liselerde (fen liseleri hariç) ikinci yılla birlikte öğrenciler sayısal alan, sözel alan ve eşit ağırlık alanı olmak üzere bir bölüm seçerler. sayısal alandaki öğrenciler biraz daha başarılı ve zeki, eşit ağırlık alanındaki öğrenciler ise zeki başarılı fakat daha az çalışkandır. ama sözel bölümdeki öğrenciler için ise hem zekadan hem de başarıdan yana bir fire vardır. genellikle ailelerde hiçbir şey olamıyorsa bari sözelci olsun mantığı vardır. zira ailelerin de evlatlarını bu bölümde okutmama isteği bölümün kronik başarısızlığından ve ona hak tanınan dalların yetersizliğinden dolayı ortaya çıkmaktadır. kısaca sözel bölümü öğrencilerinin zeka seviyelerini; devlet eliyle düşürülmeye zorlanan bir skorlama olarak tanımlayabiliriz.
edit: imla (oyuncu değişikliği; tanılan çıkar, tanınan girer)
hiç değilse "tanınan" yazarken "tanılan" şeklinde bir hatayı yapmayacak kadar dikkat seviyeleri yüksek bireylerdir.
sözel bölümü öğrencilerinin zeka seviyelerine ithamda bulunan yazar kişisi, edebiyat öğretmenlerimizin de zeka seviyelerinin oldukça düşük bireyler olduğunu vurgulamaktadır. zira bırakınız liseyi, üniversitede yıllarca sözel okurlar.
2 ile 2'nin sonucu değildir hayat; iki kelimeyi biraraya getirebilmektir önemli olan.
kelimeleri yanlış kullanıp bir de virgülü eksik bırakırsan tüm hayatın değişir.
oku baban gibi eşşek olma. bir şeyler çağrıştırdı mı?
zeka seviyesi ortalama olarak sayısalcılardan daha düşük olabilir , ancak bu onları düşük zekalı olduğu anlamına gelmez. çoğu sayısalcı tarih ve coğrafya kavramlarındaki ezber bilgiyi ezberleyemezken sözelciler bu konuda daha başarılıdır . ancak sözel öğrencilerinin de analitik düşünce gücü sayısalcılardan düşüktür.
sözel ve sayısal zeka diye ikiye ayırırsak, sözel öğrencinin de sözel beyni güçlüdür o halde o da zekidir. zeki olmak demek fizikçi ya da matematikçi olmak demek değildir tabii. sözelciler ayrıca en zeki insanlardır da, bizim gibi tıp fakültesi isteyip de atom fiziği öğrenmiyorlar, kullanacakları dersleri görüyorlar. türkiye'deki sözelci sayısının da azlığı kendilerine fırsat yaratıyordur (çalışan zekiler için sözlerim).
onu bunu bırakın da, sırf fen bilimlerinden kaçmak için ea seçen öğrencilere ne demeli? tabii ki ülkemin eğitim sisteminin ne denli dandik olduğunun kanıtı denilmeli.
düz liseler hariç, diğer bölümlerde okuyanların zeka seviyesiyle, aralarında bir fark olmayandır. düz liselerde 9. sınıftaki not ortalamana göre istediğin bölümden çok istenilen bölüme yerleştirilirsin. ortalaması 2.5i geçmeyen öğrenciler sözel bölüme mahkumdurlar bir yerde. bu sebepten düz liselerde 25 tane sözel sınıfı varken 4er tane eşit ağırlık ve sayısal sınıf olmaktadır. bu sebepten düz liselerdeki öğrenciler genellenerek daha tembel öğrenciler sözelde olduğu için sözel bölüm daha az zekilerin yeridir gibi bir anlayış geliştirilmektedir toplumda. fakat kişinin tembel olması daha az zeki olduğu anlamına gelmeyeceği gibi zekanın boyutlarını da görmezden gelmemek gerekir. zekanın 8 boyutu olmakla birlikte bunun içinde 6 ayrı zeka boyutunun yanında sözel zeka ve sayısal zeka da yer almaktadır. kişinin yeteneğini belirleyen unsur bu zekayla ilişkilidir. yeteneğinin yanında kişinin bu alana ilgisi de varsa gayet başarılı olabilir. bu sebepten yanlış inanışları yıkmak önemlidir. kaldı ki artık sadece sözel bölümden öğrenci alan üniversitelerin önemli bölümleri vardır. kişi hedefleri doğrultusunda seçebilir. son olarak zekanın bölümleri demişken halk arasında ticaret kafası var dedikleri tiplerin gerçekten bu yönde zekalarının oldukça gelişmiş olduğu ama aynı zamanda okul yıllarında başarısız bir öğrenci oldukları durumlar hepimizin gözünün önünde vardır. bu sebepten tembel öğrencileri de daha az zeki diye görmemek gerekir.
bir kaç integral sorusu çözen aynştaynların aşağıladığı seviye. ne gerizekalı arkadaşlarım matematik sınavınlarından 99a bile düşmeyerek liseyi bitirdiler, ne süper zeka arkadaşlarım da dışarıda serserilik yapıyorlar. zekayı kılda, tüyde, tüysüzlükte arayanlar da var be sözlük; buna da şükür.
eğer lise 2 de sayısal sınıfta olup , son senede sayısaldan sözele geçerse tam olur **.ayrıca, sayısaldan sözele geçince sözel kek gelmektedir.bu da bir gerçek.aslında bu söylentinin çıkmasını sağlayan şey öğrencilerin zeka seviyesi değil, onları biraz zorlamaya yönelik felsefe dersi dışında adam gibi bir ders olmamasıdır.o ders de hocanın insafına kalmış, eğer kıl bi hocaya gelirseniz o derste de uyursunuz.uyumaya alışınca da okulda zombi modunda gezmeye başladığınız için birileri gerizekalı sanabilir, normaldir, vardır öyle bir tipiniz.
şu bir gerçek ki iyi bir sayısalcı bir sözel öğrencisiyle yarışabilecek seviyede sözel de yapar ancak bir sözelci ortalama bir sayısalcıya yaklaşamaz bile. ancak bu onların zeka seviyesinin ölçümü değildir. nihayetinde zeka sadece derse kafa basmasıyla ilgili değildir. ilkokul mezunu olan ahmet nazif zorlu'nun emrinde şu an nice master doktora yapmışlar vardır ve bu adam öyle babadan kalma parayla değil sıfırdan gelmiştir o noktaya. kafası türev integralden başka bişeye basmayan, insan içinde iki kelimeyi bir araya getirip de cümle kuramayan bir sürü mühendis tanıdığım var. sözelcilerin tek sorunu seçtikleri bölümün şartları çok zor ve iş olanakları azdır. bir yerlere gelebilmek için bir sayısalcıdan çok daha fazla gayret göstermeleri gerekmektedir.
"diğer insanlarla iletişim kurma konusunda diğer bölümlerin öğrencilerinkinden yüksek olduğunu genel anlamda söyleyebiliriz" şeklinde tanımlaya bileceğim bir seviyededir.
Sözelin en yüksek hedefi elinde sonunda öğretmen olmaktır
sayısalcıların iyi puan alamayanları Fen-edebiyata gider ,elinde sonunda öğretmen olur . (bkz: sistem)
sayısal bölümü ya da eşit ağırlık bölümü öğrencilerinin zeka seviyelerini tartışmak kadar saçmadır. bir insanın sayısal zekası varsa sayısal seçer, sözel zekası varsa sözel seçer, her ikisine de eşit varsa eşit ağırlık seçer.
edit: eksileyen arkadaşım sana göre bi bölüm daha açılmamış anladığım kadarıyla.
matematiğin zeka ile ilgili değil de yetenek ile ilgili olduğu bilimsel olarak kanıtlandığından beri düşük düşüktür denilemeyecek bireylerin okuduğu alanın zeka seviyesidir.
genel sanının aksine sayısalcılardan daha yüksek olan seviyedir. çünkü ortalama bir sayısalcı karşısına gelen problemi çözerken soruna bakar, o sorunun oluşması durumunda uygulanacak olan önceden öğrenilmiş formülü hatırlar ve uygular. buna karşılık ortalama bir sözelci karşısına bir problem çıktığında soruna bakar, analiz eder, çözüm için kendi formülünü oluşturur ve uygular.* daha yaratıcıdır anlayacağınız.
genelleme yapılmaması gereken zeka seviyeleridir. her bölümde olduğu gibi üst seviyede olanıda vardır alt seviyede olanıda.
genelleme yapılacak bir konu varsa o da sözel öğrencilerinin genel kültür birikimlerinin diğer bölüm öğrencilerinden fazla olduğudur. onlar x ler y ler hedeler hödöler arasında kaybolurken sözel öğrenciler kendilerini sosyal ve kültürel alanlarda da geliştirirler.
zeka bir değil, birçok ayrı özelliklerden oluşan bir özellikler bütünüdür. sözel öğrencisinin de, sayısal öğrencisine göre sözel zekasının daha fazla gelişmiş olduğu varsayılır.
zekayi cetvelle olcerler... sifir ve yuz cm arasinda gidip gelir ogrencilerin zekalari...
ve tum mal varligini matematik ogretmenlerine vermeye hazirdir kimi aileler...
bu ulkede matematikten 100 alan ogrenci damizlik hayvan muamelesi gorur.
70'in altindakilerine ise 'sozel bolumu ogrencilerinin zeka seviyeleri' denir.
oysa su derindir; 100 cmlik cetvel somurgeci egitim politikalarini olcemez.
sonra dershaneye gidememis; matematik ogretmeninin araba taksitine destek olmamis ogrenciler suclanir. bir de zekalari dile pelesenk olur...
not:matematik ogretmenleri eksileyin, en iyi bildiginiz sey.
sözel bölüm çıkışlıyım doğrusu matematik fizik kimya ve biyolojiden liselerarası yarışlarda aldığım madalyalar sayesinde geçerdim ama zeka seviyesini sade matematik çözmekle sayısal okumakla ölçemezsiniz şuan lisedeykene sayısal okuyanlardan daha çok kazanıyorum eğer kıyassa ,ben o zaman gitar çalardım hiç gitar çalan sayısalcı yoktu,ağzım fena laf yapar herkese giderim vardı benle yarışa girecek sayısalcı yoktu,velhasıl zeka okulla indirgenemez bizim sülalede benim tersime herkesin matematiği süperdir kardeşim öss de matematikleri full çekti peder keza öyle amca mühendis ama hiçbiride beim kadar konuşma yeteneğine sahip değil herkes okuduğu okulla bölümle zeka kıyaslamasına sokulamaz ne diplomalı eşşekler var.
sözel öğrencisi değildim, önce bunu belirtmek istiyorum.
makara olsun diye girdiğim bir sözel dersinde yaşananlar :
-hoca
+öğrenci
^ben
hoca sınıfı bastıramadığı için sinirlenmiştir. biz zaten arkada muhabbetin gözüne vurmuşuz, olaylar gelişti:
-olm, dinle lan artık burayı, salak herifler!!
^hocam ayıp oluyor ama salak malak, hem beğenmiyorsunuz hem de salak dediğiniz kitleye hitap ediyrosunuz!!
-çok konuşma sen!! o kadar salaksınız ki yüzünüze tükürsem yağmur yağdı diye şükredersiniz. allah akıl dağıtırken siz nerdeydiniz, gerizekalılar..
^ben size beş çayına gelmiştim, nasiplenemedik işte.
-step back!! çık dışarı, doğru sınıfına!! bunların arasında sen de aptallaştın iyice.
+hocam aptal aptal diyorsunuz da, en makara sınıflar sosyal sınıfları, en kaliteli espriler sosyal öğrencisinden çıkar, mizah için zeka lazım!! hepimiz birer cem yılmaz ız * ona göre konuşun yani!!
- !''^^+++%&&//((&%++^ *
edit : te allaam ya, olm mal mısın?? okudun mu da eksiliyorsun?? hadi eksileyenlerden biri beni hiç yanlız bırakmayan seri eksi oy veren ibnem..
ne yani kalkıp sözel öğrencileri salak olur, mal olur diye gtümden tespit yapsaydım aferim bravo mu dicektin??? ne haliniz varsa görün lan!!
insanları kategorize etmenin başka bir yoludur.çoklu zeka kuramından bir haber yaşamak, basmakalıp yargılara göre insanları değerlendirmek ne kadar doğrudur ki? iki şıkkı işaretleyip, kendini zeki sanan insana sormak lazım: 'var mı icat ettiğin birşey, ortaya koyduğun herhangi bir düşünce ?' *