katı kurallar
bitmeyen depresyon
yalancı güneş
aslında yok
kayıp bir şehrin sokaklarında
kuru gürültü
temiz hava
sarhoş edici
acı verici
yıkıp geçen
yalancı kasırga
sigara dumanını alıp götüren
benliğimden bir parça
aslolan nedir? diye sordum.
sorma, dediler.
neden? diye sordum.
elime bir boru verdiler.
dedim ki, nedir bu boru?
cevap verdiler
sordun ya soruyu. al bu da, bonusu...
bulutlardan damlayan kanla
ıslanan karanlık bahçem
harekete geçmek için uyumamı bekler.
kanla beslenir çiçek kamuflajlı kelebekler.
ben uyuduğumda beynimdeki kıvrımlar
vampirlerin tecihi konforlu tünekler.
uyumak istemiyorum artık anla.
artik uyku mechul gemiyle giden bir yolcu
ruyalar ise onun yaninda bir valiz
uyku gider bilinmez bir istikamete
uzerinde bir mezar tasi ile şaşar bu ahvale
şaşmasin da ne yapsin?
hayatin kanunu nizami bu
masallar anlatip uyutamazsin
gayya kuyularinda merdivensiz kalmis uyku
önce rüyalar ölür
sonra da uykular ölür
en son insan ölür
uçsuz bucaksız gök
mavi ve yeşilin seviştiği deniz
sapsarı bir çöl
uzaklar
sessizlik getirdi hepsini bana
gözlerim ararken
taze bir hayali
gözlerime perde indi
özgürüm
anlıyorum
uzun yolları
hayallerin kovaladığı
acı bir tonda
nereden baksan
o kadar uzak
sevgili
Yıkıldı yüreğimdeki bentler
Çağlayanlar gibi akıp gitti sevgiler
Bir boş kalp kaldı geride
Birde anılar
Dönüp bakılmayacak yeniden geriye
Ama anılar asla terk etmeyecek hafızaları
Meğerse ayrılık dost
Anılarsa düşmanmış bize
Neden mi?
Hatırlatır her gecenin sessizliğinde
Seni bana
Yorganım olur acılar benim
Kıvranır dururum sabahlara kadar
Başlar hiç sevmediğim keşkeler
Keşke dökülseydi anılar yerlere
Kalsaydı sevgiler
Paylaşmak isterim acılarımı
Atarım kendimi gecenin buğulu karanlığına
Yakamozlar dans eder benim için hüzünle
Dalgalarsa söyler ayrılılık türkülerini
Dilek tutarım yıldızlardan
Ama kaymaz yıldızlar bana inat
Uzanırım kayalıklara beklerim sıcak bir sevgi
Belirir güneş gökyüzünde yavaş yavaş
Beni ısıtmak için bir yudum sevgi gibi
Isıtır sadece dışımı belki
Ama yüreğim kutuplar gibi
O güneş var ya sıcak bir dost
Kaybeder yakamozları
Susturur denizin ayrılık türkülerini
Sorarım ona kaç yürek boşaldı yine bu sabah
Benim görevim sıcaklık der güneş
Sen onu gecenin sessizliğine sor
Acı çeken yüreğinle
Gel yine sahile bu gece
Anlatsın yine dalgalar türkülerinde
Yıldızlar kaymasın dilekler için sana inat
Ve yakamozlar hüzünle dans etsin
Ayrılıklar için
Ama geceler olmasın ayrılıkların sebebi
Yaşanmasın sevgiler ayrılık olacaksa
Yaşanmasın sevgiler anılar kalacaksa
gönderirim seni fezaya,
sinir ediyorsun beni beni
sen sinir ettin beni beni
seni fezaya fe fe fe
gö gö gö gönderirim
hahayt
ajdardır benim idolüm
anık anıktır libidom
herkes tanır beni
ben süperstarım
tarım tarım starım
haydi tarım yapalım
sen sbeze ek ben meyve
şapır şupur yiyelim!
ben seni rüyamda tanıdım ey peri,
güneşin doğmasına 5 kala bir sahilde
yokken denizden başka tutunacağım
tutmam için uzattın ellerini,
bir gün seni elbet bulacağım
tutunca ellerini tanıyacaksın beni.
şu yaşadığımızdan daha mı yalandır
sabah uyandık ve bitti diye rüya,
belki de gerçek olan mecazlardır
alegori dediğimiz asıl gerçek dünya.
dünyanın bana anlatılandan farklı olduğunu farkettim
farkettiğim gün savaşı kaybettim
daha başlamadan kaybetmişim
bak bunu farkedemedim
farketseydim,
zaten mücadele etmezdim
teslim olurdum düşmana
razı olurdum sonuma
geberir giderdim bir kuytuda
kimse de bilmezdi adımı
kimse söylemezdi adımı
kimse anmazdı beni
gerek de yok ki
arkamda biraktiğim kasvetli
ve bozuk parke taşlı yol elveda.
biliyorum o yoldan gecerken cok eşeklik yaptim
kah yagmurlarda sortla geçtim
kah güneş cayır cayır kovururken pardesüyle geçtim
gün oldu bazen aylak bir kumarbaz gibi
son meteliği umarsizca harcadim
gun oldu param varken yemedim
ne yaptiysam yaptim hiç birinden pisman değilim.
yapmam gereknleri yaptim sadece.
olmasi gerekenleri.
bazı zamanlar sarhoş bir siritmayla sana nanik yaptim
bazi zamanlarda ise ödüm bokuma karisti senden.
ama bunlarin bir önemi yok artik.
işim bitti artik benim senle.
eski bir elbiseyi atarmis gibi atacagim seni
pek pek ortadan cart diye yirtilmis fotonu görünce anicam seni
belki o sirada içiyorsam adi bir şarap bir kadeh kaldiracam
dışarsı zifiri karanlık şimdi,
ama benim kafam aydinlik içinde.
ne yaptiğim degil ne yapacağim önemli
bu saaten sonra.
ve ben ne yapacağimi iyi biliyorum.
bilirsin benim kafam iyi çalısır
kolay kolay avlanmam
pratik zekam yuksektir
ve kahrolasica bir hitabet yetenegim vardir.
evet ufaktan ufağa hazırlık yapmanin vakti geldi
ve beni beklemez o gemi bilirsin
ama ne koyuyor insana biliyor musun?
aman boş ver artık olan oldu
falan filanmişla uğraşmanin bir alemi yok artik
evet artik bir şeyler bitti.
ne demiş şair;
''souvent, pour s'amuser, les hommes d'équipage
prennent des albatros, vastes oiseaux des mers,
qui suivent, indolents compagnons de voyage,
le navire glissant sur les gouffres amers .
a peine les ont-ils déposés sur les planches,
que ces rois de l'azur, maladroits et honteux,
laissent piteusement leurs grandes ailes blanches
comme des avirons traîner à côté d'eux.
ce voyageur ailé, comme il est gauche et veule !
lui, naguère si beau, qu'il est comique et laid !
l'un agace son bec avec un brûle-gueule,
l autre mime, en boitant, l'infirme qui volait !
le poète est semblable au prince des nuées
qui hante la tempête et se rit de l'archer;
exilé sur le sol au milieu des huées,
ses ailes de géant l'empêchent de marcher.''
yani adios amigos
ciao de bana
.........
haydi ciao
kağıtlar dağıltılmış
elimde bir dam per sadece
solumda oturanda döper var
sağimda oturanın elinde bir şey yok
karşimdakinin elindeyse full var
sira geldi kagit değisimine
solumdaki 2 kaat aldi
karsimdaki ise 3 kaat aldi
sağimdaki 4 kaat istedi
bense perleri de verip 3 kaat aldim
elime full kagit geldi
solumdaki artirdi
karsimdaki gördü artirdi galiba kare yapti
sağimdaki pas dedi oyundan çekildi
bense onlari gördüm oyunu 5 pot artirdim
solumdaki pas dedi cekildi
karşimdaki ise artirmami gördü ve oyunu yukseltti
bense bir delilik yaptim rest cektim
karsimdaki restine rest ulan demedi diyemedi
pas dedi ve çekildi
masadakilerin hepsini aldim
kaç defa daha perlere rest çekecem daha?
ne yapayim
kagitlari tekrardan kardim
ve oyun tekrardan basladi
galiba karşimdakinin eli bombok ve
aha elimde kare as var!
Ben korkuyorum sessizlikten.
Kendi sessizliğimden...
Bir itfaiye ekibine benziyor o zaman içim
Birbirine çarpan insanlar,
Çığlıklar,
Duman...
Serzenişime isim koyamıyorum.
Bir tek kalemim anlatırken bu alengirli boşluğu
Sesim dikiz aynasından bakıyor hayata...
ben korkuyorum sessizlikten
kendi sessizliğimin gerisinden...
agzimda sigaramla
cat cat eden
klavye seslerimi dinliyorum
disarsi kapkaranlık
fikretin dediği gibi
hayat bu galiba
bir pazar gecesi
huzur içinde
oturabilmeyi haketmek
gerisi boş
hesaplar kapandi
dava dosyasinin uzerine
karara varilmiştir mührü vuruldu
artik bundan sonra
her şey viz gelir
evet nerde kalmiştik
vallahi unuttum
en iyisi biraz sardalya yiyeyim
sizin için istikbal olan şeyler benim için mazidir
gökteki yıldızlara veririm senden kalan ışığımı
gönlümde son kalan umutlarımı
sensiz yarım kalan ömrümü
vakitli vakitsiz kanayan yaramı
sensiz geçen günlerimi
başımdan attığım dertlerimi
alsında daha çok umut olsun diye
gökteki yıldızlara veriyorum seni
senden yarım kalan hayatıma dair
herşeyi..
benimle bensiz yaşama diye
seni sana veriyorum
bir başka bedende can bul diye..