ben seni sevdiğimde
ne yaptığımı biliyordum
ben sana bunu söylerken
zamanın yanlışlığını biliyordum
ben senden cevap beklemezken
vereceğin cevabı çok iyi biliyordum
sen gizemli davrandığında ise
ne yaptığını bilemiyorum
oturup düşünüyorum
denklemi çözemiyorum
ortada bir dengesizlik var
çaresizlikten bağırıyorum
ama o kadar sessiz ki bu
ne dediğimi duymuyorum
şimdi ben sana şiir yazdım desem
yalan
sana aşığım desem
o da yalan
ben bir yalancıyım desem
külliyen yalan
demek ki
ben sana hem şiir yazmışım
hem aşık hem yalancıyım.
al beni,
bir yalancıyı
yersiz yurtsuz bir yabancıyı.
bu çok mühim bir kişiye ithaf edildi o da bunu reddetti.
bir zamanlar kapindan kovdugun
zengin ama gurursuz bir genc vardi bebek
o adam sayende
fakir ama gururlu oldu nihayet
ve seni zerre kadar umursamiyor
cünkü gecti o devirler bebek
onun gözünde oldun bir sebek
daha cok dövünürsün behey dümbelek
yanasin artik, cok fena kazik atti felek
musaden olursa sana caw bebek
Yapraklar sarı bir fahişe
sağa sola uçuşuyorlar
Yelkovan bir göz kırparak
geçiyor üstünden
akrebin
Bense hızlı adımlar bırakıyorum arkama
bir an önce yola düşmek için
dert değil bu
ekmek parası
zevk işi
Yanımdan korna çalarak geçen
mavi mercedes
baksaydı yüzüme
kalçamdan aşırıp bakışlarını
merhametsiz gözleriyle
on beş yaşındaki sarı kızını
hatırlar mıydı 'baba' deyişiyle.
nerede yanlış yaptım bir bilsem
yine döner misin bana herşeyi kabul etsem
yalnızlık bir kara bulut üzerimde
bütün nefretini üstüme dökmekte
bana düşen çekip gitmek sanırm sessizce
unutmak tek çare...
sen bir hayal dünyası kurdun
içinde hep sen olan, ben solan
hangimiz burada suçlu
asıl suçlu yalan, hani tek dostun olan
seni benden çalan
beni yalnızlığa zorlayan...
kayboldum karanlık sokaklarında hayatın
ne bir tabela, ne bir yön gösteren
heryerde bir sürü anlamsız insan ve içlerinde ben
ya onlar benim anlamım, ya da ben anlamamı yitirdim onlarla
of be yalnızlığım;
hep karmaşa, hep kavga...
sokak lambaları aydınlatan dünyamı
ve ayak sesleri tek duyduğum bu kalabalık sessizlikte
ayırt edemiyorum hangisi ben, hangisi sen
körebe oynayan bir çocuk gibiyim
ama nedense hep ben ebeyim!
ah be güzelim, çık gel artık kalabalıktan
kurtar beni bu oyundan;
karanlıktan...
sayfalara vuruyor mumun ışığı
o da bitiyor benimle birlikte yavaş yavaş
bittikçe ışığı azalıyor...
bir anlayabilsem hayatın mantığını
amacımı..
yarın sabah uyanmak için bir sebep söle bana
beni yaşama bağlayacak olan..
etraf kalabalık, insan silüetinde bir sürü yanılsama
hangisi gerçek, hangisi rüya..
belki de ben olmak en büyük hata
nasıl değişebilir ki insan zorla !
ne kadar istesem de olmuyor
ben, beni bırakmıyor, senin bıraktığın gibi
zaten herşey gibi gibi
sıkma canını, bu sadece bir rüya
hadi durma
uyan...
her gece sensizlik içtim aşkından
her sabah sensizliği demledim, sensizliği çektim içime
sensizliği kokladım çiçeklerde
benzerlik göremedim kimsede
herkes farklı
herkes hırslı ama narin
çabuk karar veren, çabuk uygulayan ve vazgeçen
hayat, seninleyken çabuk karar verdiren
sen gideceğin zaman çabuk uygulatan
ve sen gittikten sonra kendinden çabuk vazgeçiren bir şeymiş
öyle ki, sen gidince bitermiş hayat da
bir film gibi, başrolü ölünce biten filmler gibi
ölmüşse başrolüm neden devam etsin bu film
heryer gok kusagi renkleri ile bezendiğinde
gökler masmavi iken
yemyesil otlar var iken
bulutlari izleyip dalga gecmek var iken
niye hirgur ederiz... niye?
paylasilamayacak ne var bu alemde
bak bitti bitticek bu demde
niye hirgür ederiz... niye?
huzur bulmaktır amacı insanların
huzura erişmek, o huzurlu halde kalmak...
sadece bir kez bu noktaya ulaştıklarında
o yardıma muhtaç insan bakar etrafına
o an etrafındakileri kazır kafasına
o an kim varsa omzunu dayadığı
onu alır yanına
hep
kimseye huzur vermeyenin
kimseyi mutlu etmeyenin
kimsenin sevmediği
kimsenin görmediği
kimselerin, ama kimselerin duymadığı o çığlıkları atan
kimsenin düşünmediğini düşünen
kimsenin söyleyemediği doğruları insanların suratına çarpan
böyle birisi var ise eğer
o neden sevilsin ki?
isterse çimenleri dövsün ağlayarak
isterse çığlıklar atsın kahrından
isterse sadece o gözlere bakmak istesin bir kez daha
neden o düşünülsün ki?
oysa o
oysa o, o esnada ne yaptığını düşünmüştür o'nun
oysa o kendisine hayat vereceğini düşündüğü
berrak, saf, "su"yunu düşünmüştür o haldeyken de
acaba üzülüyor mu diye
acaba onu terkeden, geri dönmeyecek olan çocuk için ağlıyor mu diye
keşke demiştir,
keşke benim omzumda ağlasaydı
keşke bu kadar üzmeseydi canını
keşke bu kadar üzülmeseydi
ve keşke ben bu kadar salak olmasaydım
salak der kendine
haklıdır,
çünkü en iyi dostun hayatta her zaman hayat arkadaşın olmalıdır
ama dost olamamıştır o ona
daha dostu olamadan nasıl olsun ki bu
onun her şeyini tanımadan nasıl karar verirsin ki?
"su"
berraktır "su",
şeffaftır,
anlamı hayattır
anlamı can'dır..
bu ada layık olmayan bu adı taşımamalıdır
sen bir suyun ardını görürsün,
eğer bulanıksa ürkersin,
ama o an muhtaçsan o'na,
bunu asla düşünmezsin,
çünkü "su",
seni yaşatandır
ve,
artık ihtiyacının olmadığı
sana istediğini vermeyecek insanları
görürsün, kalabalıktır alan
ve senin ağzından çıkan basit bir sözcüktür
gözlerine son defa bakarak söylediğin o an
Allah verdi bize kalple akılı,
insansa kullandı sevdi bir başkasını.
Atamıyor içinden sonsuz acısını,
Silemiyor kalbindeki sevgiyi gözyaşını...
Entry'ye eklenecek birkaç dizede benden.
*
Hayatla sürtüşmekten
Çıktı kıvılcımlar birden
Ortalık toz duman oldu sonra
Her yerde derin yanıklar ve izler
Kopan parçalar da var yerde
Ve gözümden düşen yaşlar
Södürmeye yetmedi hiçbir zaman
Daha da alevlendirdi
Ve ben hep sönsün diye ağladım ağladım ağladım
O da bana inat yaktı yaktı yaktı
Karşılıklı böyle uzun seneler atıştık
O hiç kaybetmedi
Bense kayboldum
Küllerim bile yok.
iki kişiliktir bazı şeyler
Üçüncüye yer yoktur hiçbir zaman!
Tek kişilik acılar hazırdır her daim...
Elinden geleni yapsan da kendince
Çekilecek çilen vardır, yazılıdır alnında...
Aşık olabilir, delice sevebilir bir yürek
imkansızlıklara kafa tutar,
Peşinden koşar hayallerinin...
Yağmurun yağacağını bilerek,
Dışarı şemsiyesiz çıkmak gibi bir şey...
sırtını hayata , yüzünü hayallerine dönmektir bu...
alışılagelmişin dışına çıkmak ,
''ben sizden farklıyım , ben sizden cesurum''
Diye kocaman bir yürekle haykırabilmektir bu!
Ağlayacaksın emin ol,
Lanet edeceksin başkoyduğun o yollara
Gözlerin arayışlarda, aklın karışık...
Özeneceksin onlara, el ele gezenlere...
Severek öldüreceksin kendi kendini...
Neye mal oldugunu bilerek ,
Atacaksın kendini ateşe!
Yakacak seni kendi ateşin ,
''ağla!!''diyecek! ''ağlaaaa!!!''
Ağlayacaksın umarsızca ,
Sebebini hiç düşünmeden!
Ağladıkça daha da büyüyecek
Kendi yarattığın alevlerin...
Bastırılmaya çalışıldıkça inadına körüklenecek!
Kendi kendine yenileceksin, göreceksin...
Görmek istemesen de...
Ağladıkça büyüyecek , kendini bulacaksın!
Anlatacak hikayelerin , hatırlayacak değerlerin,
Hüzünlü bir şarkıda aklına gelebilecek birisi ,
Çekecek bir ''keşke''n olacak her zaman...
Üç noktalı cümleler kurmayı öğrenecek ,
Nokta koymayı unutacaksın zamanla...
Esiri olacaksın uzun bekleyişlerin,
Sabır diyeceksin sabır!!!
Elbet bir günler çekecek ,
Elini yüzüne götüreceksin ,
Gözyaşlarını silmek için...
Ağladıkça büyüyecek , kendini bulacaksın...
Günün birinde ''hey gidi günler hey'' diyebilecek
Yüzünde istemeden de olsa ufak bir tebessüm belirecek!
işte o tebessümde saklı milyonlarca anı ,
Yaşanacak ve sen bunu hatırlayacaksın...
Nice mutlu anılara...
insanlık yalan olmuş
savaşın adı politika olmuş
saraylar bembeyaz, entrikalar oyunmuş
kaçamazsın azrail, daha uzundur yolumuz
savaş istedin savaş aldın, alınacaktır intikamımız
güneş doğmadan başlar yangınlar
yavaş yavaş kanına girer kimyasal
kim takar seni, patlarken bombalar
ölen çocuklardır savaş sürerken, gülen şeytanlar
çok dolaşma etrafımda
karanlık dağılacak sonunda
bu savaşlar bitecek
çekeceksin cezanı
kaçışın yok dostum anla
savaşın hep aynı şey için anladık
barışmış, yalancı kim, doğru kim
artık uyandık
küçük aşkların küçük yazarları
lanet olsun sizlere
büyük düşünmek varken
nedendir bu işkence?
uğraşma bulamazsın
istediğin aşkı
çünkü sen bir yalansın
yalan doğdun yalan yaşarsın...
seni düşünüyorum sevgilim
bir güzel mayıs sabahında
seni görüyorum sevgilim
baktığım her duvarda
bir resmim bile yoktu sende
ne acıdır ki gölzerin hala yüreğimde
yolun açık olsun sevgilim
unut gittiğin bir yerde...