sözlük yazarlarından şiirler

entry5570 galeri45 ses1
    5323.
  1. HapisBAhane

    Kaçışlarında barınır adaletin…
    Özlem, tüm savunmalardan üstün,
    Savunulacak şey; kalbinde gizliyse sanığın bile.
    Sanık, bazen kalbimin en gizli tanığı olmakta.
    Bu cümbüş bu hengame sırasında elinin sıcaklığı,
    Şartlı tahliye bir nevi.
    ‘Konuşmakta zorlanan kalbimin, dilidir çokça elim’.
    Suçlar dizi dizi serildi önüme,
    Çekerim cezamı korkmam.
    Adı dünya bu zindanın madem
    Sen ol ebedi müebbetim…
    Nisan ‘10
    4 ...
  2. 5324.
  3. silinen hesabımla beraber silinip giden dörtlüğümü tekrar paylaşmama olanak sağlayan başlık.

    Gözümüz yükseklerde çünkü doyduk alçaklara.
    Dur! Demek istiyoruz yüreğimizi deşen bıçaklara.
    Bunun için ihtiyaç var mı ki jetlere uçaklara?
    Karşısına çıkıp dur desek yetmez mi alçaklara?
    3 ...
  4. 5325.
  5. Şu karanlık ki, duvarlarımda ağırladığım arkadaşım.
    Şu karanlık ki, her akşam onu bekliyorum, pencere boyunda.
    Hiç Kimsenin duyamadığı şu zayıf kalp atışlarım,
    Bir güvercin oluyorlar, karanlığın kollarında.

    Saçma oldu biraz.
    5 ...
  6. 5326.
  7. Aynı gökyüzünün kuşlarıyız,
    Özgürüz ikimizde alabildiğince.
    Bir de maviyi seviyoruz delicesine,
    Kalplerimiz göç ederken
    Değmiyor bakışlarımız birbirine.

    Daha önce de yazmış olabilirim çok eskiden yazmıştım bunu.
    4 ...
  8. 5327.
  9. arada bir selam yolla
    kaldıysa içinde yerim yurdum
    çok zaman oldu
    açık yara nasıl şifa bulur unuttum.
    2 ...
  10. 5328.
  11. Ben mi sordum, diyordu
    Elleriymiş gibi biten yapraklara
    Gökyüzüne bir hışımla büyüyen gövdesine
    Soğuğu affeden kurumuş cildine,

    Mevsimlere.

    Savruladuran bir yıldız tozuna
    Dinginlikten ölümü korkutan geceye
    Belki şimdi gelir, diyen dervişin nefsine
    Katlanmış bekleyen sabaha
    Dikiş tutmayan ufuk çizgisine

    Hissizliğe

    Korkutan mânâlara
    Sığınan kelimelere

    Ben mi sordum, kollarımda uzanan
    Yitirdiğim yaprağa.
    Ölümü korkutan, geceyi sindiren Ay'a.

    Ben
    Mi ?
    0 ...
  12. 5329.
  13. Korkma ve git, dinle en yakın mesafeden,
    Saklanıyor bir sonbahar, kirpiklerinin ucunda,
    Bir çığlık çıkıyor olabildiğince sessiz, en derinden,
    Duvarların ahbaplığı vardır, bu işin son safhasında.

    Bir öpücük kondurur gibi geç git koridorlarından,
    Son tren de kalktı bu şehrin istasyonundan,
    Ve soğuk parkelerle vuslata eren her gözyaşından,
    Yelkovana bir el uzanır, her sonbahar akşamında.

    Kavuşmalarını izle her akşam yağmurla toprağın,
    Kokusunda bir çocuk bulacaksın, darmadağın,
    Bekleyecek yine soğuk köşede, lakin ağlamaksızın,
    O gün var olacak, her sonbahar gibi başka bir veda.
    4 ...
  14. 5330.
  15. Ağlamak istersin. Belki bir çay bardağı kadar gözyaşı dökebilirsin, öyle sanarsın.
    Belki mübalağaya başvurur bir kova suyla yarıştırırsın gözyaşlarını.
    Dolmuşsundur çünkü.
    Bir sabır taşı olsan çoktan çatlamışsındır.
    Unufak olmuşsundur, atom tanelerine bölünmüşsündür.
    Ve artık gözden kaybolmuşsundur.
    Ağlayamazsın.
    Değil bir çay bardağını doldurmak, gözyaşların kirpiklerini dahi ıslatamaz.
    Bazen bağırmak istersin.
    Bağıramazsın çünkü ne izlediğin filmler, diziler gibidir hayat,
    Ne okuduğun masallar gibidir.
    Gerçek hayatın ne olduğunu işte o an ayrımsarsın.
    Burnun sızlar.
    Ağlamaktan, bağırmaktan, yıkmaktan,
    Dokmekten, kırıp parçalamaktan bir şeyleri,
    Daha fenadır burnunun sızlaması.
    Burnunun sızladığını hissettiğin o birkaç saniye koparsın hayattan,
    Sanki o anda orda değilsindir. Nefes alamazsın biraz,
    Biraz kalbinin atış ritmi değişir.
    Yerin dibine girmeyi yeğlersin.
    Yaşamaktansa dünya üzerinde artık hüküm sürmemek,
    sürememek; daha basit, daha kolay, daha cazip gelir gözüne.
    Ama ne daha basittir yok olup; sevdiklerini, sevenlerini arkanda bırakmak,
    Ne de daha kolaydır, fazla yapaydır sadece.
    Gücün varsa;
    Ya akan bir suya anlatırsın derdini – merak etme balıklar dile gelip haykırmaz onlara anlattıklarını-
    Ya da bir kağıda yazarsın.
    Ve o kağıdın kül olmasını izlersin.
    Gücün yoksa;
    Yuzün erkenden kırışmaya başlar,
    Cizgiler yüzünü asimetrik parçalara ayırır, bünyen seninle oyun oynar
    Ve saçların beyazlar.
    Ne ağlayabildiğin için rahatlarsın,
    ne bağırabildiğin için rahatlarsın,
    Ne yazabildiğin için, ne de anlatabildiğin için rahatlarsın;
    Rahatlayamazsın.
    Beklersin sadece,
    Zaman her şeyin ilacı mıdır, beklemek; beklenen sona daha mı erken varmanı sağlar,
    Yoksa beklemek; ölüme her geçen saniye daha da yaklaşmak mıdır bilinmez,
    Sadece beklersin.
    Bir gün ikinci baharını yaşamaya başlarsın ve
    Bilirsin ki ikinci bahar; sonbahardır.
    0 ...
  16. 5331.
  17. Duydum ki üzülüyor muşsun
    Vikipedi kapandı diye
    Bana sor
    Ansiklopedi olurum ben sana
    Dağları, okyanusları sor bana
    Bizans'ı, osmanlı'yı
    Sevdiğin ünlünün burcunu sor bana
    90'larda en çok satan albümü
    Ama Nasıl sevdiğimi sorma bana
    Anlatamam
    Öpmem lazım.
    1 ...
  18. 5332.
  19. allah belanızı versin. şiir falan yazmıyorum artık.
    0 ...
  20. 5333.
  21. Oysa ki ben seni
    Annemin temizliği sevdiği kadar hastalıklı sevmiştim...
    Belki de bu yüzden;
    Tıpkı annemin,
    Silmekten aşındırdığı parkeler
    Süpürmekten eskittiği halılar
    Yıkamaktan yırttığı perdeler
    Ovalamaktan incelttiği camlar
    Gibisin bana karşı , artık...

    Benim gibi sefil insanlar da
    Kız kardeşimin gülüşü kadar
    içten ve masum
    Sevebiliyorlar sevgilim...

    Şimdi sana desem ki...
    Gel, Güneşimizi Uyandıralım...
    Bu şiir kadar olan benim,
    Elimden tutup,
    Bağrına basıp,
    Her şeye rağmen çok sevmeye,
    Devam eder misin ki?
    6 ...
  22. 5334.
  23. Öylesine bir kainat izlenimciliği işte
    Kasırgalar vurdumduymazlığıyla gidiyorsun
    Öyle ya, kelimelerin kocamanlığına sığınan bir ahmaklığı kendime çok görürüm.
    Yenilenir gözyüzü, kahve lekeli parkelerin
    Dizlerinin yanına bıraktığın yanık şeker kokulu kitabın
    Yenilenir de neden bu ağrı, bu sakınca, bu yolu karlı,
    Bilirim de bilmem, en çok bu yüzden benzerim sana
    Şimdi zamanıysa öyleliğin,
    Öyle olsun...
    Tüm olmasınlarla...
    1 ...
  24. 5335.
  25. Gece gölgenin rahatına bak
    Bi de dön kaderimin bahtına yan
    Seni düşlerin anlayacak da
    Dön memleketin haline bak men

    Aldı dünya çantasını
    Gidiyor bıraktı bize fazlasını
    Dönüp bakmaz arkasına
    Bi de gel tat kalbimin bombasını men.
    1 ...
  26. 5336.
  27. Bir kuş gibi özgür
    Seni severcesine mecnun
    Çayına şeker
    Balına kaymak
    Sür sür ye beni
    Ye beni
    Biraz biraz.
    3 ...
  28. 5337.
  29. haydar paşa garında
    anası var yanında
    istedimde vermedi
    çıban çıksın amında.
    3 ...
  30. 5338.
  31. hayali sevgiliye yazılan şiirledir...

    Bu zamana kadar yazılmamış mektuplarımı sana adamak istedim.
    Onca zaman gece yatağımıza yatıp aynı yıldıza bakıp iç çekmişliğimiz vardır.
    Ahmed Arif’in dediği gibi canım benim bilir misin? diye başlasam.
    Yok yok bilemezsin ki içimden canımın çıkıp sana koştuğunu.

    Sensizken yaşadığım özlemi tarif edecek biz sözüm yok lügatta
    Yine kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir yerdeyim.
    Dokunmadan, görmeden, sadece yıldızlara bakarak sevdim seni,
    Her gece bana göz kırpışlarındı halet-i ruhiyemi okşayan.

    Ahmed Arif’in dediği gibi adamım;
    Aşık olmak kırmamak, üzmemek belki de zamanı geldiğinde kaybetmektir.
    Haberin olmadan seviyorum seni.
    Bağırıp çağırmadan, yırtınmadan, usulca..
    Belki bilsen seni ne çok sevdiğimi, sevemezdim seni özgürce.
    O kadar özgürüm ki yokluğunda çekip alıyorum elimi her uzattığımda…

    Ve gözlerin gece bakışlı adam...
    Gözlerim gözlerinle buluştuğunda, utangaçlığından sığınacak liman arıyor.
    Ben hep yazarım böyle…
    Sana, sensizliğime, belki de hiç kesişmeyecek kaderimize.
    Ahmed Arif’in dediği gibi adamım;
    Kendine iyi bak, bir daha hiç bir ana doğuramaz seni…
    0 ...
  32. 5339.
  33. (bkz: #37917684 burada bir adet bulunan şiirdir.
    1 ...
  34. 5340.
  35. Bir kâlp ki göğsümde, hiçliğe vurgun,
    Saklar yüzünü usulca, kollarında karanlığın.
    Ey odamdaki çiçeklerim! Birer birer solun,
    Bir sonraki o beyaz şafağa varmaksızın.

    Sanmayın ki içimde bir çocuk sevinçle koşturuyor,
    Bilâkis bir tabut var, sessizce uzanıyor,
    Saklıyor bedenimi, kollarında karanlığın.
    7 ...
  36. 5341.
  37. ilkbahar olmaya yeltendim bu kış
    Bu yüzdendir bir kenara savrulmuş hallerim
    Üşümüş, mosmor olmuş ellerim
    Boyumdan büyük işlere kalkışmışım çünkü
    Şimdi ise oturmuşum bir kaldırım taşına
    Ağlıyorum kar taneleri eşliğinde
    Oysa çiçek açmak ne de yakışırdı bana.
    6 ...
  38. 5342.
  39. Bir kainât akıyor, şu sızlayan körpücüklerimden,
    Her kirpiğim ıslak ıslak buna yas tutmakta.
    Kalbimdeki ölü kelebek, geçip de gözlerimden,
    Kendi mezarımın üzerinde tatlı tatlı uçmakta.
    8 ...
  40. 5343.
  41. bıraksa aklım savaşı bu sonsuz davayla
    zar zor yanan sokak lambam sönse artık,
    tıkansa şu soluğum, dursa kalbim sırayla
    dünya en fazla kazanır fazladan bir artık.

    ah! bir tabutun içinde uykuya dalsam,
    tüm kötülüğü içimden toprağa salsam.

    -kâfi.
    2 ...
  42. 5344.
  43. Şu soluk zihnim, eski bir tozlu sandık,
    Kaburgalarım, kalbimi perdeleyen bir pelerin.
    Gözyaşlarım! Bilin ki benim atim karanlık,
    Siz de parkelerimde bir bir silinin.

    Sonbahar bekler, yastığımın altında,
    Ve beni ezip geçen yalnızlık karşısında,
    Kalp atışlarım! haydi siz de eğilin.
    2 ...
  44. 5345.
  45. Ayrı dünyaların aynı insanlarıydık
    Bir yansımaya aşık oldum ben
    Suya düşmüş bir yansıma
    Hayaller gibi
    Bir gölgeyi sever gibi
    En karanlık hallerimi sevdim
    Seni sevdim

    Farklı boyut aynı an
    imkansızdı
    Bir o kadar gerçekti
    Yaşadım, yaşadım.
    Doyasıya değildi belki
    Ama yudumladım her iki bardaktan da
    Kurumuş boğazım
    içimi yeşerten
    Bir başka ben, sen
    Neydi adın sahiden
    Suya düşmüş ben
    3 ...
  46. 5346.
  47. 5347.
© 2025 uludağ sözlük