benim yalnızlıgımın gölgesi oldun,
senoldun.
ismini bile ögrenemeden gitin sen.
belki bana yakışmaz,
karanlıga,yalnızlıga yakışmaz.
ama niye bırakıp gittin sen.
seni daha yeni bulmuşken.
bulmuşlugumu zannetmişken.
keşke bırakmasaydın beni be sen.
ah keşke sen belkide,
sen keşke beni brakıp gitmeseydin sen.
sacmalatın gene sen.
etme be ......sen.
gece iniyor yüreğime
sen ve diğer karaltılar
yoğun bir coşku
depresyon yakasında
yalnızlık dizboyu
rüzgarın dövdüğü sokaklarda
seni görüyorum
eski bir aşk
kısa bir veda
koyu bir kahve
iyi gelir şimdi bana
başımı eğip gider
ardından şiir yazar
şair olurum
yüreğimdeki mısralarla süslerim
sana olan hasretimi
rüyalarıma sokarım
sadece rüyamda
aşka olan özlemimi
hasretimi dindiririm
dinlerim seni, şarkımızı
ruhumun en güzel yerine koyar seni
seni severek yaşarım ben
sözlerin gelse de dile
acıtsa da bu yüreği
su serper aşkın
köz olur kalır bu bedende..
asker oldu..
Ah Ankara iskenderun
kırmızılı şefim asker oldu
Hakkari'ye düştü yolu
kırmızılı şefim asker oldu
Dönüp ardına bakışın
Yürekleri dağlayışın
Sarılıpta ağlayışın
kırmızılı şefim asker oldu.
bana hayat nedir diye sorsan bir bok bilmezdim
hayat neymiş ne değilmiş senden sonra öğrendim
ruhundaki zarı diktir diye söylemişti norm abi
dinleseydin keşke bak delik deşik oldun şimdi
yıllarca bomboş dolaştım sokaklarda
ruhuma bir eş araya araya dolaştım
kimse yoktu biliyor musun?
ama yolun ortasında sen vardın
gittim sana çarptım salak gibi
çölde su bulmuş gibi sevindim
yanlıştı bu hareketim kabul ederim ama
bilmem nasıl oldu da senden nefret ettim
yakınımda dolaşma elektrik yüklüyüm
senden bir şey bekleyen yok zaten sömürüldüm
sayende hayattan bezdim be gülüm
merak ettim acaba ölsen üzülür müyüm?
bir tiyatro oyunuydu sanki
perde aralaninca bedenim titrerdi
kalbim sufleyi verirdi ama
dilim hep yanlis zikrederdi
cift kisilik bir gosterinin oyuncusuydum
yazan ben oynayan ben izleyen sen
hey moruk!
çak bi bira bak keyfine...
başlatma şimdi bu dünyanın
tasasına
derdine
dalga sesleri mi dersin
yoksa martılar mı
yada onlar gibi bir şey
yok lan dedim kendime
o başka bir şiirdi işte...*
dekadans:
isyan değil bu yalanımsı
yalan olsa işi ne?nerde?
gerçekten nerede ya bu?
dün görmediniz mi karşımda?
hani pis pis sırıtan,
göz kırpıp kaçan
ama o şeytan tüylü
kendini bana sevdiren
sanki buna çalışan...
nerede o sevdam benim?
ben biliyorum da aslında
rol yapıyorum gerçekte...
gerçek yaşam rol oldu bu sahnede
ne bu drama mı, trajedi?
ne?nerede?
bırak düşsün dibine
sevdan girer yoluna
epeyce bir süre
çektirir bu drama
ne?nerede? **
kabul etmesen de olur:
titremesin ellerin,
beklemem de zaten.
görebiliyorum bazen bazı şeyleri
münzevice çekildiğim
fildişi kulemden...
gerçekten yalnızlık paylaşılmıyor,
yorgunluk da öyle.
her koyun kendi bacağından asılıyor...
bir savaş bu yaşam,belki de ağır
evet,evet ağır toplarla saldırılıyor
ama kime,niye?
bence bilinmeyen ülkenin
tanınmayan prensesine...
verebilseydim keşke
elimdeki özgürlükleri,
saçabilseydim...
çılgınca...
ama ne var biliyor musun?
ben de bu savaştayım.
amacım ise yenmek ya da yenilmek değil
bırakıp akışı,kabullenmek.
istek uymuyor sürece
ama ne çare!
bak!general uyarıyor;
bilinmeyen ülkenin
tanınmayan prensini:
uyan komutan,
gel kendine...
ve toparlanma süreci başlıyor
anlayacağın,
saf tutmak gerekiyor....
işin trajedisi nerde biliyor musun?
bu savaşta yalnız değiliz.
nesi mi kötü?-beraber de savaşmıyoruz
istemiyoruz ortak zafer ya da yenilgiyi.
bırakıyoruz olayı akışına.
ama tabi,ne olay akıyor ne biz değişiyoruz!
en büyük hatayı bence burada yapıyoruz.
ama tabi bu savaşta,
ne beraber savaşıyoruz,ne de yalnızız...
çözüm ise şöyle geliyor gene:
madem ki ortak değil alanımız
savaşmayalım aynı arenada
gldyötörlüğümüzü ayıralım
yüzyıllardır ayrı olan...
korkarım ki prensesim,
bu durumda,
ne sizle-sizle beraber
ne de sizsiz-size karşı
savaşabilirim.
destan biter,kahramanlar yok olur
ama içlerinde bir huzur,
bir telkin egemendir hala.
olan sadece destancı halka olur..... *
göz yaşları icinde ugurlarken seni,
biliyordum bir daha dönmeyecegini.
bile bile ben dönmeyecegini,
bekledim seni.
aksam oldumu hasretler cöktümü,
çok bekledim seni.
bile bile gelmeyecegini.
bekledim seni.
sen cok beklettin beni.
o zifiri karanlıgın içindeyken ben,
nerden tanıdım seni ben.
hiç bir şey istemedimki senden.
o sıcak gülümsemenden,
seni seviyorum demenden.
başka ne istedimki ben.
sence çokmu şey istedim ben.
ama vermedinki sen,
aman be vermezsen verme sen.
bulurumki yeni birini ben.
inanmazsan inanma sen.
bende inanmadım zaten.
seni seviyorum ben...