    queraimo
    2 ...
  39. 595.
  40. _rüya sarkacı_

    bir denizin en mavi ucunda
    sen şimdi yağmur yağınca
    sesler nasıldır orada
    renkler kimden izin alır bilinmez
    bir çiçekse bir çiçeğe en yakın
    bir insandır en uzağı bir insana
    ama bilinmez sular nerede biter
    zaman nehri, o nereye gider

    var mıdır
    bir doğrunun öteki doğrusu
    bir korkunun ötesi korkusu
    meyvelerin çekirdek sancısı
    var mıdır
    geceyse uzun kırmızı
    bir parça dolunay mıdır
    ve kimileri sadece yaşar
    kendi kıtlığında mekân
    dar mıdır
    koltuk değnekleriyle bazısı
    uçuruma doğru koşar
    bir rüyanın gizli sarkacında
    sallanıp duran rüzgâr mıdır

    bir denizin en mavi ucunda
    sen şimdi yağmur yağınca
    1 ...
  41. 596.
  42. _delphi dersleri 1_

    networkün elinde karpuzun büyük dilimi
    köşesinden çıkmayan kedinin aklında fa re mi
    çuvallar dolusu yalnız yanlış her gün
    sakatlıyor yüreğimi bu acı en olmadık yerinden
    korkuyor çıkmıyor bir daha karanlığın içine giren
    saatsiz kule geçen gün saati sordu
    durdum bu hangi kitaptaydı şeklinde ağladım
    gecenin balkonunda bir rüyaya benziyordu bu leyla
    leysiz sansız bir mezar çiçeği akşamın ortasında
    herkes herkes için boşluktur sözgelimi
    sus yunus boğuyor beni bu husus dedim kendime
    kendi denizimde bir tanrıyı koydum kendimin yerime
    belki öldürmeyen son nefes icat edilir
    bir yoldan iki kere geçmek bulunur belki
    dibi boşalmış seviyorum asfaltın hışırtılarını
    en eski güz rüyaları sevdalara karışıp gidiyor
    bu hayatın daha güzel bir hatırası olmalıydı diyorum
    bu yanılgıya basıp düşüyorum
    sahipsiz bir gözyaşını döküp yağmur gibi acelesingeri
    eski fotoğraflara soruyorum
    güzel ışıklar kitapçısının önündeyim şimdi biliyorum
    bir güzellik neden bir eksikliğe alıştırılır
    bütün eksiklikler neden başka eksiklerle yapıştırılır
    ve neden güzellikler hep birbirine karıştırılır
    networkün elinde karpuzun büyük dilimi
    sense ben bir bug'mışım gibi ezip geçiyorsun
    2 ...
  43. 597.
  44. _xen_

    vazoya sığmadan
    nasıl biliriz eksik suyun çiçeklerini
    taşkınların kaygan payandaları gibi
    kendimizin reçeline nasıl banarız ekmeği
    çarmıha gerilmeden dillenebilir mi kemiklerimizin
    inançsız freskleri
    bir yüreğin bir yüreğe tutunduğu
    sıfır noktalarına iyi bak
    bu mahşer, sınavda çıkacak
    bu totem aynalı salıncak
    dününü yazmadan nasıl
    büyülerin kızılderili sahibisin
    sen bir tekne varoluşu
    sen çekicin çiviye yaptığı son şaka
    sen açsa bitse nevgüller gibisin
    öyleyse
    aklını boğmadan
    yeniden benimle olabilir misin
    1 ...
  45. 598.
  46. -ekleme-

    vermediler diye mi yazdım
    hayır az verdiler ondan azdım
    ben bataklıkta hiçbir heves bilmez
    salkım saçak upuzun sazdım

    bunalım takılana akıl verme
    gücün yetiyorsa huzur ver
    gerisi yoksa ipin ucunu gösterme
    ben bataklıkta hiçbir heves bilmez
    salkım saçak upuzun sazdım

    vermediler diye mi yazdım
    hayır az verdiler ondan "az"dım
    1 ...
  47. 599.
  48. -Bodos-

    şu anda büyük ağrı
    ağrımdayım
    nice nietzsche'ler gördüm ben
    kapalı gişeler gördüm
    telaffuz edemediğim isimlere sahip
    kadınları beğendim magazin eklerinde
    şu anda büyük ağrı
    ağrımdayım
    yaslanıyorum bağlar bahçeler
    yaz olunca karpuz çatırtısı
    gölgelerin gücü yokmuş meğerse
    iptidai kelimesinin ne anlama geldiğini
    bilememek gibi bazen her şey
    bazen ne kadar ilkeliz be
    ilk elde feyz alamadık
    nümayiş sandık kendimizden
    aklımın ortasına ulubatlı gibi
    bayrağı daldırıyor turşu sözlü adam
    yok kitapların esamesi
    nutuklar da havalanıp gitti
    burada balıklarla ağda
    ağrımdayım
    gücüme gidiyor gölge kalmak
    tüylerim ürpermiyor her istediğimde
    saygı duruşunda bulundum geçen gözlerine
    gözlerine büyük bir saygım vardır bilirsin
    bir ağzı ağız yapan söylediği sözlerdir
    güzel konuş adamsın diyelim
    böyle legolu sözlerle ne kadar ilkeliz ilkel
    aklına şaşarım nasıl evrime iman edersin
    ama genetik algoritmalar oldukça başarılı
    böyle yarı müslüman yarı bilimadamı
    dalgalanıyorum jet-ski gibi konuşmayın
    şu anda büyük ağrı
    ağrımdayım
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük